REFORM,
16. yüzyıl boyunca tüm Avrupa'yı etkileyen dinsel bir harekettir. Bu hareket
Katolik Kilisesi'nin aşırı zenginleşmesi ve yozlaşmasına karşı gelişmiş ve
Hıristiyanlık'ın en büyük üç mezhebinden biri olan Protestanlığın kurulmasına
yol açmıştır. En önemli önderleri Martin Luther ve Jean Calvin'dir.
Ortaçağ boyunca zenginleşen ve gücünü artıran kilise
ile papalık, siyasetle ve dünyasal etkinliklerle giderek daha fazla ilgilenmeye
başlamış, yozlaşan kilise yaşamı Reform öncesinde birçok din adamının
tepkisini çekmişti. Matbaanın bulunuşu kitap okumayı yaygınlaştırırken, Kutsal
Kitap'ın her ülkenin kendi diline çevrilmesi sıradan insanlarca da okunarak
anlaşılmasını sağladı. Böylece kutsal metinlerle kilise uygulamaları arasında,
yoruma bağlı farklar ortaya çıktı. Rönesans'ın sanatı ve düşünceyi
özgürleştirici etkisi de Reform'un doğuşuna katkıda bulundu.
Alman din adamı Luther, Katolik Kilisesi' nin
insanların günahlarından arınmaları için önerdiği öğreti ve uygulamaların
yanlış olduğunu düşünmeye başlamıştı. Luther insanın zayıf olduğuna ve ancak
Tanrı'nın onu kurtarabileceğine inanıyordu. İnsanın günahlarından arınması
için yapabileceği tek şey Tanrının ona bağışladığı inanca sarılmasıydı. Luther,
Katolik Kilisesi'nin endüljans satarak insanların
günahlarından arındırılması uygulamasına karşı çıktı. Endüljans, cennetle
cehennem arasında bulunan ve insanların günahlarından arınmak için
bekletildikleri araf ta çekecekleri
cezaların belirli bir sevap işlemeleri karşılığında Katolik Kilisesi'nce
bağışlanmasıdır. Katolik Kilisesi, günah işleyen birinin pişmanlık getirmesi
ve Tanrı tarafından bağışlanması halinde bile, işlemiş olduğu bu günah nedeniyle
bu dünyada ya da arafta acı çekerek cezalandırılacağını söylüyordu. Ayrıca, Hz.
İsa ve öteki azizlerin yaptığı iyiliklerden ötürü Tanrı'nın papaya bu cezayı
hafifletme yetkisi verdiğini de ileri sürüyordu. Endüljans elde edebilmek
için günah işleyenin iyi niyetini göstermesi gerekiyordu. İlk başlarda
endüljans kuralları çok katıydı. İnsanlar pişmanlıklarını göstermek için ağır
koşullarda yıllarca dua eder, sadaka verir ve oruç tutarlardı. Daha sonra,
özellikle de 14. yüzyılda, kiliseye gelir sağlamak için endülj ansın para
karşılığında verilmesi birçok din adamının tepkisini çekti.
Luther ilk kez 1517'de endüljans satışına karşı çıkarak
kilisenin tutumunun açıkça karşısında yer aldı. İnsanın sadece kişisel inancıyla
günahlarından arınabileceğine inanan Luther, endüljans uygulamasını tümüyle
reddetti. Çok geçmeden din sapkını olarak suçlandı. İnançlarını değiştirmeyi
reddedince de papa tarafından aforoz edildi. Almanya'da yozlaşmış kiliseye
karşı çıkan pek çok kişi Luther'i destekledi. Önemli kiliselerin birçoğunun başında,
dinsel görevlerinden çok, para kazanmakla uğraşan papazlar bulunuyordu. Çoğunun
birden fazla görevi vardı ve işlerini başkalarına yaptırıyorlardı. Ayrıca, papa
Almanya'dan büyük miktarda vergi topluyordu.
Pek çok kimse kilisenin bir reforma gereksinmesi
olduğunu düşünüyordu. Arkasındaki yoğun destekten güç alan Luther, öteki Katolik
öğretilerine de karşı çıkmaya başladı. Bütün insanların, papanın ya da
piskoposların yol göstermesine gerek duymadan, Hıristiyan inancını doğrudan
Kutsal Kitap'ta bulabileceklerini söyledi. Kilisenin yüzyıllar boyunca İncir in gerçek özünü sakladığını, havarilerin ve
ilk kilisenin öğretisinin yeniden edinilebilmesi ve yeni Hıristiyan topluluklar
kurulabilmesi için yolundan sapmış bu kiliseden ayrılmanın doğru olduğunu
ileri sürdü.
Katolikler Luther'in Kutsal Kitap'ı tümüyle yanlış
anladığını öne sürdüler. Almanya'da,
Katolikler
ile 1529'dan sonra Protestan olarak anılmaya başlayan Luther'in izleyicileri
arasında ayrılık baş gösterdi. Almanya'daki bu bölünme başka yerlerde de oldu.
İsviçre'de, Zürich'de Huldrych Zvvingli (1484-1531) ve Cenevre'de Jean Calvin
ayrıntılarda farklılaşmakla birlikte, ana konularda aynı düşünceden yola
çıkarak Katolik Kilisesi'nde reform istediler. Öğretilerindeki ve kilisenin
örgütlenme biçimine ilişkin düşüncelerindeki farklılıklar, bu üç büyük
reformcunun izleyicileri arasında uzun tartışmalara yol açarak, Protestanlık'ın
gelişmesini yavaşlattı. Ayrıca, Karşı Reform'u başlatan Katolik Kilisesi,
1545-63 arasında toplanan Trent Konsili ile kendini yenileme çabasına girişti
ve yolsuzlukları önleyecek düzenlemeler yaptı. Böylece Protestanlık yüzyılın
başlarındaki hızlı gelişimini sürdüremedi. Almanya'nın yarısı Luthercilik'i
benimserken, Calvin'in izleyicileri olan Kalvenciler Fransa, Hollanda ve
İskoçya'da yayıldılar. Ama başka yerler, özellikle Güney Avrupa ve kuzeyin
önemli bir bölümü Katolik olarak kaldı.
Reform İngiltere'de daha değişik bir biçim aldı.
1509-47 arasında hükümdar olan Kral VIII. Henry'nin, evliliği yüzünden papayla
arası açıldı ve papanın otoritesini tanımayarak kendisini İngiltere
Kilisesi'nin başı ilan etti. Ama kilisede küçük bazı değişikliklerle yetindi.
VI. Edward döneminde (1547-53) Protestanlık yerleşti. Ne var ki, kız kardeşi I.
Mary (1553-58) döneminde Katoliklik ve papalık otoritesi geri getirildi. Gene
bu dönemde pek çok Protestan yakılarak öldürüldü. Mary'nin kız kardeşi
Elizabeth (1558-1603) ise yeniden papaya karşı geldi; İngiltere Kilisesi'nin,
Reforırdan önce olduğu gibi, piskoposlarca yönetilen ve Katolikler ile Protestanları
birlikte barındıran bir kilise olması için çalıştı. Bu çabası tümüyle başarılı
olamadı. Papalık taraftarları ve uzlaşmaya kesin olarak karşı çıkan bazı
Protestanlar böyle bir düzenlemeye cephe aldılar. Böylece bugün İngiltere
Kilisesi'nin, öbür Protestan kiliselerden daha farklı olan yapısı 16. yüzyılda
oluştu.
Din
Savaşları
Reform dönemi Avrupa'sında
hemen hiç kimse bir ülkede birden fazla dinin var olabileceğine inanmadığı
için, kendi gibi düşünmeyen öteki Hıristiyanlar'ı cezalandırmayı görev
edindi. Avrupa'nın her yerinde insanlar dinleri nedeniyle öldürüldü, hapsedildi
ya da malları ve hakları ellerinden alındı. Katolikler denetledikleri yerlerde
Protestanlara zulmederken, Protestanlar da Reform hareketinin yönetimce
desteklendiği ülkelerde Katolikler'e aynı biçimde davrandılar. Kutsal
Roma-Germen İmparatoru Şarlken (V. Kari) Protestanlık'ı yok etmeye çalışınca,
Almanya'da din savaşları başladı. Otuz Yıl Savaşları (1618-48) da iki din
arasındaki çatışmanın bir sonucudur. Bu savaşlarda ne Katolikler, ne de
Protestanlar tam başarı kazanabildi ve Almanya iki mezhebe bölünmüş olarak
günümüze kadar geldi. Fransa'da Katolikler ile Protestanlar 1562-98 arasında
kıyasıya savaştılar. Savaş, daha önce Kalvenci olan, ama sonra Katoliklik'e
dönen Kral IV. Henri'nin 1598'de yayımladığı Nantes Fermanı'yla, Huguenotlar
olarak bilinen Fransız Protestanlar'a dinsel ve siyasal özgürlük tanımasına
kadar sürdü.
Bugün
hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde din özgürlüğü vardır. Birbirine karşı
eskiden olduğundan çok daha hoşgörülü olmalarına karşın, Reform'un neden
olduğu bölünme hâlâ sürmektedir.
Batı
Avrupa'da ve dünyanın birçok bölgesinde çok sayıda Protestan ve Katolik yaşar.
İspanya, İtalya ve Belçika gibi bazı ülkeler neredeyse tümüyle Katolik iken, İsveç,
Norveç ve Danimarka'da yaşayanlar büyük çoğunlukla Protestan kiliselerine
bağlıdır. Öbür Hıristiyan ülkelerde her iki mezhepten de insan bulunur.
Ortaçağda Katolik ve Ortodoks olarak ayrılan kilise, 16. yüzyılda Reform
hareketinin sonunda daha da derin bir bölünmeye uğramıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder