Ana Sayfa Bilgi Bankası

31 Ocak 2011 Pazartesi

REFORM,Din Savaşları


REFORM, 16. yüzyıl boyunca tüm Avrupa'yı etkileyen dinsel bir harekettir. Bu hareket Katolik Kilisesi'nin aşırı zenginleşmesi ve yozlaşmasına karşı gelişmiş ve Hıristiyanlık'ın en büyük üç mezhebinden biri olan Protestan­lığın kurulmasına yol açmıştır. En önemli önderleri Martin Luther ve Jean Calvin'dir.
Ortaçağ boyunca zenginleşen ve gücünü ar­tıran kilise ile papalık, siyasetle ve dünyasal etkinliklerle giderek daha fazla ilgilenmeye başlamış, yozlaşan kilise yaşamı Reform ön­cesinde birçok din adamının tepkisini çekmiş­ti. Matbaanın bulunuşu kitap okumayı yaygınlaştırırken, Kutsal Kitap'ın her ülkenin kendi diline çevrilmesi sıradan insanlarca da okunarak anlaşılmasını sağladı. Böylece kutsal metinlerle kilise uygulamaları arasında, yoruma bağlı fark­lar ortaya çıktı. Rönesans'ın sanatı ve düşünceyi özgürleştirici etkisi de Reform'un doğuşuna katkıda bulundu.
Alman din adamı Luther, Katolik Kilisesi' nin insanların günahlarından arınmaları için önerdiği öğreti ve uygulamaların yanlış oldu­ğunu düşünmeye başlamıştı. Luther insanın zayıf olduğuna ve ancak Tanrı'nın onu kurta­rabileceğine inanıyordu. İnsanın günahların­dan arınması için yapabileceği tek şey Tanrının ona bağışladığı inanca sarılmasıydı. Lut­her, Katolik Kilisesi'nin endüljans satarak in­sanların günahlarından arındırılması uygula­masına karşı çıktı. Endüljans, cennetle cehen­nem arasında bulunan ve insanların günahla­rından arınmak için bekletildikleri araf ta çe­kecekleri cezaların belirli bir sevap işlemeleri karşılığında Katolik Kilisesi'nce bağışlanmasıdır. Katolik Kilisesi, günah işleyen birinin piş­manlık getirmesi ve Tanrı tarafından bağışlan­ması halinde bile, işlemiş olduğu bu günah ne­deniyle bu dünyada ya da arafta acı çekerek cezalandırılacağını söylüyordu. Ayrıca, Hz. İsa ve öteki azizlerin yaptığı iyiliklerden ötürü Tan­rı'nın papaya bu cezayı hafifletme yetkisi verdi­ğini de ileri sürüyordu. Endüljans elde edebil­mek için günah işleyenin iyi niyetini göstermesi gerekiyordu. İlk başlarda endüljans kuralları çok katıydı. İnsanlar pişmanlıklarını göstermek için ağır koşullarda yıllarca dua eder, sadaka verir ve oruç tutarlardı. Daha sonra, özellikle de 14. yüzyılda, kiliseye gelir sağlamak için endülj ansın para karşılığında verilmesi birçok din adamının tepkisini çekti.
Luther ilk kez 1517'de endüljans satışına karşı çıkarak kilisenin tutumunun açıkça kar­şısında yer aldı. İnsanın sadece kişisel inancıy­la günahlarından arınabileceğine inanan Lut­her, endüljans uygulamasını tümüyle reddet­ti. Çok geçmeden din sapkını olarak suçlandı. İnançlarını değiştirmeyi reddedince de papa tarafından aforoz edildi. Almanya'da yozlaş­mış kiliseye karşı çıkan pek çok kişi Luther'i destekledi. Önemli kiliselerin birçoğunun ba­şında, dinsel görevlerinden çok, para kazan­makla uğraşan papazlar bulunuyordu. Çoğu­nun birden fazla görevi vardı ve işlerini başkalarına yaptırıyorlardı. Ayrıca, papa Al­manya'dan büyük miktarda vergi topluyordu.
Pek çok kimse kilisenin bir reforma gerek­sinmesi olduğunu düşünüyordu. Arkasındaki yoğun destekten güç alan Luther, öteki Kato­lik öğretilerine de karşı çıkmaya başladı. Bütün insanların, papanın ya da piskoposların yol göstermesine gerek duymadan, Hıristiyan inancını doğrudan Kutsal Kitap'ta bulabile­ceklerini söyledi. Kilisenin yüzyıllar boyunca İncir in gerçek özünü sakladığını, havarilerin ve ilk kilisenin öğretisinin yeniden edinilebilmesi ve yeni Hıristiyan topluluklar kurulabil­mesi için yolundan sapmış bu kiliseden ayrıl­manın doğru olduğunu ileri sürdü.
Katolikler Luther'in Kutsal Kitap'ı tümüyle yanlış anladığını öne sürdüler. Almanya'da,
Katolikler ile 1529'dan sonra Protestan olarak anılmaya başlayan Luther'in izleyicileri ara­sında ayrılık baş gösterdi. Almanya'daki bu bölünme başka yerlerde de oldu. İsviçre'de, Zürich'de Huldrych Zvvingli (1484-1531) ve Cenevre'de Jean Calvin ayrıntılarda farklılaş­makla birlikte, ana konularda aynı düşünce­den yola çıkarak Katolik Kilisesi'nde reform istediler. Öğretilerindeki ve kilisenin örgüt­lenme biçimine ilişkin düşüncelerindeki fark­lılıklar, bu üç büyük reformcunun izleyicileri arasında uzun tartışmalara yol açarak, Protestanlık'ın gelişmesini yavaşlattı. Ayrıca, Karşı Reform'u başlatan Katolik Kilisesi, 1545-63 arasında toplanan Trent Konsili ile kendini yenileme çabasına girişti ve yolsuzlukları ön­leyecek düzenlemeler yaptı. Böylece Protes­tanlık yüzyılın başlarındaki hızlı gelişimini sürdüremedi. Almanya'nın yarısı Luthercilik'i benimserken, Calvin'in izleyicileri olan Kalvenciler Fransa, Hollanda ve İskoçya'da yayıldılar. Ama başka yerler, özellikle Güney Avrupa ve kuzeyin önemli bir bölümü Kato­lik olarak kaldı.
Reform İngiltere'de daha değişik bir biçim aldı. 1509-47 arasında hükümdar olan Kral VIII. Henry'nin, evliliği yüzünden papayla arası açıldı ve papanın otoritesini tanımaya­rak kendisini İngiltere Kilisesi'nin başı ilan etti. Ama kilisede küçük bazı değişikliklerle yetindi. VI. Edward döneminde (1547-53) Protestanlık yerleşti. Ne var ki, kız kardeşi I. Mary (1553-58) döneminde Katoliklik ve pa­palık otoritesi geri getirildi. Gene bu dönem­de pek çok Protestan yakılarak öldürüldü. Mary'nin kız kardeşi Elizabeth (1558-1603) ise yeniden papaya karşı geldi; İngiltere Kilisesi'nin, Reforırdan önce olduğu gibi, piskoposlarca yönetilen ve Katolikler ile Pro­testanları birlikte barındıran bir kilise olması için çalıştı. Bu çabası tümüyle başarılı olama­dı. Papalık taraftarları ve uzlaşmaya kesin ola­rak karşı çıkan bazı Protestanlar böyle bir dü­zenlemeye cephe aldılar. Böylece bugün İngil­tere Kilisesi'nin, öbür Protestan kiliselerden da­ha farklı olan yapısı 16. yüzyılda oluştu.
Din Savaşları
Reform dönemi Avrupa'sında hemen hiç kimse bir ülkede birden fazla dinin var olabileceğine inanmadığı için, kendi gibi dü­şünmeyen öteki Hıristiyanlar'ı cezalandırma­yı görev edindi. Avrupa'nın her yerinde insanlar dinleri nedeniyle öldürüldü, hapse­dildi ya da malları ve hakları ellerinden alındı. Katolikler denetledikleri yerlerde Protestan­lara zulmederken, Protestanlar da Reform hareketinin yönetimce desteklendiği ülkeler­de Katolikler'e aynı biçimde davrandılar. Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken (V. Kari) Protestanlık'ı yok etmeye çalışınca, Almanya'da din savaşları başladı. Otuz Yıl Savaşları (1618-48) da iki din arasındaki çatışmanın bir sonucudur. Bu savaşlarda ne Katolikler, ne de Protestanlar tam başarı kazanabildi ve Almanya iki mezhebe bölün­müş olarak günümüze kadar geldi. Fransa'da Katolikler ile Protestanlar 1562-98 arasında kıyasıya savaştılar. Savaş, daha önce Kalvenci olan, ama sonra Katoliklik'e dönen Kral IV. Henri'nin 1598'de yayımladığı Nantes Fermanı'yla, Huguenotlar olarak bilinen Fransız Protestanlar'a dinsel ve siyasal özgürlük tanımasına kadar sürdü.
Bugün hemen hemen bütün Avrupa ülkele­rinde din özgürlüğü vardır. Birbirine karşı eskiden olduğundan çok daha hoşgörülü ol­malarına karşın, Reform'un neden olduğu bölünme hâlâ sürmektedir.
Batı Avrupa'da ve dünyanın birçok bölge­sinde çok sayıda Protestan ve Katolik yaşar. İspanya, İtalya ve Belçika gibi bazı ülkeler neredeyse tümüyle Katolik iken, İsveç, Norveç ve Danimarka'da yaşayanlar büyük çoğunluk­la Protestan kiliselerine bağlıdır. Öbür Hıris­tiyan ülkelerde her iki mezhepten de insan bulunur. Ortaçağda Katolik ve Ortodoks olarak ayrılan kilise, 16. yüzyılda Reform hareketinin sonunda daha da derin bir bölün­meye uğramıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder