Ana Sayfa Bilgi Bankası

6 Kasım 2010 Cumartesi

Çığ..!

Çığ, basit bir doğa olayı. Ancak, işin içine insanın karışmasıyla dramatik bir boyut kazanıyor. Çok az kişi, çığ altından canlı kurtuluyor. Onu önle-yemesek de, geliştirilen son teknolojiler, çığdan korunma konusunda bize yardımcı oluyor.



İstatistikler, çığ altında kalanların yüzde 90'ının, çığa kendilerinin yol açtığını gösteriyor.

"Yoğun bir kar tabakası, tepeden aşağıya doğru büyük bir güçle üstümüze geliyordu. Etrafımı saran karla birlikte defalarca takla atarak aşağıya yuvarlandım. Kaskım, eldivenlerim ve son olarak da kayak takımlarım savrulmuştu. Her yanım karla dolmuştu; iç çamaşırlarım, hatta göz kapaklarımın içi bile... O güne kadar tahmin edemeyeceğim bir olayla karşı karşıyaydım. Her nefes alışımda ağzımın içi ve gırtlağım karla doluyordu. Öksürerek karı tükürmeye çalışıyordum; ama, her seferinde boğazıma dolmasını engelleyemiyordum. Nefes alamamaya başlamıştım. Bir dağın tepesinde, kış ortasında ölümle yüz yüzeydim..."

Utah Çığ Araştırmaları Merkezi başkanı Bruce Temper, çığ altından sağ kurtulanlardan. O çok şanslıydı, çünkü çığ altında kalanların çok azı, Temper gibi öyküsünü anlatabilme olanağına sahip oluyor.

Çığ, çok basit olarak, kar kütlesinin yamaçtan aşağıya kayması anlamına geliyor. Bu çok doğal bir olay; dünya üzerinde yerçekimi kuvvetine bağlı olarak milyonlarca kere çığ düşüyor. Asıl sorun, işin içine insanın karışmasıyla başlıyor. İstatistikler, çığ altında kalanların yüzde 90'ının, çığa kendilerinin yol açtığını gösteriyor. Temper'ın dediği gibi "Çığın düşmesinin tek sorumlusu bizdik..."

Uluslararası Alpler Kurtarma Komisyonu'nun (IKAR) verdiği bilgilere göre, 1985-1986 kış sezonundan günümüze, Fransa, Avusturya ve İsviçre başı çekmek üzere, dünya üzerinde 2.200 kişi çığ altında hayatını kaybetti.

Çığ, akıllara durgunluk veren bir hızla yol alıyor. En öldürücü kalın ve kuru kar tabakaları, 5 saniye içinde saatte 130 km'ye ulaşabiliyor. Sürtünmenin yaşanmadığı zamanlarda, yani tabakanın tepeden aşağıya düştüğü anlarda ise, hızı saatte 350 km'ye varıyor. Bu, bir tabağın, yemek masasından kayıp düşmesi gibi düşünülebilir. Birbirine bağlı kar tabakası, tek bir parça halinde daha güçsüz alt tabakanın üzerinden kayıyor ve ortadaki kurbanla birlikte bir pencere camı gibi patlıyor. Bu tip bir çığdan kurtulma şansı yok denecek kadar az...

Çığ altında kalanların yüzde 75'i boğularak can veriyor. 30 dakikadan fazla kar altında kalan bir kişinin yaşama şansı sadece yüzde 30... Kuru kar tabakaları, yüzde 70 oranında oksijen içerirken, ıslak kar tabakalarının içerdiği oksijen miktarı çok az. Dolayısıyla, havasızlıktan ölüm çok daha çabuk gerçekleşiyor.

Rüzgâr, çığın meydana gelmesindeki en önemli etkenlerden biri. Ayrıca, kar yığınının 10 misli hızlanmasını sağlıyor. Ani ısınma ve erime de, kar tabakaları arasındaki bağların güçsüzleşmesine, ani kopmalara yol açabiliyor. Bu nedenle, küresel ısınma, büyük bir sorun olarak kabul ediliyor. Eğer Avrupa'ya ilişkin öngörüler gerçekleşecek olursa, daha sıcak ve nemli hava, buzlanma seviyesi üstünde etkili olacak. Kar bağları zayıflayacağı için de, çığ vakaları daha sık yaşanacak.
ABD'de bir yıl içinde 40, Avrupa'da ise 100'den fazla kişi çığ sonucu hayatını kaybediyor. Bu sorunu çözmek için, sürekli arama-kurtarma ve eğitim örgütleri kuruluyor. Amerika Çığ Derneği (American Avalanche Association; AAA), 1950'den beri çığ altında kalan kurbanların bir profilini çıkarmış. Tipik çığ kurbanlarının çoğu, yaptığı spor dalında uzmanlaşmış, eğitimli, 18-35 yaş arasındaki beyaz erkeklerden oluşuyor. Ancak, çoğunun çığa karşı eğitimli olmadığı açıklık kazanıyor.
Çığa yakalanan kayakçılar ya da dağcılarda hayatta kalma, şansa, eğitimli olmaya ve doğru teçhizatı taşımaya bağlı... Şans, doğaldır ki kendi kurallarını kendi koyuyor. Ancak hazırlıklar, gereçler ve teknoloji, tümüyle kişinin denetiminde.
Çığa karşı eğitim kurslarının, deneyimli dağ rehberleri ve örgütler tarafından verilmesi gerekiyor. Uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanan çığ tahrip raporlarının anlaşılması, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinde yaşamsal önem taşıyor. Bu raporlarda, oluşabilecek zararlarla ilgili ortak bir terminoloji kullanılıyor ve en alt düzeyden en üst düzeye kadar hangi eği-min tehlikeli olduğu önceden belirleniyor. Çığ, 25-45 derecelik eğimlerde daha çok düşüyor. Büyük çoğunluğu, yüzde 90'a varan oranlarda kışın meydana geliyor.
Bu konuda uzman uluslararası kuruluşlardan biri de, merkezi İngiltere'de bulunan Sportscotland Çığ Bilgi Merkezi (SAIS)... SAIS, yamaç eğiminin, dağ yüzeyinin, eğim profilinin ve yeni oluşan kar yığınının çığ üstünde etkili olduğunu vurguluyor. Kazı ve kar yatağı çözümlemeleri, çığ riskini önceden belirlemenin klasik yöntemleri. Ancak, deneyimli uzmanların bile hataya düştükleri biliniyor. SAIS üyelerinden Blyth Wright, "Dağcı ekipler, çok farklı nedenlerden ötürü hataya düşüyorlar. Bilgi eksikliği, yorgunluk, karar alma sürecindeki gecikme ve deneyimli bir lidere sahip olmama, en açık etkenler olarak karşımıza çıkıyor" diyor.

Çığ çok hızlı bir şekilde ilerlediğinden, kurbanlar için tek umut kaynağı görgü tanıkları... Ancak, kar üzerinde kalan giysi, kayak çubukları ya da gereçlerin bir kısmı da kurtarma çalışmalarında kolaylık sağlıyor. Ama, hayatta kalmanın ilk şartı, doğru gereçlere sahip olmak ve bunların nasıl kullanılacağını bilmekten geçiyor. Radyo sinyalleri yollayan vericiler, işaret fişeği, kürek ya da nefes almaya yarayan çubuklar, yıllardır dağcılara yar-dım ediyor. Bu araçları yanında taşıyan dağcının, ağır bir darbe almadığı sürece çığdan kurtulması kolaylaşıyor.

Bu konuda yeni teknolojiler de geliştiriliyor. Avrupa ve Kuzey Amerika'daki üreticiler, çığ için geliştirilecek ilkyardım cihazlarının hayat kurtarmaya yeterli olduğunu savunurken, kimi uzmanlar çığı engellemenin sorunu ortadan kaldıracağını söylüyorlar.
Çığla ilgili geliştirilen yeni kuşak ilkyardım yaklaşımı, 3 noktaya dayanıyor: Çığ düştüğünde kişiyi karın üstünde tutabilmek, kar altında kaldığında ne-fes almasını sağlamak ve yerini belli edecek işaretlere sahip olmak...

Birincisi, Vaude tarafından geliştirilen hava yastıklı sırt çantasıyla sağlanıyor. Sistem çok basit: Sırt çantasının içine iki hava yastığı yerleştiriliyor, elle uyarıldığında hava yastıkları açılıyor ve kişinin kar kütlesinin üstünde kalmasını sağlıyor. Vaude yetkililerinden Chris Davison, "Çığ, bir sıvı gibi hareket eder, dolayısıyla insan da dahil olmak üzere kardan daha yoğun olan cisimler batar. Bu aşamada hava yastığı devreye giriyor. Hava yastığının ekstra kaldırma kuvveti, kişiyi karın üstünde tutuyor" diyor.

4 kg. ağırlığındaki hava yastıklı sırt çantasında çok sayıda cep, kar çubuğu haznesi, sıkıştırma kayışları, her biri 60 lt. hacminde iki hava yastığı ve karbondioksit kartuşu bulunuyor. Hava yastıkları, çantanın iki yanındaki bölümlerde gizli ve omuz bölümündeki kayışlar çekildiğinde açılıyor. Açılması iki saniye sürüyor. Bu nedenle, çığ başladığında hemen kayışların çekilmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder