Ana Sayfa Bilgi Bankası

10 Aralık 2010 Cuma

Selimiye Camii

Mimar sinan'ın 80 yaşında yarattığı ve ''ustalık eserim''diye nitelediği yapıttır.Bu cami osmanlı-türk mimarlık tarihinin de başyapıtlarındandır.ıı selim tarafından edirnede Edirne'de yaptırılan bu anıtsal yapı 1569- 75 yılları arasında tamamlanmıştır.yaptırılan bu anıtsal yapı 1569-75 yılları arasında tamamlanmıştır. Edirne'nin ve Osmanlı Devleti'nin simgesi olan cami, kentin merkezinde, eskiden Sarı- bayır ve Kavak Meydanı denilen yerdedir, serada daha önce Yıldırım Bayezid'in bir sarayı bulunmaktaydı. Mimar Sinan camiye içkin yazdığı tezkerede yabancı mimarların ayasofya'nın kubbesi kadar büyük bir kubbenin İslam dünyasındaki yapılarda olmadığını öne sürerek öğündüklerini söyler. O büyükteki bir kubbeyi oturtmanın çok güç olduğu- n ileri sürmelerinin kendini etkilediğini ve üzdüğünü, ama sonunda Ayasofya'nın t. abesinden daha büyük bir kubbeyi gerçekleştirdiğinden söz eder. Bu özelliğinden başka çok uzaklardan göze çarpan dört minaresiyle de dikkati çeken bu yapı Mimar Sinan'ın aynı zamanda şehircilikte de uzman olduğunu gös­terir.Mimarlık tarihine, kapladığı yer bakımın- san en geniş cami diye geçen Selimiye Camisi ipi olarak 1.575 m2'lik bir alanı kaplar. Duvarları kesme taştan yapılmıştır. Duvarlar- a çevrili bir avlunun ortasında yer alan cami,yaklaşık 40 metre boyunda, 60 metre eninde bir ibadet yeri ile buna kuzeyden bitişen, hemen hemen aynı ölçülerde bir şadırvanlı avludan oluşur. Bu avlunun çevresi üstü örtülü, önü açık olan ve revak ya da sundur­ma denen yapılarla çevrilidir. İbadet yerine bitişik olan revaklar caminin son örtenlerden daha büyük ve yüksektir. Avlunun ortasında 16 köşeli, üzeri açık bir şadırvan vardır.Selimiye Camisi içeriden yüksekliği 41,25 metre olan 31,22 metre çapındaki kubbesiyle dikkati çeker. Bu büyük kubbe, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan ve fil ayağı denen dev sütunlar üzerine oturur . İki tanesi kıble duvarına bitişik olan fil ayaklarının öteki altı tanesi ikişer ikişer doğu, kuzey ve batı duvarlarının önünde yer alır. Böylece ibadet yerinin içinde tek ve büyük kubbeyle birlikte görkemli bir bütünlük sağ­lanmıştır. Mihrabın yer aldığı çıkıntılı bölümün üzeri yarım kubbe ile örtülmüştür. Yapıyı kubbenin eteklerindeki 32 küçük pencere ile caminin dört yüzünde yer alan ve üst üste altı sıra oluşturan pencereler aydınlatır.Caminin 70,89 metre yüksekliğinde, üçer şerefeli dört minaresi vardır. Bu minarelerden giriş yönünde bulunan iki tanesinde şerefelere tek merdivenle çıkılır. Öbür iki minarede ise üç şerefeye ayrı ayrı çıkan üç merdiven vardır.
Selimiye Camisi'nin mimari özellikleri ka­dar ilgi çeken bir başka yanı da taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi değişik malzemelerin kullanıldığı süslemeleridir. Caminin mihrap ve minberi mermer işçiliğinin başyapıtların- dandır. İçeride, tam ortadaki müezzin mahfili 12 mermer sütun üzerine oturtulmuştur. Al­tında küçük bir mermer havuz vardır. Kubbe ve yarım kubbeler ise son derece canlı, özgün kalem işiyle bezenmiştir. Mihrap, minber, hünkâr mahfili, kadınlar mahfilinin duvarları ve öteki duvarlar İznik çinileriyle kaplanmış­tır. Bu çiniler sır altı tekniğiyle yapılmıştır;Selimiye Camisi cami, medrese, hamam, türbe, imaret gibi birçok binadan oluşan ve külliye denen yapılar topluluğunun bir parça­sıdır. Mimar Sinan külliyenin öbür yapılarının boyutlarını küçük tutarak tüm dikkatlerin cami üzerinde toplanmasını sağlamıştır. Bu­gün Edirne Müzesi'nin bir bölümünün yer aldığı medreseler dış avlunun güney kenarının köşelerinde ve caminin kıble duvarının önün­dedir. Külliyenin son yapısı olan arasta (çarşı) sonradan III. Murad döneminde, Selimi­ye'ye gelir getirmesi amacıyla vakıf olarak yaptırılmıştır. Arastada karşılıklı iki sıra ha­linde dizilmiş 124 dükkân vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder