Ana Sayfa Bilgi Bankası

31 Ocak 2011 Pazartesi

PUŞKİN, Aleksandr


PUŞKİN, Aleksandr (1799-1837). 19. yüzyıl­da, modern Rus edebiyatının altın çağı Alek­sandr Puşkin'le başlar. Puşkin şiirleri, roman­ları, öyküleri ve oyunlarıyla kendinden sonra­ki kuşakları da etkilemiştir.
Moskova'da doğan Puşkin, köle olarak Rusya'ya getirilen ve sonradan I. Petro'nun ordusunda generalliğe yükselen bir Habeş prensinin torunuydu. Puşkin'in iyi bir şair olacağı daha okul sıralarındayken belli olmuş­tu. 1817'de liseyi bitirince, St. Petersburg'da (bugün Leningrad) dışişleri bakanlığında gö­rev aldı. İlk önemli yapıtı olan "Ruslan ve Lyudmila" (1820) adlı uzun şiirini bu sıralarda yazmaya başladı. Puşkin'in bu dönemde yazdığı
siyasal içerikli, özgürlükçü ve devrimci şiirleri daha basılmadan elden ele dolaşıyordu. Yö­netici çevrelerin sakıncalı bulduğu bu şiirler­den dolayı Puşkin 1820'de Rusya'nın güneyi­ne sürüldü. Sürgündeyken Kafkasya ve Kırım' ın doğal güzelliklerinden esinlenerek yazdı­ğı birçok şiir arasında "Kafkas Tutsağı" (1822), "Haydut Kardeşler" (1827) ve "Bahçesaray Çeşmesi" (1824) vardır. Daha sonra Odesa'ya giden Puşkin orada "Çingeneler" adlı uzun şiirinin bir bölümünü yazdı ve Yevgeni Onegin't başladı.
1824-25'te ünlü İngiliz oyun yazarı Shakes peare'in üslubunda bir trajedi yazdı. Boris Godunov adlı bu oyun 1831'e kadar yayım­lanmadı. Korkunç İvan zamanında geçen oyun Shakespeare'in Macbeth adlı trajedisine benzer.
Puşkin'in en ünlü yapıtı, koşuk türünde yazdığı Yevgeni Onegin adlı romanıdır. 1823- 31 arasında yazılan bu roman 1833'e kadar yayımlanmadı. Yevgeni Onegin derinliği, sa­deliği, düşünce bütünlüğü, özgünlüğü, hafif şakacı diliyle bir başyapıttır.
Puşkin'in öbür yapıtlarında, Rus halk ma­sallarına yaşamı boyunca duyduğu ilgi gözlenir. Bunlardan bazılarında, özellikle de çar ile alay ettiği ünlü masalı "Altın Horoz"da, yazarın sı­radan insanlara duyduğu yakınlık sezilir.
Puşkin'in sürgünden dönmesine izin veril­mesine ve St. Petersburg'da sarayda bir göre­ve atanmasına karşın, çar onun devrimci eğilimlerinden her zaman kuşku duydu. Bu dönemde kitaplar sansür ediliyor, yazarların üzerinde polis baskısı hiç eksik olmuyordu. 1837'de karısının onurunu savunmak için yaptığı düelloda aldığı yara nedeniyle öldü.
Puşkin dilinin güzelliği, insan zaaflarına karşı gösterdiği hoşgörü, çizdiği insan portreleriyle bugün de dünyanın en çok okunan yazarları arasındadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder