RİNGA,
kuzey denizlerine yayılmış, ince uzun yapılı, gümüşsü renkte ve en çok 40
santimetreye yaklaşan uzunlukta bir balıktır. Eskiden ayrı türler olarak
sınıflandırılan Atlantik ringası ile Pasifik ringası günümüzde genellikle aynı
türün
(Clupea harengus) alttürleri sayılmaktadır.
Ringalar
denizlerde en bol bulunan balıklar arasında yer alır. Ayrıca etlerinin çok
besleyici olması nedeniyle bu balıklar Avrupa'nın kuzeyinde yaşayan halkların
yaşamını derinden etkilemiştir. Yüzyıllar boyunca büyük ringa sürülerini
avlamak için kurulan birçok balıkçı limanı vardır. Bu limanlardan denize açılan
irili ufaklı balıkçı tekneleri yıllarca belli bir bölgeye gelen, sonra bir süre
için dolaştıkları yerleri değiştiren ringa sürülerinin peşine düşerdi.
Ortaçağda Hansa Birliği'ni oluşturan Alman kentleri ringa balıkçılığını
denetimleri altına aldı.
Ringaların
3 milyar kadarı bir araya gelerek uzunluğu 13 kilometreyi, genişliği 6 kilometreyi
bulan bir sürü oluşturabilir. Ringalar en çok, balıkların bulunduğu derinliğe
kadar salınan, bir ya da iki teknenin çektiği orta su trolü ya da gırgır
ağlarıyla yakalanır. Çevirme ağlarıyla yapılan av, gırgır ağlarıyla yapılana
çok benzer. Eskiden çok yaygın olan galsama ağlarıyla ringa avı günümüzde eski
önemini yitirmiştir.
Avlanan
Atlantik ringasının küçük bir bölümü taze olarak yenirken büyük bölümü
tuzlandıktan, füme ve salamura yapıldıktan sonra tüketime sunulur.
İskandinavya'da küçük ringaların genellikle konservesi yapılır. Baltık
Denizi'nde bir Danimarka adası olan Bornholm, tütsülenmiş ringasıyla ünlüdür.
Dişi
bir ringanın deniz dibine döktüğü yumurtaların sayısı 40 bini aşabilir. Ama bu
yumurtalardan çıkıp gelişebilen ringaların sayısı genellikle 3-4'ü geçmez.
Ringa yumurtaları ve yavruları büyük ölçüde öbür balıklar tarafından yenir.
Yaşamları boyunca yırtıcı balıkların ve insanların saldırısına uğrayan ringalar
ise planktonlarla beslenir. Ringaların solungaçları planktonları sudan
süzebilecek bir yapı kazanmıştır. Eskiden tükeneceğine kimsenin inanmadığı
Kuzey Denizi'ndeki ringa varlığı günümüzün gelişmiş yöntemleriyle sürdürülen
aşın avlanma sonucu azalmış, dev sürüler kaybolmaya başlamıştır. 1977'de ringa
avını geçici bir süre yasaklayan Avrupa Toplulukları bu balıkların yeniden
bollaşması için çaba göstermektedir.
Büyük
Okyanus'ta avlanan binlerce ton ringanın pek azı salamuraya basılmakta ya da
tütsülenmekte, geriye kalanı yağ ve un elde etmek için işlenmektedir. Balıkyağı
bazı sabunların ve makine yağlarının yapımında, balık unu ise hayvan yemi
olarak değerlendirilir.
Ringa
yağı ve ununa olan yüksek talep Pasifik ringasının 1956-66 arasında en gelişmiş
aletler kullanılarak aşırı biçimde avlanmasına yol açtı. Böylece bu balıkların
da sayıları hızla azaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder