Ana Sayfa Bilgi Bankası

5 Ocak 2011 Çarşamba

Günümüzde Hava Taşımacılığı,İlk Jet Uçakları,Jumbo Jetler,Orta ve Kısa Menzilli Uçaklar,Ses üstü Yolcu Uçakları,Uçak Mürettebatı

Günümüzde Hava Taşımacılığı
Yeryüzünde uzaklıklar değişmemiştir, ama günümüzde dünya eskisine göre daha küçül­müş gibidir. 16. yüzyılda dünyayı denizden ilk kez dolaşan Macellan bu seferini 1.081 günde tamamlayabilmişti. Günümüzde herhangi bir seyahat şirketinden bir dünya turu bileti alıp rahat bir jet uçağıyla dünyanın çevresini üç günden az bir sürede dolaşabiliriz.
Yolcu uçakları uzun, orta ve kısa menzilli olarak üç gruba ayrılabilir. Bir yolcu uçağının menzili, yakıt almak için yere inmeden uçabi­leceği uzaklıktır. Uzun menzilli uçakların ço­ğu türbojet motorlarıyla donatılmıştır.
İlk Jet Uçakları
Bugün British Airways'e bağlı olan British Overseas Ainvays Corporation (BOAC), tür­bojet ve türboprop motorlu uçaklarla dünya ölçeğinde sefer düzenleyen ilk havayolu şirke­ti oldu. Dünyanın ilk jet yolcu uçağı, 1952'de İngiltere'de BOAC'nin sefere koyduğu de Havilland Comet idi. Ama yapısal yetersizli­ğinin neden olduğu iki ciddi kaza üzerine Co­met seferden kaldırıldı. Daha sonra geliştiri­len Comet 4, 1958'de Atlas Okyanusu üzerin­deki ilk havayolu hattında hizmete girdi. Comet'ler 1970'lere kadar uçuşlarını sürdürdü.
ABD'de geliştirilen ilk jet yolcu uçağı, ilk uçuşunu 1954'te yapan Boeing 707'dir. Boe­ing 707'ler günümüzde de bazı havayollarınca kullanılmaktadır. Daha önceleri oldukça ba­şarılı bir dizi pistonlu motorlu uçak üretmiş olan, ABD'nin Douglas şirketi de Boeing 707'lere benzeyen DC-8'leri geliştirdi.
Boeing 707'nin ve DC-8'in motorları kanat­larının altındaki beşiklere yerleştirilmişti. 1955'te hizmete giren Fransız yapımı Caravelle, motorların kuyruğun iki yanına yerleşti­rilmesinin öncülüğünü yaptı. Bu yerleştirme biçimiyle yolcu kabinine gelen motor gürültü­sünü azaltma olanağı doğdu.
Jumbo Jetler
Jet yolcu uçaklarının geliştirilmesi havayoluy­la seyahate olan ilgiyi artırdı. Yolcu sayısında­ki artışı karşılamak için daha çok yolcu alan uçaklar yapılmaya başlandı. 1960'larda tasa­rımcılar, 500 yolcu alabilen, ses altı hızlı uçak­lar geliştirdiler.
Geniş gövdeleri nedeniyle "jumbo jet" ola­rak bilinen uçakların ilki Boeing 747'lerdir. Genel görünüşü Boeing 707'lere benzeyen, ama onlardan çok daha büyük olan Boeing 747'lerin kanat açıklığı 60 metre, gövde uzun­luğu 70 metre ve ağırlığı da 380 tonun üzerin­dedir (Boeing 707'nin iki katından fazla). Çok güçlü dört türbofan motorunun her biri 250 kilonewton itme sağlamakta ve uçak saatte yaklaşık 970 km hıza ulaşabilmektedir. Kol­tukların düzenleniş biçimine göre 350-500 arasında yolcu taşıyabilen, bazılarında merdi­venle çıkılan ayrı bir yolcu kabini bulunan Boeing 747'ler yalnızca yük taşıyacak biçimde de düzenlenebilmektedir.
Geniş gövdeli büyük yolcu uçakları uzun ya da orta menzilli seferlerde kullanılabilir. Bu tip uçaklardan olan ABD yapımı McDonnell Douglas DC-10 ve Lockheed TriStar'lar, Bo­eing 707'lerden daha ağır, 400 yolcu taşıyabi­len, üç motorlu uçaklardır. Airbus A300B ve A310'lar da bazı Avrupa şirketlerinin ortak yapımı olan çift motorlu geniş gövdeli uçak­lardır.
Orta ve Kısa Menzilli Uçaklar
Günümüzde, özellikle Avrupa ve ABD hava­yolu şirketlerinin çoğu etkinliklerini orta ve kısa menzilli hatlar üzerinde yoğunlaştırmış­tır. Dünyanın ilk kısa menzilli, türboprop mo­torlu yolcu uçağı Vickers Viscount 1953'te İngiltere'de hizmete girdi, 1960'larda türbo­prop motorlar daha az kullanılır oldu ve kısa hatlarda bile jet uçakları uçmaya başladı. Bunlardan bazılarında motorlar, Caravelle'de olduğu gibi kuyruklara, bazılarında da kanat­ların altına yerleştirilmiştir. Boeing 727 ve 737'ler ile McDonnell Douglas DC-9'ların her birinden yaklaşık 2.000 adet satılmış olması bu uçakların ne kadar çok kullanıldığının bir göstergesidir.
Daha sessiz olan ve az yakıt harcayan tür­boprop motorların kısa menzilli hatlar için jet motorlarından çok daha kullanışlı olduğu gü­nümüzde ortaya çıkmış ve bütün dünyada, koltuk sayısı 19-75 arasında değişen türbo­prop motorlu yeni yolcu uçakları yapılmaya başlanmıştır. Son zamanlarda yapılan tek kü­çük jet yolcu uçağı, İngiliz yapımı Aerospace 146'dır. Sessizlik, az yakıt tüketme ve kısa pistlere inip kalkabilme özelliklerini taşıyan bu uçak 70-120 arasında yolcu alabilmektedir.
Ses üstü Yolcu Uçakları
Ses üstü hızla uçabilen ilk yolcu uçağı olan SSCB yapımı Tupolev TU-144 ilk uçuşunu Aralık 1968'de gerçekleştirdi. Bir yıl sonra da İngiliz ve Fransız uçak tasarımcılarının ortak çalışmalarıyla geliştirilen Concorde havalan­dı. TU-144'e göre çok daha verimli bir uçak olan Concorde'lar çeşitli nedenlerden ötürü ancak 1976'da yolcu taşımaya başlayabildi. İnce uzun delta kanatlar ve her biri 196 kilo- newton itme sağlayan dört Olympus türbojet motoruyla donatılmış olan Concorde yakla­şık 120 yolcu taşıyabilmekte ve 18.000 metre yükseklikte, saatte 2.100 km hızla uçabilmek­tedir. İngiliz ve Fransız havayolu şirketlerince 1976'da sefere konan Concorde günümüzde de kullanılmaktadır. Çok pahalı bir uçak ol­duğu için yalnızca 16 adet Concorde yapılmış­tır. Concorde'ların çok gürültülü olmasının çevreye zarar verdiği ileri sürülmüş ve arala­rında ABD'nin de olduğu bazı ülkeler, kara üzerinde ses üstü hızdaki uçuşları yasaklamış­tır. Bu nedenle Concorde uçakları daha çok Büyük Okyanus üzerindeki hatlarda kullanıl­makta ve ancak deniz üzerinde uçarken en yüksek hızlarına çıkmaktadır; varış noktasına yaklaşırken ise daha 14.000 metre yüksektey­ken hızını ses altı düzeye düşürmektedir. Con­corde batıya doğru uçarken Güneş'i geride bı­rakarak, yerel saate göre, kalkış saatinden da­ha erken bir saatte varış noktasına ulaşır. Örneğin, yerel saatle sabah sa­at 11'de Londra'dan havalanan bir Concorde, New York'a aynı sabah yerel saatle dojcuz dolayında varır.
Uçak Mürettebatı
Bir yolcu uçağının mürettebat sayısı büyük öl­çüde uçağın büyüklüğüne ve çalıştığı hatta bağlıdır. 1970'lere kadar çoğu yolcu uçağında, kaptan pilot, yardımcı pilot, uçuş mühendisi ve aynı zamanda bir pilot da olan seyir görev­lisinden oluşan dört kişilik bir uçuş ekibi bulu­nurdu. Günümüzde uçuş mühendisi ve seyir görevlisinin işlerini uçaktaki bilgisayarlar yap­tığı için modern uçaklarda pilot kabininde ge­nellikle iki pilotun dışında bir uçuş elemanı bulunmaz. Çok kısa hatlarda uçan küçük uçaklarda yalnızca bir pilot olabilir.
Nasıl bir gemiye kaptan komuta ederse, bir yolcu uçağını da kaptan pilot yönetir. Kalkış öncesinde kaptan pilot önce havalimanındaki meteoroloji merkezinden rüzgârın hızı ve yö­nü, bulutluluk gibi hava durumu bilgilerini alır ve buna göre uçuş planını kesinleştirir. Uçuş planı, kalkış saati, uçuş yüksekliği ve hızı, tahmini varış saati gibi bilgileri içerir. Kaptan pilot uçuş planını imzalayarak bir ör­neğini havalimanı yetkililerine verir.
Büyük uçaklarda kaptan pilot, uçuş güver­tesi de denen pilot kabinindeki iki koltuktan soldakinde, yardımcı pilot da sağdakinde otu­rur. Her ikisinin de önünde uçuş ve kumanda aygıtları vardır. Böylece, iki pilot da uçağa kumanda edebilir. Kalkış sırasında komutayı kaptan pilot üstlenir; yardıma pilot, kaptan pilotun emirleri doğrultusunda ona yardım eder. Normal uçuş yüksekliğine çıkıldıktan sonra uçuşun büyük bölümü, uçuş yüksekliği­ni ve doğrultusunu düzenleyen otomatik pilo­tun denetiminde sürer, ama iki pilottan biri gene de yerinde oturarak uçuşun hava trafiği­ni bozmamasını sağlar. Uçak ineceği havali­manına yaklaşırken ve iniş için alçalırken ge­nellikle kaptan pilot komutayı yeniden üstle­nir. Günümüzde bütün yolcu uçakları, bilgi­sayarlardan yararlanarak kötü hava koşulla­rında bile otomatik iniş yapabilir.
Uçağın hareketi rüzgârın hızı ve doğrultusuyla yakından ilişkilidir. Baş taraftan alman rüzgâr uçağın hızını azaltırken, arkadan esen rüzgâr hızı artırıcı rol oynar. Yandan gelen rüzgâr uçağı yana doğru iterek rotasının dışı­na sürüklemeye çalışır. Uçakta bulunan ve çoğu bilgisayarla denetlenen elektronik aygıt­lar gerekli düzeltmeleri yaparak uçağı bulun­ması gereken noktada tutar. Böylece pilotlar varış noktasına ulaşmak için yalnızca ara sıra düğmelere basarlar.
"Kara kutu" diye bilinen uçuş kayıt aygıtı uçuşla ilgili bütün ayrıntıları (örneğin, göstergelerdeki değerleri, pilotun verdiği komutla­rı) ve hatta uçuş güvertesindeki konuşmaları otomatik olarak kaydeder. Eğer uçakta bir aksaklık olur ve zorunlu iniş yapılırsa ya da uçak düşerse, uzmanların aksaklık ya da dü­şüş nedenlerini bulmasında bu kayıtların bü­yük yardımı olur.
Bulutların çok üstünde ya da okyanus üze­rinde uçuyor olsa bile pilot yerle sürekli bağ­lantı halindedir. Uçak genellikle genişliği yak­laşık 15 km olan ve doğrultusu radyo sinyalle­riyle belirlenen bir hava koridorunda uçar­ken, yer radyo istasyonları ile pilot arasında sürekli mesaj alışverişi olur. Uçağın bu kori­doru izlemesini ve varış noktasına güvenli ola­rak ulaşmasını sağlamak mürettebatın görevi­dir. Radarlar, bilgisayarlar ve öbür seyir ay­gıtları özellikle kalkış ve iniş sırasında pilotla­ra yardımcı olur.
Büyük yolcu uçaklarında uçuş ekibi dışında ayrıca kabin görevlileri vardır (bunların sayısı bir Boeing 747'de 15'i bulur). Bunlar yemek dağıtımıyla ve yolcuların rahatını sağlamakla görevlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder