Ana Sayfa Bilgi Bankası

20 Ocak 2011 Perşembe

ATEŞİN BULUNMASI,Ateş Yakmak,Ateşin Tehlikesi,Yangın Nedenleri,Yangın Nasıl Yayılır,Orman Yangınları,Yangından Korunma,Yangını Önleme,Yangın Söndürme,Orman Yangınları


ATEŞİN BULUNMASI
İnsanların ateş yakmayı ve kullanmayı 460 bin yıl kadar önce keşfettikleri sanılmak¬tadır. Bu keşif insanoğlunun uygarlığa doğru attığı ilk adımdır.
Belki ilk insanlar ateşi, bir ağaca yıldırım düştüğü zaman gördüler. Bataklıklarda kendi¬liğinden tutuşan kömür ya da turba kömürü¬nün yanışım da görmüş olabilirler. Ateşin ya¬yılıp geniş çayırları, çalılıkları ve ormanları yakışına tanık olan insanlar, hayvanların ve insanların alevler içinde kalıp öldüğünü gö¬rünce korktular; ama ateşin sıcaklığından da hoşlandılar ve çok geçmeden ateşten yararla-nılabileceğini öğrendiler. Bundan sonra yüz binlerce yıl boyunca insanlar yanan kömür ve kor parçalarını gittikleri her yere yanlarında götürdüler.
Bütün eski toplumlar ateşi kullanmış ve bir¬çok eski uygarlıkta ateşe tapılmıştır. Ateşin kutsal olduğu, insanlara tanrıların bir armağa¬nı olduğu düşünülmüştür. Eski uygarlıkların çoğunda tanrıların ateşi insana nasıl verdiğini anlatan efsaneler vardır.
Meksika'da Mayalar ve Aztekler, yüksek bir piramit biçimindeki tapınaklarının tepe¬sinde sürekli bir ateş yakarlardı. Bu ateşin ya¬kılması önemli bir törendi. Yunan, Mısır ve Roma tapmaklarında da sürekli yanan ateşler vardı. Roma'daki Vesta Tapmağı'nın kutsal ateşini, ocak tanrıçası Vesta'nın hizmetindeki rahibeler korurdu. Eğer ateş sönerse, yeniden yakılıncaya kadar tüm işler dururdu.
Ateş Yakmak
Birçok insan hâlâ ilk insanların kullandığı yöntemle ateş yakar. Alaska'da bazı Yerli kabileleri ateş yakmak için, üzerine kükürt sürdükleri iki taşı birbirine sürter. Taşın üzerindeki kükürt yanmaya başlayınca da onları kuru otların arasına atarak otları tutuştururlar. Çin ve Hindistan'da, bir çömlek parçası bir bambu çubuğuna sürtülerek kıvılcım çıkarılır. Bambu ağacının çok sert olan dış kabuğu çakmaktaşı işlevi görür. Eski Yunanlılar ve Ro¬malılar güneş ışınlarını bir noktada toplamak için, yanan cam dedikleri bir mercek kullandı¬lar. Güneş ışınları bir noktada yoğunlaştırılınca kuru odunu yakabilecek bir ısı oluşur. Ateş yakmak için kullanılan modern bir yöntem ise, benzinli motorlardaki bujilerde olduğu gi¬bi, yakıtı elektrik kıvılcımıyla ateşlemektir.
Kibrit bulununcaya kadar insanlar genellik¬le yanlarında kav kutusu taşıdılar. Bu, içinde çakmaktaşı ve bir çelik parçası bulunan metal bir kutuydu. Bir ipe bağlı olan çelik parçası kutunun köşesindeki çakmaktaşına sürülünce çıkan kıvılcımlar kutunun içindeki pamukları ve kavrulmuş keten liflerini tutuştururdu. Gü¬nümüzde kullanılan çakmakların çoğunda da çakmaktaşı ve çeliğin birbirine sürtünmesin¬den yararlanılır. Kullanılmaya uygun ilk kib¬rit 1827'de yapıldı ve beş yıl içinde yaygınlaştı. Ama, günümüzde bile bazı kâşifler ve avcı¬lar, kibritlerin ıslanıp kullanılamayacağı du-rumlarda kullanmak üzere yanlarında eskiden olduğu gibi çakmaktaşı ve bir çelik parçası taşır.
Ateşin Tehlikesi

İnsanlara birçok yararı olan ateş, çok tehlikeli bir düşman da olabilir. Denetimden çıkan bir ateşin neden olacağı yangın insanların ölmesi­ne ve büyük mal kaybına yol açabilir. Eski­den, birbirine yakın ahşap yapılardan oluşan kentler yangından çok zarar görürdü. Yangın oir kere başladı mı söndürülmesi çok güçtü. Roma'da İS 64'te çıkan bir yangın sekiz gün sürmüştü. 1666'daki Büyük Londra Yangını dört gün boyunca söndürülememişti.

İstanbul da tarihi boyunca birçok büyük yangın yaşadı. 1633'te Cibali'de çıkan yangın İstanbul'un beşte birini kül etti. 1645'teki Be­yazıt yangını üç gün sürdü. 1633-1854 arasın­da çıkan 109 büyük yangından biri olan 1826 Hoca paşa yangını 36 saat sürdü ve Babıâli bi­nasıyla birlikte kentin yarısını kül etti. 1908- 21 arasındaki 79 büyük yangında 21.500 ev yandı.

Yangın bazen de belirli bir amaçla ve iste­yerek çıkartılır. Ruslar 1812'de Napolyon or­dusunu Moskova'dan atabilmek için kentte yangın çıkartmış ve beş gün boyunca yanan kentte binlerce yapı yanıp yok olmuştu.

En büyük yangınların bir bölümü deprem­ler sonucu başlamıştır. 1923'te Tokyo ve Yo­kohama'da depremlerin yol açtığı yangın 70 bin insanın ölümüne ve 1 milyon kişinin evsiz kalmasına neden olmuştur. California'nın San Francisco kentinde 1906'da çıkan büyük yan­gını da bir deprem başlatmıştır.

II. Dünya Savaşı sırasında kentlerin üzeri­ne atılan yangın bombaları, kentleri silip süpürerek binlerce insanı öldüren "yangın fırtı­naları" yarattı. Atılan öbür bombalar da su borularını parçalayarak kent suyunun kesil­mesini sağlıyor ve yangın söndürme çalışma­larını daha da güçleştiriyordu.

Yangın Nedenleri

Yangınlar genellikle insanların dikkatsizliği ya da kundaklama (bile bile yangın çıkarma) sonucu çıkmaktadır. Ama başka yangın ne­denleri de vardır. Elektrik enerjisi kullanımı­nın yaygınlaşması yangın çıkması olasılığını artırmıştır. Evlerde, bürolarda ve fabrikalar­da elektrikle çalışan araç sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Elektrik donanımının yetersiz bakımı ve elektrik devrelerinin aşırı yüklen­mesi yangınlara yol açar. Örneğin bir enerji santralında elektrik donanımındaki küçük bir aksaklık çok büyük zararlara yol açabilecek bir yangını başlatabilir.

Yangın Nasıl Yayılır

Yangın önce evin bir odasında başlar; ateşten etkilenen eşyalar ısınmaya ve duman çıkar­maya başlar ve bir süre sonra birden alev alır. Tüm oda bir anda alevler içinde kalır ve ge­nellikle pencere camları patlar. Eğer oda zemin katta ve merdivenlerin yanındaysa ve üst katta uyuyan insanlar varsa çok tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Eğer odanın kapısı açık bırakılmışsa alevler merdivenlerden tırman­maya başlar ve üst katın tavanına vurunca bir­den yayılır. Büyük binalardaki yangınların ya­yılması da böyle olur.

rin alışveriş bölgelerinde çıkan yangınlar daha başlangıçta söndürülmezse, birçok insanın ya­şamı tehlikeye girer. Başlayan bir yangın çok çabuk yayılır. Sürtünme de birçok yangına neden olur. Bir dokuma fab­rikasında bir makinenin mil yatağı sürtünme sonucu fazla ısınırsa, bu sıcaklık makinede iş­lenen yün ipliğin havının ateş almasına yeterli olabilir. Hızla giden bir otomobilin patlak las­tiği sürtünmeyle ısınıp ateş alabilir ve araba­nın yanmasına yol açabilir.

Birçok şey yangına neden olabileceği için, yangından korunmak amacıyla özel önlemler alınması önemlidir.



İnsanlar yüzyıllar boyunca yangınları önle­mek ve söndürmek için daha etkili yöntemler bulmaya çalıştılar. Eski Roma'da bir itfaiye örgütü ve Roma lejyonlarıyla birlikte giden eğitilmiş itfaiyeciler vardı. En eski yangın söndürme aracı elden ele geçirilen su kovala­rıydı. Ama sonraları, elle çalışan ve basınçlı su fışkırtan pompalar geliştirildi. Ortaçağda Avrupa kentlerinde evlerin çoğu ahşaptı. Bu dönemde yangına karşı alman önlem, evler­deki ateşlerin akşam belirli bir saatte zorunlu olarak söndürülmesini öngören kuraldı. Her akşam çalınan bir çan, evlerdeki ateşlerin söndürülme zamanını kent halkına bildirirdi. Büyük Londra Yangını su kovaları ve hor­tumlarla söndürülemeyecek kadar geniş bir alana yayılmıştı. Büyük sıcaklıkla havaya sav­rulan alevli odun parçaları ve ışımayla yayılan ısı yangının evden eve sıçramasına neden olu­yordu. Bu büyük yangından sonra Londra'da yangından korunma yöntemlerini geliştiren yeni düzenlemeler yapıldı. Yapılarda kullanı­lan tahtanın yerini zamanla tuğla almaya baş­ladı. 1600'lerin sonunda sigorta şirketleri si­gortaladıkları yapılarda çıkan yangınları sön­dürmek için özel itfaiye örgütleri oluşturdular. Sigorta şirketleri sigortaladık­ları yapılara kendi özel işaretlerini taşıyan yangın plakaları takarlardı. Her şirketin ken­di özel itfaiye örgütü, o şirketin yangın plakasını taşıyan yapılardaki yangını söndürürdü.

Londra'daki sigorta itfaiye örgütlerinin 1832'de bir komuta altında toplanması İngil­tere'deki modern itfaiye örgütünün başlangı­cını oluşturdu. Zamanla öbür kentler ve baş­ka ülkeler de buna benzer itfaiye örgütleri kurdular. Ayrıca, havalimanlarında, demir­yollarında ve askeri birliklerde olduğu gibi birçok büyük fabrikada da özel itfaiye örgüt­leri kuruldu. Birçok ülkede gerektiği zaman itfaiye örgütüne katılarak yangın söndürme çalışmalarına yardımcı olan gönüllü itfaiyeci­ler vardır;

Yangını Önleme

İki tür yangın önleme yöntemi vardır. Aktif yöntemler ve pasif yöntemler. Aktif yöntem­ler, yangın hortumları, yangın uyarı sistemleri ve otomatik yangın söndürme sistemlerini kapsar. Pasif önleme yöntemleri ise, yapıların tasarımının yangının yayılmasını önleyecek biçimde yapılması, ateşe dayanıklı kaplama ve donanım kullanılması, yangın merdivenleri yapılması gibi konuları kapsar. Birçok kentte, yapıların en az iki uygun çıkış kapısı olması zorunluluğunu getiren yasalar vardır. Çıkı§ kapılarının belirgin olarak işaretlenmesi zo­runludur. Çevresi kapalı merdivenler yangı­nın bir kattan öbürüne hızla yayılmasını önle­yeceği gibi, güvenli bir çıkış yolu da sağlar. Özel olarak yapılmış yangın duvarları ve yan­gın kapılan da yangının hızla yayılmasını önler.

Hastaneler, tiyatrolar, işyerleri ve fabrika­lar gibi, çok sayıda insanın bir arada bulundu­ğu yerlerde alınması gereken önlemler yasa­larla belirlenmiştir. Her yapıda yangın duru­munda insanların nasıl dışarı çıkacağını göste­ren planlar olması gerekir.

Yangını önleme ve söndürmede zaman en önemli konudur. Yangını hemen belirleyecek bir yangın uyarı sisteminin kurulmadığı yapı­larda, yangın alarmı verilene kadar yangın iyice yayılır. Eğer bir yapıda yangını anında be­lirleyecek etkili bir uyarı sistemi ve otomatik olarak çalışmaya başlayarak yangına su püs­kürtecek bir yağmurlama sistemi varsa, itfai­ye arabaları gelene kadar yangın büyük olası­lıkla denetim altına alınmış ya da söndürül­müş olacaktır.

Yangınları önlemekte kullanılan ilk otoma­tik yağmurlama sistemlerinden biri 1812'de Londra'da, Drury Lane Tiyatrosu'nda kurul­du. Günümüzde iş hanları, oteller, pasajlar gibi genel kullanıma açık yapılarda ve havali­manları, petrol istasyonları, kimyasal madde fabrikaları gibi yangın tehlikesi çok olan yer­lerde köpük ve su ile çalışan en modern yağ­murlama sistemleri kullanılmalıdır. Yangını önlemede yanıcı olmayan gazlar da kullanılır; özellikle elektrik kontağı söz konusu olan yer­lerde ve yolcu uçaklarında bu sistem uygu­lanır.



Yangın söndürmede kullanılan araçlar, bu­harlı pompalarla donatılmış atlı itfaiye araba­larının yollardan dörtnala geçerek yangın sön­dürmeye gittiği eski günlerden beri çok değiş­ti. Modern bir itfaiye arabası dakikada 7.500 litreden çok su püskürtebilir. Bu arabalarda çeşitli merdivenler ve yangını söndürmek için çok yüksek basınçlı su püskürtebilen pompa­lar vardır. İç içe geçmiş 3-4 bölümlü döner merdivenler açıldığı zaman 30 metreden fazla bir yüksekliğe erişebilir. Ayrıca, yapıların üst katlarındaki insanları kurtarmakta ve itfaiyecilerin çatıya çıkmalarında kullanılan hidrolik platformlar vardır. Bu platformlardaki itfai­yeciler yangına yukarıdan su ya da köpük püs­kürtebilirler.

İtfaiyecilerin yangına karşı hâlâ başlıca sila­hı olan su, ırmaklardan ya da su dağıtım siste­mine bağlanan hortumlardan sağlanır. Yangı­na püskürtülecek köpük ile yangın söndürme­de ve kurtarmada kullanılacak öbür gereçler özel itfaiye araçlarıyla taşınır. Bu araçlarda, kapıları kırmak için özel gereçler, motorlu testereler, elektrik jeneratörleri, projektörler ve ağlar vardır. Birçok itfaiye örgütünde, du­manla zehirlenmiş insanlara yardımcı olabil­mek için oksijen tüpleri bulunur. Elektrik enerjisi ve aydınlatma sağlayan özel itfaiye arabaları da vardır.

Büyük kentlerde ve havalimanlarında yan­gın söndürmek için genellikle özel kimyasal maddeler kullanılır. Havalimanlarında yangı­nı önlemek için, zorunlu iniş yapan uçakların üzerine köpük püskürtülür. Petrol yangınları­nı ve elektrik kontağından çıkan yangınları söndürmek için yangın söndürücü özel kimya­sal maddeler kullanılır.

Liman ve doklardaki yangınları söndürmek için genellikle itfaiye gemileri kullanılır. Bu gemilerde basınçlı su püskürten güçlü pompa­lar bulunur.

Zehirli gaz tehlikesi olan yangınlarda itfai­yeciler özel solunum aygıtları kullanırlar. Sentetik maddelerin çok yaygın olarak kulla­nıldığı günümüzde yangınlarda zehirli gaz tehlikesiyle sık sık karşılaşılır. Solunum aygıtı kullanan itfaiyeciler birbirleriyle ilişkilerini radyo aracılığıyla kurarlar. Büyük yangınlar­da özel bir denetim birimi kurulur ve bu birim gerektiği zaman başka itfaiye örgütlerinden yardım isteyebilir.

Bazı yangınları söndürmek, öbür yangınla­ra göre daha zordur. Odun ve kâğıt yangınları su dökülüp sıcaklığı düşürülerek söndürülebilir. Ama petrol yangınları suyla söndürülemez çünkü yanan petrol suyun üzerine çıka­rak yanmayı sürdürür. Küçük petrol yangınla­rını söndürmek için kum ve toprak kullanıla­bilir. Büyük petrol yangınlarını söndürmekte su buharı, köpük ya da toz kimyasal maddeler de kullanılabilir. Köpük ya da bazı buharlar petrol yangınının üzerine püskürtülünce, ate­şin çevresini sarıp havadan oksijen almasını önleyerek ateşi söndürür.

Petrol kuyusu yangınları özellikle çok tehli­kelidir, çünkü yanan petrol çok yükseklere fışkırabilir. Petrol kuyusu yangınlarını özel eğitilmiş itfaiyeciler söndürebilir. Yanmaz giysiler ve kasklar giymiş olan itfaiyeciler ya­nan petrol kuyusunun iki yanma 6 metre yük­sekliğinde iki direk dikerler ve onları asbest bir kemerle birleştirirler. Bir makaranın yar­dımıyla bu kemer üzerinde nitrogliserin kap­sülleri yuvarlanır. Kapsüller alevlerin üzerine gelince, aşağı bırakılır ve düşerken elektrik akımıyla patlatılır. Kapsüllerin patlamasıyla oluşan basınç yangını söndürür.

Su iletken olduğu için elektrik yangınların­da kullanılmaz. Bu yangınlarda karbon dioksit, yangın söndürücü tozlar ya da buharlaşan sıvı yangın söndürücüler kullanılır.



Orman yangınları, özellikle uzun süre yağmur yağmayan yaz aylarında büyük bir tehlikedir. Avustralya'nın bazı bölgeleri, Afrika, Fransa ve ABD orman yangınlarının çok olduğu yer­lerdir. Dikkatsizce üzerine bir sigara fırlatılan kuru yapraklar bir süre kimsenin dikkatini çekmeden için için yanabilir. Sonra bir rüzgâr eser, yapraklar alevlenir ve eğer hemen görü­lüp söndürülmezse yangın büyüyerek dene­timden çıkar. Ormanlık bölgelerde yangın gö­zetleme kuleleri ve yangın tehlikesine karşı uyanık orman görevlileri vardır. Zaman zaman devriye uçaklarımda hangi bir duman olup olmadığını havadan denetler. Eğer bir yangın yayılmaya başlamadan önce saptanabilirse kolayca söndürülebilir. Ama yangın çok büyükse, itfaiyeciler ya helikopterle ya da uçaklardan paraşütle atlayarak hızla yangın yerine ulaşırlar. Uçaklar yangına havadan kimyasal söndürücüler püskürtür. Yangının yayılmasını önlemek için yangının çevresinde­ki bir kuşak boyunca bitkiler buldozerlerle te­mizlenir. Genellikle bu kuşak çevresindeki ağaçlar denetim altında yakılarak yangın bu­raya gelince yanacak bir şey kalmamış olması sağlanır. Ağaçtan ağaca atlayarak genişleyen yangın buraya ulaştığında ateşin atlayabilece­ği bir ağaç olmadığı için yangının yayılması durur. Yangın söndürme ekipleri son ateş parçası sönene kadar çalışmalarını sürdürür­ler. Bütün bu gelişmiş söndürme yöntemleri­ne karşın orman yangınları her yıl büyük za­rarlara neden olmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder