Pirinç
Tarımı
Pirinç başlıca, 45° kuzey,
35° güney enlemleri arasında kalan tropik, astropik ve ılıman bölgelerde
yetiştirilir. Pirinç tarımında sulu ve kuru olmak üzere iki yöntemden
yararlanılır. Yaygın olarak kullanılan sulu yöntemde ürün suyun içinde
yetiştirilir. Bu yüzden akarsu ve göl kıyılarındaki alüvyonlu, düz topraklar
yeğlenir. Oysa bazı yüksek yerlerde, aynı öbür tahıllar gibi, suda
bekletilmeksizin doğrudan toprağa ekilen pirinç çeşitleri de vardır.
Pirinç, birbirinden alçak setlerle ayrılan içi
su dolu bölmelerde yetiştirilir. "Tava" denen bu bölmeler yakındaki
akarsulardan arklarla akıtılan suyla doldurulur. Önceden özel çamurlu
yataklarda çimlendirilen pirinç fideleri ortalama 15 cm uzunluğa eriştiğinde
asıl yerlerine, yani tavalara dikilir. Fideler bol su ve güneşin etkisiyle
hızla büyüyüp gelişir. Bu süreç içinde ara sıra tavaların suyu boşaltılarak
yabani otlar temizlenir. Pirinç tarımını tehdit eden en önemli öğelerin
başında kuraklık, yabani otlar, kuşlar ve böcekler gelir.
Pirinç
yaklaşık 6-9 aylık bir süre sonunda, yaprakları sararmaya başladığında hasat
edilir. Hasat, tavaların suyu boşaltılıp toprak kuruduktan sonra yapılır.
Tarlada kalan saplar genellikle mandalara yedirilir. Pirinç tarımı ABD gibi
bazı ülkelerde makinelerle yapılıyorsa da, aslında pek çok bölgede genellikle
insan gücüne dayanır.
Pirincin Kullanımı
Dünyada üretilen pirincin
büyük bölümü doğrudan yiyecek olarak tüketilir. Ama, tanelerin kavuzları
yenmeden önce çıkarılır; bu işlem azgelişmiş kırsal bölgelerde genellikle
havana benzer çukur kapların içinde tokmaklarla dövülerek, gelişmiş ülkelerde
ise makinelerle yapılır. Makineyle temizlenen pirinçlerde kavuzlar tümüyle
alınıp taneler bembeyaz, parlak bir hale gelir. Öbür ilkel yöntemde ise
pirinç tanelerinin üstünde kısmen kavuz artıkları kalır. Daha çok tanelerin
görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan bu
işlemler aslında ürünün
besleyici değerini yitirmesine neden olur. Çünkü pirinç tanelerinin dış
katmanları insan sağlığı için çok gerekli bir madde olan Bı vitaminince
(tiyamin) zengindir.
Nitekim, temel besini pirinç olan azgelişmiş bölgelerde, kaba temizlenmiş
pirinç insanların Bı
vitaminini alabilecekleri tek kaynaktır. Bu yüzden, uzunca bir süre kaba
temizlenmiş pirinç yerine, kavuzları tümüyle çıkarılmış, parlatılmış pirinçle
beslendiklerinde, Bı
vitamini yokluğundan kaynaklanan beriberi denen bir hastalığa yakalanırlar.
Pirinç
taneleri öğütülerek un ve nişasta da elde edilir. Pirinç unundan yapılan hamur
maya tutmadığı, yani kabarmadığı için ekmek yapımında kullanılmaz. Ama gene de
Asya'nın doğusundaki bazı bölgelerde pirinç unundan gözleme gibi bazı yassı
hamur ürünleri yapılır. Pirinç unu ve nişastası en çok sütlü tatlı yapımında ve
pastacılıkta kullanılır.
Japonya'da
pirinçten mayalandırılarak saki denen bir çeşit bira yapılır. Çin ve Hindistan' da
da buna benzer alkollü içkiler hazırlanır. Pirinç haşatından sonra arta kalan
saplar, pirinç kepeği ve tanelerin parlatılmasından kalan un hayvanlara
yedirilir. Ayrıca, saplarından şapka, yer yaygısı, çanta ve ayakkabı gibi bazı
hasır eşya yapılır. Pirinç köklerinin yakılmasıyla elde edilen küller ise
pirinç tarlalarının toprağına gübre olarak katılır. "Pirinç kâğıdı"
denen bir çeşit kâğıdın yapıldığı bitkinin ise pirinçle hiçbir ilgisi yoktur.
Türkiye'de
pirinç tarımının büyük bölümü Marmara, Karadeniz ve Ege bölgelerinde yapılır.
Pirinç ekimi yapılan 53 bin hektarlık alandan alınan ürün 165 bin tondur; bu
üretimde en büyük pay Edirne ilinindir. Edirne'yi Çorum, Samsun, Sinop, İzmir,
Manisa, Balıkesir ve Kastamonu izler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder