Ana Sayfa Bilgi Bankası

27 Aralık 2010 Pazartesi

Tuna Irmağı ?

 
Volga'dan sonra Avrupa' nın ikinci uzun ırmağı olan Tuna, aynı zaman­da kıtadaki akarsular içinde su hacmi en büyük olandır. Tuna Almanya'nın güneyba­tısındaki Karaorman'dan doğar, 2.824 kilo­metrelik çığırı boyunca sekiz ülkeden ve üç başkentten geçtikten sonra SSCB toprakların­dan Karadeniz'e dökülür. Avrupa'nın orta ve güneydoğu kesimlerinin gelişiminde Tuna'nın tarihsel bir önemi vardır. Irmağın kıyılarında kurulup yıkılan eski devletlerden kalmış kale, şato ve benzeri yapılar bugün de görülebilir. Viyanalı besteci Oğul Johann Strauss'un ünlü valsi Mavi Tuna, ırmağın bütün dünyada tanınmasına yardımcı olmuştur.
Tuna, Karaorman'ın doğu yamaçlarından çıkan Breg ve Brigach adlı iki akarsuyun birleşmesiyle doğar. Daha uzun olan Breg'in kaynağı denizden 1.000 metre yüksekte ve 2.850 km uzaktadır. Birkaç kilometre sonra Immendingen ile Tuttlingen arasındaki kireç­taşı topraklarda akmaya başlayan Tuna, bura­da suyunun büyük bölümünü yatağının altın­daki kayaç katmanına bırakır. Bu su kaybı o kadar yüksektir ki, ırmak bazen yaz aylarında kurur. Boyarmaddelerle yapılan testler, kay­bolan suyun Ren'e katılan Aach Irmağı'nda ortaya çıktığını göstermiştir.
Tuna yukarı çığırında dar ve bazen sarp duvarlı bir vadiden akarak Ulm, Kelheim, Regensburg ve Passau'yu geçer. Tuna'nın Ulm'a kadarki çığırında yalnızca küçük tekneler işleyebilmektedir. Alp Dağlarf ndan ge­len Inn Irmağının Tuna'ya katıldığı Passau' da ırmağın akış hızı saatte 8 kilometredir. Passau'dan sonra Avusturya'ya giren Tuna ormanlık sarp yaylalardan kıvrıla kıvrıla geçe­rek Linz'e ulaşır. Tuna'nın burada kolayca geçilebilir durumda olması, Linz'in önemli bir suyolu kavşağı ve Avusturya'nın başlıca sana­yi kenti olmasını sağlamıştır. Linz'ten sonra vadi genişler ve ırmak güzel bir düzlüğe girer.
Tuna daha sonra Avusturya'nın başkenti Viyana'dan geçer; önemli bir geçiş noktası olma özelliğini her zaman korumuş olan kentin büyük bölümü ırmağın güney yakasın­da yer alır. Viyana'dan geçerken Tuna'nın genişliği 275 metre kadardır, akış hızı da saatte 10 kilometreye yaklaşır. Tuna'nın Al­manya ve Avusturya'da kalan bölümlerinde suyun akışını denetlemek için kurulmuş setler vardır. Buralardaki hidroelektrik santrallarda elektrik enerjisi elde edilir; gemiler de 228 metre uzunluğundaki ikiz kanal havuzdan geçer.
Viyana'dan sonra Tuna kuzeyden Morava Irmağı'nı alarak Çekoslovakya'ya girer. Ül­kenin başlıca liman kenti olan Tuna kıyısında­ki Bratislava'da, römorkör ve mavnaların ırmak buzla kaplandığında sığındığı büyük bir kışlık liman bulunur. Tuna, Bratislava'dan geçtikten sonra Karpat Dağları'nın kolu olan bir dağ sırasını aşar. Bir süre Çekoslovakya- Macaristan sınırı boyunca doğuya doğru yol aldıktan sonra güneye kıvrılarak Alföld'e (Macaristan Ovası) girer. Tuna, çığırının geri kalan bölümü boyunca, genişliği 1,5 kilomet­reyi bulan deniz yeşili renkli bir ırmaktır; kamışların saçak gibi süslediği kıyılarında kavak ve söğüt ağaçları yetişir. Macaristan'ın başkenti Budapeşte'den de geçen Tuna güne­ye doğru akmaya devam ederek Yugoslavya' ya girer. Burada batıdan Drava, kuzeyden Tisa ırmaklarını alır; batıdan gelen Sava da Tuna'nın geçtiği üçüncü başkent olan Bel- grad'da ırmağa katılır.
Tuna Belgrad'ın 95 km kadar doğusunda havzasının en önemli bölümüne girer. Burada önce, yaklaşık 120 km boyunca Balkan Dağ­ları ile Transilvanya Alpleri'ni (Güney Karpatlar) birleştiren dağ kütlesindeki derin bir vadiden geçer. Vadinin dik yamaçları bazı yerlerde 300 metreden daha yüksektir; ırmak 150 metrelik bir genişliğe ulaşır ve güçlü anaforlar oluşturarak sel gibi akar. Yugoslav- ya-Romanya sınırının bir bölümünü de çizdiği bu bölgeden sonra genişliği 3 kilometreye çıkan ve akışı yavaşlayan Tuna, uzun süre Romanya-Bulgaristan sınırını çizerek doğuya doğru akar. Yapımı 1983'te tamamlanan bir kanal, Tuna'yı Romanya'nın Karadeniz kıyı­sında bulunan Köstence limanına bağlar. Silistre'de Romanya-Bulgaristan sınırından çı­karak kuzeydoğuya yönelen Tuna, Cernavoda'da keskin bir dönüşle kuzeye doğru akma­ya başlar. Kalas'ta yeniden yön değiştirerek doğuya yönelir ve Romanya-SSCB sınırını çizer. Daha sonra Ukrayna'daki İsmail ile Romanya'daki Tulça arasında başlayan bü­yük deltasına girer. Tuna deltası Avrupa'da çok az kalmış olan pelikan gibi hayvanlar için önemli bir sulak yaşam alanıdır. Deltadaki adalarda kum engereği ve kaplumbağa gibi hayvanlar yaşar.
Tuna kışları her zaman donmakla birlikte, genellikle yılın 300 günü kullanılabilmektedir. Irmakta işleyen en büyük mavnalar 80 metre uzunluğundadır; bir römorkörün çekebildiği mavna sayısı 12'yi bulur. Yazın düzenli yolcu seferleri yapılır; bu seferlerde Viyana'dan İsmail'e beş günde gidilebilmektedir. Tuna'da ulaşım, Almanya dışında Tuna'nın geçtiği bütün ülkelerin üye olduğu uluslararası bir komisyonun denetimindedir.
Almanya'nın güneyinde yapımı süren ve Tuna'yı Main Irmağı'na bağlayacak olan Ren- Main-Tuna Kanalı'nın 1992'de hizmete gir­mesi planlanmıştır. Main Irmağı Mainz yakın­larında Ren'e katılır; böylece, kanal kullanıl­maya başlandığında Kuzey Denizi ile Karade­niz arasında 4.000 kilometrelik bir suyolu açılmış olacaktır.
Tuna doğal kaynaklar açısından yoksul bir ırmaktır. Kumlarında çok az altın bulunur; kıyılarında yetişen kamış ve kavaklar kesile­rek selüloz yapımında kullanılır. Öte yandan, yıllardır sanayi atıklarıyla kirletilmekte olan ırmakta yabanıl hayvanlar gittikçe azalmakta­dır. Ama sazan, yeşilsazan, bıyıklıbalık, su­dak, çapakbalığı ve ayrıca yılanbalığına ben­zeyen karayayın gibi balıklar ırmakta hâlâ görülür. Tuna Irmağı'nda yaşayan balıklar içinde en değerlisi, yumurtaları havyar olarak değerlendirilen bir mersinbalığı türüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder