PİRE.
Pireler küçük, kanatsız, koyu kahverengi ve kan emici böceklerdir. Bir pire üç
çift güçlü bacağının yardımıyla gövde uzunluğunun 200 katı uzaklığa
sıçrayabilir. Küçük ve yuvarlak başmda yer alan ağız parçalarıyla, üzerinde
yaşadığı memelilerin ve kuşların derisini delip kanını emer. Gövdesi yanlardan
iyice yassılaşmıştır. Başının gerisinde ve gövdesinde sıralar halinde dikensi
çıkıntılar bulunur. Gövdesinin biçimi sayesinde üzerinde yaşadığı hayvanın
kılları ya da tüyleri arasında çok hızlı hareket edebilir. Gövdesindeki arkaya
yatık çıkıntılar ise geriye doğru kaymasını engeller.
Dişi pireler yumurtalarını üstünde yaşadıkları
canlıların kılları arasına ya da yaşadıkları çevredeki, pislik ve artıklarla
dolu korunaklı yarık çatlaklara bırakır. Böylece yumurtadan
çıkan larvalar besin
sıkıntısı çekmez. Larvalar çok küçük ve beyaz tırtıllara benzer. Yeterince
beslenen larvalar bir tırtıl gibi çevrelerine koza örüp pupa evresine girer.
Kozadan erişkin biçimini alarak çıkan pire artık kan emerek beslenmeye hazır
bir asalaktır.
Pireler
memeliler ve kuşların asalağıdır. Asalağın üstünde yaşadığı canlılara
"konak" denir ve pirelerin birçok türü belli bir konakta yaşamayı
yeğler. Örneğin Latince bilimsel adı Pulex irritans olan insan
piresinin başlıca konağı insandır. Ama pireler sık sık bir konaktan öbürüne
geçer ve etçil hayvanlar genellikle avladıkları hayvanlardan pire de alırlar.
Pireler
bir konaktan öbürüne kolayca geçebildiklerinden ve kan emerek beslendiklerinden,
hasta olanlardan sağlıklı olanlara mikrop taşıyan tehlikeli hayvanlardır.
Ortaçağda milyonlarca insanın ölmesine yol açan hıyarcık vebasının lağım
faresi olarak da bilinen kemelerin üzerinde yaşayan pirelerin ısırığıyla insanlara
bulaştığı anlaşılmıştır. Kemelerin sayısı bir ölçüde azalmış olduğundan hıyarcık
vebasına günümüzde ender olarak rastlanmaktadır: Ayrıca pireler tifüs ile
tularemi ya da tavşan vebası adlarıyla tanınan hastalıklara yol açan
mikropların taşıyıcıları arasındadır. Sayısı 1.600'ü bulan pire türlerinden
yalnızca küçük bir bölümü gerçekten tehlikelidir. Ama özellikle sıcak ülkelerde
yaşayan bazı türler kan emdikleri konakların derisini tehlikeli biçimde
örseleyerek şiddetli ağrılara neden olur ve açtıkları yaralar çeşitli
mikropların vücuda girmesi için uygun bir ortam yaratır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder