Ana Sayfa Bilgi Bankası

9 Aralık 2010 Perşembe

Ünlü Sahtekârlıklar ve Dolandırıcılıklar

Tarih boyunca ortaya çıkarılan pek çok sahte­kârlığın ve dolandırıcılığın yanı sıra kuşkusuz bir o kadarı da hâlâ karanlıktadır.
Yakın zamanların en ilginç dolandırıcılık olaylarından biri ABD'li milyarder Howard Hughes'un adı çevresinde gerçekleşti. Pek or­talıkta görünmeyen, az konuşan, ayrıksı bir tip olan Howard Hughes, yıllarca tek başına yaşadıktan sonra 1976'da öldü. Ölümünden dört yıl önce Clifford Irving adında bir yazar Hughes'un özyaşamöyküsünü elde ettiğini açıkladı. Söylediğine göre, gizlice Hughes'la buluşan Irving ona yaşamının öyküsünü anlat- tırmayı başarmıştı. Hughes tarafından yazıldı­ğını söylediği birtakım sahte mektupları ABD'nin önde gelen yayımcılarından birine gösteren Irving, milyarderle ilgili, basında yer almış bazı haberlerden ve düzmece ses bantla­rından derleme bir kitabın telif hakkını alma­yı başardı. Buna karşılık yayınevi tarafından bir İsviçre bankasına Irving adına büyük bir miktar para yatırıldı. Ne var ki, bu dolandırı­cılık girişimi cezaevinde son buldu ve ABD' nin ünlü Times dergisi Irving'i sayfalarında "yılın dolandırıcısı" olarak tanıttı. Hovvard Hughes öldükten sonra da mirasından pay al­mak için türlü entrikalar düzenlendi; düzine­lerle sahte vasiyetname ortaya çıktı.
"Piltdovvn insanı" olayı da bir başka sahte­kârlık örneğidir. Uzun yıllar, 1912'de İngilte­re'de Sussex'te, Lewes yakınlarındaki Pilt- down Çayırı'nda bulunan çenekemiği ve kafa­tası parçalarının bir tarihöncesi insanına ait olduğu sanıldı. Kemiklerin yaşını belirleyen veni yöntemlerin geliştirilmesi sonucu 1954'te araştırmalar derinleştirildi ve "Piltdown insa­nından kaldığı sanılan kemiklerin gerçekte ustaca üzerinde oynanmış, günümüz insanına ait bir kafatası ile bir orangutan çenesi oldu­ğu, dişlerinse yapay olarak aşındırıldığı anla­şıldı. Ama bu aldatmacayı kimin yaptığı öğre­nilemedi.
Türkiye'de "hayali ihracat" olarak nitele­nen büyük ölçekli sahtekârlık ve dolandırıcı­lıkların ilki 1970'lerin sonlarında ortaya çıktı. Bir işadamının dışarıya lüks mobilya yerine, sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan sunta sattığı müfettişlerce belirlenince hakkında da­va açıldı. Bu türden olaylar 1980'lerin ortala­rında büyük yaygınlık kazandı.
Burdur ilinin Hacılar köyünde 1957-60'ta bulunan Cilalı Taş ve Bakir çağlarına ait piş­miş toprak kapların ve heykelciklerin bundan bir süre sonra taklit edilerek bol miktarda üretilmesi ve yurtdışına satılması da sahte sa­nat yapıtı üretme ve eski eser kaçakçılığı ko­nularında dünya çapında dikkati çeken bir olay oldu. Yörede yaşayanların bu eski bulun­tuların biçimlerine alışık olması, toprağın ve boyaların niteliğinin binlerce yıldan beri bü­yük bir değişime uğramayışı, benzerliğin ku­sursuz olmasında rol oynadı. Ama ısılışıldama (termolüminesans) yöntemiyle incelendikten sonra buluntuların sahte oldukları anlaşıldı.
Kaynak: Temel Britannica Ansiklopedisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder