Ana Sayfa Bilgi Bankası

29 Aralık 2010 Çarşamba

Türkiyede yönetsel yapı.

Yönetsel Yapı
Bir devlet, toplumsal düzeni ve işleyişi sağla­mak için yasama, yürütme ve yargı görevleri­ni yerine getirir. Kuvvetler ayrılığı ilkesini be­nimseyen 1982 Anayasası bu görevlerin hangi organ tarafından nasıl yerine getirileceğini ta­nımlamış ve her organa üstüne düşen görevi gerçekleştirebilmesi için yetki vermiştir. Buna göre yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM), yürütme yetkisi cum­hurbaşkanı ile bakanlar kurulunun, yargı yet­kisi de bağımsız mahkemelerin sorumluluğun­dadır. Siyasal iktidarı oluşturan yasama ve yü­rütme organları devlet yönetimine doğrudan katılırlar. 1982 Anayasası bu iki organ arasın­da denge sağlamaya çalışmış, birini öbürün­den üstün kılmamıştır. Yasama organının yü­rütmeyi denetleme ve düşürebilme yetkisi vardır. Buna karşılık belirli koşulların gerçek­leşmesi durumunda yürütme de yasama orga­nı olan TBMM'yi feshedebilir. Siyasal iktidar kavramının dışında ve ondan bağımsız olan yargı organıysa hukuksal denetim işlevini ye­rine getirir ve kişiler arasındaki hukuksal an­laşmazlıkları çözer.
Yasama. 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasala­rında yasama görevi TBMM'ye verilmiştir. İlk kurulduğu 23 Nisan 1920'den bu yana Tür­kiye Cumhuriyeti'nin sürekli bir organı olan TBMM aynı zamanda milletin egemenliğinin de simgesidir. Kurtuluş Savaşı sırasında hazır­lanan 1921 Anayasası ve zaferden sonra yeni devletin örgütlenmesi için hazırlanan 1924 Anayasası yasama yetkisinin yanı sıra yürüt­me yetkisini de TBMM'ye vermişti. 1961 ve 1982 anayasaları ise TBMM'yi yalnızca yasa­ma yetkisini kullanan bir organ olarak düzen­ledi.
TBMM 20 yaşını doldurmuş seçmenlerce tek dereceli seçimle beş yıl için seçilen 450 milletvekilinden oluşur. 30 yaşını dolduran ve seçilmeye engel durumu olmayan her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı milletvekili seçilebilir.
TBMM'nin anayasa tarafından belirlenmiş görevleri, yasa koymak, değiştirmek ve kal­dırmak, bakanlar kurulu ile bakanları denet­lemek, bakanlar kuruluna belli konularda ya­sa gücünde kararname çıkarma yetkisi ver­mek, bütçe ve kesin hesap tasarılarını görü­şüp onaylamak, para basımına, savaş ilanına karar vermek, uluslararası antlaşmaları onay­lamak, genel ve özel af çıkarmak, kesinleşen ölüm cezalarının gerçekleştirilmesine karar vermek, cumhurbaşkanını seçmek, bakanlar kurulunca ilan edilen olağanüstü hallerin uy­gun olup olmadığını, seferberlik, sıkıyönetim, savaş durumunun uzatılıp uzatılmayacağını kararlaştırmak ve TBMM seçimlerinin yeni­lenmesine karar vermektir.
Anayasa TBBM seçimlerinin beş yılda bir yapılmasını öngörmüştür. Ama milletvekili çoğunluğunun seçimlerin yenilenmesine karar vermesi ya da anayasada öngörülen şartların gerçekleşmesi durumunda seçimler süresin­den önce yapılabilir.
Yürütme. Devletin yürütme görevi, toplumun gereksinimlerini karşılamak için etkinliklerde bulunarak belirli hizmetleri yerine getirmesi­dir. Yürütme, devletin amacına uygun hiz­metleri gerçekleştirmesi olarak da tanımlana­bilir. Bunların plan ve programını yasal dü­zenlemeler için gerekli yasa tasarılarını hazır­lama, yasama organının çıkarttığı yasaları uy­gulama, mali kaynaklan sağlama, harcama yapma yetki ve görevi devletin yürütme orga­nına aittir. 1982 Anayasası yürütme yetki ve görevini cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu­na vermiştir. Cumhurbaşkanı TBMM tarafın­dan, anayasada belirtilen koşullara uygun ki­şiler arasından seçilir. Görev süresi yedi yıldır ve bir kimse ancak bir kez cumhurbaşkanı olabilir.
1982 Anayasası kendisinden önceki anaya­saların tersine devletin başı olan cumhurbaş­kanını etkin bir yürütme gücüyle donatmıştır. Ama, doğrudan kullandığı geniş kapsamlı yetkilerine karşın cumhurbaşkanı siyasal ve yargısal denetimin dışında tutulmuştur. Bu nedenle anayasa, cumhurbaşkanının görevini eksiksiz yapabilmesi için tarafsız olmasını is­temektedir. Tarafsızlığını koruyabilmesi için partisi ile ilişkisini keserek TBMM üyeliğin­den ayrılması zorunluluğunu getirmiştir.
Cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yar­gı alanlarında geniş yetkiler veren 1982 Ana­yasası bu yetkilerin kullanılmasında ona yar­dımcı olacak bazı örgütlerin kurulmasını ön­görmüştür.
Bu örgütlerden Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, cumhurbaşkanının bakanlar ku­rulu, öbür kuruluşlar ve yabancı elçiliklerle olan ilişkilerini ve yazışmalarını yürütme gö­revini yerine getirir. Cumhurbaşkanına bağlı bir başka organ da yönetimin hukuka uygun­luğunu, düzenli ve verimli işleyişini denetle­mek ve sağlamakla görevli Devlet Denetleme Kurulu'dur. Bu kurul silahlı kuvvetler ve yar­gı organları dışında tüm kurum, kuruluş ve örgütlerde cumhurbaşkanının isteği üzerine her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeyi yürütür.
1982 Anayasası'nca devletin yürütme yetki­sinin verildiği öbür organ olan bakanlar kuru­lu TBMM'nin güvenine dayalı, ortak siyasal sorumluluk taşıyan bakanlar ile başbakandan oluşur. Cumhurbaşkanının tersine bakanlar kurulu siyasal sorumluluk taşır. Bakanlar ku­rulunda yer alan her bakan il, ilçe ve bucakla­ra kadar uzanan bir yönetim örgütünün başın­dadır. Aynca bakanlar, bakanlıklarına ilişkin işlerden ötürü başbakana karşı sorumludur­lar. Bakanlığının işlerinden ötürü tek tek ve bakanlar kurulu kararlarından ötürü ortak sorumluluk taşıyan bakanlar TBMM tara­fından denetlenir.
Bakanlar kurulunun başkanı olan başba­kan, bakanların görevlerini anayasaya, yasa­lara uygun olarak yerine getirmelerini göze­tir; başbakan, bakanlar gibi başkent dışına uzanan bir hizmet örgütüne sahip değildir. Hükümet başkanı olarak görev ve yetkilerini başbakanlık örgütüyle yürütür.
Başbakanlık örgütü başbakana yardımcı ol­mak üzere oluşturulmuş Başbakanlık Dairesi ile tek bir bakanlığa bağlanmayacak kapsam­daki kuruluşları çatısı altında toplar. Başba­kanlığa bağlı bu kuruluşların başlıcaları şun­lardır: Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet İsta­tistik Enstitüsü, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Türk Standartlar Ensti­tüsü Kurumu, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür,
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN BAŞBAKANLARI 
 
İsmet İnönü30 Ekim 1923-22 Kasım 1924 
4 Mart 1925-1 Kasım 1937 
20 Kasım 1961-13 Şubat 1965 
Fethi Okyar22 Kasım 1924-3 Mart 1925 
Celal Bayar1 Kasım 1937-25 Ocak 1939 
Refik Saydam25 Ocak 1939-8 Temmuz 1942 
Şükrü Saraçoğlu9 Temmuz 1942-5 Ağustos 1946 
Recep Peker6 Ağustos 1946-9 Eylül 1947 
Hasan Saka10 Eylül 1947-14 Ocak 1949 
Şemsettin Günaltay16 Ocak 1949-22 Mayıs 1950 
Adnan Menderes22 Mayıs 1950-27 Mayıs 1960 
Cemal Gürsel (aynı zamanda devler başkanı)28 Mayıs 1960-26 Ekim 1961 
 
 
Suat Hayri Ürgüplü20 Şubat 1965-22 Ekim 1965 
Süleyman Demirel27 Ekim 1965-12 Mart 1971 
31 Mart 1975-21 Haziran 1977 
21 Temmuz 1977-5 Ocak 1978 
12 Kasım 1979-12 Eylül 1980 
 
Nihat Erim26 Mart 1971-17 Nisan 1972 
Ferit Melen22 Mayıs 1972-10 Nisan 1973 
Naim Talû15 Nisan 1973-25 Ocak 1974 
Bülent Ecevit (TBMM'den güvenoyu alamadı)26 Ocak 1974-17 Kasım 1974
21 Haziran 1977-21 Temmuz 1977
5 Ocak 1978-12 Kasım 1979
 
Sadi Irmak
(TBMM'den güvenoyu alamadı)
17 Kasım 1974-31 Mart 1975 
Bülend Ulusu20 Eylül 1980-13 Aralık 1983 
Turgut Özal13 Aralık 1983-31 Ekim 1989 
Yıldırım Akbulut9 Kasım 1989 



Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Hazine ve Dış Ticaret Müs­teşarlığı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü, Di­yanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Mü­dürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi, Baş­bakanlık Yüksek Denetleme Kurulu.
Devlet Yardımcı Kuruluşları. Devletin yü­rütme yetki ve görevini üstlenmiş olan cum­hurbaşkanı ve bakanlar kuruluna, belirli ko­nularda görüş bildirmek, öneri ve tavsiyeler­de bulunmak yoluyla yardımcı olmak üzere devletin başkentteki örgütünde bazı kuruluş­lar bulunur. Bunlar Milli Güvenlik Kurulu, Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Denetleme Kurulu, Danıştay ve Sayıştay'dır. Kurulmala­rının amacı devlet yönetiminde tutarlı ve uyumlu bir çalışmanın ve yönetim bütünlüğü­nün sağlanmasıdır.
Milli Birlik Komitesi'nce 1960'ta kurulan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 1961 Ana­
yasasında bir anayasal kurum olarak öngö­rülmüştü. 1982 Anayasası ise kalkınma planı yapacak bir örgütün kurulmasını devletin gö­revleri arasında saymış, ama DPT'den söz et­memiştir. DPT bakanlar kuruluna ekonomik, toplumsal ve kültürel konularda görüş, seçe­nek ve öneriler sunar. Bu amaçla inceleme, araştırma ve hazırlık çalışmaları yapar. Gö­revleri arasında kalkınma ilkelerini saptamak ve uzun dönemli plânlarla yıllık planların uy­gulanmasını izlemek de vardır. DPT başba­kanlığa bağlı bir müsteşarlık ve Yüksek Plan­lama Kurulu biçiminde örgütlenmiştir. Yük­sek Planlama Kurulu başbakanın başkanlığın­da, belirli bakanlar ile DPT müsteşarı ve dai­re başkanlarından oluşur.
Danıştay anayasayla görevlendirilmiş bir yüksek idare mahkemesi, bir danışma ve ince­leme yeridir. Burada Danıştay'ın yönetsel yanı­nı ele alacağız. Yargısal yanı YARGI madde­sinde incelenecektir. Danıştay yönetsel görev­lerin, danışma kararlan, inceleme karar­ları ve yönetsel kararlarla yerine getirir. Da­nıştay'ın yönetsel işlerle uğraşan birimleri ida­ri daireler ve İdari İşler Kurulu'dur. Yönetsel görevleri Birinci ve İkinci daireler üstlenmiş­tir. Danıştay danışma kararlarını hukuk ve yönetsel konularda karşılaşılan güçlüklerin aşılması için alır. Danıştay Birinci Dairesi devlet başkanlığı ve başbakanlıktan gönderi­len işleri inceler ve düşüncesini bildirir. Da­nıştay'ın inceleme kararlarını ise Danıştay İdari İşler Kurulu'nun başbakanlık ve bakan­lar kurulunca gönderilen yasa tasarısı ya da önerileriyle bakanlıklardan gönderilen tüzük tasarılarını inceleyerek bu konuda görüş bil­dirmesi oluşturur. Danıştay'ın yönetsel karar­ları, yasalarla öngörülmüş etkin yönetim ma­kamlarının bazı işlemlerinin oluşumunu sağla­yan kararlardır. Yönetim bunları olduğu gibi benimseyerek işleme koyar. Danıştay'ın bu tür kararları, merkezi yönetimin yerel yöne­tim üzerindeki denetim görevinin güvenceli bir biçimde sürdürülmesini sağlar.
Anayasayla görevlendirilmiş bir başka da­nışma ve inceleme yeri Sayıştay'dır. Sayıştay genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denet­ler. Sorumluların hesap işlemlerini kesin hük­me bağlayarak, kanunlarla verilen inceleme,denetleme ve hükme bağlama işlerini yerine getirir. Sayıştay'ın yönetsel görevlerini vize, tescil, uygunluk bildirimi, yönetmelik yapma, inceleme ve görüş bildirme olarak sıralayabi­liriz. Sayıştay'da her biri bir başkan ve altı üyeden oluşan dört daire Temyiz Kurulu, Da­ireler Kurulu, Genel Kurul ve Hazine'yi tem­sil eden bir savcı vardır.
Milli Savunma Örgütü. 1982 Anayasası Milli Savunma Örgütü'nü "Bakanlar Kurulu" başlığını taşıyan bölüm içinde düzenlemiştir. Bu örgütün Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Güvenlik Kurulu olmak üzere iki temel öğesi vardır. Daha önceki ana­yasalar gibi 1982 Anayasası'nda da, Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana benimsenen geleneğe bağlı kalınarak, Başkomutanlık TBMM'nin manevi varlığından ayrılmaz kabul etmiş ve cumhurbaşkanınca temsil edilmesini öngör­müştür. Milli güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin savaşa hazırlanmasından TBMM'ye karşı bakanlar kurulu sorumlu kı­lınmıştır. Genelkurmay başkanı silahlı kuv­vetlerin komutanıdır ve savaş sırasında başko­mutanlık görevini cumhurbaşkanı adına yürü­tür. Genelkurmay başkanı bakanlar kurulu­nun teklifi üzerine cumhurbaşkanınca atanır. Görev ve yetkilerinden ötürü başbakana so­rumludur.
Milli Savunma Örgütü'nün öbür öğesi olan Milli Güvenlik Kurulu bir anayasa kurumu­dur. Milli Güvenlik Kurulu cumhurbaşkanı­nın başkanlığında, başbakan, genelkurmay başkanı, milli savunma, içişleri, dışişleri ba­kanları, kara, deniz ve hava kuvvetleri komu­tanları ile jandarma genel komutanından olu­şur. Milli Güvenlik Kurulu devletin milli gü­venlik siyasetinin belirlenmesi, saptanması ve uygulanması ile ilgili kararların alınması ve gerekli eşgüdümün sağlanması konusundaki görüşlerini bakanlar kuruluna bildirir. Milli Güvenlik Kurulu'na cumhurbaşkanının katıl­madığı zamanlarda başbakan başkanlık eder.
Milli Savunma Örgütü içinde ayrıca anaya­saca öngörülmeyip ilgili yasayla kurulmuş olan Yüksek Askeri Şûra da yer alır. Genel­kurmay Başkanlığı'na bağlı olan Yüksek As­keri Şûra silahlı kuvvetlere ilişkin her türlü önemli kararı inceler, bunlara ilişkin ilk ka­rarlan alır, silahlı kuvvetlerin üst düzey yöne­ticilerinin atama, yer değiştirme ve yükselme gibi işlerini karara bağlar.
Yönetim. Devletin yönetim organ ve işlevi, yürütme organ ve işlevinin içerisinde, onun bir parçası olarak yer alır. Yürütmenin, hükü­metin oluşturduğu siyasal yüzü yanında bir de günlük ve teknik işlerle uğraşan yönetsel yüzü vardır. Bunlardan birincisi değişken ve geçici, öbürü ise kalıcıdır. Yönetim bu günlük ve teknik işleri düzenli ve kesintisiz olarak ger­çekleştirmek zorundadır ve bu amaçla yöne­tim örgütü ülke düzeyine yayılmıştır. 1982 Anayasası yönetimin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğunu ve yasayla düzenlendiği­ni, kuruluş ve görevlerinin merkezden yöne­tim ve yerinden yönetim temellerine dayandı­ğını hükme bağlamıştır
Merkezden yönetim, kamu hizmetlerinin tek bir merkezden yürütülmesini içeren bir örgütlenme yöntemidir. Bu sistemde kamu hizmetleri bir merkezde toplanmıştır. Bu hiz­metlerle ilgili karar alma ve uygulama yetkisi ile kamu hizmetlerinin finansmanı, gelir ve gi­derlerinin düzenlenmesi merkezde ve merkez hiyerarşisi içindeki organ ve makamlardadır. Bu görünümüyle devlet merkezi nitelikte bü­yük bir kamu yönetim örgütüdür. Bu yönetsel örgüt biri başkent, öbürü taşra örgütü olmak üzere iki bölüm halinde ele alınır. Başkent örgütü ile taşra örgütü arasında sıkı bir hiyerarşik bağ vardır ve devlet yönetiminin bu iki bölümü bir bütün oluşturur.
Başkent örgütünde cumhurbaşkanı, bakan­lar kurulu, bakanlar ve yardımcı kuruluşlar yer alır. Bu örgütün en üst kademesi, aşağı­dan yukarıya uzanan hiyerarşi zincirinin son halkası olan bakandır. Bakanların her biri il yönetiminin başındaki valinin üstü durumun­dadır.
Taşra örgütü, devletin kamu hizmetlerini ülkenin her köşesine götürebilmek amacıyla başkent dışında, yani taşrada oluşturduğu ör­gütlenmedir. 1982 Anayasası Türkiye'yi, mer­kezi yönetim açısından, coğrafi konumuna, ekonomik koşullarına ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere, illeri de öteki kade­meli bölümlere ayırmıştır.
İl, merkezi yönetimin taşra örgütlerinin en büyüğüdür. İlgili yasa uyarınca yeni illerin ku­rulması, kaldırılması, sınırlarının ve adlarının değiştirilmesi yasa ile gerçekleştirilir. İl örgü­tünün başında vali bulunur. Yarı yönetsel, ya­rı siyasal nitelikte bir devlet memuru olan vali özel yetkilerle donatılmıştır. Vali devletin, hükümetin ve tek tek her bakanlığın ildeki temsilcisi ve bunların yönetsel ve siyasal yü­rütme organıdır. Valiler içişleri bakanının önerisi, bakanlar kurulunun kararı ve cum­hurbaşkanının onayıyla atanır. Vali her ba­kanlığın aldığı yönetsel kararları il sınırları içinde yaşama geçirir. Yasaları, tüzükleri ve yönetmelikleri uygulamak amacıyla yönetsel kararlar alarak bunları yürütür. İlde ayrıca bakanlıkların illerdeki hizmet şubesi olan dai­reler ve bunların her birinin başında il idare şube başkanı adı verilen memurlar vardır. Dış­işleri bakanlığı dışında kalan bütün bakanlık­ların illerde böyle hizmet şubeleri bulunur. Bu şube başkanları valinin yönetimi altında­dırlar. Bunlar vali tarafından kendi hizmet alanlarında alınacak kararları hazırlar, valinin onayından sonra da uygularlar.
ilde ayrıca nüfus ve emniyet müdürleri dı­şında tüm idare şube başkanlarıyla valinin oluşturduğu, İl İdare Kurulu adı verilen bir yardımcı kurul vardır. Bu kurul yasaların ön­gördüğü yönetsel kararları alır. Özellikle ilçe kurulması ve kaldırılması konularında danış­ma görevi yapan kurul valice istenen konular­da görüşlerini bildirir. 1982 Anayasası kamu hizmetlerinin görülebilmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla bölge valiliği siste­mini de öngörmüştür. 1991 başında Türkiye' de 73 il bulunmaktaydı.
Merkezi yönetimin ilden sonraki taşra biri­mi ilçedir. İlçelerin kurulması, kaldırılması, bir ilden başka bir ile bağlanması ve adının değiştirilmesi yasayla gerçekleştirilir. İlçenin başında kaymakam bulunur. Kaymakam ilçe­de hükümeti temsil eder. Vali gibi siyasal bir niteliği yoktur. Yetkilerini valinin temsilcisi olarak kullanan kaymakam, valinin denetim ve gözetimi altında ilçe sınırları içinde güven­likle birlikte yasa, tüzük, yönetmelik ve hükü­met kararlarının uygulanmasını sağlar. İlçe yönetiminin kaymakamın dışındaki öbür öğe­leri ilçe idare şube başkanları ile ilçe idare kuruludur. İlçe idare şube başkanları ilgili ba­kanlık ya da genel müdürlükçe atanır ve kay­makama karşı sorumludurlar. İlçe idare kuru­lu ise kaymakamın başkanlığında, yazı işleri müdürü, mal müdürü, hükümet doktoru, mil­li eğitim müdürü, ziraat memuru ve veteriner­den oluşur. Yönetsel ve danışma görevleri olan bu kurul bazı yargı kararlan da alır. Tür­kiye'de 1991 başında 829 ilçe bulunuyordu.
İlçeler merkezi yönetimin taşra örgütlen­mesinde en küçük birimi oluşturan bucaklara ayrılır. İlçe ile köy arasında yer alan bucaklar coğrafya, ekonomi, güvenlik ve yerel hizmet­ler yönünden aralarında ilişki bulunan kasaba ve köylerden oluşur. Bucağın başında kayma­kam gibi bir meslek memuru olan bucak mü­dürü bulunur. Bucak örgütünü ise bucak mec­lisi ve bucak komisyonu oluşturur. Bucak mü­dürü bucakta bulunan en yüksek hükümet memuru ve temsilcisidir ve doğrudan kayma­kama bağlıdır. Bucak örgütü içinde yer alan adli ve askeri kuruluşların dışındaki tüm daire ve kurumlarla belediye ve köy yönetimleri onun gözetim ve denetimi altındadır. Emrin­deki kolluk kuvvetleriyle bucağın güvenliğini ve düzenini korur. Yasama ve yürütme karar­larının yerine getirilmesini sağlar. Bucak mec­lisi ve bucak komisyonu ise köy ve belediyele­rin yerel nitelikteki ortak gereksinimlerini karşılama görevini üstlenmiştir. Bu kurullar bucak müdürünün başkanlığında, bucaktaki merkez memurlarıyla köy derneği ve belediye meclislerinin seçtiği üyelerden oluşur. 1991 başında 683 bucak bulunmaktaydı.
1982 Anayasası yönetimin ve onun üstlen­diği kamu hizmetlerinin örgütlenmesinde merkezi yönetimin yanı sıra yerinden yöneti­mi de öngörmüştür. Yerinden yönetim örgüt­leri yerel yönetim ve hizmet yerinden yönetim örgütleri olarak ikiye ayrılır.
Yerel yönetimler, belirli bir bölge içinde bir arada yaşayan insanların ortak gereksinimle­rini karşılamak ya da ilgili oldukları yerlerin sosyal, ekonomik ve teknik gereklerine göre kamu hizmetlerinin yerine getirilmesini sağla­mak üzere o yörede yaşayan halk tarafından seçilen yönetim birimleridir. Demokratik ge­leneklerin yerleşip gelişmesine yardımcı olan yerel yönetim örgütleri il özel idaresi, beledi­ye ve köyler olmak üzere üçe ayrılır. Yerel yönetim kuruluşlarının devlet yönetimi dışın­da özerk bir tüzel kişiliği vardır ve genel karar organlarını halk seçer.İl özel idaresi il sınırları içinde yaşayan hal­kın yerel nitelikteki kamu hizmeti taleplerini yerine getirmekle görevli kuruluştur. Taşınır ve taşınmaz malları, gelir kaynakları ve kendi özel bütçesi vardır. İl özel idaresinin vali, il genel meclisi ve il daimi encümeni olmak üze­re üç tane yasal organı vardır. Vali il özel ida­resinin temsilcisi ve yürütme organıdır. Î1 ge­nel meclisine başkanlık eden vali merkez yö­netimi tarafından atanır. Meclis ve encümen ise karar ve denetim organlarıdır. Î1 genel meclisi üyeleri her ilçe bir seçim bölgesi ol­mak üzere beş yılda bir milletvekili seçim sis­temine göre yapılan yerel seçimlerle seçilir. Meclisin 40 gün süren olağan toplantı dönemi aralık ayı içinde başlar. Yetki ve görevleri il bütçesini kabul etmek, ile ilişkin kamu hiz­metleri konusunda kararlar almak ve il özel idaresinin malvarlığını yönetmektir. Meclisin aldığı kararlar valinin onayıyla kesinlik kaza­nır. İl özel idaresinin sonuncu organı olan il daimi encümeni, il genel meclisinin yıllık top­lantısında kendi arasından seçtiği dört kişiden oluşur. İl daimi encümeninin başlıca görevleri yıllık bütçeye ilişkin düşüncelerini bildirmek, aylık giderleri onaylamak, meclisin toplanma­dığı zamanlarda onun adına kararlar al­maktır.
Belediyeler, belirli bir bölge içinde bir ara­da yaşayan insanların ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulmuş örgütlerdir. Görevi beldenin sorunlarını çözmek ve bazı hizmetleri yerine getirmektir. Ülkemizde ya­sa gereği, nüfusu ne kadar olursa olsun tüm il ve ilçeler ile nüfusu 2.000'i aşan yerleşim mer­kezlerinde belediye kurulması zorunludur. Belediye örgütünün üç tane yasal organı var­dır. Bunlar belediye başkanı, belediye meclisi ve belediye encümenidir.
Tüzel kişiliğe sahip en küçük yerel yönetim birimi olan köy, okul, cami, yaylak, otlak gibi ortak malları olan yerleşim birimidir. Köyün, köy derneği, köy ihtiyar meclisi ve köy muh­tarı olmak üzere üç tane organı vardır. Türki­ye'de 35.390 dolayında köy bulunmaktadır. IAyrıca bak. KÖY.)
Hizmet yerinden yönetim örgütleri bir ka­mu hizmetine tüzel kişilik verilmesiyle ortaya çıkan kuruluşlardır. Yerel yönetimler gibi, merkezi yönetime yönetsel bağlılık içinde olan bu kuruluşların kendilerine özgü gelir kaynakları, malvarlıkları ve bütçeleri vardır. Hizmet yerinden yönetim kuruluşlarını, kamu kurumları ve kamu iktisadi teşebbüsleri ola­rak iki başlıkta toplayabiliriz.
Kamu kurumları bir kamu hizmetine tüzel kişilik verilmesiyle doğan kuruluşlardır. Bun­ların çoğunda merkezin atadığı organ ve gö­revliler vardır. Bunlar yönetsel, bilimsel ve kültürel, sosyal, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kamu iktisadi kuruluş­ları olarak beşe ayrılır. Yönetsel kamu ku­rumlan, Karayolları Genel Müdürlüğü, Dev­let Hava Meydanları Genel Müdürlüğü, Dev­let Su İşleri Genel Müdürlüğü, Vakıflar Ge­nel Müdürlüğü gibi, devletin ve yerel yönetim kuruluşlarının yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin ayrı birer tüzel kişilik ha­linde örgütlenmesi sonucu ortaya çıkmışlar­dır. Bilimsel ve kültürel kamu kuruluşlarını Yüksek Öğretim Kurumu, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu oluşturur. Bunlardan ilk üçü 1982 Anayasası'nda yer alır. Öbürleri ilgili yasalarla kurulmuştur. Toplumsal kamu ku­rumları devletin çalışma, sağlık, konut, din­lenme, işsizlik ve emeklilik gibi toplumsal ge­reksinimleri karşılamakla ilgili görevlerini gerçekleştirmek amacıyla oluşturulmuş özerk kamusal kuruluşlardır. Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, İş ve İşçi Bulma Kurumu, Ordu Yardımlaşma Kurumu, İşçi Yardımlaşma Kurumu ve Bağ- Kur Türkiye'deki toplumsal kamu kurumlan­dır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuru­luşları belirli meslekten olanların ortak gerek­sinimlerini karşılamak, mesleksel etkinlikleri­ni kolaylaştırmak, mesleğin genel çıkarlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek disiplin ve ahlakını korumak için oluşturulan kuruluşlardır. Tüzel kişiliği olan bu kuruluşlar meslek, sanat ve zanaat mensuplarınca oluş­turulur ve bazı kamu hizmetlerini yerine geti­rir; üyeleri üzerinde birtakım yetkilere sahip­tir. Ticaret ve sanayi odaları, barolar, Barolar Birliği, tabip odalan, mimar ve mühendis odaları bu tür kuruluşlardır. Kamu iktisadi kuruluşları tekel niteliğindeki mallarla temel mal ve hizmetleri üretmek ve pazarlamak üzere, ekonomik alanda ticari ilkelere göre etkinlik göstermek amacıyla, yasayla kurul­muş kurumlardır. Bu kuruluşların sermayesi­nin tümü devlete aittir ve öncelikle kamu hiz­metine yönelik etkinliklerde bulunurlar. Tür­kiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşlet­mesi, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü, Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı bu tür kuru­luşların bir bölümüdür.
Yerinden yönetim kuruluşlarının ikinci gru­bunu oluşturan kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) tümü ya da bir bölümü devlete ait olan ve yetkili bir kamu kuruluşunun denetiminde çalışan ekonomik işletmelerdir. Türkiye Selü­loz ve Kâğıt Fabrikaları, Ziraat Bankası, Tür­kiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Et ve Balık Kurumu, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi, Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu bu tür kuruluşların başlıcalarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder