Ana Sayfa Bilgi Bankası

13 Aralık 2010 Pazartesi

Türkiyede sıkı yönetim ?

temel hak ve özgürlüklerin geçici bir süre için sınırlandırıldığı ya da tümüyle kaldırıldığı, kolluk görev ve yetkile­rinin sivil yönetimden askeri görevlilere geçti­ği olağanüstü bir yönetim biçimidir. Sıkıyöne­tim uygulaması sırasında bazı suçların sanıkla- n askeri mahkemelerce yargılanır. Sıkıyöneti­min ilanı için ülkenin iç ya da dış güvenliğinin ciddi biçimde tehlikeye girmesi gerekir.
Türkiye'de sıkıyönetim 1876 Anayasasın­dan (Kanun-ı Esasi) bu yana tüm anayasalar­da yer alan askeri bir yönetim biçimidir Zaman içinde tanımı birçok değişikliğe uğ­ramıştır. 1876 Anayasası ülkenin herhangi bir yerinde isyan olasılığının belirmesi duru­munda hükümete o bölgede sıkıyönetim ilan etme hakkını veriyordu. 1924 Anayasası buna savaş hali ile yurda ve cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın kesin belirtilerini ekledi. Bu anayasaya göre hükü­met, süresi bir ayı geçmemek üzere ülkenin bir bölümünde ya da tümünde sıkıyönetim ilan edebilecek ve bunu vakit geçirmeksizin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) onayına sunacaktı. Sıkıyönetimi uzatmak TBMM'nin yetkisindeydi. 1961 Anayasasın­da da benzer bir düzenleme vardı.
12 Mart 1971 askeri müdahalesini izleyen günlerde kabul edilen 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu, sıkıyönetimin uygulanma biçimini ayrıntılı biçimde belirledi. Aynı yıl anayasada yapılan bir değişiklikle sıkıyönetim ilanının nedenleri artırıldı. Bu değişikliğe göre hür demokratik düzeni ya da temel hak ve özgür­lükleri ortadan kaldırmayı amaçlayan şiddet hareketlerinin yaygınlaşması da sıkıyönetimin ilanına yol açabilecekti. Ayrıca sıkıyönetim kaldırıldıktan sonra da sıkıyönetim mahke­meleri ellerindeki davalar sonuçlanıncaya ka­dar görev ve yetkilerini sürdürecekti. 1982 Anayasası'nda ise sıkıyönetimi gerektirecek nedenlerin kapsamı daha da genişletildi. Bu­na göre anayasanın güvencesi altındaki hür demokratik düzeni ya da temel hak ve özgür­lükleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, savaş hali, is­yan, ülkenin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşürecek şiddet hareketlerinin yaygınlaşması durumunda sıkıyönetim ilan edilebilmektedir. 1982 Anayasası'na göre cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu'nun da görüşünü aldıktan sonra sıkıyönetime ka­rar verir. Sıkıyönetim süresi altı ayı aşmamak -zere yurdun bir ya da birden fazla bölgesin­de ya da tümünde ilan edilebilir. Sıkıyönetim ilanı kararın alınmasından hemen sonra Resmi Gazete' de yayımlanır ve aynı gün TBMM'nin onayına sunulur. Eğer TBMM tatildeyse hemen toplantıya çağrılır. TBMM gerek görürse sıkıyönetimin süresinde deği­şiklik yapabileceği gibi tümüyle de kaldırabi­lir. Sıkıyönetimin uzatılması da her defasında dört ayı geçmemek üzere TBMM'nin kararı­na bağlıdır. Bu dört aylık süre bir tek savaş durumunda aranmaz.
Sıkıyönetim süresince Bakanlar" Kurulu cumhurbaşkanının başkanlığında toplanarak, sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir. Res­mi Gazete'de yayımlanan bu kararnamelere karşı Anayasa Mahkemesi'nde dava açıla­maz. Böylece sıkıyönetim, yürütmenin (hü­kümetin) yetkilerinin genişlemesine yol açar. Sıkıyönetimin bir sonucu da kolluk görev ve yetkilerinin sivil makamlardan askeri makam­lara geçmesidir. Sıkıyönetimin ilan edildiği bölgeye en az kolordu ya da aynı düzeyde kıta komutanlığı görevini yapmış ya da yapmakta olan bir komutan sıkıyönetim komutanı ola­rak atanır.Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı olarak görev yapan sıkıyönetim komutanları yasa tarafından kendilerine verilen yetki ve görev­leri bölgelerindeki güvenlik güçleri ve askeri birliklerle yürütür. Ayrıca Milli istihbarat Teşkilatı (MİT) da sıkıyönetim komutanlığıyla işbirliği yapmak zorundadır. Sıkıyönetim komutanları yurttaşların temel hak ve özgür­lüklerini sınırlayabilir; bazı özgürlüklerin kul­lanılmasını izne bağlayabilir, hatta tümden durdurabilir. Gerek görüldüğünde konutlar ve siyasal parti binaları da içinde olmak üzere her türlü binada izne bağlı olmaksızın arama yapmak, mektupları okumak, telefonları din­lemek sıkıyönetim komutanlığının yetkisi içindedir. Sıkıyönetim komutanlarına bağlı güçler yasalarca saptanmış olan durumlarda silah kullanma yetkisine de sahiptirler. Sıkı­yönetim komutanlarının tüm iletişim araçları­nı denetleme, sansür koyma ya da çalışmadan men etme hakları da vardır. Grev hakkının kullanılmasını da engelleyebilirler.

Türkiye'de Sıkıyönetim Uygulamaları



24.02.1925- 23.12.1927                     Doğu Anadolu'da Şeyh Said Ayak­lanması
                                             üzerine ilan edildi. Muş, Genç (Bingöl),
                                             Elaziğ (Elazığ), Siirt, Diyarbakır, Mardin,
                                             Dersim (Tunce­li), Urfa, Van, Hakkâri,
                                             Malatya, Erzu­rum illerini kapsadı.

01.01.1931-09.03.1931            Menemen'de Kubilay'ın öldürülmesi
                                             üzerine ilan edildi. Manisa, Mene­men,
                                             Balıkesir'i kapsadı

20.11.1940-23.12.1947            Il. Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine
                                             istanbul, Edirne, Kırklareli, Çanakka­le,
                                             Tekirdağ, Kocaeli'de ilan edildi.

07.09.1955-07.06.1956            6-7 Eylül olayları üzerine istanbul, Ankara
                                             ve İzmir'de ilan edildi.

08.04.1960-01.12.1961            Öğrenci olayları üzerine Demokrat Parti
                                             tarafından ilan edildi. 27 Mayıs askeri
                                             müdahalesinden sonra sürdü, istanbul 
                                             ve Ankara'da uygulandı.

21.05.1963-20.07.1964            20/21 Mayıs'ta Talat Aydemir'in dar­be
                                             girişimi üzerine istanbul, Ankara ve İzmir'de
                                             ilan edildi.

16.06.1970-16.09.1970            15-16 Haziran'da işçi gösterileri üze­rine
                                             İstanbul ili ile Kocaeli'nin izmit ve Gebze
                                             ilçelerini kapsadı.

26.04.1971-26.09.1973            12 Mart askeri müdahalesinin ardın­dan
                                             istanbul, Kocaeli, Sakarya, Zon­guldak,
                                             izmir, Eskişehir, Ankara, Adana, Hatay,
                                             Diyarbakır ve Siirt illerinde ilan edildi.

20.07.1974-02.09.1975            Kıbrıs çıkarması üzerine istanbul, Ankara,
                                             Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale,
                                             Balıkesir, Manisa, izmir, Aydın, Antalya,
                                             Muğla, Adana, içel, Hatay illerinde ilan edildi.
26.12.1978-12.09.1980            Yaygınlaşan şiddet hareketleri nede­niyle
                                                Adana, Ankara, Bingöl, Elazığ, Erzincan,
                                                Erzurum, Gaziantep, istan­bul, Kahramanmaraş,
                                                Kars, Malatya, Sivas, Urfa, Adıyaman, Hakkâri, 
                                                Diyarbakır, Mardin, Siirt, Tunceli, iz­mir, Hatay,
                                                Ağrı illerinde ilan edildi.
 
12.09.1980-19.07.1987              12 Eylül askeri müdahalesi üzerine tüm yurtta
                                                ilan edildi.
askeri müdahalesinden sonra yapılan değişik­liklerle sanıkların gözaltında tutulma süresi 90 güne çıkarıldı. Ayrıca sıkıyönetim komutan­larına, bölgelerindeki kamu görevlilerinden sakıncalı olduklarına inandıklarını görevden alma, bölgelerinde kalmasında sakınca gör­dükleri kişileri bölge dışına sürebilme yetkisi ve sıkıyönetim süresince sıkıyönetim komu­tanlarının aldığı kararlara karşı iptal davası açılamaması hükümlerini de getirdi. Sıkıyö­netimin yargı alanında ortaya çıkardığı sonuç ise, sıkıyönetim bölgesi içinde gerektiğinde sıkıyönetim mahkemesinin kurulmasıdır. Bu mahkemelerde yasada belirtilen suçları işle­yenler yargılanır. Sıkıyönetim kalksa da. mahkemeler görevlerini davalar sonuçlanın­caya kadar sürdürürler.
Cumhuriyet tarihimizde sıkıyönetim uygu­lamalarına sık sık başvurulmuştur. Ülkenin değişik yerlerinde uygulanan sıkıyönetimlerin toplamı yaklaşık 26 yılı bulmaktadır. Bu süre tüm cumhuriyet tarihinin yüzde 40'ını kapsa­maktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder