Renkli
Basım ve Renkli Fotoğrafçılık
Renkli basım ya da renk
basımı magenta, siyan, sarı ve siyah renkli mürekkepler kullanılarak yapılır.
Bazen istenen rengi tam olarak basabilmek için başka renk mürekkepler de
kullanmak gerekir. Her renk baskı için ayrı bir kalıp kullanılır. Bu kalıplar
renk ayrımı denen bir ayrıştırma süreciyle hazırlanır. Dört ayn kalıpla üst
üste yapılan dört basım sonucunda istenen renkli baskı gerçekleşir.
Renkli
fotoğrafçılık, eskiden aynı anda üç negatif film çekilerek yapılırdı. Bu
yöntemde objektiften gelen ışık, renk filtreleri kullanılarak üç temel renge,
yeşil, mavi ve kırmızıya ayrılırdı. Böylece aynı görüntünün üç ayrı renkte
fotoğrafı çekilir, sonra bu fotoğraflar üst üste gelecek biçimde basılarak
renkli fotoğraf elde edilirdi. Günümüzdeki renkli fotoğraf filmlerinde ise, her
biri üç birincil ışık renginden birine karşı duyarlı olan üç katman vardır ve
renkli görüntü tek filmin üzerinde Oluşur.
Birincil
ışık renkleri olan kırmızı, yeşil ve mavinin en önemli kullanım alanlarından
biri dört ayaklı hayvanlar renkleri göremez. Bu hayvanlar dünyayı siyah, beyaz
ve grinin tonlarında görür.
Okulda Claude Monet'yle
kurduğu dostluk ressamlık yaşamının ilk önemli adımı oldu. Resim konusunda geleneksel
anlayışa karşı çıkan iki arkadaş, sonradan İzlenimcilik Akımı'nı başlatacak
olan Paul Cezanne, Camille Pissarro gibi sanatçıların arasına katıldılar.
İzlenimcilerin 1874'te açtıkları ilk resim sergisinde Renoir'ın bazı tabloları
da sergilendi.
Renoir
önceleri İzlenimcilerle aynı görüşleri paylaştıysa da, 1880'deki İtalya
gezisinden sonra resim anlayışını önemli ölçüde değiştirdi. Resim yapma
yönteminin yetersiz kaldığı düşüncesiyle İzlenimci hareketten kuşku duymaya
başladı. 40 yaşında tekniğini geliştirmek amacıyla Paris'teki sanat okuluna
döndü. Birkaç yıl sonra, konuları ve çalışma biçimi benzemekle birlikte,
İzlenimciler'den daha değişik resimler yapmaya başladı. 1890'da Alice Charigot
ile evlendi. 1892'de açtığı sergide büyük bir başarıya ulaştı. Artık kazancı
iyileşen sanatçı kendini bütünüyle resim çalışmalarına vermek ama
cıyla Fransa'nın güneyinde
Cagnes adlı küçük bir köye yerleşti. Ne var ki, artan romatizma ağrıları
yüzünden yürüyemez ve ellerini hareket ettiremez duruma gelmişti. Bununla birlikte
fırçayı eline bağlayarak resim yapmayı sürdürdü. Oğlu Jean Renoir (1894-1979)
tanınmış bir film yönetmeni oldu.
Manzara
resimleri ve günlük yaşamdan çeşitli görünümlerin yanı sıra, küçük kızların,
genç kızların, köylü kadınların, son modayı izlemeye meraklı hanımların, kısaca
her yaştan ve toplumun her katmanından kadınların resmini yaptı. En çok
tanınan tabloları Loca (1874), Moulin de la Galette (1876) ve Şemsiyeler dir (1883).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder