Ana Sayfa Bilgi Bankası

29 Kasım 2010 Pazartesi

Kitaplar ve yorumları..

                                           FARKINDALIK.


Arka Kapak:
Ben sana bir ahlak dersi vermiyorum. “Bu doğru, bu yanlış, bu ahlaklı, bu ahlaklı değil” demiyorum. Bunların hepsi çocukçadır. Ben sana çok basit bir kriter veriyorum: “FARKINDALIK” Eğer farkındalıkla bir şey yaparsan doğru olmak zorundadır çünkü farkındalıkla hiçbir şeyi yanlış yapamazsın. Ve farkındalık olmadan da herkes tarafından takdir edilen kimi şeyleri çok iyi yapabilirsin. Ama ben hala ona yanlış diyorum çünkü farkında değilsin. Ve yanlış sebeplerden dolayı yapmış olmalısın. Farkındalık olmadan onların sadece gösteriş, ikiyüzlülük olduğunu biliyorum. Onlar seni yapmacık hale getirir. Seni özgürleştirmezler, seni özgürleştiremezler. Tam tersine seni hapsederler.
Kitaptan Alıntılar:
Gelecek saf potansiyeldir; gerçekleşmediği sürece ondan emin olamazsın. Geçmiş saf gerçekleşmedir; olmuştur. Artık onunla ilgili bir şey yapılamaz. Bu ikisinin arasında, şimdiki zamanda insan durup bu iki imkansızlığı düşünür. O gelecekle ilgili her şeyden emin olmak ister ve bu yapılamaz. Bunun kalbinde mümkün olduğunca derinlere inmesine izin ver: Bu yapılamaz. …Geçmiş gerçekleşti, o ölü bir olgudur. Ona hiçbir şey yapılamaz. Yapabileceğin en iyi şey onu yeniden yorumlamaktır, hepsi bu. …bir kez bu iki şey yapıldığında, her türlü aptallıktan özgürleşirsin.”
“Zihin bir gezginin elbisesinde biriken tozlar gibidir. Ve sen milyonlarca yaşamın boyunca hiç banyo yapmadan seyahat edip ve seyahat edip duruyorsun. Çok toz birikti, doğaldır ki bunda yanlış bir şey yok; bu böyle olmak zorunda. … eğer seyahat edersen tozlanırsın. Ama onunla bir olmaya gerek yok çünkü onunla bir olursan başın derde girer; çünkü sen toz değilsin, sen bilinçsin… Farkındalık senin varlığındır ve farkındalığının etrafında topladığı toz da senin zihnindir.”



İSMET ÖZEL- WALDO NEDEN BURADA DEĞİLSİN




 

İsmet Özel’in şule yayınlarından 2007 de çıkan, benim henüz tanışmış olduğum, çok farklı bir havası olan “waldo sen neden burada değilsin” kitabını –kısaca ben ona waldo diyorum-  elime aldığımda “ismet özel” olmasından dolayı beni heyecanlandırması yanı sıra ürkütmüştü. Ürkütmesinin asli sebebi benim politika, siyaset veyahut dönem kitaplarımdan hoşlanmamamdı. Fakat gerçek o ki İsmet özel’in hayat haritası diyebileceğim waldo bana dönemleri de siyaseti de politikayı da başarıyla okuttu hem de hiç sıkmadan, bunaltmadan. Ve kitabı, bu tarzda bir kitabı bu kadar severek okumamı ismet özel’e borçlu olduğumu bilerek kapattım.

“Dünyaya gelmek,bir saldırıya uğramaktır” diyerek başlayan daha sonraki evrelerde bir bir saldırıya uğramanın boyutunu,korunma yöntemlerini de anlatan bir kitap aslında. İsmet özel,herkes kendi masalını yıkmalıdır” derken – ki bu söz beni gerçekten etkiledi- bu saldırıyı nasıl geri püskürtürüz? Sorusuna kısa ve net bir cevap vermiş.Adım adım hayatını ele almış,çocukluğu,ilk gençliği,olgunluğu ve tabii ki şiirleri…

Çocukluğunda ki  “kadirşinas itaatsizliği ve tevarüs edilmemiş asaletinin ona devrimci bir ruha ve hayallerinin ne işe yarayacağını öğrettiğine inandığı şiiri verdiğini söylemek yanlış olmaz.Aslında kitabın üç saç ayağı var:Şair,komünist,Müslüman.

Kendi döneminden yani 60’lardan cesurca bahsetmiş ismet özel.60’larda yeni  yeni öğrenilmeye başlayan varoluşçuluk, marksızım,sürrealizmim gibi akımlardan sonra gençlerin sosyalizan düşüncelere sahip olması şaşırtıcı değildi.Bununla beraber gelen,komünist düşünceler ve aktiviteler,partizanlık ve bunlara paralel yürüttüğü arkadaşı Ataol ‘la da paylaştığı ( Ataol Behramoğlu,zikretmeden geçemezdim) şiirleri. Tabi ki genç yaşına rağmen yazdığı zehir zemberek şiirleri …ismet özel’i nazarımda vazgeçilmez kılanları.. Şiirlerin de doğal olarak beliren politik-sosyal etiketleme eğreti olmamış bence,şiirle politikanın mekanik duruşunun organik bir kıvam alması,o eğretiliği silip atmış.



               İki Hükümdar Bir Kadın



“Tarih öğrenmek,tarihle yüzleşmek kadar zordur.”
Kitabımızın konusu adından belli oluyor ki geçmiş tarihimizde yaşamış iki hükümdarımızın bir kadına ölürcesine aşkını ve bu aşk uğruna bir çok savaşlara katıldığını anlatıyor.
Fatih Sultan Mehmet Han oğlu olan Yıldırım Beyazıd’ın padişahlığı sırasında en küçük oğulları arasında olan Sultan Selim daha ufak yasına rağmen attığı bıçaklarla aynı anda bir çok hayvanı vurması ve bu şekilde babası tarafından kendisine verilen Yavuz ismi ile daha sonraları Osmanlı tarihinde kendini çok iyi tanıtacak ve Osmanlının ilerlemesinde rol oynayacaktı.


Osmanlı Sultanlarının en aykırı padişahlarındandır Yavuz Selim ya da diğer adı ile Sultan Selim Han.Acımasız ve gözü pek Şah İsmail ( Şii mezhebinin başı ) ile karşı karşıya getiren Taçlu Sultanın arasındaki üçlü bir aşk hikayesidir aslında. Taçlu Sultan İran valisinin kızı olması ve güzelliği ile görenleri büyülemektedir. Sultan Selimin Taçlu Sultana tutulması ve uğruna savaşlar vermesi beklide tarihimiz açısından en göze alıcı bir yaşamdır. Şah İsmail ise Sultan Selimi ve Osmanlı Hükümdarlığını nasıl yok etme çabası içerisinde Taçlu Sultana olan aşkını öğrenir öğrenmez onun ile evlenmesi ve Sultan Selimi bir nevi yıkacağını düşünmesi aslında olmadık bir düşüncedir ama intikam ateşini söndüremediği için bir türlü kendisine hakim olamamaktadır.

Şah İsmail’in yaptığı zulümlerle birlikte Sultan Selim ile olan intikamı artık çıkmaz yoldadır ve buna bir şekilde dur demesi gerekmektedir Sultan Selimin ve ordusunu Tebriz’e Şah İsmail üzerine kendiside baş kumandan olarak hareket ettirir ki yolda gördüğü bir dervişin verdiği ibrik üzerinde yazan sözler üzerine hareket etmesi savasın Osmanlı tarafından kazanılmasını sağlamıştır.  Şah İsmail kaçmıştır ve eşi taçlu sultan diğer ganimetlerle birlikte esir alınmıştır. Ve böylece Sultan Selime Taçlu Sultan ile nikah düşebilmektedir. Ama Sultan Selim onu yardımcısı ile nikahlar ve böylece Taçlu Sultana olan aşkını kalbine gömmeye çalışır. Yardımcınsın ona ihanet  ettiğini öğrenir öğrenmez cellada boynunu vurdurur ve taçlu sultana bir ev kiralanmasını ve tüm giderlerinin kendisi tarafından karşılanması emri verir. Ve bir süre sonra Sultan Selim Taçlu Sultanın dizlerinde uzanarak geç bulduğu aşkı yaşamaktadır.

Kusursuz Tuzak - Cep Boy

New vork Times'ın en çok satan romanları arasında yer alan Saklambaç ve Tek Başmanın yazarı Lisa Gardner bizleri bu kez. bugüne değin sunduğu en karşı konulmaz ve en dehşel verici katilin zehirli ağına sürüklüyor.

Yazar: Lisa Gardner
Yayınevi: Martı Yayıncılık



Hazine

Her akıl sâhibi Müslüman İslam ahlâkının tüm tecellilerini üstünde toplayıp en güzel misâli kendisi teşkil ederek İslam cemiyetinin temellerini oluşturmalı. Sağlam karakterli fertlerden oluşan bu model cemiyet bütün dünyâya örnek olmalı. Zirâ bugün dünya îman ve İslâm'ın getirdiği mükemmel prensiplere muhtaç ve mecburdur. Ancak îman ve İslâmî prensipler insanlar için gerçek huzuru ve hakiki mutluluğu temin edebilir. Îman hem dünya hem ahiret için en önemli HAZİNEdir. Bu hazinenin anahtarı Kur'an-ı Kerim'dir. Hakk'ın hakça üstünlüğü Kur'an'la mümkündür. Dünya ve ahiret dengesindeki şaşmaz ölçüler Kur'ânî prensiplerdedir. Hayat ancak Kur'ânî düsturlarla doğru değerlendirilebilir. İyi çığır açmak, çağ atlamak Kur'an'la mümkün olacaktır. Fakat bugün topyekün insanlık birçok hayâti meselede gâyet sorumsuz davranmakta dostunu düşmanını ayırt edememektedir. Günbegün insânî değerlerin yitirildiğini üzülerek müşâhade etmekteyiz. İçinde yaşadığımız cemiyette kötülükler yaygınlaştırılmakta bu sebeple de insanlar arasında güven bunalımı görülmektedir. Yanı sıra kibir, gurur, enâniyet had safhada. Menfaat ve çıkarcılık insan ilişkilerinde temel malzeme! Şükürsüzlüğün bedelini tüm insanlar ödemekte. Nefis, şeytan ve dünya insanın yakasını bırakmamakta! Neticede stres, rûhî dengesizlikler, depresyon gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmakta. Oysa Osmanlının stresten korunma yolları bizlere en güzel mesajları sunmaktadır. Müspet düşünmek insanın gönül dünyâsına devamlı artı katkılar sağlar. Sürekli iyilerle beraber olup iyilik yapmanın hazzını yaşamaksa insanın ruh sağlığını pozitif yapılandırır. Güzel ortamlarda bulunmak sosyal hayâta olumlu yansımalar getirir. Bilinçle yapılan ibâdetler ruha dinginlik kazandırır. O halde yaşantımızın tüm basamaklarını zihnî ve kalbî eğitim birikimiyle çıkarsak daha sağlamca zirvelere kolayca ulaşabiliriz.


Yazar: Nurten Selma Çevikoğlu
Yayınevi: Nüve Kültür





Muz Sesleri

Oxford, paris, beyrut üçgeninde bir aşk ve savaş romanı! Her kitabıyla gündemi değiştiren ece temelkuran'dan güçlü bir ilk roman! Hep bir iç savaştır aşk! Bir neden arar kendine... Muz sesleri “Onu ağustosta muz tarlalarına götürecektim. Muz seslerini dinleyecekti. Nasıl sevineceğini, hayret edeceğini düşündükçe…” Ece Temelkuran, kalplerin yağmalandığı yerden anlatıyor hikâyesini; Ortadoğu'dan. Bizden alıp döküntülerini iade ettikleri hikâyelerimizi geri almak için… Aşklarımızı, acılarımızı, haysiyetimizi… Yağmalandıkça kapattığın kalbini aç şimdi. Çünkü bu senin hikâyen. Sen de Ortadoğulusun!


Yazar: Ece Temelkuran
Yayınevi: Everest Yayınları





Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi

“Türkiye'de Şeriat'ın Kısa Tarihi”ni, 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı'ndan sonra yazmaya başladım. Daha önce de başlayabilirdim. Çünkü gerici hareketin geçmişini, tarihi boyunca nereden güç aldığını biliyordum ve nereye kadar gidebileceğini kestiriyordum. 1980'lerin sonlarında radikal sol bir grubun önde gelenlerinden biriyle konuşurken yaptığım itiraz şöyleydi: “Siz faşistler faşistler diyorsunuz ama önümüzdeki süreçte tehlikenin büyüğü, emperyalizmle el ele veren dinci gericilerden gelecek.” Arkadaşlar pek üstünde durmamışlardı itirazımın. Neden sonra “haklıymışsın” dediler. Benim derdim haklı olmak değildi. Aklı başında olan her kurumu, örgütü, kişiyi, topluluğu; emperyalizmle iç içe geçen bu gerici tehlikeye karşı uyarmak ve herkesle birlikte bununla mücadele etmekti. İlk baskıda da söyledim, şimdi de söylüyorum. Emperyalizmin kucağındaki gericilikte asıl tehlike laikliğin elden gitmesi değildir. Sorun bağımsızlık sorunudur. Sorun vatan sorunudur. Bir gazeteci olarak bağımsızlığı bu kadar önemsememin nedeni, 2009 yılında ABD Başkanı Bush'un kafasına ayakkabı fırlatan Iraklı gazetecinin cezaevinden çıktıktan sonra söylediklerinde yatar. Iraklı gazeteci, “Vatan yoksa, bağımsızlık yoksa ne gazetecilik vardır ne namus vardır” diyordu. Unutmayalım ki 1919 ayaklanmamızın adı “Bağımsızlık Savaşı”dır. Şehitlerimiz “Bağımsızlık Şehitleri”dir. Bağımsızlık vatan demektir. Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi'nde bu uyarıları yapmaya çalıştım. Şimdi, Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi-2/ İrtica ve Emperyalizm kitabını hazırlıyorum. Kendine özgü uyarıları, yol göstericiliği olmasına çalıştığım bir kitap oluyor. Toplumsal Dönüşüm Yayınları sanıyorum Türkiye'de Şeriatın Kısa Tarihi-2'yi de sizlere kısa zamanda ulaştıracaktır. Son sözü Mustafa Kemal ATATÜRK'e bırakalım: “Mevzubahis vatansa, gerisi teferruattır.”


Yazar: Halil Nebiler
Yayınevi: Toplumsal Dönüşüm Yayınları





Eylül

Süreyya Bey ve Suad Hanım'ın mutlu bir evlilikleri vardır. Evliliklerinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen Süreyya'nın ailesiyle birlikte oturmaktadırlar. Fakat evin havası, artık Süreyya ve Suad'a sıkıcı gelmektedir. Süreyya, bir an önce bu evden ayrılıp, denize bakan sakin bir evde yaşamanın, en azından yazı orada geçirmenin hayalini kurmaktadır. Kısa bir süre sonra Süreyya'nın hayali gerçekleşir ve Suad'ın babasından aldığı para sayesinde Boğaziçi'nde bir yalı kiralarlar. Süreyya'nın arkadaşı Necip, ailenin yakın dostudur. Suad müziğe; Süreyya denize meraklıdır. Biri çoğunlukla evde, diğeri denizde vakit geçirmektedir. Daha çok Suad ile evde kalan Necip, onu sevmeye başlar; Suad da bu sevgiye kayıtsız kalmaz. Zamanla ikisi de iç hesaplaşmalara başlarlar ve sevgilerinin kirletilmemesi için çaba harcarlar. Roman, psikolojik tahlillerin yapıldığı ve bu yönüyle edebiyat tarihimizin ilkleri arasında yer alan bir eserdir.


Yazar: Mehmed Rauf
Yayınevi: Hemen Kitap Yayınları


ÇALIKUŞU

Feride’nin babası Nizamettin adında bir süvari binbaşısı imiş, annesiyle evlendiğinde Diyarbakır’a gön-dermişler, Diyarbakır’dan Musul’a oradan Bağdat’a oradan Karbela’ya geçmiş sürekli yer değiştirir, bir gittiği yerde iki sene üst üste kalmazmış. Feride iki b uçuk yaşlarında iken Musul’dalarmış yaz çok sert geçtiğinden babası annesi ve Feride’yi Musul’da bir köye göndermiş.
            kitabın konusu bir subay kızı olan feride ile teyzesinin oğlu kamuran arasında yaşanan ve araya birçok engel girmesine rağmen birbirlerine karşı bitmeyen aşklarını anlatıyor kitabın özeti pek küçük yaşındayken annesi ölen feride, babası da sınır sınır dolaşan bir subay olduğu için büyükannesinin yanında büyümüştür. okul çağına gelince ferideyi istanbulda ki bir fransız kız yatılı okuluna yollamışlardır. feride neşeli, zeki, çok asi, ele avuca sığmaz çok hareketli bir kızdır. fırsat buldukça bir erkek gibi ağaçlara tırmanıp daldan dala atladığı için öğretmenlerinden biri onu çalıkuşuna benzetmiş, sonra da bu benzetme, onun adı olarak kalmıştır
Yazar:Reşat Nuri Güntekin
YABAN
kitabın konusu kitap kurtuluş savaşı sırasında cephede kolunu kaybetmiş bir subayla, askerliği yeni bitmiş bir askerin köyünde geçen olaylar anlatılmaktadır kitabın özeti sessiz ve sakin bir yerde hayatını sürdürmek isteyen ahmet celal gittiği yerde yabancı olduğundan, yaban olarak tanımlanmaktadır. köydekilerle hiçbir bağlantısı olmamasına ve subay olmasına rağm en ona düşman gözüyle akılmaktadır. ülkenin tamamı işgal altında olmasına rağmen köylülerin bunu umursamaması , sonuçta evlerinin kundaklanması, yiyeceklerinin yağmalanması, kadın ve kızlarına tacizde bulunulması onların akıllarını başlarına getirir bu durumu gören ahmet celal sevgilisini yanına alıp kaçmaya çalışır.
Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
YALNIZIZ
kitabın konusu insanlığı materyalizmin kör çenberini kırmağa, kendini kaybettiği ruhunu bulmaya çağırmaktadır asrımızda insanın bütün problemleri bu noktada düğümlenmektedir. ve allahı bilmedikçe, insanlık buhrandan buhrana yuvarlanacak, huzur ve sükun bulamayacaktır.
Yazar: Peyami Safa
KİRALIK KONAK
kitabın konusu kitapta nesiller arasındaki çatışma yansıtılmıştır nesiller arasındaki uçurumdan ve hızlı değişimin getirdiği ahlak buhranı anlatılmıştır kitabın özeti naim efandi çok zengin, zengin olduğu kadarda hesaplı bir kişiydi babasından kalma bir serveti vardı büyük bir itina ile idare ediyor ve koruyordu ıı. abdülhamit döneminde devletin yüksek mevkilerinde bulundu. bir çok defalar valiliklerde dolaştı
Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
BOMBA
kitabın konusumilli dil ve kültürüne yabancı yetişen kimliğini bulmasıdır kitabın özeti serin ve karanlık eylül gecesinin yıldızsız seması altında selanik, sanki gündüzki heyacanlardan gürültülerden yorulmuş gibi , baygın ve sakin uyumaktadır rıhtım tenhadır. olimpos palasın kristalin, splandit palasın, diğer küçük gazinoların lambaları çoktan sönmüştür.tramvay yolunu tamir için yığılmış parke taşlarının ilersinde, denize inen küçükmerdivenin başında, hareketsiz bir gölge dimdik durmaktadır
Yazar: Ömer Seyfettin
ÜMİT DÜNYASI
kitabın konusu insanlara yeni görüş açıları getiren bir makale kitabıdır kitabın özeti ümit dünyası bu geçici dünyada misafir olarak kaldığımız müddetçe kaybetmememiz gereken, hep saklamamız, ruhumuzun bir köşesinde kendisine ufacıkta olsa her zaman bir yer ayırmamız gereken tek şey ümittir. insanoğlu kybettiği birçok şeyi, bu arada parayı, mevkii, sağlığı ancak ümidi kaybetmezse yeniden bulabilir
Yazar: Şevket Rado
ÖLMEK İSTİYOR
kitabın konusu veronica adındaki bir kadının ilaç içerek intihar girişiminde bulunması ve bu girişim sırasında kalbinin rahatsızlaşması sonucu bir haftalık ömrü kalması ve kalan zamanını akıl hastahanesinde nasıl geçirdiği anlatılmaktadır
Yazar: Paulo Coelho Veronika
YILANLARIN ÖCÜ
kitabın konusu kitap, yıllar önce bir köyde geçmiş toprak kavgasnı anlatır. bu köyün yitik kahramanı bayram ve onun haklı mücadelesi kitabın özeti bayram,köyünün doğru sözlü, bileği kuvvetli delikanlısıdır. yıllarca bu köyde yaşamış, ömrünü bu topraklarda çalışmaya adamıştır. az miktardaki toprağıyla geçinmeye, ürününün mahsülünü almak için uğraşır. fakat birgün gelir köydeki arkadaşlarından birim olan haceli,bayramın evinin önündeki boş araziye ev yaptırmak ister. bayram buna karşı çıkar. köyün muhtarı bu boş arazinin satılmasına menfaati için,daha olaylar başlamadan önce karşı çıkmadığından,sürekli haceli denilen o adama destek çıkmak zorunda kalır
Yazar: Fakir Baykurt
AYLİN
yaşamanın ideali olan tıp okumaya karar verir ve büyük uğraşlar vererek neuchatel üniversitesine kayıt yaptırır. okulun ilk yıllarında hayatında çok büyük değişiklikler yaparak, ihtişamlı hayatından sıyrılarak sade bir öğrenci olur. tek hedefi olan tıp fakültesini bitirmek için çok çalıştı daha sonra fizik ve kimya derslerinde yardımcı olan jean-pierre ile evlendi
Yazar: Ayşe Kulin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder