Ana Sayfa Bilgi Bankası

13 Aralık 2010 Pazartesi

Osmanlı İdaresinde Kıbrıs (Nüfusu-Arazi Dağılımı ve Türk Vakıfları)

Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında 4 Haziran 1878'de imzalanan antlaşma ile Kıbrıs'ın İngiltere'ye kiralanması süreciyle başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin milletlerarası platformlarda yıllardır bir numaralı problemi olan Kıbrıs meselesinin daha iyi anlaşılabilmesi ve değerlendirilebilmesi için arşive müracaat ederek Kıbrıs'ın dününü öğrenmek gerekmektedir.

Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü olarak 1996 yılında; H. 978-979 (M. 1570-72) tarihli ve ağırlıklı olarak Kıbrıs Seferi'nde kara ordusunun hazırlıklarının yer aldığı hükümlerden oluşan II. Selim devrine ait "12 Numaralı Mühimme Defteri"ni yayınlayarak ilim âleminin hizmetine sunmuş ve kamuoyunun dikkatini Kıbrıs üzerine çekmeye çalışmıştık.

Şimdi de yüzyıllardır adada %35'lere varan bir nüfus yapısı ile %50'lere yakın arazi ve iş yerine sahip olan Kıbrıs Türkleri'nin adadaki varlığının belgesi olan ve H. 1246-1248 (1831-1833) tarihleri arasında tanzim edilen Kıbrıs Nüfus ve Temettuât Defterleri ile Kıbrıs Türkleri'ne ait vakıfların vakfiyelerini yayınlayarak Osmanlı arşiv malzemesinin bir cüzünü bu meselenin daha iyi anlaşılabilmesi ve değerlendirilebilmesi için milletlerarası ilim âleminin istifadesine sunuyoruz.

Osmanlı Devleti tarafından 1571 yılında Kıbrıs'ın fethinin gerçekleştirilmesinin ardından, adada Türk hâkimiyetini yerleştirme faaliyetleri çerçevesinde sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan ada sathında gün geçtikçe ilerleyen bir çalışma başlatılmıştır.

Akdeniz'de, deniz ticaret yolları üzerinde yer alan Kıbrıs adası, taşıdığı ekonomik ve stratejik özellikleri nedeniyle tarih boyunca Akdeniz'i hâkimiyeti altına almak isteyen bir çok devletin ele geçirmek istediği önemli adalardan biridir. 1517 yılında Mısır'ın, 1521'de Rodos adasının fethiyle Doğu Akdeniz'in hâkimiyeti için yapılan fetih hareketleri, Kıbrıs adasının fethiyle son bulmuş ve Akdeniz, bir Türk denizi haline gelmiştir.

1571 yılında II. Selim devrinde Lala Mustafa Paşa tarafından fethedilen Kıbrıs, idarî yönden beylerbeyilik statüsüne tâbi tutulmuş ve Lefkoşa, beylerbeyiliğin merkezi olmuştur. Fethedilen yerlerde arazi ve nüfus durumunu tespit etmek için yapılan tahrirler, Kıbrıs'ın fethini müteakip de yapılmış ve Avlonya Sancakbeyi Muzaffer Paşa Kıbrıs'a beylerbeyi tayin edilmiştir. Baf, Magosa ve Girne'nin sancak haline getirildiği adada, beylerbeyiliğin gelişmesi ve savunmasının güçlenmesi gayesiyle Anadolu'dan Alaiye, Tarsus, İçel, Zülkadriye ve Sis sancakları da Kıbrıs'a bağlanmıştır.

Lala Mustafa Paşa'nın Kıbrıs'ın fethinden sonra adada bıraktığı askerler ve diğer devlet görevlileri, adanın malî durumunu güçlendirmek ve Türk hâkimiyetini sağlamak için hiç bir fedakarlıktan kaçınmadılar. Fakat adanın, askerî bakımdan takviyesi yanında, nüfus olarak da takviye edilmesi gerekiyordu. Bunun içinde çeşitli teşvikler yoluyla Anadolu'nun Alâiye, Bozok, Karaman, İçil, Teke, Zülkadriye, Aksaray, Develihisar, Ürgüp, Koçhisar, Niğde, Bor, Ilgın vs. bölgelerinden Türk göçmenlerin adaya gidip yerleşmeleri ve belirli bir süre vergiden muaf tutulmaları yönünde uygulamalar yapılmıştır.

Osmanlı Devleti, fethettiği yerlerde reaya arasında eşitliği ve özellikle vergi adaletini sağlamak, idarî açıdan da bir düzen getirmek gayesiyle çeşitli tedbirler almıştır. Bunların başında da; öncelikle fethedilen yerlerin arazi ve nüfus tahrirlerinin yapılması, kanunlarının düzenlenmesi ve vergi sisteminin ıslah edilmesi gelmektedir.

Kıbrıs'a ait arazi ve nüfus sayımları, fetihten sonra günümüze kadar ada sathında kurulan vakıflar ve tarihî gelişimiyle ilgili bilgileri ihtiva eden bu çalışmada Osmanlı Arşivi'nde bulunan Kıbrıs adasına ait 4 adet Temettuât Defteri, 4 adet Nüfus Defteri ve Kıbrıs Vakıflar Arşivi'nde Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı'nca görevlendirilen 4 uzman arkadaşımız tarafından hazırlanan "Kıbrıs Vakıfları" adlı çalışma esas alınmıştır.

Çalışmanın I. bölümünü: Kıbrıs'ın coğrafî konumu, adı, nüfus yapısı ve ekonomik durumu; Kıbrıs'ın tarihi; Osmanlı Devleti'nde nüfus sayımları ve Nüfus Defterleri; temettu‘ vergisi ve Temettuât Defterleri; vakıf müessesesi ve Kıbrıs vakıfları hakkında genel bilgilerden oluşan "Giriş" kısmı oluşturmaktadır.

"H. 1246 (1831) Tarihli Kıbrıs Nüfus Defterleri" çalışmanın II. bölümünü oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti döneminde Kıbrıs'ta yapılan nüfus sayımlarıyla ilgili Osmanlı Arşivi'nde "Kıbrıs Mutasarrıflığı Evrak ve Defter Kataloğu"nda serî halde 25 adet defter bulunmaktadır. Bu defterler, Osmanlı Devleti'nde ilk genel nüfus sayımı olarak bilinen 1831 tarihine ve daha sonra yapılan sayımlara aittir. Defterler, her yerleşim yeri için ayrı ayrı tutulmuş ve daha sonra serî halde birleştirilerek ciltlenmiştir. 25 adet defterden 4'ü 1246 (1831), 1'i 1247 (1832), 2'si 1255 (1839), 2'si 1255 (1839), 7'si 1256 (1840), 5'i 1258 (1842), 1'i 1260 (1844), 5'i de 1264 (1848) yıllarında yapılan sayımlara aittir.

Nüfus defterlerinde şahısların belirleyici vasıfları ile varsa görevleri isimlerinin yanına kaydedilmiş, yaşları da isimlerin altına yazılmıştır. Doğum-ölüm ve yer değiştirenlerle ilgili bilgiler de daha sonra defterlerin ilgili yerlerine şerh düşülerek verilmiştir. Ayrıca gayri müslimlerde cizye mükellefiyeti açısından dahil edildikleri sınıf da şahısların isimlerinin üzerine yazılmıştır. Çalışmada sadece müslim ve gayri müslim nüfusun miktarının tespitine çalışıldığından bu tür ayrıntılar dikkate alınmamıştır.

Bu çalışmada Kıbrıs'ın nüfus sayımlarıyla ilgili olan defterlerden, ilk nüfus sayımına ait olması dolayısıyla 1246 (1831) tarihli defterleri esas aldık. Bunlardan TŞR. KB. 40 numaralı olan defter 19.5x53 cm. ebadında ve 442 sahifedir. Bu defterde, 1831 yılında yapılan genel nüfus sayımında sadece Kıbrıs genelindeki müslüman nüfus kaydedilmiştir. Kıbrıs'ın kazâları, köyleri ve mahallelerinde yaşayan müslüman ahalinin yaşları, meslekleri ve görevleri ile kayıtlı olduğu bu defterde, sayım sonrası meydana gelen değişiklikler de kaydedilmiştir. Söz gelimi; bir yerleşim birimine sayımdan sonra gelenler varsa, defterde o yerleşim biriminin bittiği yerden itibaren bırakılan boşluğa, bunlar siyakat yazı ve üslûbu ile kaydedilmiş ve bu durum "âmed der-sene...", "âmed müceddeden" vb. ifadelerle belirtilmiştir. Doğum olayı meydana gelmişse, bu durum yine aynı şekilde çocuğun babasının isminin altına veya kenarına kaydedilmiş ve "tevellüd", "be-nâm-ı tevellüd-i ..." gibi ifadelerle, tarih de yazılarak belirtilmiştir. Ölüm olayı meydana gelmişse, ilgilinin isminin üzerine kırmızı mürekkep ile "mürd şüd", "mürd şüdest", "mürdest", "fevt" vb. ifadeler çizgi şeklinde çekilerek ve tarih de belirtilerek gösterilmiştir. Yine aynı şekilde, bir yerleşim biriminden ayrılmalar olmuşsa, bu durum ayrılanların isimlerinin üzerine "reft be-..." ifadesiyle şerh verilerek gösterilmiştir.

Müslümanların sayımında şahıslar baba adları ile birlikte yazılmışlardır. Müslümanların yaşları yazı ile değil rakamla; "sinni" kelimesi ile ismin arasına yazılmıştır. Bazan "sinni" kelimesinin veya yaşının yazılmadığı da görülmektedir.

Şahısların isimlerinin üzerine veya yanına mensup oldukları zümre, meslek vb. özellik veya özürleri (zümre-i sipâhiyândan, topçu, basmacı, alaybeyi çavuşlarından, bî-kâr, İngiliz konsolosu yasakçısı, imâm-ı mahalle, masrû‘, topal, âma) kaydedilmiştir.

Müslüman nüfus –muhtemelen bu tasnif askerlik ile alâkalı olduğundan– üç sınıfa ayrılmıştır: Sabî, tüvânâ, ihtiyar. Genellikle yaşı 12'den küçük olanların sabî, 12-42 arasında olanların tüvânâ, 42'den yukarı olanların da ihtiyar kabul edildiği görülmektedir. Nüfus yekûnları her kazânın sonunda toplu olarak verilmiş ve altında da bunlardan kaçının sabî, tüvânâ ve ihtiyar oldukları belirtilmiştir. Ancak defterdeki toplamalarda bazı hatalar olduğu görülmektedir. Bazı isimlerin üzerinde (nâ, sene 55; tüvânâ, sene 55; müsinn, sene 55) gibi kırmızı renkte verilmiş şerhler göze çarpmaktadır. Bu tarihlerin, ilgili şahısların tüvânâ oldukları ve tüvânâlıktan çıktıkları tarih olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu şerhlerin geleceğe dönük olarak sayım esnasında mı, yoksa sayımdan sonra yapılan yoklamalara göre zikredilen tarihte mi verildiği tam olarak anlaşılamamıştır.

Defterin sonunda defterde yazılı şahısların toplam kaç kişi olduğu belirtilerek görevli kadı tarafından mühürlenmiştir. Defterin 204-214. sahifeleri arasında yazı çeşiti değişmiş ve kayıtlar siyakat yazısıyla tutulmuştur.

Defterin mühürlü son sayfasından sonra bir forma daha ilave edilmiştir. Bu formada da Kıbrıs muhassılının kapı halkı, kavvâsân, tüfenkciyân, Lefkoşe hâkimi (kadısı)'nın etbâ‘ı, Mora'dan hicret edip Lefkoşe'de ikamet etmekte olanlar, Lefkoşe'deki hanlarda ve diğer yerlerde bulunan misafirler, firârîler, gelip-geçen kıbtiyân kaydedilmiş ve görevli kadı tarafından formanın sonu mühürlenmiştir.

Gerek müslümanların, gerekse gayri müslimlerin defterlerini mühürleyen kadı, o tarihte Lefkoşe Kadısı olan aslen Trabzonlu Hayâlî Mustafa bin el-Hâc İbrahim Efendi olup, nüfus sayımı da Halil Efendi tarafından yapılmıştır.

Gayri müslimlerin kayıtlı olduğu 3 defterden ilki H. 1246 (1831) tarihli ve TŞR. KB. 41 numaralı defter olup; 19x52 cm. ebadında ve 385 sahifedir. Defterin baş tarafında, sayımı yapılan yerleşim birimlerinin fihristi mahiyetinde toplu bir listesi yer almaktadır. Bu liste, Lefkoşa'daki gayr-i müslim mahallelerden başlayarak Kıbrıs'taki 15 kazâyı ihtiva etmektedir. Kazâ isimleri kırmızı renkte yazıldıktan sonra o kazâya bağlı köylerin isimleri yazılmıştır. Magosa, Limason, Gilan, Evdim, Girinye, Baf ve Kukla kazâlarında yaşayan gayri müslim ahali de bu defterde kayıtlıdır.

İkinci defter TŞR. KB. 42 numaralı defter olup; 19x52.5 cm. ebadında ve 256 sahifedir. Bu defterde Tuzla, Mesarye ve Hırsofi kazâlarında bulunan gayri müslimler kayıtlıdır.

Üçüncü defter ise TŞR. KB. 43 numaralı defter olup; 19x52 cm. ebadında ve 338 sahifedir. Defterin baş tarafında Kıbrıs'ın Lefkoşa, Dağ, Omorfo, Magosa, Karpas, Lefke, Girinye, Mesarye, Tuzla, Limason, Piskopi, Gilan, Evdim, Baf, Kukla, Hırsofi ve Değirmenlik kazâlarına ait mahalleler ile köylerin bir listesi bulunmaktadır. 29-32. sahifeler arası sonradan eklenmiştir. Ayrıca defter mühürlendikten sonra Lefkoşa'nın Aya Kaşato Mahallesi'ne ait 1 sahifelik kayıt da sonradan eklenmiştir.

Gayri müslimlerin kaydedildikleri defterlerde; şahısların isimleri baba adları ile birlikte yazılmış, altına da yaşları belirtilmiştir. Yaşları belirtilirken müslümanlarda olduğu gibi rakamla değil, yazıyla belirtilmiştir. Ayrıca cizye mükellefi olanların da üst kısmına, cizye mükellefiyeti açısından dahil edildiği sınıf (â‘lâ, evsat, ednâ) yazılmıştır. Avrupa tüccarı olanlar da aynı şekilde belirtilmiştir. Cizye mükellefiyeti olmayan şahısların isimlerinin üzerinde ise bazı tarih ve işaretler vardır. Bu tarih ve işaretler muhtemelen ilgili şahısların cizye mükellefi olacakları tarihi belirtmektedir. Her yerleşim biriminin sonunda, sahife kenarında müslümanların kayıtlı olduğu defterde görüldüğü gibi bazı rakamlar alt alta toplanmıştır. Bu rakamlar, gayri müslimlerin tâbi oldukları cizye sınıflarından, o yerleşim yerinde kaçar kişi bulunduğunu göstermektedir. Bunlardan birincisi "a‘lâ", ikincisi "evsat", üçüncüsü "ednâ", dördüncüsü ise cizye mükellefi olmayan "nüfûs-ı sâire"nin sayısını belirtmektedir.

Defterlerde sayımı yapılan yerleşim yerinin sonunda, o yerde yaşayanların toplamı da verilmiştir. Ara toplamlar her bölümün sonunda genel yekûna dönüştürülmüştür. Sayımdan sonra meydana gelen değişiklikler daha sonra deftere işlenmiştir. Doğum-ölüm ve bir yerleşim biriminden ayrılanlar, defterlerde şerh verilerek gösterilmiştir. Defterlerin sonunda da o defterde sayılan şahısların genel toplamı gösterilmiş ve görevli kadı tarafından mühürlenmiştir.

Osmanlı Devleti'nde ilk defa nüfus sayımı adı altında 1831 yılında müslim ve gayri müslim nüfusu ortaya çıkartmak ve bu sayede asker ve vergi potansiyelini tespit etmek için sayım yapılmıştır. Bu nedenle sayım esnasında yalnız erkek nüfus esas alınmıştır. Çalışma esnasında sayımda tutulan kayıtlar, kazâ, köy ve mahallelere göre müslim ve gayri müslim ayrı ayrı toplanmış, bu toplamlar birleştirilerek tablolar şeklinde düzenlenmiştir.

Çalışmanın III. bölümünü Kıbrıs'ın müslim ve gayri müslim halkının mal varlıklarını tespit etmek için ele aldığımız "H. 1248 (1833) Tarihli Kıbrıs Temettuât Defterleri" oluşturmaktadır.

Temettuât Defterleri: Osmanlı Devleti'nde herkesin kazancıyla mütenâsip olarak devlete verdiği vergi demek olan Temettu‘ Vergisi'nin düzenli olarak toplanabilmesi için gerekli olan bilgilerin yazıldığı defterlerdir. Temettuât Defterleri'ni tutma görevi muhassıllara verilmiştir.

Muhassılların bu defterleri daha sağlıklı tutabilmeleri için her kazânın ileri gelenlerinden, meclis tarafından seçilecek birinin başkanlığında bir katip tayiniyle sayımların kontrol edilmesi esası getirilmiştir.

Temettuât Defterleri; şehir, kazâ, kasaba, nâhiye, köy, mezraa, çiftlik ve benzeri bütün yerleşim birimlerinde yaşayan müslim ve gayri müslim ahalinin tasarruflarında bulunan ev, ahır, samanlık, dükkan, tarla, bağ, bahçe, vs. gibi gayri menkulleri, bütün cins ve evsaftaki hayvan ve ağaçları ile yetiştirmiş oldukları bütün ziraî ürünlerin cins, miktar ve değerlerinin teker teker yazılmasıyla oluşturulmuştur.

Defterlerde; hâne reislerinin isimleri kaydedildikten sonra vergiye tâbi malları ve hayvanlarının cins ve miktarları, birim üzerinden tespit edilen vergi tarifesi, ödenecek olan vergi miktarı ile bir yılda ödenecek olan toplam vergi miktarları yazılmıştır.

Defterlerde yerleşim birimleri ayrı ayrı yazılmış, büyük yerler ile birden fazla mahalleden oluşan köyler de ayrı ayrı kaydedilmiştir. Defterlerin ilk sahifelerinde sırasıyla eyâlet, sancak, kazâ adları kaydedildikten sonra tahriri yapılan köy, kasaba, mahalle veya çiftliğin adı yazılmıştır.

Defterlerin baş tarafında tahrire esas olan emr-i âlîye atıfda bulunularak tahrirde görev alan şahıslar ve tahriri yapılacak yer belirtilmektedir.

Defter: "Müte‘allik olan emr u irâde-i seniyye-i mülûkâne mûcebince Kıbrıs cezîresinde kâin bi'l-cümle emlâk ve arâzinin tahrîri bâbında şeref-sudûr buyurulan emr-i âlî mûcebince Anadolu Muhâsebecisi esbâk Mehmed Esad Mehdî Beyefendi bendeleri ve ba‘dehu bâ-irâde-i seniyye mübâşir tayin kılınan hâcegân-ı Divân-ı Hümayûn'dan Hüseyin Halid Efendi kulları ma‘ifetleri ve muharrir tayin buyurulan Mevkûfât Kalemi Ser-halîfesi Mehmed Efendi kulları ma‘rifeti ve cezîre-i mezkûr muhassılı Dergâh-ı Âlî Kapucubaşılarından Seyyid Mehmed Emin Ağa bendeleri nezâreti ve ma‘rifet-i şer‘-i şerîf ve vücûh-ı memleket ve vükelâ-yı raiyyet kulları ma‘rifetleriyle ta‘dil ve tesviye zımnında cezîre-i mezkûrede vâkı‘ kazâlardan Tuzla ve Mesarye ve Girinye kazâ ve kurâlarında kâin bi'l-cümle ehl-i İslâm ve ehl-i zimmet reâyânın uhdelerinde bulunan emlâk ve arâzîlerinin defteridir ki ber-vech-i âtî zikrolunur." şeklinde başladıktan sonra tahriri yapılacak olan köy veya mahallenin adı zikredilmekte ve bu girişten sonra genellikle imam, muhtar vs. görevlilerden başlayarak halkın vergiye tâbi olan gayri menkul mal varlığı ile hayvanları teker teker yazılmaktadır.

Diğer Temettuât Defterleri'nde şahıslar yazılırken şahısların belirleyici ve ayırıcı vasıflarına geniş yer verildiği halde (uzun boylu, ak sakallı vs. gibi) Kıbrıs'a ait defterlerde bu fizikî vasıflar daha az geçmektedir.

Temettuât Defterleri'nde her evde hangi hayvandan kaç tane beslendiği ve bunlardan alınacak vergiler de yazılmıştır. Meselâ, bir çift a‘lâ öküze 250 kuruş tahakkuk ettirilirken bir kısrağa 150 kuruş, bir evsat ineğe 100 kuruş, bir evsat bârgire 250 kuruş vergi tahakkuk ettirilmiştir. Bir dönüm subasar tarlanın temettu‘ vergisi 15 kuruş, kıraç tarlanın ise 5 kuruş olduğu göz önünde bulundurulursa, bu hayvanların ne derece önemli olduğu ve bir çift öküzden 25 dönüm subasar tarla karşılığı verginin alındığını açıkça tespit edebiliriz. Büyük ve küçük baş hayvanların dışında arı kovanları da ayrı ayrı yazılmış ve arı kovanlarının her birine 5'er kuruş vergi tahakkuk ettirilmiştir.
Bütün bunlar tek tek yazıldıktan sonra vergi mükellefi olan aile reislerinin isimlerinin altında ödeyecekleri yıllık temettu‘ vergisi gösterilmiştir. Her mahalle ve köyün ehl-i İslâm ve gayri müslimleri tek tek yazılıp temettu‘ vergisine esas olacak mal ve mülkleri, tahakkuk eden miktarla birlikte yazıldıktan sonra alt kısma o mahalle veya köyden toplanacak temettu‘un toplamı belirtilmiştir. Daha sonra da her kazâya ait mahalle ve köyler ayrı ayrı yazılarak o kazâya ait tahakkuk eden temettu‘ vergisinin toplamı yazılmıştır. Bunlar da; "kazâ-i mezbûr ehl-i İslâmın emlâk ve arazi bahaları", "kazâ-i mezbûr reâyâların emlâk ve arazi bahaları", "mutasarrıfı Deraliyye'de olup beher sene bedel-i ma‘lûme ile iltizâm olunan çiftlikâtın arazisi bahâsı", "kazâ-i mezbûrda vâkı cevâmi‘-i şerîfin arazisi bahâsı", "kazâ-i mezbûrda vâkı‘ manastır ve kiliselerin emlâk ve arazileri bahaları" vs. şeklinde ayrı ayrı yazılmıştır.
Camilere ait emlâk ve arazi ile kilise ve manastırların emlâk ve arazileri de ayrı ayrı belirtilmiştir.
Temettuât Defterleri yayına hazırlanırken, defterlerde yer alan her köy ve mahalledeki her şahsın mal varlığı tek tek tespit edildikten sonra bunlar köy ve mahalleler başlığı altında bir kalemde birleştirilmiştir. Ayrıca birbirine benzer olan ve defterde her biri ayrı ayrı yazılmış olan tarla, arsa, harman, frahtî, çiftlik, havlı, duhan tarlası ve hâsıllık bir başlık altında; bağ bahçe bir; değirmen, dolap, havuz ve kuyu bir; limon ve portakal ağacı bir; ayva, armut, elma ve nar ağaçları da başka bir başlık altında toplanmıştır.
Tarla, arsa, harman, frahtî, çiftlik, duhan, havlı, hâsıllık, bağ ve bahçelerin birim ölçüsü dönüm olarak yazılmasına karşın bazan da evlek ve adet şeklinde yazılmıştır. Bu şekilde yazılan durumlarda 4 evlek = 1 dönüm ve 1 adet = 1 dönüm olarak değerlendirmeye alınmıştır.
Ağaçlar yazılırken birim ölçüsü adet olarak verilmiş; bazan adet yerine dip, sak ve kök tabirleri de kullanılmış olup bunların hepsi adet başlığı altında toplanmıştır. Ağaçlarda bazan da dönüm ölçüsü kullanılmış olup, bunlar dönüm başlığı altında verilmiştir.
Koyun, keçi, inek, arı kovanı vb. gibi halkın sahip olduğu hayvanlar ile akarsular ve sulama hakları değerlendirmeye alınmamıştır.
Osmanlı Arşivi'nde Kıbrıs'a ait bulunan ve yayına hazırladığımız dört adet Temettuât Defteri 1248 (1833) tarihlidir. Kayıtlar rika kırması ve siyakat yazısı ile tutulmuştur. Serînin ilk defteri 16152 numaralı olup; 19x54 ebadında ve 316 sahifedir. Bu defterde Değirmenlik, Dağ, Omorfa, Magosa, Karpas ve Lefkoşa kazâ merkezleri ile köylerinin tahririyle ilgili kayıtlar bulunmaktadır. İkinci defter; 16153 numaralı, 19x54 ebadında ve 428 sahifeli bir defterdir. Bu defterde Tuzla, Mesarye ve Girinye'nin kazâ merkezleri ile köylerine ait sayımlar mevcuttur. Ayrıca 23. sahifede Milhan Sultan Dergâhı'nın, 30. sahifede Tuzla İskelesi Camii Evkâfı'nın ve 228. sahifede Kırklar Tekkesi'nin mallarının dökümü yazılıdır. Üçüncü defter; 16154 numaralı, 19x54 ebadında, 310 sahifeli, Leymason, Piskopi, Gilan ve Evdim kazâ merkezleri ile köylerine ait sayımların kayıtlı olduğu defterdir. Elimizde bulunan son defter ise; 16155 numaralı, 19x54 ebadında, 313 sahifeli defterdir. Bu defter de Baf, Kukla, Hırsofi ve Lefke kazâ merkezleri ile köylerinde yapılan temettû sayımlarıyla ilgili bilgileri ihtiva etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder