Ormanın Gelişimi
Yağmur
ormanları bitki yaşamı için çok elverişlidir. Sarp kayalıklar dışında her kanş
toprak bitki örtüsüyle kaplıdır. Buralarda, ılıman kuşak ormanlarındakinden çok
daha fazla bitki türü vardır. Su düzeyi her zaman yüksek olan ırmaklar,
fırtınalarla sürüklenen toprakları denize taşır. Irmak deltaları ve mangrov adı
verilen bitkilerin yetiştiği çamurlu kıyılar da ormanlarla kaplıdır.
Kumluk kıyılarda mangrovların yerini ince uzun gövdeli
hindistancevizi ağaçları ve su üzerine sarkan dallarıyla, aşırı büyümüş
katırtırnaklarını andıran ağaç kümeleri almıştır.
İç kesimlerde orman çok farklıdır. İnce, uzun gövdeli
yüksek ağaçların birbirine karışmış dalları ve yaprakları güneş ışığının aşağı
ulaşmasını önler. Tırmanıcı bitkilerle kaplı ağaç gövdeleri, halata benzeyen
sarmaşıklarla birbirine bağlanmıştır. Bu yüksek ağaçların altında palmiyeler ya
da palmiye benzeri çok büyük yapraklı ağaçlar bazen de dev eğrelti otları,
bambu kümeleri ile muz ağacı gibi bitkiler bulunur.
Eğreltiotları, palmiyeler, yerde uzayıp giden bitkiler
ve mantarların yetiştiği orman tabanı, devrilmiş ağaçların çürüyen gövdeleriyle
kaplıdır. Ağaçlar arasında bulunan az sayıdaki açıklıkta otlar yetişir. Orman
tabanına çok az ışık ulaşabildiği için çiçek azdır. Ama, ağaçların ve bunların
güneşli üst katmanlarına ulaşan tırmanıcı bitkilerin üzerinde çiçekler
görülebilir.
Büyük mevsim farkları olmadığı için, yağmur ormanında
belirli bir çiçek açma dönemi yoktur. Yan yana yetişen aynı tür ağaçlardan biri
çiçek açmış, öbürü meyve vermiş, bir başkası yeni yaprak açmış olabilir. Bazı
ağaçlar birkaç hafta içinde iki ya da üç kez çiçek açıp, sonra bir yıldan uzun
bir süre hiç çiçek açmayabilir. Yağmur ormanlarında birçok ağaç türü karışık
olarak yetişir. Bu durumda kerestesi değerli ağaçlar kesilirken birçok başka
ağaç da yok olur.
Değişik yerlerdeki yağmur ormanlarının birçok ortak
yanı vardır. Bu nedenle Batı Afrika'da, Gine Körfezi kıyılarındaki bir ormanın
anlatılması, başka yerlerdeki yağmur ormanlarıyla ilgili iyi bir fikir
verecektir.
Kıyı boyunca uzanan bataklık orman örtüsü, sayısız sığ
kanalla birbirinden ayrılmış çamurlu adaların oluşturduğu bir labirentin
üzerinde yetişmiştir. Sular gelgitle yükseldiği zaman bölge hemen tümüyle suyun
altında kalır. Buralarda yetişen 15-20 metre yüksekliğindeki mangrovların
kökleri, sular alçaldığı zaman, kıvrılıp birbirine dolanmış dal yığınları
biçiminde açığa çıkar.
Irmak kollarının geçtiği daha iç bölgelerde yalnızca
ırmaklar taştığı zaman sular altında kalan topraklar vardır. Buralarda
mangrovların yerini, liflerinden süpürge, halat ve sepet yapılan, özsuyu rafya
şarabı yapımında kullanılan, rafya palmiyeleri almıştır. Bunların yaprak
sapları kulübe yapımında, yaprakları da kulübelerin damlarını örtmekte
kullanılır.
Bataklık ormanı, giderek gerçek yağmur ormanına
dönüşür. Burada düzgün parlak kabuklu büyük ağaçlar yetişir. Genellikle
bunların gövdelerinin dibinde, gövdeden çıkarak ağacı dik tutacak biçimde
yanlara uzanan destekler vardır. Ağaçların çoğu bir tek dal bile çıkarmadan
20-25 metre kadar yükselir. Sonra, dal ve yapraklardan oluşan büyük bir taç
oluşturacak biçimde yayılır. Genellikle 45 metre yüksekliğe ulaşan en büyük
ağaçların altında, güneş ışığına ulaşmak için birbiriyle savaşan dev
eğreltiotları, muz ağaçları ve başka birçok bitki yer alır.
Çok az rüzgârın ve güneş ışığının ulaşabildiği orman
tabanı genellikle sessiz, karanlık ve oldukça kasvetlidir. Toprak üzerine
rasgele yayılmış sürünücü bitkiler ve sarmaşıklar yüzünden orman içinde yol
almak güçtür.
Ağaçlar, Bitkiler ve Hayvanlar
Yağmur
ormanlarındaki bitkilerin hemen tümü yapraklarını döker; ama farklı türler
yılın farklı zamanlarında yaprak döktüğü için ormanın pek çok yeri her zaman
yeşildir. 1.000'den çok büyük ağaç türü olan ormanın küçük bir alanında 100 farklı ağaç türü bulunabilir. En
çok rastlanan ağaçlar maun, gül ağacı, ceviz, sapelli, kavak ve abanoz
ağacıdır. Irmak boylarında birçok palmiye türü yetişir. Bunların en önemlisi,
meyvesi değerli bir ürün olan yağ palmiyesidir.
Yağmur ormanlarında genellikle sanıldığından daha az
büyük hayvan yaşar. Fillere ve suaygırlarına ender olarak rastlanır. Afrika'
daki yağmur ormanlarında birkaç tür antilop yaşar; bazı yerlerde yaban mandası
ve dev yaban domuzu bulunur. Irmakların bazılarında memeli su hayvanlarından
olan manatiler yaşar. Afrika'da şempanze ve siyah gereza; Güney Amerika'da
marmoset ve örümcek maymunu; Güneydoğu Asya'da gibon ve orangutan, yağmur
ormanlarında çok görülen maymun türlerindendir. Afrika ve Asya'daki yağmur
ormanlarının büyük bir bölümünde çok fazla olmasa da pars bulunur. Yarasa ve
sincap yaygındır. Yağmur ormanlarında yaşayan boynuzgaga gibi birçok kuş
türünün yanı sıra kırlangıç ve bülbül gibi birçok Avrupa kuşu da kış aylarını
Afrika yağmur ormanlarında geçirir.
Yağmur ormanlarında yaşayan Güney Amerika'nın örümcek
maymunu, tembel hayvan ile Afrika pangolini gibi hayvanlar kavrayıcı
kuyrukları ile el ve ayaklarının yardımıyla ağaçlarda yaşamaya uyum
sağlamıştır. Parlak renkli ara papağanları ve tukanlar gibi pek çok orman
kuşunun gagası, sert kabuklu orman yemişleri ve orman meyveleriyle beslenmelerini
sağlayacak bir biçim almıştır. Pek çok orman hayvanı ve bitkisi daha bol
yiyecek bulunan ağaç tepelerinde yaşamını sürdürür.
Karıncalar belki de Batı Afrika böceklerinin en ilginç
olanıdır. Göçmen karıncalar büyük sürüler biçiminde dolaşır ve yiyecek ararken
bazen oldukça büyük hayvanları öldürüp yerler. Yağmur ormanlarında hastalık
taşıyan böcekler de yaşar.
İnsanların Verdiği Zarar
Yağmur
ormanları milyonlarca yıldır hiçbir yabancı etkiyle engellenmeden serpilip
gelişimini sürdürmüştür. İnsanların yağmur ormanlarında yol açtığı
değişiklikler yakın zamanlara kadar çok az olmuştur. Ama günümüzde yağmur
ormanları birçok yerde ürkütücü bir hızla kesilip yok edilmektedir. Her yıl 12
milyon hektar kadar yağmur ormanının kesilip yok edildiği tahmin edilmektedir.
Kereste elde etmek için ağaçları kesilen bu ormanlar tarım alanı olarak ya da
başka amaçlarla kullanılmak üzere bitkilerden tümüyle temizlenmektedir. Bunun
yalnızca yağmur ormanlarındaki yaşam üzerinde değil, başka yerlerde de ne gibi
etkilerde bulunabileceği hâlâ gerektiği gibi anlaşılmış değildir.
Ama, doğayı korumaya yönelik uluslararası antlaşmalar
yapılmaz, yabanıl yaşamı korumak için özel koruma alanları kurulmaz ve orman
kaynaklarının doğru bir biçimde kullanılması sağlanmazsa, çok geçmeden yağmur
ormanları ile buralarda yaşayan eşsiz hayvan ve bitki türleri yeryüzünden
kaybolabilir.
Tropik yağmur ormanları yüzyıllardır o bölgede yaşayan
insanların yararlandığı doğal ürünlerin ambarı olmuştur. Bu ormanlar kesildikçe
sakladıkları gizler, hastalıklarla mücadelede bize yardımcı olabilecek değerli
doğal maddeler ve yeni yiyecekler olarak yararlanabileceğimiz bitkiler sonsuza
kadar yitirilmektedir. Ormanın yok edilmesi toprağın bozulmasına yol açarak
ormanın yeniden yetişmesini de önlemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder