Ana Sayfa Bilgi Bankası

25 Aralık 2010 Cumartesi

Trajedi ?

Geniş anlamıyla trajedi, insanın çektiği acılan anlatan, mutsuz bir sonla ve çoğunlukla ölümle biten bir öykü ya da olaydır. Edebiyat terimi olarak ise, Eski Yunan'daki dinsel törenlerden doğarak geli­şen bir tiyatro oyunu türü anlamına gelir.
Trajedi ve komedi, tiyatro sanatının iki ayrı dalıdır. Daha ayrıntılı bilgi için KOMEDİ maddesine, tiyatro sanatının gelişimi için de TİYATRO SANATI maddesine başvurabilir­siniz.
"Trajedi" sözcüğünün kökeni pek bilinme­mektedir. Büyük bir olasılıkla "keçi şarkısı" anlamına gelen iki Yunanca sözcükten türe­miştir. Eski Yunan oyunlarında şiirleri oku­yan koro üyeleri keçi postu giyerlerdi. Dinsel törenlerde keçiler tanrı Dionysos'a kurban edilir ve tiyatro yazarlarına da ödül olarak verilirdi.
Yunan trajedi yazarlarının amacı, çağdaş anlamda bir gösteri düzenlemek değildi. Bu trajediler izleyicilerin hepsince bilinen tanrı­lara ve kahramanlara ilişkin söylenceleri ko­nu alırdı. Yazarlar söylencelere yeni açıkla­malar getirmeye, böylece izleyicilerin tanrı ve devlet yasalarını daha iyi anlamalarına çalışır­lardı.
Trajedinin temelinde, bireylerin yazgılarını etkileyecek seçimleri yapmakta özgür olduk­ları inancı vardır. Trajedi türünde yazılmış bir oyunda bu seçim genellikle dinsel yasalar ile toplum kur allan arasındadır. İnsanın kişiliğindeki kusur onu yanlış seçim yapmaya zorladığında trajedi ortaya çıkar. Bu da kah­ramanın acı çekmesine ve genellikle ölüme yol açar. Eski Yunanlı düşünür Aristo Poetika adlı yapıtında trajediyi tanım­layan ilk kişidir. Aristo trajedide olay örgüsü­nün kişilerden daha önemli olduğunu ileri sürmüştür. Aristo'ya göre trajedinin yüce bir amacı vardır. Bu da kahramanın çektiği acıyı göstermek değil, izleyicilerin kendi benlikleri­ni tanımalarını sağlamaktır. İzleyiciler acıma ve korku duygularını yaşayarak kendi benlik­lerini tanırlar.
19. yüzyılın sonuna kadar trajedilerin çoğu koşuk biçiminde yazılırdı. Ritim ve uyağın trajedi yazarının ortaya koyduğu durumun ciddiliğine katkıda bulunduğu düşünülürdü. Kaleme alınmış en büyük trajediler, içerdik­leri dilin güzelliğiyle dikkat çeker.
Batı edebiyatında trajedinin dört "altın" çağı vardır. Bunlardan birincisi İÖ 5. yüzyılda Eski Yunan'da; ikincisi 16. yüzyılda İngiltere ve İspanya'da yaşandı. Bu dönemin trajedi yazarları, acı çekmenin insanın kişiliğini nasıl geliştirdiğini göstermeyi amaçlıyorlardı. Tra­jedinin üçüncü büyük çağı ise 17. yüzyılda Fransa'da yaşandı. Bu dönemde yazarlar ka­leme aldıkları oyunlarda Eski Yunan trajedi­lerini örnek aldılar. Yazılan oyunların çoğu kahramanın aşk ve onur arasındaki ikilemini ele aldığından, bunlar aşk ve onur trajedileri olarak adlandırılır. Trajedinin dördüncü bü­yük çağı ise Avrupa ve ABD'de 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında yaşandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder