Ana Sayfa Bilgi Bankası

21 Ocak 2011 Cuma

YILDIZ SARAYI


YILDIZ SARAYI, Eski Saray, Topkapı ve Dolmabahçe'den sonra Osmanlı sultanlarının oturduğu dördüncü saraydır. Beşiktaş ile Ortaköy semtleri arasında yer alan Yıldız Sarayı, bugün Çırağan Sarayı arkasındaki caddeden başlayarak bütün sırtı kaplayan 500.000 m2'lik korunun içindeki köşk, kasır, yönetim ve hiz¬met yapılarından oluşur.
Yıldız Sarayı'nın bulunduğu tepeden Ortaköy'e kadar uzanan yamaçlar eskiden tümüy¬le ormanlarla kaplıydı. Kanuni Sultan Süley¬man'dan başlayarak bu korular padişahların av ve mesire yeriydi. I. Ahmed'in Beşiktaş tepesi korusunda yaptırdığı küçük kasır bura¬nın ilk yapısıdır. Yıldız Sarayı adı ilk kez III. Selim'in annesi Mihrişah Sultan için yaptırdı¬ğı, ama günümüze ulaşamayan kasra verilmiş¬tir. Ayrıca III. Selim'in emriyle gerçekleştiri¬len dört cepheli rokoko üslubundaki çeşme bugün Yıldız Sarayı'nın iç bahçesinde yer al¬maktadır. Yıldız Sarayı'nın bahçesinde dü¬zenlenen ok atışlarını ve güreşleri seyretmek için buraya gelen II. Mahmud korunun tepe¬sine büyük bir bahçe içinde küçük bir köşk yaptırmıştı. Daha sonra babasının bu küçük köşkünü yaktıran Abdülmecid, yerine, annesi Bezmi âlem Sultan için daha büyük bir köşk olan Kasr-ı Dil-kuşa'yı yaptırdı.
Ortaköy caddesi üzerine yaptırdığı köprüy¬le Çırağan Sarayı ile Yıldız Bahçesi'ni birbiri¬ne bağlayan Abdülaziz dış bahçe adı verilen bu bölüme Malta Köşkü, Çadır Köşkü ve ikinci dış bahçedeki Dere Havuzu'nda, Çit Kasrı adıyla anılan köşkleri yaptırdı. Sonradan II. Abdülhamid'in kâtip ve mabeyncilerine verdiği Büyük Mabeyn adlı köşkün yapı¬mına da Abdülaziz döneminde başlanmıştı. II. Abdülaziz tahttan indirilirken Dolmabahçe Sarayı'nın denizden kuşatıldığını göz önü¬ne alan II. Abdülhamid 1877'de Yıldız Sarayına taşınınca buraya Yıldız Saray-ı Hümayunu adı verildi. Bu dönemde çevredeki topraklar da alınarak Yıldız Parkı adı verilen dış bahçe genişletildi. Saray, sultan ve şehzadelerin konutlarıyla resmi görevlilerin oturduğu köşkle¬rin dışında tiyatro, müze, tamirhane, bakımhane, mescit, hamam gibi çeşitli yapıları da kapsıyordu. Hamidiye Camisi önünden başla¬yarak Beşiktaş ve Ortaköy'e kadar uzanan büyük parkı Abdülhamid dışarıdan gelebile¬cek bir saldırıya karşı koyabilecek biçimde kalın ve yüksek duvarlarla çevirmişti.
Sarayı dış dünyadan ayıran bu duvarların üstündeki birçok kapıdan ancak birkaçı kulla¬nılırdı. Bunlardan Koltuk Kapısı gün boyu açık kalırdı. Paşalar, nazırlar, yabancı ziyaret¬çiler ve saray çalışanları bu kapıdan girerdi. Koltuk Kapısı'ndan sarayın birinci bölümüne geçilirdi. Burada sağda, cuma selamlığında hazır bulunacak yabancı konuklar için bir set ile Küçük Köşk ve Büyük Mabeyn Dairesi, solda Kiler-i Hümayun ve kiler çalışanlarının oturduğu yapı, mutfak, Hazine-i Evrak (ar¬şiv), Tercüme Odası, başkâtip ve teşrifat nazı¬rının odaları bulunurdu. Sultan Kapısı, Kol¬tuk Kapısı'nın üstünde yer alırdı. Altın yaldız¬lı bu kapıdan sadece padişah girip çıkardı. Harem Kapısı'nı ise yalnızca haremle ilişkisi olan kişiler kullanırdı. Beşiktaş'tan Ortaköy'e giden sahil yolu üzerinde ve Çırağan Sarayının karşısında ise Mecidiye Kapısı bulu¬nurdu.
Yıldız Sarayı'nı oluşturan yapılar korunun kuzey ucuna kümelenmiştir. Korunun bütün çevresi yüksek duvarlarla çevrilmiş, harem ve padişaha ait köşklerin bulunduğu Has bahçe de ayrıca duvarlarla ayrılmıştı. Has bahçenin yanında hizmet yapılarıyla resmi daireler yer alır. Korunun geri kalan bölümüyse bugün Yıldız Parkı adıyla anılan dış bahçeyi oluş¬turur.
Dış bahçeye Mecidiye Kapısı'ndan girilince iki tepe arasında yer alan, 30 metre genişliğin¬de, küçük çağlayan ve gölcüklerin bulunduğu bir boğazla karşılaşılır. Dere Havuzu denen bu boğazın çevresi çiçek tarlalarıyla süslenmiştir. Yamaçlarda bağ ve meyve bahçeleri vardır. Sağdaki tepeye çıkıldığında yüksek ağaçların altındaki Malta Köşkü'ne ulaşılır. Burada, kı¬yısında Çadır Köşkü'nün bulunduğu yuvarlak bir gölcük daha vardır. Dış Bahçede ayrıca Acem Köşkü, Merasim Köşkü, Talimhane Köşkü, Yıldız Porselen Fabrikası, Ferhan Köşkü, Tamirhane gibi yapılar yer alır.
Harem Kapısı'ndan girip sola yönelindiğinde Hasbahçe'ye ulaşılır. Önemli yabancı ko¬nukların ağırlandığı Şale Köşkü buradadır. Abdülhamid döneminde büyük mabeyn ola¬rak kullanılan yapı Sultan Abdülaziz tarafın¬dan mimar Sarkis Balyan'a yaptırılmıştır. İki katlı olan bu binanın duvar, tavan ve kapıları altın yaldızlıdır. Mabeynin arkasında Çit Kas¬rı, onun karşısındaysa Küçük Mabeyn yer alır. Yeni Köşk diye adlandırılan ve Vahdeddin döneminde yanan yapı Abdülhamid'ce özel harem dairesi olarak kullanılmakta ve Küçük Mabeyn'e bir galeriyle bağlanmaktay¬dı. Hasbahçe'de ayrıca Saray Tiyatrosu, Silahhane ve Set Kasrı gibi yapılar da vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder