Ana Sayfa Bilgi Bankası

9 Kasım 2010 Salı

İç Dünya İle İlgili Mit ve Efsaneler..

Birçok dini yazılar, efsaneler ve mitolojilerde dünya kabuğunun altında bir dünya olduğundan bahsedilir. Örneğin, Sümer ve Babil dönemi efsanevi kahramanı Gılgamış, atası Utnapiştim’i aramak için dünyanın içine gider.

Orfeus, Eurydike’nin ruhunu ararken yer altı dünyasına inmişti. Dyonisos bir mağarada beslenmişti. Jüpiter bir mağarada doğmuştu, Hermes veya Adonis de aynı şekilde bir mağarada dünyaya gelmişlerdi.

“Boş dünya” ile ilgili eski efsaneler, dünyanın içinde muhtelif dev yaratıklar, cinler, küçük insanlar ve barışçı insanımsı yaratıkların yaşadıklarından söz eder.

Bazı araştırmacılar, dünyanın içinde (Lemurya (Mu) ve Atlantis kıtasından sağ kalanların yaşadığına inanmışlardır.

Birçok eski yazılarda “Yer altı dünyasının”, dinlerde ve efsanelerde “Cehennem” olarak belirtilmesine rağmen, gerçekte mevcut bir yaşam alanı olduğu belirtilir.

Eski Yunanlılar ve Romalılar, tanrı ve tanrıçalarının iç dünyadaki bir medeniyetin temsilcisi olduklarına inanmışlardı.

Doğuda, ilk insanın yeraltındaki bir dünyadan geldiğine ilişkin bir efsane vardır. Adem’in yurdu “Dünyanın merkezinde” idi ve misyonu bunu yerüstüne açıklamaktı.

Bir Hint söylencesinde, Adem büyük bir felaketten sonra dünyanın içine kaçan bir grup insanın kralı olarak belirtilir. Adem daha sonra dünyanın üzerine çıkarak, insan ırkını yeniden başlatmıştı.

Çok eski bir efsaneye göre, güçlü İnka imparatorluğu, Peru’daki Cuzcu şehrinin doğusunda bulunan Pacari-Tmbo’daki bir tünelden çıkan küçük bir grup insan tarafından kurulmuştu.

İlginçtir ki bu uzun boylu ve beyaz tenli insanlar, kendilerinin çok eski bir tanrılar ırkından geldiğini ileri sürüyordu.

Güney Amerika efsanelerinde Mexico’nun kuzeyinden Peru’ya giden tünellerden” ve orada yaşayanlardan söz eder. “Timaeus” adlı eserinde şunları söylemektedir;

“Apollo’nun gerçek vatanı ebedi yaşamın olduğu uzak-kuzeydeki Hyperborea’dır. O, merkezde, dünyanın göbeğinde oturur ve insanlığın bütün dinlerinin yorumcusudur.”

“Dünyanın Göbeği” ifadesi, boş dünya teorisi yandaşları tarafından, bu büyük düşünürün yeraltında bir dünyaya inandığı şeklinde yorumlanmıştır.

Hecataeus’a göre, Apollo’nun annesi Leto, Arktik Okyanus’taki bir adada, kuzey rüzgarlarının çok ötesinde doğmuştu.

İrlanda efsanelerinde adı geçen iki düşman ırk, dev Fomorian’lar ve Tuatha Dé Danann’lar boş dünya efsaneleri ile bağlantılıdır.

Hindistan’daki eski Konkan Krallığının hüküm sürdüğü yerlerde yapılan araştırmacılarda bir dizi mağara işaretlerin rastlanmıştı. Bu işaretler bir grup insanın “Boş Dünya”dan dünyanın yüzeyine çıktıklarını anlatmaktadır. Efsaneye göre, dünya yüzeyinde ortaya çıkan ilk insanlar yer altı dünyasından gelmişlerdi.

Amerikan eski yerli kabilelerinden ikisinde insanların kökenin yer altı dünyası olduğuna dair efsaneler mevcuttur. Mandan yerlileri atalarının bir zamanlar bir yer altı köyünde yaşadığına inanırlar.

Sioux yerlileri arasında yaygın bir efsaneye göre, onlar dünya yüzeyine çıkmadan önce bir yer altı bölgesinde yaşıyorlardı.

İsviçreli matematikçi Leonhard Euler’in (1707-1783) inancına göre, dünya boştu ve iç dünya merkezi bir güneş tarafından aydınlatılıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder