Ana Sayfa Bilgi Bankası

27 Aralık 2010 Pazartesi

TUTANHAMON (İÖ yaklaşık 1370-1352)

 Eski Mısır firavunlarından (krallarından) Tutanhamon günümüze kadar bozulmadan ula­şabilmiş mezarıyla tanınır. Mısır'ın güneyin­de, Luksor yakınlarındaki Krallar Vadisi'nde yer alan bu mezar, 1922'de Lord Carnarvon'un yönetimindeki bir araştırma gezisine katılan İngiliz arkeolog Howard Carter tara­fından ortaya çıkarıldı. Eski Mısır'da herkes gibi, ölen krallar da mumyalanır, ölümden sonraki yaşam için gerekli olduğuna inanılan çeşitli yiyecekler, içecekler ve değerli eşyalar­la birlikte gömülürlerdi. Bu yüzden kral mezarlarının bir çoğu sık sık hırsızlarca yağmalanmıştır. Tutanhamon'un mezarı, içindeki bütün değerli eşyalarla bir­likte el değmemiş olarak ortaya çıkarılan ender örneklerden biridir.
Howard Carter bu büyüleyici mezarın en iç bölümündeki odalara ulaştığında, kendi deyi­miyle "olağanüstü şeyler"le karşılaştı. Tutan­hamon'un mumyası iç içe geçmiş üç tabutun içine yerleştirilmişti. Dıştaki iki tabut altın kakmalı tahtadan, en içteki tabut ise som altındandı. Tabutlar daha sonra taştan oyul­muş bir lahde konmuştu. Mumyanın başı kralın yüzüne benzeyen, değerli taşlarla be­zenmiş altın bir maskeyle örtülüydü. Mumya­nın üzerine ve sargıların arasına çeşitli değerli taşlar ve tılsımlar yerleştirilmişti. Eski Mısır' da mumyanın başına yerleştirilen maskenin ölen kişiyi onurlandırmak, ruhlar dünyasına ulaşmasını kolaylaştırmak, ölen kişiyi kötü ruhlara karşı korumak ya da ölen kişinin ruhlar dünyasıyla ilişki kurmasına yardımcı olmak gibi işlevleri olduğuna inanılırdı.
Mezarda, lahdin bulunduğu odadan başka üç oda daha vardı. Bu odalarda heykeller, yataklar, sandalyeler, sandıklar, kutular, bir savaş arabası, silahlar, elbiseler, mücevher­ler, tıpkı gerçek yaşamdaki gibi ölümden sonraki yaşamda da gerekli olacağına inanılan çeşitli eşyalar, gereçler, şarap ve yiyecekler bulundu. Altın ve değerli taşlarla bezenmiş mobilyaların en güzel parçalarından biri de aslan başlarıyla süslenmiş, altın kaplama ah­şap bir tahttı. Buluntular arasında en ilginç parçalardan biri de hâlâ çalınabilir durumda olan basit bir trompettir. Bu paha biçilmez hazine tÖ 14. yüzyılda Eski Mısır'da kralların ne kadar zengin ve görkemli bir yaşam sürdüğünü göstermektedir. Ne var ki, Eski Mısır'daki öteki kral mezarlarıyla karşılaştırıl­dığında Tutanhamon'un mezarının sıradan bir kral mezarı olduğu söylenebilir. Mezardan çıkan buluntuların çoğu Tutanhamon'un sağ­lığında kullandığı özel eşyalardır. Yapılan
inceleme ve araştırmalar bize Eski Mısırlılar' ırı günlük yaşantıları, alışkanlıkları ve gele­neklerine ilişkin önemli bilgiler sağlamıştır.
Kral Tutanhamon'un mezadından çıkan bu­luntular Kahire'deki Mısır Müzesi'ne kondu. Ama mumya ve lahit Luksor'da kaldı. Tutanhamon Eski Mısır'da yaklaşık 200 yıl hüküm süren 18. hanedandan (İÖ yaklaşık 1539- 1320) geliyordu. Tahta çıktığında henüz dokuz yaşındaydı; bu yüzden ülke yönetimini firavun naibi ve başrahip Ay ile başkomutan Horemheb üstlendi. 10 yaşlarındayken krallı­ğını yasallaştırmak amacıyla, yönetimi sırasın­da Güneş tanrısı Aton'a dayalı tek tanrılı bir din oluşturmaya çalışan Kral Ahenaton'un üçüncü kızıyla evlendi. Tutanhamon hükümdarlığının ilk üç yılında önce Ahenaton'un benimsediği dinsel görüşleri de­ğiştirmek ve tanrı Amon'a dönülmesini sağla­mak amacıyla, doğduğunda kendisine verilen Tutankaton adını Tutanhamon olarak değiş­tirdi. Eski tapınakları açtırdı, Amon rahiple­rine ayrıcalıklarını geri verdi. Başkenti bugün Kahire yakınlarında bir kent olan Menfis'e taşıdı. Tutanhamon'un 18 yaşındayken bek­lenmedik bir biçimde ölümü ülkede şaşkınlık yarattı. Cenaze hazırlıkları acele bir biçimde yapıldı. Bazı uzmanların ileri sürdüğüne göre Tutanhamon Ay'ın kendisi için yaptırdığı mezara kondu. Tutanhamon'un Eski Mısır' ın siyasal tarihinde önemli bir yeri yoktu. Hatta mezarının yeri bile unutulmuştu. 20. hanedan döneminde mezarın üzerine VI. Ramses'in mezarı yapılmıştı. Eğer mezarı bulunmasaydı birkaç uzman dışında adını kimse bilmeyecekti. Mezarının el değmemiş bir biçimde ortaya çıkarılmış olması Tutan­hamon'un günümüzde adından en çok söz et­tiren firavun olmasını sağladı.
Eskiden Tutanhamon'un mezarına giren kimsenin, kutsal olan bir şeye saygısızlık ettiği için ceza olarak beklenmedik bir biçimde öleceğine inanılırdı. Lord Carnarvon'un me­zarın bulunmasından yaklaşık beş ay sonra sivrisinek ısırması sonucu ölmesi bu boş inan­cın yeniden canlanmasına yol açtı. TUVALU, Büyük Okyanus'ta, Avustralya' nın 4.000 km kuzeydoğusundaki dokuz ada­dan oluşan bir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder