Ana Sayfa Bilgi Bankası

8 Şubat 2011 Salı

NİZAM-I CEDİD


NİZAM-I CEDİD, Osmanlı Devleti'nde III. Selim döneminde (1789-1807) girişilen yeni­leşme hareketinin adıdır. Yeni düzen anlamı­na gelen Nizam-ı Cedid askerlik, yönetim, maliye, tarım, sanayi, ticaret gibi geniş bir alan için öngörülmüşse de varlığını daha çok askerlik alanında göstermiştir.
18. yüzyılda Lale Devri'nde başlayan ilk yenileşme hareketi 1730'da Patrona Halil Ayaklanması ile son bulmuştu. 1730'dan son­ra başa geçen I. Mahmud (1730-54), III. Mustafa (1757-74) ve I. Abdülhamid (1774- 89) gibi padişahlar yenilikçi olmamakla birlik­te, art arda uğranılan yenilgiler karşısında askerlik alanında bazı yenileşme girişimlerin­de bulunmuşlar, bunların olumlu sonuçları da görülmüştü.
III. Selim 1789'da padişah olduğunda Os­manlı Devleti'nin savaş alanındaki yenilgileri ve toprak kaybı sürüyor, Avrupa da Fransız Devrimi'nin etkisiyle sarsılmaya başlıyordu. III. Selim Avusturya ile 1791'de Ziştovi, Rusya ile de 1792'de Yaş antlaşmalarını imzalayarak barışı sağladıktan sonra, devlet ve toplum düzeninde yapılacak değişiklikler üzerinde durmaya başladı. Bu amaçla devlet adamlarından, Avrupa ülkelerine giden elçi­lerden düşüncelerini bildirmelerini istedi. Ay­rıca İstanbul'da bulunan Fransız askeri uzman Henri-Gratien Bertrand ile Fransa'nın İstan­bul elçiliğinde görevli Ignatius Mouradja d'Ohsson da padişaha birer rapor sundular. Toplanan bu görüşler bir kurulca değerlendi­rilerek 72 maddelik bir program hazırlandı. Program öncelikle askerlik alanında köklü değişiklikler yapılmasını öngörüyordu. Buna göre batı tarzında eğitim görecek 12 bin kişilik yeni bir ordu kurulacak, donanma yenilenecek, humbaracı, lağımcı, topçu sınıf­ları dönemin koşullarına uygun duruma geti­rilecekti. Askeri eğitim için de yeni okullar açılacaktı.
İlk olarak, daha önce kapatılmış olan Humbarahane 1792'de yeniden açıldı. 1793'te de İstanbul'da Levend Çiftliği'nde ilk Nizam-ı Cedid birliği eğitime başladı. Yeniçerilerin tepkisini önlemek için bu birliğin İstanbul Boğazı'nı korumak amacıyla kurulduğu açık­landı. Tophane ve Tersane için Avrupa'dan uzmanlarv getirildi. Kısa sürede 45 gemilik yeni bir donanma inşa edildi. Nitelikli topçu ve istihkâm subayı yetiştirmek amacıyla 1795'te Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) açıldı. Bütün bu har­camalar için de İrad-ı Cedid adıyla yeni bir mali kaynak oluşturuldu. III. Selim bir yan­dan da yönetim alanında, yüksek devlet görevlilerinin atanmalarıyla ilgili yeni düzen­lemeler yaptı. Avrupa'da sürekli elçilikler kurarak batıdaki gelişmeleri yakından izleme­ye çalıştı. Kapitülasyonların olumsuz etkileri­ni azaltmaya, yerli sanayi ürünlerinin kullanı­mını özendirmeye yönelik önlemler ise pek başarılı olmadı.
1806'ya gelindiğinde askerlik alanında sü­ren yenileşme bir dönüm noktasına vardı. O tarihe kadar Nizam-ı Cedid birlikleri İstanbul'da ve Bolu, Bursa, Kütahya, Konya gibi merkezler ile Mısır'da kurulmuştu. Nizam-ı Cedid birliklerinin Rumeli'de de oluşturulma­sı yolundaki karar ise, güçlerinin kırılacağın­dan çekinen âyanlarca hep engellenmişti. III. Selim 1805'te bu konuda yeni bir girişimde bulununca sert tepkiyle karşılaştı. Rusçuk âyanı Tirsinikli İsmail Ağa 1806'da Silivri'ye kadar ilerleyerek Anadolu'dan gelen Nizam-ı Cedid birliklerinin Rumeli'ye geçişini engelle­di. Bu arada Rusya'nın Boğdan'a saldırısı üzerine yeni bir Osmanlı-Rus Savaşı başladı. Birbiri ardı sıra gelen olaylar Nizam-ı Cedid' den hoşnut olmayanları harekete geçirdi. Mayıs 1807'de İstanbul'da patlak veren Ka­bakçı Mustafa Ayaklanması sonunda III. Selim tahttan indirildi, Nizam-ı Cedid birlik­leri dağıtıldı, bütün yenilikçi girişimlere de son verildiği açıklandı. Ama kısa bir durakla­madan sonra II. Mahmud, III. Selim'in baş­lattığı hareketi daha güçlü biçimde sürdürdü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder