NİNNİ. Bir annenin bebeğini uyutmak için
şarkı söyleyerek kucağında ya da beşiğinde sallaması çok eski zamanlardan beri
süregelen bir alışkanlıktır. Bebekleri yatıştırmak ve uyumalarını sağlamak için
yumuşak bir sesle söylenen ağır ve tekdüze şarkılara ninni denir. Ninnilerin
dünyadaki kültürlerin hemen hepsinde yeri vardır. Yaratıcısı belli olmayan ve
kuşaktan kuşağa geçen ninnilerin müziğini ve sözlerini belirleyen kurallar
yoktur. Anneler kimi türküleri ve konuşma parçalarını da ninni makamına
uydurarak söylerler. Bunlar bebek için geleceğe yönelik iyi dilekler olabildiği
gibi, yakınmalar hatta beddualar, yani kötülük dilekleri de olabilir.
Ninnilerin en ilginç yanı doğaçlamaya açık bu özelliğidir. Ninni çoğu zaman
annenin, çocuğu uyutmaya çalıştığı uzun süre boyunca kendi kendine, çocuğuyla
ya da bir başkasıyla konuşması ve içini dökmesi biçiminde sürer gider. Genellikle
dörtlüklerden oluşan ninnilerin son dizelerinde "e, e, e" gibi
sözler yinelenir. Kimi zaman da "dandini dandini dastana" gibi
anlamsız sözcükler yer alır.
Hıristiyan dünyasında Noel şarkılarının birçoğu bebek
İsa'ya söylenen ninnilerden oluşur. Ünlü bestecilerden Wolfgang Amadeus
Mozart, Franz Schubert ve Charles Gounod da ninniler yazmışlardır. Johannes
Brahms'ın beş şarkıyı içeren Opus 49 Ninnfsi
(1868) bestelenmiş ninniler içinde belki de en sevilenidir. Frederic Chopin'in
(Opus 57) ve Gabriel Faure'nin (Opus 56) berceuse
adını taşıyan sözsüz, enstrümantal parçaları da klasik batı müziğinin tanınmış
ninnileri arasındadır. Ninniler genellikle hafif sallanma etkisi yaratan
6/8'lik ritimle yazılır. Müziğe dökülünce sözcükler de sallanma duygusu veren
bir ritme girer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder