Ana Sayfa Bilgi Bankası

20 Aralık 2010 Pazartesi

Deniz Taşımacılığı ?

Deniz Taşımacılığı
Suda yüzen bir maddeyi hareket ettirmenin aynı maddeyi karada hareket ettirmekten çok daha az çaba gerektirdiğini insanlar binlerce yıl önce öğrenmiş ve bu bilgilerinden taşıma­cılıkta yararlanmışlardır. İlk deniz taşıtları, birbirine bağlanmış ağaç kütükleri ya da ka­mış demetlerinden yapılan Taş Devri sallan­dır. Bu sallan sırasıyla, ağaç kütüklerinin or­tasının yakılarak ya da yontularak oyulmasıyla yapılan "oyma" kayıklar ile bir ağaç iskelet üzerine hayvan derileri gerilerek yapılan öbür kano türleri izledi.
Sonunda, yük taşıyabilen dayanıklı tekne yapma yöntemleri geliştirildi. Tekneler büyü­dükçe, başlangıçta binlerce yıldır kullanılmış olan kısa el küreklerinin yerini, teknenin iki yanına takılan uzun kürekler aldı. Daha sonra da insanlar yelken kullanarak teknelerini rüz­gâr gücüyle hareket ettirmeyi öğrendiler. İn­sanların denize karşı duyduğu korku, bu geliş­meler sonucunda yerini keşif tutkusuna bırak­tı. Bugünkü Lübnan ve Suriye kıyılarında ya­şayan Fenikeliler, bu ilk denizcilerin en gözü pek olanlarıydı. Mallarını satmak ve karşılı­ğında Cornwall'da üretilen kalayı almak için denizde 4.000 kilometreden fazla yol alarak İngiltere'ye kadar gelirlerdi.
İskandinavya'da yaşayan Vikingler de usta denizcilerdi. İS 9. ve 10. yüzyıllarda gemile­riyle İngiltere'ye, Fransa'ya, Akdeniz kıyılan- na, İzlanda'ya ve Grönland'a akınlar düzenle­diler, birçok yeri ele geçirip yağmaladılar. Vikingler'in Kuzey Amerika'ya kadar gitmiş oldukları tahmin edilmektedir. 12. yüzyılda Çin'den Avrupa'ya getirildiği sanılan magnetik pusula, uzun deniz yolculuklarının daha güvenli yapılmasını sağladı. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, yelkenli gemi­ler Avrupa'dan Kuzey ve Güney Amerika'ya gidiyor, Afrika'nın güneyinden dolaşarak Hindistan ve Uzakdoğu'ya ulaşıyordu.
Yelkenli gemilerin gelişmesi, 19. yüzyılın ortalarında yapılan ve clipper adı verilen üç direkli hızlı ticaret gemileriyle doruğuna ulaş­tı. Daha sopra yelkenli gemilerin yerini, Av­rupalı ve Amerikalı mucitlerin 1780'lerden beri geliştirmeye çalıştıkları buharlı gemiler aldı.
Sanayi Devrimi'nin sonucu olarak ticaret gemilerinin sayısı, büyüklüğü ve kapasitesi hızla arttı. Ticaret ge­mileriyle dünyanın her yerine sanayi ürünleri gönderildi. Gemiler dönüşlerinde maden cev­heri, kereste ve çeşitli tarım ürünleri gibi hammaddeler getirdi. Yeni büyük gemilerin kullanılabilmesi için limanlar geliştirildi.
20. yüzyılın deniz taşımacılığına getirdiği yenilikler arasında buhar türbini, yakıt olarak kömür yerine petrol ürünle­rinin kullanımı, gemilerde dizel motoru ve nükleer reaktörlerin kullanılması sayılabilir. Günümüzde bazı mühendisler, gemilerde me­kanik güce ek olarak yeniden rüzgâr gücün­den yararlanmaya yönelmiştir. Dünyanın en büyük deniz ticaret filolarından birine sahip olan Japonya'da, 1984'te mekanik gücü yel­kenle desteklenen ilk uzun yol ticaret gemisi yapılmıştır.
1980'lerin ortalarında bütün dünyada hem gemi yapımında, hem de ticaret filolarının bü­yüklüğünde bir azalma gözlendi. Bunun ne­deni, önceki yıllarda çok fazla gemi yapılmış olmasıydı^ Gene de deniz taşımacılığı tahıl, kömür, maden cevheri, et, çay, otomobil ve yüksek teknoloji donanımı gibi birçok malın taşınmasında büyük ölçüde kullanılmaktadır.
İç Suyolları. 1760'larda bozuk karayolları karşısında bir seçenek olarak, büyük yapay suyolları olan kanallara ağırlık verildi (bak. Ka­nal). 19. yüzyılın ortalarında demiryolları yay­gınlaşıncaya kadar, hızlı taşımanın gerekmediği durumlarda kömür, çanak çömlek ve şeker gibi birçok mal bu suyollarıyla taşındı.
2.000 tonluk ya da daha büyük motorlu mavnaların gidebileceği geniş ve derin ırmak­ları, büyük kanalları olan ülkelerde iç suyolu taşımacılığı hâlâ çok yaygındır. Avrupa'daki Sen, Ren, Tuna ve Volga ırmakları, Kuzey Amerika daki büyük St. Lawrence Suyolu, ABD'deki Mississippi Irmağı günümüzde de önem taşıyan iç suyollarının örnekleridir.
Bu suyollarını kullanan mavnalar eskiden kullanılanlardan çok daha hızlıdır; radar ve sonar donanımlarıyla karanlıkta ve siste de yol alabilir. Denizaşırı yolculuğunu özel feribotlar içinde yaptıktan sonra feribottan indirilerek iç suyolunda yolu­na devam eden mavnalar da vardır. Bu uygula­ma yükleme ve boşaltma için fazla zaman har­canmasını önler.
Mavnalarla yapılan taşımacılığın iki önemli üstünlüğü vardır. Birincisi, Rotterdam gibi li­manlarda mavnalar yüklerini doğrudan doğ­ruya gemilerden alarak yükün doklardan geç­mesine gerek bırakmaz. İkincisi, büyük yük­ler taşıyabilen mavnalarda taşınan mallar ton başına daha düşük bir maliyetle taşınmış olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder