NEMRUT DAĞI.
Ülkemizde Nemrut Dağı adıyla anılan iki ayrı dağ bulunmaktadır. Bunlardan
Adıyaman iline bağlı Kâhta ilçesinin kuzeydoğu kesiminde yer alan Nemrut Dağı,
Güneydoğu Toroslar'ın bir parçasıdır. Yüksekliği 2.150 metre olan Nemrut'un doruk
kesiminde, tümülüs denen ve bir mezar üzerine toprak yığılarak oluşturulan
tümsek ile dev boyutlarda dinsel anıt kalıntıları vardır. Öbür Nemrut Dağı ise
Bitlis ilinin sınırları içindedir. Van Gölü'nün batısında yer alan ve bu göl
ile Muş Ovası'nı birbirinden ayıran 2.828 metre yüksekliğindeki bu dağ sönmüş
bir yanardağdır. Kraterinden hâlâ dumanlar tüten bu eski yanardağın son kez 15.
yüzyıl ortalarında püskürdüğü bilinmektedir. Yüksek kesimlerindeki çukurlukta
yer alan yarım ay biçimli ve suları tatlı olan Nemrut Gölü, Türkiye'nin en
büyük krater gölüdür. Bu özellikleriyle, Bitlis ili sınırlan içinde yer alan
Nemrut Dağı coğrafya açısından, öbür Nemrut Dağı ise tarihsel ve arkeolojik
zenginlikleriyle önem taşımaktadır.
Adıyaman ilindeki Nemrut Dağı'nın doruğunda, İÖ 1.
yüzyılda yaşayan Kommagene Kralı I. Antiokhos'un mezarının bulunduğu sanılan tümülüs
yer alır. Tümülüsün doğu sundaki alanın kuzeyi ve güneyi, dış duvarların alt
sırasında kullanılan ve ortostat denen üstü kabartmalı ve yazılı taş levhalarla
çevrilidir. Doğusunda piramit biçiminde bir ateş sunağı bulunan bu alanın
batısında, yüksekliği 8-10 metreyi bulan beş tanrı heykeli vardır. Helenistik
dönemin en önemli devletlerinden biri olan Kommagene Krallığı, Büyük İskender'in
görüşleri doğrultusunda Eski Yunan ve doğu kültürlerini kaynaştırmayı
amaçladığından bu heykellerin her biri birkaç tanrıyı birden temsil eder.
Tanrıları oturur durumda betimleyen bu dev heykellerin tümünün, Persler'e özgü
birer başlık taşıyan başları yere düşmüş durumdadır. Ortostatlardan bir bölümünde
Antiokhos'un Pers kökenli babasının, öteki bölümünde ise Makedonya kökenli
annesinin atalarını gösteren kabartmalar görülür. Ortostatların arka yüzünde
ise bu kabartmalarda betimlenen kişilerin adları yazılıdır.
Tümülüsün batısındaki alanda görülen heykeller ile
yapılar da doğudakilere benzer. Günümüze daha iyi bir durumda ulaşmış olan
buradaki heykellerin de başları yere düşmüş durumdadır. Kral Antiokhos'un
Makedonyalı atalarının kabartmaları heykellerin karşısında, Pers atalarının
kabartmalarıyla süslü ortostatlar ise bu alanın güney kesimindedir. Bu
kabartmalar arasında en iyi durumda^olanlar Antiokhos'u çeşitli tanrılarla el
sıkışırken gösteren kabartmalardır. Nemrut Dağı'na tırmanmayı sağlayan yol,
tümülüsün kuzeyindeki alanda doruk kesimine ulaşır. Dinsel anıtların yer
aldığı doğu ve batıdaki alanların birleştiği bir tören alanı niteliğindeki bu
bölüm, eski bir duvardan kalma büyük taşlarla kaplıdır.
Kayalık bir alan üstünde, yumruk büyüklüğündeki
taşların yığılmasıyla oluşturulan tümülüsün yüksekliği yaklaşık 50 metredir. I.
Antiokhos kayalık alanda oyularak yapılan bir mezar odasına gömüldükten sonra
üstünün bu taşlarla örtüldüğü sanılmaktadır.
Zengin kültürel değerlere sahip olan Nemrut Dağı'nın
koruma altına alınması düşünülmüş ve 7 Aralık 1988'de 13.850 hektarlık alanda
bir ulusal park kurulmuştur. Çok sayıda turist tarafından ziyaret edilen Nemrut
Dağı Milli Parkı'na Kâhta'dan 43 kilometrelik bir yolla ulaşılır. Yakınında bir
konaklama tesisi olan ulusal park, özellikle yabancı turistler için düzenlenen
turların uğrak yerlerindendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder