Ana Sayfa Bilgi Bankası

31 Ocak 2011 Pazartesi

PRENS ADALARI


PRENS ADALARI, Marmara Denizi'nin ku­zeydoğusunda, İstanbul kentinin Anadolu ya­kası açığında yer alan ve dokuz adadan oluşan bir takımadadır. Kentin Anadolu yakası kıyı­sına paralel olarak kuzeybatı-güneydoğu doğ­rultusunda dizilen ve kısaca Adalar diye adlandırılan bu takımadalardan en büyüğü Büyükada'dır. Öteki sekizi ise Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Kaşıkadası, Tavşan adası, Sedef adası, Yassıada ve Hayırsızada olarak da bilinen Sivriada'dır. Adalar, yönet­sel açıdan İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Adalar ilçesinin merkezi Büyükada'dır. İstan­bul Büyük Şehir Belediyesi sınırları içinde bulunan Adalar'ın yüzölçümü 11 km2'dir. Nüfusu ise 1985'te 14.785'ti.
Adalar jeolojik yapı bakımından Kocaeli Yarımadası'nın bir parçasıdır. Yarımada üs­tünde aşınmaya karşı dirençli bazı kayaçlardan oluşan tepelik alanların Marmara Denizi' nin yükselmesinden sonra suyun üstünde ka­lan bölümleri takımadaları oluşturmuştur. Topraklarının genellikle kızıl renkli olması nedeniyle Türkler tarafından "Kızıl Adalar" olarak adlandırılan bu takımadalar, uzun bir süre "Papaz Adala­rı" adıyla da anılmıştır. Bunun nedeni, Orto­doks mezhebinde din adamı yetiştirmek ama­cıyla Heybeliada Papaz Mektebi adıyla 1844'te öğretime açılan okuldur. Bu adala­rın en büyükleri olan Büyükada eskiden Prinkipo ve Pityoussa, Heybeliada ise Halkis ya da Halki ve Khalkitis adlarıyla anılırdı.
Yassı ada uzun bir süredir askeri amaçla kulla­nılmaktadır. Sivriada ile Eşekadası olarak da bilinen Tavşan adası ise yerleşim yerleri olma­yan ıssız adalardır.
İlk kez Roma döneminde yerleşikliği bili­nen Adalar'da daha sonraki Bizans dönemin­de birkaç balıkçı köyü vardı. Bizans dönemin­de prensler ile prenseslerin buraya sürgün edilmesi nedeniyle "Prens Adaları" adıyla anıldı. Adalar, daha çok batılılar tarafından Prens Adaları olarak adlandırılır. Bu takım­adalar, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u alması sırasında Osmanlı topraklarına katıldı. Adalar'daki yerleşim yerleri birer balıkçı kö­yü olma niteliğini 19. yüzyıl ortalarında yitir­meye başladı. Bunun başlıca nedeni, 1846'dan sonra düzenli vapur seferleriyle Adalar'ın İstanbul kentiyle bağlantısının sağlanmasıydı. Bu yüzyıl sonlarında yavaş yavaş bir sayfiye yeri haline gelmeye başlayan Adalar'a, İstanbul'da yaşayan azınlıklar ile Türki­ye'de yaşayan ve levanten denen batılılar tarafından bazı bahçeli, yazlık konutlar ve köşkler yaptırıldı. Cumhuriyet döneminde varlıklı Türkler tarafından da sayfiye yeri olarak kullanılmaya başlayan Adalar, eski yapıları ve eşsiz güzellikleriyle İstanbul'un başlıca dinlenme ve gezi yerlerindendir.
Kızıl çamlarla kaplı bu takımadaların en yüksek noktası olan ve Büyükada'da yer alan 202 metre yüksekliğindeki Yücetepe'de bir kır gazinosu vardır. Aya Yorgi Tepesi olarak da adlandırılan bu yüksek noktaya açık bir havada çıkıldığında öteki adalar, Marmara Denizi, istanbul ve hatta Yalova kıyıları rahatlıkla izlenebilir. Son yıllarda deniz oto­büsü seferleri de yapılan Adalar'ın nüfusu yazlığa gelenler nedeniyle yazın birkaç kat artar. Adalar'daki başlıca gezi alanları Büyükada'daki Dilburnu, Heybeliada'daki Değirmen burnu orman içi dinlenme yerleri ile Burgazada'daki Kalpazankaya yöresidir. Yö­rük Ali ve Nizam adıyla anılan plajları olan ve eskiden tertemiz koylarında denize girilen Adalar kıyıları, son yıllarda Marmara Denizi'nde görülen kirlenmeden büyük ölçüde etkilenmiştir. Belediye hizmetleriyle öteki resmi hizmetlerin karşılanması amacıyla çalış­tırılanların dışında motorlu araç çalıştırılma­yan Adalar'da ulaşım faytonlarla sağlanır. Gezi amacıyla Adalar'a gelenler fayton turları ve çocuklar için büyük eğlence kaynağı olan eşek gezileri yaparlar.
Turizm açısından büyük değer taşıyan Ada­lar'da bazı önemli kurumlar da vardır. Bunla­rın başlıcaları, ülkemizin ilk sanatoryumu olan ve 1924'te açılan Heybeliada Sanatoryu­mu ile Deniz Kuvvetleri'ne bağlı Heybeliada Deniz Lisesi'dir. Ünlü edebiyatçılarımızdan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'da­ki, Sait Faik Abasıyanık'ın Burgaz adadaki evleri müze haline getirilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder