Ana Sayfa Bilgi Bankası

31 Ocak 2011 Pazartesi

PUL VE PULCULUK,Pulların Basımı,Pulların Yapımı,Ender ve Hatalı Pullar,Pul Koleksiyonu


PUL VE PULCULUK. Pul koleksiyonculuğu ve filateli olarak da bilinen pulculuk, sevilen bir uğraştır. Pulculuğa ilgi duyan çocukların birçoğu büyüdükten sonra da bu ilgilerini sürdürür. Çünkü pulculuk yetişkinlerin de ilgisini çeker.


Pullar, posta hizmetlerinin karşılığını öde­mek amacıyla mektup zarflarının üzerine yapıştırılan, bir yüzü zamklı küçük etiketler olarak ilk kez İngiltere'de kullanılmaya başlan­dı {bak. Posta hizmetleri). Başka bir ülkede pul kullanılmadığı için bu pulların üzerine İngiltere'nin adı yazılmamıştı. Bu uygulama İngiliz pullarında günümüzde de devam et­mektedir. 240 pulluk tabakalar halinde bası­lan ve makasla kesilerek birbirinden ayrılan bu pullar 1 Mayıs 1840'ta satışa çıkarıldı.
Makas kullanmadan pulların kolayca birbi­rinden ayırılması için pulların kenarlarında bir dizi delik açmak düşüncesi, İrlandalı mühendis Henry Archer tarafından ortaya atıldı ve ilk kez 1854'te İngiliz pullarında uygulandı. Böylece günümüzde yaygın olarak kullanılan, kenarları tırtıllı pullar ortaya çıktı. Sahte pul kullanımına karşı bir önlem olarak başlangıçta pullar filigranlı kâğıda basılırdı. Ama günümüzde bu uygula­ma bütün pullarda görülmez.
Kullanılmış pulların yeniden kullanılmasını önlemek için, zarflara yapıştırılan pullar pos­tanede damgalanır. Günümüzde genellikle postalama tarihini ve yerini gösteren bu posta damgası, koleksiyoncuların kullanılmış ve kullanılmamış pulları birbirinden ayırt etme­sini sağlar.
Posta pulları Brezilya'da ve İsviçre'nin Zü­rich kantonunda 1843'te, ABD'de 1847'de, Fransa, Belçika ve Bavyera'da 1849'da, Os­manlı Devleti'nde 1862'de kullanılmaya baş­landı. 1861'e kadar 1.000'den fazla değişik pul basılmıştı; 5 yıl sonra bu sayı yaklaşık 2.500'e çıktı. Günümüzde her yıl binlerce çeşit yeni pul basılmaktadır. İlk pul albümü 1862'de yapılmıştır.

Pul Koleksiyonu
Genellikle pul biriktirmeye, pulcularda satı­lan ve 500 ya da 1.000 kadar değişik pul içeren bir pul paketi satın alarak başlanır. Bu başlan­gıçtan sonra koleksiyona yeni pullar eklemek zor değildir. Çeşitli yollarla elde edilen mek­tup zarflarındaki pullarla koleksiyon zengin­leştirilebilir. Koleksiyoncular ellerinde fazla bulunan aynı tür pulları birbiriyle değiştirerek koleksiyonlarını çeşitlendirirler. Başlangıçta bulabildikleri her tür pulu biriktirerek işe baş­layan pul koleksiyoncuları, genellikle bir sü­re sonra belirli pul türlerine yönelirler. Be­lirli bir ülkenin pullarını, belirli bir döne­min pullarını ya da belirli bir konudaki pul­ları toplamak gibi seçimler yaparak uzman­laşırlar.
Biriktirilen pullar, pul albümlerinin içine yerleştirilerek düzenlenir. Pul albümlerine sayfa eklenip çıkarılabilir. Her ülke için özel sayfalar ve her pul için özel yerler ayrılmış olan basılı pul albümleri de vardır. Bu tür albümler özellikle pulculuğa yeni başlayanlar için yararlıdır.
Çeşitli pullarla ilgili bilgi ve resimleri içeren pul katalogları, koleksiyoncuların ellerindeki pullan tanımalarına ve alınacak yeni pulları seçmelerine yardımcı olur. Bu kataloglarda pulların piyasa değerleri de yazılıdır. Scott's Postage Stamp Standard Catalogue ("Scott'un Posta Pulları Standart Katalogu") ve Stanley Gibbons'ın Sîamps of the World'ü ("Dünya Pulları") bu tür katalogların örnekleridir.
Yıpranmış bir pul değerini büyük ölçüde kaybeder. Bu nedenle pulları yıpratmamak için elle tutmamak, pul cımbızı denen küçük maşalarla tutmak gerekir.
Pullar, pul albümlerine bir ucu pula, öbür ucu albüme yapıştırılan küçük saydam kâğıt­lardan yararlanılarak yerleştirilir. Özel olarak yapılan bu kâğıtlar istenince kolaylıkla puldan ve albümden ayrılabilir. Sayfalarında saydam cepler bulunan pul albümleri de vardır; pullar bu ceplere yerleştirilerek korunur.
Pullar sınıflandırılmadan önce, yapışık ol­dukları zarflardan ayrılıp saydam zarflarda saklanır. Pulu zedelemeden zarftan ayırmak için pulun yapışık olduğu kâğıt ıslatılır. Bazı pullar sudan zarar görebileceği için bu işlem pulu ıslatmadan yapmaya çalışılır. Bunun için zarfın pula yapışık olan bölümü kesilerek zarftan ayrılır ve bir kaba koyulan suyun üzerinde yüzmeye bırakılır. 10 dakika kadar sonra pulun altındaki kâğıt, pulun kolayca ayrılabileceği kadar ıslanmış olur. Islanan pulları ısıtarak kurutmaktan kaçınmak gere­kir, yoksa pul kıvrılır. Kıvrılmış bir pulu düzeltmek için, içinde ıslatılmış kâğıt bulunan kapalı bir kutuda bir süre bekletmek gerekir. Bunu yaparken pulun yeniden ıslanmamasına dikkat edilir.
Bir pulun kenarlarındaki tırtılların yapısı o pulun özelliği ve değeri yönünden önem taşır. Bazı pullar birbirine benzer, ama kenarları farklıdır. Bunları birbirinden ayırt etmek ve genel olarak bir pulun kenar tırtıllarının yapısını belirlemek için, üzerine belirli tırtıl türleri işaretlenmiş olan özel kartlar kullanı­lır. Pulları yakından incelemek için bazen büyüteç de gerekebilir.
Pul koleksiyoncularının bilgi ve olanaklarını artırmak için bir filateli derneğine katılma­ları yararlıdır. 19. yüzyılda kurulmuş olan Londra Kraliyet Filateli Derneği ve Ameri­kan Filateli Derneği bu derneklerin en ünlülerindendir. Türkiye'de de birçok filateli derne­ği vardır. Bunların ilki, 1948'de kurulan İstanbul Filatelist Kulübü'dür (bugün İstan­bul Filatelistler Derneği). Türkiye'de pul koleksiyonculuğu cumhuriyetten sonra, 1940' larda yaygınlaşmıştır.
Ender ve Hatalı Pullar
Eski pulların bir bölümünün çok az sayıda örneği günümüze gelebitmiştir. Bu tür ender bulunan pullar çok değerlidir. Dünyanın en ender bulunan pullarından biri 1856'da İngiliz Guyanası'nda kullanılmış olan bir sentlik puldur. Siyah mürekkeple basılmış olan bu pulun günümüze yalnız bir örneği kalmıştır. 1873'te bir çocuğun bulup bir pulcuya birkaç sente sattığı bu pul, 1970'te bir açık artırmada 280 bin ABD Doları'na satılmıştır.
Hatalı pullar, pulun basımı sırasında yapı­lan yanlışlık sonucu öbür pullardan farklı olan ve çok az sayıda bulunan pullardır. Bu tür hatalı pullar da, az oldukları ölçüde değerli­dir. Örneğin 1918'de ABD'de çıkarılan ilk uçak postası pullarının bir tabakasındaki pul­larda uçak resmi ters basılmıştır. Her biri 24 sentlik olan bu pullar, üzerlerinde yazan değerden çok daha değerlidir.
Pulların Yapımı
Bir posta pulu basılacağı zaman yapılacak ilk iş pulun üzerinde yer alacak resimlerin tasarlanmasıdır. Pul basılacak kâğıt, odunun yanı sıra paçavra ve alfa bitkisi katılmış kâğıt ha­murundan yapılır. Çok güçlü lifleri olan bu kâğıt dayanıklı ve esnektir. Pul basılacak filig­ranlı kâğıt tabakalarının bir yüzüne suda eri­tilmiş arapzamkı sürülür. Özel makinelerdeki merdanelerde zamklanan kâğıtlar ısıtılarak kurutulur ve kıvrılmaması için başka merda­nelerden geçirilir. Zamklama işlemi pulun ba­sımından önce yapılabileceği gibi sonra da ya­pılabilir. Pul sıralarını birbirinden ayıran de­liklerin açılması da pulun basımından önce ya da sonra yapılabilir. Bunun için kâğıt tabaka­sı, içinde sık aralıklarla yerleştirilmiş çelik iğ­neler bulunan özel bir makineden geçirilir. Her geçişte çelik iğneler bir sıra pulun kenar­larında delikler açar.
Filigransız kâğıda basılan ve basit tasarım­ları olan pullar kolaylıkla kopya edilebilir. Bu nedenle, sahte pulların yapılmasını önlemek için çeşitli önlemler alınır. Filigranlı kâğıt kul­lanmanın yanı sıra, karmaşık tasarımlar, özel renk ve mürekkepler, özel baskı yöntemleri kullanılır.
Pulların Basımı
İngiltere'de 1840'ta basılan ilk pulların bası­mında kullanılan bir tür oymabaskı yöntemi Kalıp tamamlanınca bir prova baskısı yapı­larak istenen sonucun alınıp alınmadığına ba­kılır. Bunun için kalıba yoğun bir mürekkep sürülür, sonra bu mürekkep silinerek temizle­nir; yalnızca oyuk çizgilerin içinde mürekkep kalır. Bu kalıbın üzerine bir tabaka kâğıt bas­tırılınca mürekkepli çizgiler kâğıda çıkar. De­rin çizgilerin içinde daha çok mürekkep oldu­ğu için, çizginin derinliğine göre kâğıdın üzerindeki çizgiler farklı tonlarda olur.
Eğer baskı için bu kalıp kullanılırsa, pulları tek tek basmak gerekir ve kalıp kısa bir süre sonra eskir. Bunun için bu kalıptan yararlana­rak pulların tabaka halinde basılabileceği yeni bir kalıp yapılır. ABD'li Jacob Perkins'in (1766-1849) geliştirdiği bu yöntemde kalıp ön­ce bir ocakta ısıtılarak sertleştirilir, sonra bir kalıp aktarma makinesine yerleştirilir. Bu makinede yumuşak çelikten yapılmış bir ak­tarma silindiri büyük bir basınç altında kalıbın üzerinde döner ve kalıptaki oyma çizgiler çe­lik silindirin üzerindeki kabartma çizgileri oluşturur. Daha sonra bu çelik silindir de sert­leştirilir.
Baskı kalıbı, parlatılmış çelik ya da bakır­dan büyük, düz bir levhadır. Bu metal levha kalıp aktarma makinesinin içine yerleştirilir ve aktarma silindirinin her dönüşüyle başlan­gıçtaki kalıbın bir kopyası baskı kalıbı üzerine çıkar. Böylece başlangıçtaki kalıbın birçok kopyası baskı kalıbı üzerinde yan yana oluşur. Daha sonra elektroliz yöntemiyle yüzeyi kromla kaplanıp sertleştirilen kalıp baskı için hazır olur. Baskı makinesine yerleştirilen bu kalıpla pullar tabakalar halinde basılır.
Elde edilmek istenen sonuca göre, pul bası­mında ofset baskı, tipo baskı ve tifdruk baskı yöntemlerinin çeşitli biçimleri de kullanılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder