Ana Sayfa Bilgi Bankası

3 Şubat 2011 Perşembe

NAMIK KEMAL


NAMIK KEMAL (1840-1888), Tanzimat son­rası düşünce ve edebiyat alanında birçok yeniliğin öncüsü olmuş çok yönlü bir ay­dındır.
Namık Kemal Tekirdağ'da doğdu. Çocuk­luğunu büyük babası Abdüllatif Paşa ile birlikte Afyon, Lefkoşe, Rize, Kars ve Sofya' da geçirdi. Bu yüzden düzenli olarak okula gidemedi, özel öğrenim gördü. Büyükbaba­sıyla 1856'da İstanbul'a dönünce Babıâli Ter­cüme Odası'na girdi. Burada aydın bir çev­reyle karşılaştı ve özellikle şiire ilgisi giderek arttı. 1861'de Şinasi ile tanışması yaşamına yeni bir yön verdi. 1862'de Şinasi'nin yönetti­ği Tasvir-i Efkâr gazetesinde ilk yazısı çıktık­tan sonra siyasal ve toplumsal sorunlarla ilgilenmeye, şiir yanında düzyazısını da geliş­tirmeye başladı.
Şinasi 1865'te Fransa'ya giderken Tasvir-i Efkâr'm yönetimini Namık Kemal'e bıraktı. Namık Kemal'in gazetede özellikle Sadrazam Âli Paşa'nın iç ve dış siyasetine karşı sert eleştiriler yöneltmesi yönetimin tepkisine yol açıyordu. Hele bir de ülkede meşrutiyetin ilanını amaçlayan Yeni Osmanlılar Cemiyeti adlı gizli derneğe girmesi bardağı taşıran son damla oldu. Âli Paşa 1867'de gizli derneğin varlığını öğrenince örgütün üyesi aydınlar birer birer Avrupa'ya kaçmaya başladılar. Namık Kemal ise Erzurum vali yardımcılığına atandı. Ama o da daha görev yerine gitmeden Avrupa'daki Osmanlı aydınlarının koruyucu­luğunu üstlenen Mısırlı Fazıl Mustafa Paşa'nın çağrısı üzerine Fransa'ya kaçtı. Oradan da İngiltere'ye geçerek Ali Suavi ve Ziya Bey'le (Paşa) birlikte Londra'da Muhbir gazetesini çıkarmaya başladı. Bir süre sonra düşünce ayrılıkları baş gösterince Namık Kemal 1868'de gene Londra'da Hürriyet gazetesini yayımlamaya girişti. Bu gazete de düşünce ayrılıkları yüzünden uzun ömürlü olamadı ve Namık Kemal 1870'te İstanbul'a dönmek zorunda kaldı.
Sadrazam Âli Paşa'nın 1871'de ölümü üze­rine Avrupa'daki aydınların bir bölümü yurda dönünce Namık Kemal yeniden gazeteciliğe başladı. Ama 1872'de çıkardıkları İbret gaze­tesi birkaç ay sonra kapatıldı, Namık Kemal de Gelibolu'ya sürüldü. 1873 başında İstan­bul'a dönünce İbret'te daha sert yazılar yazdı. Bu arada Vatan yahut Silistre adlı oyununun sahnelendiği ilk gece izleyicilerin coşkuya kapılıp sokaklara taşan gösteriler yapmaları üzerine İbret, 6 Nisan 1873'te kapatılarak Namık Kemal Kıbrıs'ta Magosa'ya sürüldü. Üç yıl süren sürgün Namık Kemal'in yazı yaşamı bakımından en verimli dönemi oldu.
Birçok oyununu, edebiyat eleştirilerini ve tarihe ilişkin yapıtlarını burada kaleme aldı.
Abdülaziz'in tahttan indirilmesinden (30 Mayıs 1876) sonra çıkarılan af üzerine İstan­bul'a dönen Namık Kemal, Midhat Paşa'nın başkanlık ettiği Kanun-ı Esasi Encümeni'nde (anayasa komisyonu) görev aldı. Bu kurulun hazırladığı anayasa 23 Aralık 1876'da yürürlü­ğe konuldu ve meşrutiyet ilan edildi. Ama Padişah II. Abdülhamid içtenlikle benimse­mediği meşrutiyet rejimini hazırlayanları bi­rer birer İstanbul'dan uzaklaştırmaya başla­yınca Namık Kemal de Temmuz 1877'de Midilli Adası'na sürüldü. 1879'da Midilli'ye mutasarrıf (vali ile kaymakam arasında bir yöneticilik) oldu. Aynı görevle 1884'te Ro­dos'a, 1887'de de Sakız'a gönderildi. Sakız'da ölen Namık Kemal'in cenazesi Bolayır'a (Ge­libolu'da) gömüldü.
Edebiyata Divan tarzında şiirlerle başlayan Namık Kemal Şinasi ile tanıştıktan sonra biçim yönünden eskiye bağlı kalmakla birlikte öz bakımından yeni bir şiire yönelmiştir. Türk şiirinde "vatan", "hürriyet" gibi kavramları ilk kez Namık Kemal kullanmış, şiire batılı tarzda toplumsal bir içerik kazandırmıştır. Batı edebiyatının roman, tiyatro, eleştiri, deneme gibi türleri de Türk edebiyatında Namık Kemal ile kalıcılık kazanmıştır. Bu yapıtlarında da toplumsal konular, vatan sev­gisi gibi duygular ön plandadır. Tarihe ilişkin yapıtlarında da İslam ve Osmanlı tarihinden seçtiği olayları, kişileri hep vatanseverlik açı­sından değerlendirmeye çalışmıştır.
Başlıca Yapıtları. (Roman): İntibah, 1977; Cezmi, 1977. (Tiyatro): Vatan yahut Silistre, 1969; Zavallı Çocuk, 1969; Akif Bey, 1961; Gülnihal, 1969; Celaleddin Harezmşah, 1969; Kara Bela, 1910. (Tarih): Devr-i İstila, 1871; Evrak-ı Perişan, 1973; Silistre Muhasarası, 1946; Osmanlı Tarihi, 3 cilt, 1971-74; İslam Tarihi, 1975. (Eleştiri): Tahrib-i Harabat, 1885; Renan Müdafaanamesi, 1962; İrfan Paşa'ya Mektup, 1887; Mukaddime-i Celal, 1888. Şiirleri ölümünden çok sonra Namık Kemal'in Şiirleri adıyla derlenmiştir (1933, 1941, 1971). Özel mektupları da Namık Ke­mal'in Mektupları (4 cilt, 1967-1986) adlı kitapta toplanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder