Ana Sayfa Bilgi Bankası

18 Aralık 2010 Cumartesi

Tarım ve Hayvancılık - Tahıl Üretimi ?

Bitkisel ve hayvansal ürünler elde etmek için yürütülen etkinliklerin tümüdür. Eskiçağlarda başlıca ekonomik etkinlik olan tarım ve hayvancılık alanında çalışanların sayısı, sanayinin geliş­mesine paralel olarak azalmaktadır. Ama, günümüzün dünyasında hâlâ bu alanda çalı­şanlar öbür ekonomik etkinlik dallarının tü­münde çalışanlardan fazladır. Çiftlik ürünleri­nin pazarlanmak üzere işlenmesi alanında da çok sayıda insan çalışmaktadır.
Tarım ve hayvancılık yapılan çiftlikler çok büyük bir çeşitlilik gösterir; büyük ya da küçük, az ya da çok verimli toprağa sahip olabilir; yüzlerce tarımsal üründen birini ya da birçoğunu birlikte üretebilir. Tarımsal ürünlerin büyük bir bölümünü yiyecek mad­deleri oluşturur; ama yün, keten, ipek gibi, insan ve hayvanların beslenmesiyle ilgili ol­mayan tarımsal ürünler de vardır. Tarım ve hayvancılık yaparak yaşayan insanların yaşam biçimi, hangi ülkede ve ne tür bir çiftlikte yaşadıklarına göre büyük çeşitlilik gösterir. Avustralya'daki büyük bir koyun çiftliğinde yaşam, Endonezya'da pirinç üreten köylüle­rin ya da ABD'de bir mandırada çalışanların yaşamına hiç benzemez.
Azgelişmiş ülkelerde tarım ve hayvancılık yapılan çiftliklerin çoğu küçüktür. Çiftçi aile­sinin üyeleri, toprağı sürmek için öküzlerin çektiği sabanları, topraktan zararlı otları te­mizlemek ve hasat yapmakta da basit el aletlerini kullanarak kendileri çalışırlar. Dün­yadaki çiftliklerin yandan çoğu bu türden­dir. Bunlar, genellikle tahıl ve sebze yetiştiri­len ve belki birkaç keçi ve tavuk da beslenen karma çiftliklerdir. Elde edilen ürünün çoğu ailenin kendi kullanımı içindir; tüketimden artan ürün olursa yerel pazarda satılır. Bu tür çiftliklerdeki üretime, geçimlik tarım üretimi denir. Bu tür üretimde verim genelde düşük­tür; çünkü toprak genellikle verimsiz, kullanı­lan üretim yöntemleri de ilkeldir. Yetiştirilen hayvanlar da doğada bulduklarını yiyerek gelişigüzel beslenir ve bu nedenle de verimleri düşüktür.
Dünyanın birçok bölgesinde toprak ve ik­lim koşullan yerleşik tarım işletmelerinin kurulmasına uygun değildir. Buralarda ekim alanları sürekli olarak değiştirilir. Dönüşümlü tarım denen bu tarım biçiminin en yaygın uygulandığı yerler tropik orman alanlarıdır. Tropik bölgelerde tarım alanı elde etmek için ormanın en büyük ağaçlan dışında kalan bütün ağaçlar kesilir. Kesilen ağaçlar ve orman tabanındaki öbür bitkiler yakılır. Kül­lerin gübre işlevi gördüğü bu alanda, toprağın verimi azalana kadar birkaç yıl ekim yapılır. Sonra yeni bir orman alanını ayrı biçimde ekime açmak üzere burası terk edilir. Terk edilen alan çok geçmeden yeniden tropik orman bitkileriyle kaplanır. İlkel yöntemlerle ve sınırlı alanlarda yapılan bu tarım, tropik ormanlardaki doğal dengeyi bozup toprağa kalıcı bir zarar vermez. Ama, tropik bölgeler­de büyük ve kalın tarım işletmeleri olan plantasyon kurma girişimleri, toprağı koru­yucu gelişmiş yöntemler uygulanmadığı süre­ce başarısız olur.
Afrika ve Asya'nın otlaklarında göçebe hayvancılık yaygındır. Çok az yağmur alan ve yer yer yan çöl durumunda olan bu otlaklarda hayvanların bütün bir yıl boyunca aynı yerde otlamasına yeterli olacak kadar ot yetişmez. Bu nedenle çobanlar sürülerini belirli zaman­larda yeni otlaklara götürmek zorundadır.Kuzey Afrika'da sığır böyle yetiştirilir. Orta Asya'da taşımacılıkta kulla­nılan yaklar da yüzyıllardır bu yöntemle yetiştirilmektedir. Göçebe hayvancılık yapan insanlar, hemen hemen tüm gereksinimlerini karşılayan hayvanlarıyla sürekli olarak birlik­te yaşarlar.
Azgelişmiş ülkelerdeki daha iyi topraklarda büyük çiftlikler kuruludur ve buralarda genel­likle şekerkamışı, kahve, pamuk ya da çay gibi tek bir ürün üretilir. Çiftçinin kendi tüketimi için değil, satış amacıyla tarım yapı­lan bu çiftliklerdeki üretime pazar için üretim ya da ticari tarım denir. Bu ülkelerin bir bölümünde, ekonomi tek bir ürünün dışarıya satışına bağımlı hale gelmiştir. Dünya pazarında bu ürünün fiyatının düşmesi ya da ürüne zarar veren bir hastalık bu tür ülkelerin ekonomileri için yıkıcı olabilir.
Gelişmiş ülkelerde de tarım ve hayvancılık pazar için üretime dayanır. Avrupa ve Amerika'daki ülkelerin çoğunda ve SSCB, Avustral­ya gibi ülkelerde bulunan büyük çiftliklerde makineli tarım yapılır. Bu çiftliklerde çalışan az sayıda işçi, gelişmiş tarım makineleri kulla­narak, çok sayıda insanın yapacağı işi kısa bir sürede yapar; ama bu makineler pahalıdır, bakım ve yakıt giderleri de yüksektir. Maki­neli tarımın kârlı olabilmesi için yüksek verim elde etmek gerekir. Bunun için uygulanan yeni ve daha gelişmiş yöntemlerle verimlilik sürekli olarak artırılmaktadır. ABD'de 1950' lerde hektar başına 1,5 ton olan tahıl üretimi 1980'lerde hektar başına 3 tonu geçmiştir.

Gelişmiş ülkelerde tarım işletmeleri genel­likle uzmanlaşmıştır. Her çiftlikte tek bir ürün ya da hayvan türü çok büyük miktarlarda üretilir. Uzmanlaşmış tarım işletmelerinde kullanılan gübre, tohum, yakıt, yem ve öbür üretim girdileri büyük miktarlarda satın alın­dığı için ucuza gelir. Uzmanlaşmanın başka bir üstünlüğü, büyük tarım makinelerinin daha verimli kullanılabilmesidir. Örneğin, birkaç parça tarlada yapılan tahıl üretimi için büyük bir biçerdöver satın almak verimli olmaz; ama binlerce dönümlük alanda buğ­day ekiminin yapıldığı bir tarım işletmesi için büyük bir biçerdöver satın almak iyi bir yatırımdır.
Tahıl Üretimi
Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu için te­mel besin maddesi tahıldır. Pirinç, buğday, mısır, arpa, dan, yulaf ve çavdar gibi tahıl türleri içinde, buğdaydan sonra en çok yetişti­rileni pirinçtir.
Buğday Tarımı. Avrupa ve Kuzey Ameri­ka'da en fazla yetiştirilen tahıl buğdaydır. Buğday en iyi, kışın soğuk, yazın güneşli ve kurak olan bölgelerin otlaklarında yetişir. Kuzey Amerika'da buğday ekimine en elve­rişli topraklar Mississippi Irmağı'nın batısın­da, Texas'tan Kanada içlerine kadar geniş bir kuşak biçiminde uzanan yüksek düzlüklerdir. Avrupa'nın önde gelen buğday üreticileri SSCB, Türkiye, Fransa, İtalya, İspanya ve Al­manya'dır. Öbür büyük buğday üreticisi ülke­ler Avustralya, Arjantin, Hindistan, Pakistan ve Çin'dir.
Eskiden, buğdayın el aletleriyle ekilip biçil­diği yıllarda buğday ekimi, günümüzdeki pi­rinç ekimine benzer bir biçimde, küçük çift­liklerde yapılırdı. Ama günümüzün makine­li tarım yöntemleri buğday tarımının büyük çiftliklerde yapılmasını olanaklı kılmıştır. Ekinleri biçip buğday tanelerini ayıran bir biçerdöver 5 metre genişliğinde bir toprak şeri­dindeki ekinleri aynı anda biçebildiği için, büyük tarlalarda hasat yapmaya uygundur. Günümüzde bazı buğday tarlaları binlerce hektar büyüklüğündedir.
Geniş buğday tarlalarında yapılan makineli tarım tarlada kullanılması gereken işçi sayısını azaltmıştır. Ama, günümüzde, de harmanı kaldırmak, ürünü taşıyıp kurutmak ve depo­lama donanımım çalıştırmak için* hasat za­manı ek işgücüne gerek duyulmaktadır.
Dünya buğday üretiminin büyük bölümü, sonbaharda ekilen ve kışlık buğday denen buğday çeşitlerinden elde edilir. İlkbaharda ekilen ve yazlık buğday denen buğday çeşitle­ri de vardır. Her ikisinde de hasat yaz sonundadır; ama kışlık buğdayın başaklan biraz daha erken olgunlaşır.
Pirinç Tarımı. Asya'da tarımsal üretimin büyük bölümünü pirinç oluşturur. "Çeltik" de denen pirinç bitkisi genellikle yılın bir bölü­münde sular altında bırakılan tarlalarda yetişti­rilir. Alçak setlerle birbirinden ayrılmış bölüm­ler biçiminde düzenlenen çeltik tarlalarına ya­kındaki akarsulardan ya da bentlerden pom­palarla su akıtılır. Hasat zamanı tarlalardaki sular pompalarla boşaltıldıktan sonra hasat yapılır.
Güneydoğu Asya'nın iklimi pirinç tanmı için çok uygundur. Rüzgâr yılın sıcak aylarında okyanustan karaya doğru eser. Muson rüzgârları denen bu mevsimlik rüzgârlar, pi­rinç yetiştirme döneminde hemen hemen her gün yağmur getirir. Yağmurdan sonra da parlak bir güneş açar. Pirinç hasadının günümüzün modern makinelerin­den yararlanılarak yapılması sınırlı birkaç alanda denenmiştir; ama çeltik tarlalarının çoğunu, 2.000 yü önceki yöntemleri uygula­yan köylü aileleri işlemektedir. Pirinç tarımı emek yoğun bir üretimdir; pirinç yetiştirmek için gerekli işlerin büyük çoğunluğu makine kullanmadan, insan eliyle yapılır.keser, toplar ve kuruması için sıralar halinde dizer. Daha sonra, ağır kamış demetleri fabri­kaya götürülmek üzere vinçlerle kamyonlara yüklenir.
Çeltiğin yetişme döneminin büyük bir bölü­münde sular altında kalan pirinç tarlalan yeşil göller gibi görünür. Yeşil renk sarıya dönün­ce, çiftçiler tarlalardaki sulan pompalarla boşaltmaya başlar. Bu ilk adımdan sonra çiftçiler uzun, kıvrık oraklarıyla kurumuş tarlalara girerek pirinç saplarını toprağın he­men üstünden keserler.
Brezilya'da, ABD'nin güneyinde, İtalya'da ve Türkiye'de de pirinç yetiştirilir.
Mısır Tarımı. Başka bir önemli tahıl türü Amerika'dan dünyaya yayılmış olan mısırdır. Dünyanın en büyük mısır yetiştirme bölgesi ABD'nin orta batı kesimindeki "Mısır Kuşa­ğı" adı verilen bölgedir. Dünyanın öbür bü­yük mısır üreticileri Çin, Brezilya, Meksika, SSCB, Yugoslavya, Romanya, Güney Afri­ka, Arjantin, Macaristan, İtalya ve Hindis­tan'dır. Mısır yetiştirilecek toprak derin ve
verimli olmalıdır. Ilıman iklimli bölgeleri seven mısır, gelişimini tamamladığı yaz orta­sında bol yağış almalıdır. Mısır buğdaya göre daha çok yağış ister; ama yağmurdan sonra kuruması için aynı zamanda bol güneş ve rüzgâr da gereklidir.
Üretilen mısırın bir bölümü hayvan yemi olarak kullanılır. Eskiden ABD'de mısır üre­ticilerinin aynı zamanda domuz da yetiştirme­si yaygın bir uygulamaydı; ama 20. yüzyılda giderek artan sayıda çiftçi ya mısır üretmeyi ya da hayvan yetiştirmeyi seçmektedir. Mısır, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde olduğu gibi dünyanın birçok yerinde başlıca besinmaddelerinden biridir; ama başka bazı tahıl­lar kadar besleyici değildir.
Yulaf, arpa ve çavdar gibi başka tahıl türleri genellikle buğday ya da mısırla birlik­te, hem tarım hem hayvancılık yapılan karma çiftliklerde yetiştirilir. Buğday ekimi için uy­gun olmayan topraklarda ve iklimlerde de bu tahıllar yetiştirilebilir. 1950'lerde Çin'den ABD'ye getirilen soya fasulyesi günümüzde ABD'de önemli bir ürün durumuna gelmiştir. Soya fasulyesi mısırla aynı koşullarda yetişir. ABD'deki Mısır Kuşağı'nda birçok çiftçi artık mısırdan çok soya fasulyesi yetiştirmektedir.

Birçok tarımsal ürünün temel besin maddesi olma özelliği yoktur; ama bu ürünler çiftçiler için önemli bir gelir kaynağıdır. Şekerkamışı ya da şekerpancarı, pamuk, kahve ve çay bu tür ürünlerdendir. Bunların en önemlileri' şekerkamışı, şekerpancarı ve pamuktur.Şekerkamışı ve Şekerpancarı.
Dünya şeker üretiminin çok büyük bölümü şekerkamışı ve şekerpancarından elde edilir. Şekerkamışı en iyi ekvatora yakın bölgelerde yetişen bir bitkidir. Tam gelişmesi için 1,5 yıl gereken şekerkamışı, pirinç gibi bol yağış ister. Binler­ce yıldır şekerkamışı ekimi yapılan Hindistan günümüzde dünyanın en büyük şekerkamışı üreticilerinden biridir. Öbür büyük şekerka­mışı üreticisi ülkeler Küba, Brezilya, Çin, Avustralya ve Meksika'dır.
Hindistan'da şekerkamışı küçük çiftlikler­de, geleneksel yöntemler kullanılarak yetiştirilir. Elle ekilen kamış, hasat zamanı büyük bıçaklarla kesilerek yakındaki şeker fabrika­larına götürülür. Küba, ABD ve Avustralya' da şekerkamışı tarımında makinelerin kulla­nılmaya başlanması eski geleneksel yöntemle­ri değiştirmiştir. Büyük ekim makinelerinin toprağı kazmak, şekerkamışı parçalarını çu­kura atmak ve üstlerini toprakla örtmek için tarladan bir kez geçmesi yeterlidir. Hasat za­manı kullanılan başka makineler de kamışları
Şekerpancarı serin iklimlerde yetiştirilebilen, köklerinden şeker çıkarılan bir pancar çeşididir. Başlıca şekerpancarı üreticisi ülke­ler SSCB, ABD, İtalya, Fransa, Polonya ve Almanya'dır. Şekerpancarı tohumlan ekildik­ten kısa bir süre sonra filizlenir. Bu filizlerin fazlalarının sökülerek seyreltilmesi gerekir; bu işlem bazı çiftliklerde elle, bazılarında da makinelerle yapılır.
Şeker pancarının iri bir şalgam büyüklüğün­deki etli kazık kökü şeker içerir. Şekerin çıkarılabilmesi için şekerpancarı kökleri par­çalanıp pişirilir. Şeker ayrıldıktan sonra geri­ye kalan melas, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılır. Şekerpancarı sökümünde kullanı­lan hasat makineleri geliştirilmeden önce pancar sökümü çok zaman alan güç bir işti; pancarların tek tek sökülüp yapraklarının elle kesilmesi gerekirdi.
Pamuk. Dünyanın en önemli tarım ürünle­rinden bazıları da lifli bitkilerdir. Giysi, hah, kilim, perde, ip, yelken ve çadır bezi ile öbür dokumaların yapımında kullanılan lifli bitki­lerin başlıcaları pamuk, keten, kenevir ve jüt­tür.
En önemli lifli bitki pamuktur. Dona daya­namayan pamuğun 6-7 aylık yetişme süresi boyunca havanın sıcak olması gerekir. Dünya­nın en büyük pamuk üreticisi SSCB'dir; onu Çin izler. ABD'nin Kuzey ve Güney Carolina'dan Arizona'ya kadar uzanan güney bölge­sinde pamuk doğal olarak yetişir. Dünyanın en büyük pamuk çiftliklerinden bir bölümü California'da; Mississippi vadisinin verimli topraklan üzerinde ve Texas düzlüklerinde yer alır. Büyük miktarda pamuk üreten öbür ülkeler Hindistan, Brezilya, Meksika, Mısır, Pakistan ve Türkiye'dir.
Günümüzde gelişmiş ülkelerde, pamuk tarımında genellikle traktörler, tohum ekme makineleri ve tırmık makineleri kullanılır. Hasat da pamuk toplama makineleriyle yapı­lır. Türkiye'de pamuk hasadı elle yapılır. Toplanan pamuklar en yakın çırçır fabrikası­na gönderilir. Çırçır fabrikasında, çiğit denen pamuk tohumlan pamuk liflerinden ayrılır. Daha sonra pamuk lifleri preslerde sıkıştırıla­rak balyalar haline getirilir.
Meyve ve Sebzeler
Ticari amaçlı meyve yetiştiriciliğinin geliştiği ülkeler, tahıl gibi temel besin maddelerinin yanı sıra meyve gibi daha lüks yiyeceklerin de yaygın olarak tüketildiği zengin ülkelerdir. Bazı azgelişmiş ülkelerde de dışarıya satmak amacıyla muz ve ananas gibi meyveler yetişti­rilir.
Farklı iklim koşullan nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı meyveler yetişir. Ananas, muz ve mango gibi meyveler, sürekli olarak sıcak ve nemli bir iklimin olduğa tro­pik kuşakta yetişir. Turunçgiller, kavun, in­cir, kayısı, şeftali ve üzüm ılıman iklim kuşa­ğında, kışlan soğuk olsa da meyvenin olgun­laşma döneminde havanın sıcak ve güneşli ol­duğu bölgelerde yetişir. Elma, armut ve kiraz gibi meyveler de aynı iklim kuşağında, ama daha serin olan bölgelerde yetiştirilir; çünkü bu bitkilerin çiçek açması için kısa bir soğuk dönem gereklidir.
Üzüm gibi bazı meyveleri toplamak için özel makineler geliştirilmiştir, ama olgun mey­veler kolayca zedelenebileceği için, meyve yetiştiricileri işlerin çoğunu hâlâ elle yaparlar. Ama, dikme, ilaçlama ve ambalajlama genel­likle makinelerle yapılır.
Ticari amaçla sebze yetiştirilen bazı büyük çiftlikler vardır; ama sebze üretiminin büyük bölümü, bostan denen ve sebzenin yanı sıra meyve ve çiçek de yetiştirilebilen küçük top­rak parçalarından elde edilir. Birçok sebze yetiştiricisi, pazarda taze olarak satmak için değil, dondurulmuş sebze ya da konserve üre­timinde kullanılmak üzere sebze yetiştirir.
Hayvancılık
Et, süt ve yumurta gibi besin maddeleri ya da yün ve deri gibi sanayi hammaddeleri elde et­mek için hayvan yetiştirmeye hayvancılık denir.
Et Sığırı Yetiştiriciliği. Eskiden ABD, Ka­nada, Arjantin ve Avustralya gibi büyük ül­kelerde sığırlar, çevresinde çit bulunmayan, göz alabildiğine uzanan büyük alanlarda ye­tiştirilirdi. Ama, günümüzde bu ülkelerde de et sığırlarının büyük bölümü çiftliklerde yetiştirilmektedir. Sığır yetiştiricileri bazen hayvanlarını tam geliştikten sonra pazarla­mak yerine, daha yavruyken tahıl yetiştirme bölgelerindeki besicilere satarlar. Besiciler bu et sığırlarını özel yemlerle besleyerek büyütüp semirtirler. Bu yöntemde, ahırlarda­ki küçük bölmelere yerleştirilen hayvanlara çok fazla, proteini bol yem verilir. Hayvanla­rın çabuk kilo alması için büyümeyi hızlandı­rıcı hormonlar, hastalıktan önlemek için anti­biyotikler ve sakinleştirici ilaçlar da yeme ka­tılır. Sığır ve domuzların yanı sıra, bol yumur­ta ve et elde etmek (için tavuklar da böyle bes­lenebilir. Bu yöntemle yetiştirilen sığırların eti, otla beslenenlere göre daha körpe ve lez­zetli olur.
Mandıracılık ya da Süt Sığırı Yetiştiriciliği. Süt üretimi için, çok süt veren özel sığır türle­ri yetiştirilir. Et sığırları kadar dayanıklı ol­mayan bu hayvanlar kötü hava koşullarına karşı korunur. Hastalıklara karşı da daha çok korunmaları gereken süt sığırlarının düzenli beslenmesi ve sağılması gerekir.
Süt sığırlarının beslenmesinde çok miktar­da saman, silolanmış yeşil ot ve taneli yem kullanılır. Silolanmış yeşil ot, yazın yeşilken biçilip hava geçirmez silolara sıkıştırılarak ko­nan ve bu silolarda mayalanarak besleyici bir yem oluşturan ot ya da öbür yem bitkileridir. Bir süt ineği yılda yaklaşık 4.000 kg silolanmış yeşil ot ve 900 kg taneli yem yer. Ayrıca iyi bir çayırın en az 0,75 hektarlık bölümünün otunu yiyen ve günde yaklaşık 30 litre su içen bir süt ineği bu besin maddelerini süt yapmakta kul­lanır.
Böylesine çok ot tüketimini gerektiren mandıracılık için en uygun yerler, gerekli otun kolayca bulunabildiği sulak otlaklardır. Kuzey Avrupa'da en önemli hayvancılık dal­larından biri mandıracılıktır. ABD'de mandı­racılık yapılan bölge, Mısır Kuşağı'nın hemen kuzeyinde yer alır. Kanada'da Ontario ve Quebec eyaletleri mandıracılığın en yoğun olduğu gölgelerdir.
i Koyun Yetiştiriciliği. Et, süt, yün gibi de­ğerli ürünler elde edilen birçok koyun türü dünyanın pek çok yerinde yetiştirilmektedir. Koyunların evcilleştirilmesinden sonra soy ıs­lah çalışmalarıyla birçok koyun soyu yetiştiril­miştir. Tropik bölgelerde yetiştirilen uzun tüy­lü koyunların derilerinden yararlanılır. Ilık ik­limli Avrupa ülkelerinde yetiştirilen koyun türlerinin sütünden peynir yapılır. Ama, yünü ve eti için üretilen merinos ve melez koyun soyları en iyi ılıman kuşakta yetiştirilir.
En çok koyun bulunan ülke olan Avustral­ya'yı SSCB, Çin, Yeni Zelanda, Türkiye, Hindistan ve İngiltere gibi koyun yetiştiricisi ülkeler izler.
Koyun çiftliklerinde işlerin en yoğun oldu­ğu dönem, ilk baharın başlarındaki kuzulama zamanıdır. ilk baharın sonunda yetişkin ko­yunların yünleri kırkılır. Yazın koyunlar bir ço­banın gözetiminde otlaklara salınır. Dağlık bölgelerde karlar eriyip taze otlar çıkınca sü­rüler yükseklerdeki çayırlara çıkarılır. Çoban, sürüsüyle birlikte, çiftliğe dönmeden haftalar­ca dağlarda kalabilir.
Domuz Yetiştiriciliği: Dünyada en çok do­muz yetiştirilen ülke olan Çin, bu domuzların önemli bir bölümünü başka ülkelere satmak­tadır.
Batı ülkelerinde domuz yetiştirmek, ko­yun ya da et sığın yetiştirmekten daha ucuz­dur; çünkü clomuz yetiştiriciliğinin gerektirdi­ği pek çok iş makinelerle kolayca yapılabil­mektedir. Makine kullanımı sonucu az sayıda işçi çalıştırılarak işletme giderleri düşürülür. Otomatik olarak doldurulabilen yemlikleri, atıkların akıp gittiği ızgaralı döşemeleri ve kli­ma donanımları bulunan ağıllarda yetiştirilen domuzlar, tahıl ve soya fasulyesi unu gibi çok proteinli yemlerle beslenir. 3.000'den fazla değişik soyu yetiştirilmiş olan domuz, hızla ürediği ve et verimi yüksek olduğu için dünya­nın birçok ülkesinde ucuz ve değerli bir prote­in kaynağı olarak önem taşır.
Tavukçuluk, et ya da yumurta üretimi ama­cıyla yapılır ve hangi amaçla yapılıyorsa bu amaca uygun tavuk soyları yetiştirilir. Yu­murta üretimi için Leghorn gibi yumurta veri­mi yüksek soylar, et üretimi için ise Cornish, beyaz Plymouth gibi et verimi yüksek soylar seçilir. Gelişmiş ülkelerdeki tavuk çiftlikleri tümüyle makineleşmiştir. Böyle bir çiftlikte 25-50 bin pilicin bakımım bir kişi yapabilir. Yem ve su verme, kümesin temizliği gibi tüm işler makineyle yapılır; yumurtalar bir taşıyıcı bantla toplanır. Bilimsel besleme yöntemleri uygulanarak, et ve yumurta veriminde büyük artışlar sağlanmıştır.
Yumurta tavuklarının serbestçe gezinebil­dikleri açık alanlarda yetiştirilmesi günümüz­de yeniden yaygınlaşmaktadır. Birçok yetişti­rici bu yöntemle yumurta üretimini, çok makineleşmiş üretim yöntemlerine göre daha kârlı bularak geleneksel yöntemlere yönel­mektedir.
Hindi, kaz ve ördek gibi kümes hayvanları­nın yetiştirilmesi de tavukçuluk alanına girer. Hindi ve ördekler serbestçe gezinebildikleri açık alanlarda yetiştirilir; ama suluk ve yem­likleri otomatik denetimlidir. Almanya, Avusturya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde eti için yetiştirilen kazlar, Fransa'da kaz ciğeri ezmesi üretmek için özel olarak beslenir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder