Ana Sayfa Bilgi Bankası

20 Ocak 2011 Perşembe

YASSIBALIKLAR,Yassıbalıkların Çeşitleri


YASSIBALIKLAR, çoğu denizde, bazıları kısmen ya da tümüyle tatlı sularda yaşayan bir balık grubudur. Kalkanbalığı, pisibalığı ve dilbalığı en tanınmış yassıbalıklar arasında yer alır. Bu balıkların başı ve gövdesi yassı, her iki gözü de başın aynı yanındadır. Balığın dibe yatan gözsüz yanı genellikle beyaz, gözlü yanı ise değişik renk ve desenlerle bezelidir.
Yassıbalıklar genellikle dipte, yalnız gözleri görünecek biçimde kuma ya da çamura gömü¬lü olarak yaşar. Balığın gözlerinin bulunduğu üst yanı, çevresindeki kumlara ya da çakıllara uygun olarak renk değiştirebilir. Renk değişi¬mi ışığa bağlıdır. Alttan aydınlatılmış, dibi cam büyük bir kaba konan bu balıkların beyaz yanı da renklenebilir. Deneyler yassıbalıkların çevreye göre renk değiştirmekteki başarısının, yattıkları yeri görmelerine bağlı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Renk değiştirme yeteneği bulunmayan ve beyaz (albino ya da akşın) birçok yassıbalık çeşidi de bilinmek¬tedir.
Yassıbalıklar olasılıkla, gövdesi yassılaşmış ve yana yatarak yüzme alışkanlığı edinmiş, levreği andıran balıklardan türemiştir. Göv¬denin milyonlarca yıl boyunca yassılaşmaya devam etmesi, balığın sürekli bir yanı üzerine yatmasına yol açacak ölçüde dengesini boz¬muştur. Alt ve üst yanlar oluşunca alt yanda kalan göz de yer değiştirerek öbür yana geçmiştir. Gerçekten yumurtadan yeni çıkan larvalarda başın her iki yanında birer göz vardır. Daha sonra gözlerden biri başın öbür yanma "göç eder". Bu yer değiştirme olayı sırasında bazı kemikler de göze eşlik ederek dönmekte ve kafatasının bakışımsız bir biçim almasına yol açmaktadır. Tropik bölgede yaşayan Psettodes cinsinin üyelerinde baş gelişimi sırasında dönme daha az olduğundan bakışım daha az bozulmuştur. Bu balıkların gözleri başlarının sol ya da sağ yanında bulunabilir. Öbür yassıbalıklarda ise gözlerin bulunduğu yan, türlere göre hemen hemen kesin olarak belirlenmiştir. Bunlar arasında, türdeşlerine göre ters yanı üzerine yatan örneklere ender olarak rastlanır. Psettodes üyeleri levrekler gibi yüzgeçlerinin dikenli olmasıyla da dikkat çeker ve levreği andıran ataları ile yassıbalıklar arasında bir geçiş basamağında yer alır.
Yassıbalıkların yumurtasından çıkan larva¬nın öbür balıklardan pek bir farkı yoktur. Başının iki yanında yer alan gözleriyle çevreyi kolaçan ederek yana yatmadan yüzer. Uzun¬luğu yaklaşık 12 milimetreye ulaştığında bir gözü kaymaya başlar ve öbür gözünün yakı¬nındaki bir yere gelene kadar başının üzerin¬de hareket eder. Üç hafta kadar süren bu olay sırasında kafatası kemikleri de dönerek yer değiştirir ve balık yavaş yavaş gözsüz yanı üzerine yatıp dipte yaşamaya başlar.
Yassıbalıklar renkli yanı üstte kalacak bi¬çimde yüzer. Yüzerlerken gövdelerini çevre¬leyen anüs ve sırt yüzgeçlerini dalgalandırır¬lar. Gelişim sırasında bazen gözün göçü yarı¬da kalır. Bu durumda balıkların hem yüzüşü daha normaldir, hem de gözsüz yanında renklenme oluşabilir. Böylesi örneklere en¬der olarak rastlansa bile, bu balıklar yassıba¬lıkların alışılmadık gelişimine ışık tutmak¬tadır.
Başın dönmesi sonucunda ağzın büyük bölümü gözsüz yanda bulunur. Birçoğunda da ağzın gözsüz yanındaki dişler daha iyi geliş¬miştir. Bu nedenlerle yassıbalıkların temel besin kaynağını küçük denizkestaneleri, ka¬buklular ve solucanlar gibi dipte yaşayan hayvanlar oluşturur. Bazıları balıkları ve yen-geçleri de avlayıp yiyebilir. Yassıbalıkların genellikle kalın ve etli gözkapaklarıyla korun¬muş patlak gözleri vardır. Birbirinden bağım¬sız biçimde hareket edebilen bu gözler kuma yatmış balığın bütün çevresindeki avlarını ve düşmanlarını görebilmesini sağlar.
Yassıbalıkların Çeşitleri
Yassıbalıkların çoğu denizlere dağılmış 500 dolayında türü vardır. Genellikle etleri lezzet¬li ve ekonomik değerleri yüksektir. Pisibalıklarının gözleri başın sağ yanında yer alır. Bayağı pisibalığı (Platichthys flesus) 50 cm uzunluğa ve 2,7 kg ağırlığa erişebilir. Avrupa kıyıları, Akdeniz, Ege Denizi, Marmara De¬nizi ve Karadeniz'de yaşayan bu tür akarsulara da girdiği için dere pisisi adıyla da tanınır.İlkbahara rastlayan üreme mevsiminde, gözlü yanlarında kırmızımsı turuncu lekeler belirir.
Pisibalıklarının yakın akrabası olan Atlan¬tik halibutu (Hippoglossus hippoglossus) 3 metreye yaklaşabilen uzunluğu ve 300 kilog¬ramı aşabilen ağırlığıyla yassıbalıkların devi¬dir. Etinin lezzetli olmasının yanı sıra karaci¬ğerinden elde edilen yağ tıpta kullanılmak¬tadır.
Dilbalıklarının gözleri başın sağ yanında yer alır. Ama pisibalıklarından farklı olarak ağızlan küçük, üst dudakları garip bir biçimde aşağı doğru kıvrıktır. En tanınmış türlerinden bayağı dilbalığı (Solea solea) Avrupa kıyıla¬rında oldukça bol bulunur. Yaklaşık 50 cm uzunluğa erişebilen bu türün üst yanı kahve¬rengidir. Göğüs yüzgecinin üstünde iri koyu lekeler ve siyah bir benek vardır.
Kalkanbalıklarının gözleri başın sol yanın¬da yer alır. Bayağı kalkan (Psetta maxima) ve çivisiz kalkaıi (Scophthalmus rhombus) kal¬kan balıklarının en tanınmış türleridir. Bayağı kalkanın gövdesinde düğme biçiminde kemik kabarcıklar vardır. Yalnız Karadeniz'de yaşa¬yan bir alttüründe bu düğmeler göz çapından büyüktür ve gövdenin her iki yanında bulu¬nur. Eti en lezzetli balıklar arasında sayılan bu alttür aşın avlanma sonucu azalmış ve son yıllarda avı kısıtlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder