Ana Sayfa Bilgi Bankası

27 Ocak 2011 Perşembe

PETRARCA, Francesco


PETRARCA, Francesco (1304-1374). Hü¬manizm Akımı'nın öncüsü olan Francesco Petrarca, yapıtlarıyla Rönesans'ın başlangıcı¬nı belirlemiş ünlü bir İtalyan şair ve düşünür¬dür. Yaşadığı dö¬nemde değerli bir bilgin, ateşli bir hatip ve yetenekli bir yazar olarak tanınmıştı.
Petrarca, Toskana'da Arezzo'da doğdu. Daha sonra ailesi Fransa'da Avignon'a yerleş¬ti. Francesco burada okula başladı. Şiiri derslerden çok seviyordu. Bir söylentiye gö¬re, derslerine çalışsın diye babası bir gün tüm şiir kitaplarını toplayıp yakmıştı. Petrarca bir süre Montpellier Üniversitesi'nde hukuk öğ¬renimi gördükten sonra İtalya'ya döndü. 1326'da babası ölünce bütünüyle edebiyata yöneldi. İlk şiirlerini annesinin ölümü üzerine kaleme alan Petrarca, klasik Latince'ye oldu¬ğu kadar İtalyanca'ya da önem verdi. Birçok şiirini İtalyanca yazdı ve Rönesans lirik şiiri¬nin gelişmesine katkıda bulundu. En güzel şiirlerini, idealleştirdiği bir aşkla sevdiği Laura için yazdı. Laura'yı ilk kez 1327'de Avignon'daki bir kilisede görmüştü. Sevdiği kadı¬nın kimliğini hiçbir zaman açıklamayan Petrarca, 40 yıl boyunca şiirlerinde bu aşkı dile getirdi.
1333'te uzun yolculuklarının ilkine çıktı. Fransa, Belçika ve Almanya'da çağın önde gelen bilginleriyle düşünce alışverişinde bu¬lundu; klasik elyazmalarını bulmak için ma¬nastır kitaplıklarında araştırmalar yaptı.
Petrarca klasik Yunan kültürü ile Hıristi¬yanlık arasında bir süreklilik olduğunu savu¬nuyor, ortaçağın katı düşünce sistemine karşı kendisine "baş şair" olarak defne dalından şairlik tacı giydirildi. Varlıklı ve güçlü kişiler Petrarca'yı ağırlamak için yarışıyordu. O da bu yaşamdan ve kazanmış olduğu ünden hoşnuttu. Ne var ki, yaşamıyla dinsel inançla¬rı arasındaki çelişkiden de tedirginlik duyu¬yor, zaman zaman bu yüzden derin bunalım¬lar yaşıyordu. Hata yapan insanların bile Tanrı katında bağışlanma umudu olduğuna inanan Petrarca'nın bu özgün bakış açısı, insanı dünyanın merkezine koyan hümanist din ve ahlak anlayışının özünü oluşturur. Petrarca'nın sonraki yılları acı ve üzüntüyle geçti. Eski dostları olan Kardinal Colonna ile Kral Roberto öldü. Erkek kardeşi bir manas¬tıra kapanarak dünyadan elini eteğini çekti. 1348'de Avrupa'yı kasıp kavuran veba salgı¬nında Laura da aralarında olmak üzere birçok yakınını ve dostunu yitirdi. Petrarca'nın ömür boyu arkadaşı olan şair Giovanni Boccaccio bu zor zamanlarda ona güç verdi.
Bu dönemde şiirlerini yeniden gözden geçi¬rerek "Laura'nın Sağlığındaki Şiirler" ve "Laura'nın Ölümünden Sonraki Şiirler" olmak üzere ikiye ayırdı. Canzoniere ("Şarkı Kita¬bı") olarak tanınan bu şiirlerde, Laura'ya olan sonsuz aşkını dile getirirken, delikanlı¬lıkta işlenen hatalar, dünya zevklerinin geçiciliği ve Tanrı'ya olan inancı konusundaki dü¬şüncelerini yansıttı.
1369'da, sakin bir köy olan Arquâ'ya çeki¬len Petrarca, bundan beş yıl sonra kitapları ve kâğıtları arasında ölü bulundu. 
çıkıyordu. 1337'de gittiği Roma'da geçmişin görkemli yapıtlarından etkilendi. Hıristiyanlık'ın giderek kurumlaşmasının getirdiği yoz¬laşmadan ve papanın dindışı konularla uğraş¬masından duyduğu tedirginlik yüzünden Fransa'da Vaucluse kentine çekildi. Burada Kartaca Savaşları'nı konu alan "Afrika" adlı destanı yazdı.Ayrı¬ca Âdem'den başlayan ve Roma tarihindeki ünlü kahramanların yaşamını konu alan bir kitaba başladı.
1340'ta Paris Üniversitesi'nde ders vermek için bir çağrı aldı. Aynı zamanda Napoli Kralı Roberto da onu sarayına davet etti. Petrar¬ca İtalya'nın güneyindeki Napoli'ye gitti. 1341'de Roma'daki Capitolino Tepesi'nde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder