Ana Sayfa Bilgi Bankası

20 Ocak 2011 Perşembe

Ormanın Gelişimi


Ormanın Gelişimi
Yağmur ormanları bitki yaşamı için çok elve­rişlidir. Sarp kayalıklar dışında her kanş toprak bitki örtüsüyle kaplıdır. Buralarda, ılıman kuşak ormanlarındakinden çok daha fazla bitki türü vardır. Su düzeyi her zaman yüksek olan ırmaklar, fırtınalarla sürüklenen toprakları denize taşır. Irmak deltaları ve mangrov adı verilen bitkilerin yetiştiği çamur­lu kıyılar da ormanlarla kaplıdır.
Kumluk kıyılarda mangrovların yerini ince uzun gövdeli hindistancevizi ağaçları ve su üzerine sarkan dallarıyla, aşırı büyümüş katırtırnaklarını andıran ağaç kümeleri almıştır.
İç kesimlerde orman çok farklıdır. İnce, uzun gövdeli yüksek ağaçların birbirine karış­mış dalları ve yaprakları güneş ışığının aşağı ulaşmasını önler. Tırmanıcı bitkilerle kaplı ağaç gövdeleri, halata benzeyen sarmaşıklarla birbirine bağlanmıştır. Bu yüksek ağaçların altında palmiyeler ya da palmiye benzeri çok büyük yapraklı ağaçlar bazen de dev eğrelti otları, bambu kümeleri ile muz ağacı gibi bitkiler bulunur.
Eğreltiotları, palmiyeler, yerde uzayıp gi­den bitkiler ve mantarların yetiştiği orman tabanı, devrilmiş ağaçların çürüyen gövdeleriyle kaplıdır. Ağaçlar arasında bulunan az sayıdaki açıklıkta otlar yetişir. Orman tabanı­na çok az ışık ulaşabildiği için çiçek azdır. Ama, ağaçların ve bunların güneşli üst kat­manlarına ulaşan tırmanıcı bitkilerin üzerinde çiçekler görülebilir.
Büyük mevsim farkları olmadığı için, yağ­mur ormanında belirli bir çiçek açma dönemi yoktur. Yan yana yetişen aynı tür ağaçlardan biri çiçek açmış, öbürü meyve vermiş, bir başkası yeni yaprak açmış olabilir. Bazı ağaç­lar birkaç hafta içinde iki ya da üç kez çiçek açıp, sonra bir yıldan uzun bir süre hiç çiçek açmayabilir. Yağmur ormanlarında birçok ağaç türü karışık olarak yetişir. Bu durumda kerestesi değerli ağaçlar kesilirken birçok başka ağaç da yok olur.
Değişik yerlerdeki yağmur ormanlarının birçok ortak yanı vardır. Bu nedenle Batı Afrika'da, Gine Körfezi kıyılarındaki bir or­manın anlatılması, başka yerlerdeki yağmur ormanlarıyla ilgili iyi bir fikir verecektir.
Kıyı boyunca uzanan bataklık orman örtü­sü, sayısız sığ kanalla birbirinden ayrılmış çamurlu adaların oluşturduğu bir labirentin üzerinde yetişmiştir. Sular gelgitle yükseldiği zaman bölge hemen tümüyle suyun altında kalır. Buralarda yetişen 15-20 metre yüksekli­ğindeki mangrovların kökleri, sular alçaldığı zaman, kıvrılıp birbirine dolanmış dal yığınla­rı biçiminde açığa çıkar.
Irmak kollarının geçtiği daha iç bölgelerde yalnızca ırmaklar taştığı zaman sular altında kalan topraklar vardır. Buralarda mangrovla­rın yerini, liflerinden süpürge, halat ve sepet yapılan, özsuyu rafya şarabı yapımında kulla­nılan, rafya palmiyeleri almıştır. Bunların yaprak sapları kulübe yapımında, yaprakları da kulübelerin damlarını örtmekte kullanılır.
Bataklık ormanı, giderek gerçek yağmur ormanına dönüşür. Burada düzgün parlak kabuklu büyük ağaçlar yetişir. Genellikle bunların gövdelerinin dibinde, gövdeden çı­karak ağacı dik tutacak biçimde yanlara uzanan destekler vardır. Ağaçların çoğu bir tek dal bile çıkarmadan 20-25 metre kadar yükselir. Sonra, dal ve yapraklardan oluşan büyük bir taç oluşturacak biçimde yayılır. Genellikle 45 metre yüksekliğe ulaşan en büyük ağaçların altında, güneş ışığına ulaş­mak için birbiriyle savaşan dev eğreltiotları, muz ağaçları ve başka birçok bitki yer alır.
Çok az rüzgârın ve güneş ışığının ulaşabildi­ği orman tabanı genellikle sessiz, karanlık ve oldukça kasvetlidir. Toprak üzerine rasgele yayılmış sürünücü bitkiler ve sarmaşıklar yü­zünden orman içinde yol almak güçtür.
Ağaçlar, Bitkiler ve Hayvanlar
Yağmur ormanlarındaki bitkilerin hemen tü­mü yapraklarını döker; ama farklı türler yılın farklı zamanlarında yaprak döktüğü için or­manın pek çok yeri her zaman yeşildir. 1.000'den çok büyük ağaç türü olan ormanın küçük bir alanında 100 farklı ağaç türü bulunabilir. En çok rastlanan ağaçlar maun, gül ağacı, ceviz, sapelli, kavak ve abanoz ağacıdır. Irmak boylarında birçok palmiye türü yetişir. Bunların en önemlisi, meyvesi değerli bir ürün olan yağ palmiyesidir.
Yağmur ormanlarında genellikle sanıldığın­dan daha az büyük hayvan yaşar. Fillere ve suaygırlarına ender olarak rastlanır. Afrika' daki yağmur ormanlarında birkaç tür antilop yaşar; bazı yerlerde yaban mandası ve dev yaban domuzu bulunur. Irmakların bazıların­da memeli su hayvanlarından olan manatiler yaşar. Afrika'da şempanze ve siyah gereza; Güney Amerika'da marmoset ve örümcek maymunu; Güneydoğu Asya'da gibon ve orangutan, yağmur ormanlarında çok görülen maymun türlerindendir. Afrika ve Asya'daki yağmur ormanlarının büyük bir bölümünde çok fazla olmasa da pars bulunur. Yarasa ve sincap yaygındır. Yağmur ormanlarında yaşa­yan boynuzgaga gibi birçok kuş türünün yanı sıra kırlangıç ve bülbül gibi birçok Avrupa kuşu da kış aylarını Afrika yağmur ormanla­rında geçirir.
Yağmur ormanlarında yaşayan Güney Amerika'nın örümcek maymunu, tembel hayvan ile Afrika pangolini gibi hayvanlar kavra­yıcı kuyrukları ile el ve ayaklarının yardımıyla ağaçlarda yaşamaya uyum sağlamıştır. Parlak renkli ara papağanları ve tukanlar gibi pek çok orman kuşunun gagası, sert kabuklu orman yemişleri ve orman meyveleriyle bes­lenmelerini sağlayacak bir biçim almıştır. Pek çok orman hayvanı ve bitkisi daha bol yiyecek bulunan ağaç tepelerinde yaşamını sürdürür.
Karıncalar belki de Batı Afrika böcekleri­nin en ilginç olanıdır. Göçmen karıncalar büyük sürüler biçiminde dolaşır ve yiyecek ararken bazen oldukça büyük hayvanları öl­dürüp yerler. Yağmur ormanlarında hastalık taşıyan böcekler de yaşar.
İnsanların Verdiği Zarar
Yağmur ormanları milyonlarca yıldır hiçbir yabancı etkiyle engellenmeden serpilip gelişi­mini sürdürmüştür. İnsanların yağmur or­manlarında yol açtığı değişiklikler yakın za­manlara kadar çok az olmuştur. Ama günü­müzde yağmur ormanları birçok yerde ürkü­tücü bir hızla kesilip yok edilmektedir. Her yıl 12 milyon hektar kadar yağmur ormanının kesilip yok edildiği tahmin edilmektedir. Ke­reste elde etmek için ağaçları kesilen bu ormanlar tarım alanı olarak ya da başka amaçlarla kullanılmak üzere bitkilerden tü­müyle temizlenmektedir. Bunun yalnızca yağ­mur ormanlarındaki yaşam üzerinde değil, başka yerlerde de ne gibi etkilerde buluna­bileceği hâlâ gerektiği gibi anlaşılmış değil­dir.
Ama, doğayı korumaya yönelik uluslarara­sı antlaşmalar yapılmaz, yabanıl yaşamı koru­mak için özel koruma alanları kurulmaz ve orman kaynaklarının doğru bir biçimde kulla­nılması sağlanmazsa, çok geçmeden yağmur ormanları ile buralarda yaşayan eşsiz hayvan ve bitki türleri yeryüzünden kaybolabilir.
Tropik yağmur ormanları yüzyıllardır o bölgede yaşayan insanların yararlandığı doğal ürünlerin ambarı olmuştur. Bu ormanlar ke­sildikçe sakladıkları gizler, hastalıklarla mü­cadelede bize yardımcı olabilecek değerli doğal maddeler ve yeni yiyecekler olarak yararlanabileceğimiz bitkiler sonsuza kadar yitirilmektedir. Ormanın yok edilmesi topra­ğın bozulmasına yol açarak ormanın yeniden yetişmesini de önlemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder