Ana Sayfa Bilgi Bankası

6 Ocak 2011 Perşembe

Uygurlar

UYGURLAR, 745-840
arasında Orta Asya'da egemenlik kurmuş bir Türk topluluğudur. Uygurların adına daha eski dönemlere ilişkin Çin kaynaklarında rastlanır. İlk kez 5. yüzyıl­da siyasal bir birlik oluşturmayı başaran Uygur boyları daha sonra Tölesler'in arasına karışmışlar, 6. ve 7. yüzyıllarda Göktürklerin egemenliği altında yaşamışlardı. Uygurlar bu dönemde Göktürk egemenliğine karşı çıkan Karluklar, Basmıllar gibi Türk topluluklarıyla işbirliği yapmışlar, Çinliler'le de iyi ilişkiler kurmuşlardı. 8. yüzyılın başında Göktürk egemenliğini sarsacak boyutlarda ayaklanma­lar düzenleyen Uygurlar, Bilge Kağan'ın ölü­münden (734) sonra karışıklık içine düşen Göktürk Devleti'ni yıkmak için çabalarını artırdılar. Uygurlar, Basmıllar ve Karluklar'la anlaşıp 742'de Basmıl başbuğunu kağan ilan ederek Göktürk egemenliğine son verdiler. 745'te de Uygur Başbuğu Kutluğ Bilge Kül kağan olunca Göktürk topraklarında Uygur egemenliği başladı. Basmıllar ve Karlukların da katıldığı bu devletin içinde bir süre Oğuz­lar da yer aldı. Kutluğ Bilge Kül'ün ölümün­den (747) sonra başa geçen Moyun Çur (Bayan-Çur) başka Türk topluluklarını da Uygur egemenliğine bağladı. Ama, 751'deki Talaş Irmağı Savaşı'nda Arap ordusu Uygurları ve müttefikleri olan Çinlileri bozguna uğratınca Tarım havzasında yaşayan Karluk­lar bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Uygurlar bundan sonra egemenlikleri altın­daki Türk topluluklarıyla gittikçe büyüyen anlaşmazlıklar içine düşmüş, ilişkilerini daha çok Çin'le geliştirmeye çalışmışlardır. Uygur­lar'ın Çin'le olan ticaret ve kültür ilişkileri sürekli gelişme göstermiş, siyasal ilişkiler ise zaman zaman sertleşmiştir. Çin'le iyi ilişkiler kuran Bögü Kağan'ı (759-780) öldürüp başa geçen veziri Tun Baga Tarkan (hükümdar olunca Alp Kutluk Bilge Kağan adını almış­tır) döneminde Çinliler'le sürekli savaşmak­tan yana olan Oğuzlar tasfiye edilmiştir. Bundan sonra Alp Kutluk Bilge Kağan'ın soyundan gelen Uygur hükümdarları Çinliler' le iyi ilişkilerini sürdürmüş, daha çok, büyük bir tehlike oluşturmaya başlayan kuzeydeki Kırgızlar'la savaşmışlardır. 794-805 arasında hükümdar olan Kutluk Bilge Kağan Kırgız- lar'a ağır darbeler indirmiştir. Kutluk Bilge Kağan'dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Hasar Tegin (Ay Tengride Kut Bolmış Bilge Kağan) (831-832) ile Hu Te-le (Ay Tengride Kut Bolmış Alp Kulug Bilge Kağan) (832-839) dönemlerinde Uygur yönetimi iyice Çin'e yaslanmıştır. Kırgızlar 840'ta başkenti Karabalgasun'u ele geçirerek Uygur Devleti' ne son verdiklerinde Uygurlar'ın önemli bir bölümü Çin'e sığınmıştır. Burada yeniden örgütlenen Uygurlar (San Uygurlar), 856'da Tarım havzasında bir devlet kuran ana kola bağlı olarak 1028'e kadar varlıklarını sürdür­müştür. Turfan Uygurlan olarak adlandırılan ana kol da 1209'da Cengiz Han'a bağlanmak zorunda kalmıştır. Her iki Uygur topluluğu da bu süre içinde Çin'le iyi ilişkiler kurmuş, barışçı bir siyaset izlemiş, tarım ve ticarete önem vererek büyük ölçüde yerleşik yaşama geçmiştir,
Uygurlar her türlü kültür etkisine açık bir topluluk olarak dikkati çekerler. Başlangıçta çoğunluğu Gök Tanrı ve Şamanizm inancına bağlıyken Bögü Kağan döneminden başlaya­rak Manicilik de hızla yayılmış, bunu Hindistan-Tibet yoluyla gelen Budacılık izlemiştir. İslam dini 10. yüzyılda Uygurlar aracılığıyla Çin'e girmiştir. Kültürleri de bu etkiler altın­da biçimlenmiştir. Sogd kökenli ayrı bir alfa­beleri olan Uygurlar birçok kitap ve yazılı belge bırakmışlardır. Çinliler'den aldıkları kâğıt yapımı ve basım tekniklerinin Araplar yoluyla batıya aktarılmasında da Uygurlar'ın büyük rolü olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder