Ana Sayfa Bilgi Bankası

27 Aralık 2010 Pazartesi

Tuz,Tuzların Hazırlanması,Sofra Tuzu ?

Kimyada, bir asit ile baz arasında gerçekleşen kimyasal tepkime sonucunda suy­la birlikte oluşan maddeye tuz denir. Birbirin­den farklı yüzlerce tuz türü vardır. Ama günlük konuşma dilinde "tuz" denince bilinen sofra tuzu kastedilir; sofra tuzunun kimyasal bileşimi sodyum klorürdür. Bu maddenin birinci bölümünde, önemli bir kimyasal bile­şikler grubu olarak tuzlar, ikinci bölümünde ise sofra tuzu ele alınmıştır.
Tuzların Hazırlanması
Tuzların oluşum tepkimesi bir denklem biçi­minde yazılabilir: Kimyada, herhangi bir asitle tepkimeye girdiğinde o asidi nötrleştirerek, yani onun asit olma özelliklerini ortadan kaldırarak, tuz ve su oluşumuna yol açan maddeye baz denir . Bazlar genellikle metal ok­sitleri ya da hidroksitleridir; tuz oluşumu sırasında bazdaki metal, asitteki hidrojenin yerini alır. Tuzlar oluştukları aside göre ad­landırılır. Buna göre, hidroklorik asidin nötrleştirilmesi (yansızlaştırılması) sonucu ortaya çıkan tuzlara klorürler; nitrik asitten oluşan­lara nitratlar; sülfürik asitten oluşanlara sül­fatlar; karbonik asitten oluşanlara karbonat­lar denir. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.
Tuzların Özellikleri ve Kullanım Alanları. Tuzların çoğu artı ya da eksi yüklü atomlar­dan ya da iyon denen atom gruplarından oluşur; artı yüklü iyonlar (kat­yonlar) metalden, eksi yüklü iyonlar (anyon­lar) ise asitten gelir. Katı haldeki bir tuzun iyonları, belirli bir yerleşim düzeni içinde bir araya gelerek bir kristal oluştururlar. Krista­lin biçimi tuzdan tuza değişir; örneğin, sod­yum klorür kristalleri her zaman küp biçimin­dedir. Tuzların çoğunun kristali hidratlı hal­dedir, yani kristal yapısına belirli oranda su bağlanmıştır. Bu kristalleşme suyu tuzun ısıtıl­ması yoluyla ayrılabilir ve böylece susuz bir yapı elde edilir. Çok bilinen bir örnek, su katıldığı zaman mavi bir çözelti oluşturan beyaz, susuz bakır sülfat tozudur. Bu mavi çözelti buharlaştırıldığında hidratlı mavi bakır sülfat kristalleri elde edilebilir.
Tuzların çoğu suda çözünerek (eriyerek) bir çözelti oluşturur. Ama bazı tuzlar suda çözünemez; iki çözelti arasındaki bir tepkime sonucu oluşan bu tür bir tuz dibe çökerek ayrılır ve bir çökelti (katı madde) oluşturur. Tuzlar iyonlardan oluş­tuğundan, suda çözündükleri zaman elektriği iletebilirler; bu tür bir çözeltiye elektrolit denir.
Birçok kay açta tuz bulunur; bu kay açlar­dan bazıları, örneğin kireçtaşı, büyük ölçüde kalsiyum karbonat tuzundan oluşmuştur. Ha­vadaki karbon dioksidin çok az miktarı suda çözünerek seyreltik bir asit oluşturur; bu asit de kay aç tuzlarının birçoğunu çözer. Bu nedenle ırmaklar, göller, özellikle de denizler ve okyanuslar büyük miktarlarda çözünmüş tuz içerirler ve en geniş doğal tuz çökelleri kurumuş su yataklarında bulunur.
Eğer doğada tuzlar olmasaydı, bazı bitkiler ve hayvanlar da olmazdı. Ayrıca tuzun eyler­de, tıpta ve sanayide önemli kullanım alanları vardır.
Sofra Tuzu
Genellikle sofra tuzu olarak adlandırılan sod­yum klorür, hayvanların beslenmesinde bü­yük önem taşıyan temel bir madde ve pek çok önemli kimyasal "süreç için bir başlangıç mad­desidir. En zengin sodyum klorürün kaynağı deniz suyudur; deniz suyunun ağırlıkça yüzde 3'ünü sodyum klorür oluşturur. Deniz suyu­nun yüzde l'lik bir bölümü de çeşitli magnez­yum, kalsiyum ve potasyum tuzlarından olu­şur. Lût Gölü ve ABD'nin Utah eyaletindeki Büyük Tuz Gölü gibi bazı tuzlu göllerin sularında, deniz suyundakinin 4-8 katı arasın­da değişen oranlarda tuz bulunur.
Sanayide ve evlerde kullanılan tuzun çoğu, eski zamanlarda var olmuş bazı denizlerin buharlaşmasından artakalan, üstleri çamur ve kumla örtülü yeraltı çökellerinden elde edilir. Bazı yerlerde, yüzeye çıkarken bu tür bir tuz katmanından geçen tuzlu su kaynaklarına da rastlanır.
Bol güneş alan ülkelerde tuz, tuzla denen geniş alanlara alınan deniz suyunun buharlaş­maya bırakılması yoluyla elde edilir. İri taneli ve oldukça katışkılı olan bu tuzdan et ve balık salamuralarının hazırlanmasında yararlanılır.
Yeraltı kayatuzu dünyanın birçok yerinde kalın katmanlar halinde bulunur. Mineral adı halit olan kayatuzu, genellikle açılan kuyular­dan aşağı su pompalanarak elde edilir. Su, tuzu çözer ve oluşan salamura (tuzlu su) yüzeye pompalanır. Daha sonra buharlaştırı- lan salamuradan geriye tuz kalır.
Sofra Tuzunun Özellikleri ve Kullanım Alanları. Katışkısız sodyum klorür küp biçim­li kristallerden oluşan beyaz bir katı madde­dir. 800°C'de erir. Arı su 0°C'de donar, ama salamura (sofra tuzunun sudaki çözeltisi) çok daha düşük sıcaklıklarda donar; bu sıcak­lık, salamuradaki tuz oranına bağlı olarak —20°C'ye kadar düşebilir. Bu yüzden kışın, kar ve buzu eritmesi için yollara kayatuzu serpilir; kayatuzu kar ve buzla birleşerek, normal suyun donma sıcaklığında donmayan bir sala­mura oluşturur.
Sodyum klorür bütün hayvanların beslen­mesinde yaşamsal bir önem taşır. Midede salgılanan sindirim sularındaki hidroklorik asidin oluşumu için gerekli olan klorür iyonla­rı bu tuzdan gelir. Sodyum ise vücuttaki ana katyonlardan biridir; sinir ve kas hücrelerinin işlevlerini doğru bir biçimde yerine getirebil­meleri ve vücuttaki su dengesinin sürdürüle- bilmesinde bu katyonun temel bir işlevi var­dır. Hayvan besi yerlerinde tuz yalakları bulundurulur; yabani hayvanlar ise bir parça kayatuzu bulabilmek için uzun süre dola­şırlar.
Sodyum ve klor çok önemli maddeler olduğundan, tuz kimya sanayisinin başlıca hammaddelerinden biri haline gelmiştir. Klor, sodyum, hidrojen ve sodyum hidroksit (sudkos- tik), eritilmiş sodyum klorürden, yani salamura­dan elektrik akımı geçirilerek elde edilir. Bu kimyasal maddeler ağartma to­zu, sabun, yapay ipek (reyon) ve cam gibi ürün­lerin yapımında kullanılır. Tuzun kendisi de yi­yecekleri tatlandırmak; et, balık, sebze ve ham derileri tuzlama yöntemiyle saklamak; sulan yumuşatmak; seramik eşyaları sırlamakta kulla­nılır. Tereyağı, margarin ve buz üretiminde de tuzdan yararlanılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder