Cilalı Taş Devri uygarlık tarihinde çok önemli iki gelişmeyle başladı, insanlar tarım yapmayı ve hayvanları evcilleştirmeyi öğrendiler. Günümüzdekine benzer iklim koşullarının ortaya çıktığı bu dönemde insanlar mağaraları terk ederek kendileri için evler kurmaya başladılar. Gene Cilalı Taş Devri'nde insanlar çanak çömlek yapımını başlattılar.
Bu gelişmeler dünyanın değişik yerlerinde, değişik zamanlarda oldu. Anadolu'da ve Yakındoğu'da İÖ 8000'lerde başlayan Cilalı Taş Devri, Avrupa'da ÎÖ 6. binyılda ortaya çıktı. ÎÖ 5000'lere doğru Asya'dan gelen ilk çiftçiler, Tuna Irmağı vadisi boyunca ya da' Akdeniz yoluyla ilerlediler ve buradan tüm Batı Avrupa'ya yayıldılar. Yanlarında tohumluk arpa ve buğday ile anayurtlarında ektikleri başka bitkileri de getirdiler. Yerleştikleri yerde toprağı çapalayarak ürün yetiştirdiler. Toprak verimsizleşince başka bir tarlaya geçtiler. Böylece, çiftçilik bir yaşam biçimi olarak yayıldı. Yaklaşık ÎÖ 4000'de ilk çiftçiler denizi aşarak İngiltere'ye ulaştılar.
Dünyanın çeşitli yerlerinde göl kıyılarında Cilalı Taş Devri'nden kalma, kazıklar ya da direkler üzerine kurulan evlerin kalıntıları bulunmuştur. Bu göl evlerinde yaşayan insanlar cilalı taş baltalar ile çapalar, yaprak biçiminde ok uçlan, kaplar ve mısır öğütme taşlan kullanmışlardır. Ayrıca, balık ağlan, dokunmuş kumaş parçalan, sepetler, yanmış tahta eşyalar ve yetiştirdikleri tahılların kalıntıları da bulunmuştur.
İlk kez Cilalı Taş Devri'nde insanlar yerleşim yerleri kurarak birlikte yaşamaya başladılar. Ortadoğu'da, Ürdün sınırlan içindeki Ceriko'da (Eriha) ÎÖ 9000'lerde kurulan kent, yeryüzünün bilinen en eski sürekli yerleşimlerinden biridir. Burada yaşayan insanlar iyi yapılmış evlerde otururlardı. Artık yiyecek için hayvan yada kuş sürülerini izlemek ya da bulabildikleri meyveleri toplamak zorunda değillerdi. Tersine, daha kalabalık insan topluluktan için yeterli ürünü yetiştirebiliyorlardı. Hayvan dışkılarını gübre olarak kullanmayı ve tarlaların bir süre için nadasa bırakmayı öğrenince tarımsal üretim daha da arttı.
Anadolu'da Cilalı Taş Devri'nden kalma Çayönü Höyüğü ve Çatalhöyük bu dönem insanlarının yaşamına ilişkin birçok bilginin günümüze ulaşmasını sağlayan iki önemli yerleşim yeridir.
İÖ 7250-6750 arasına tarihlenen Çayönü Anadolu'da bilinen en eski köy yerleşimidir. Diyarbakır ilindeki bu höyükte yapılan kazılardan, evlerin temellerinde taş, duvarlarında ise kerpiç kullanıldığı anlaşılmıştır. Aletlerin yapımında genellikle çakmaktaşı ve obsidiyen kullanılmıştır. Yontma taş aletlerin çoğu delici aletlerdir. Ele geçen başka buluntular arasında cilalı baltalar, boynuzdan orak sapla- n ve çeşitli aletler ile öğütme taşlan sayılabilir. Çayönü halkının buğday ektiği, önce köpeği, daha sonra da koyun ve keçiyi evcilleştirdiği bilinmektedir. Henüz çanak çömlek yapımının bilinmediği Çayönü'nde kil kullanımının başladığı, bulunan küçük kil heykelciklerden anlaşılmaktadır.
Konya'da ortaya çıkarılan Çatalhöyük ise, Cilah Taş Devri'nde tüm Batı Asya'nın bilinen en büyük yerleşim yeridir. İÖ 6800-5700 arasında burada yaşayan Çatalhöyük insanla- n, ekmeklik buğday ve baklagiller ile burçak yetiştirdiler; koyun, keçi ve sığır sürüleri beslediler. Çanak çömlek ile kilden ve taştan heykelcikler yapan bu insanlar, tapınaklarının duvarlarına avlanma sahneleri av hayvanları, çiçek, böcek ve insan figürleri çizdiler, kilden kabartmalar yaptılar. Çatalhöyük'te kullanılan aletler arasında çoğu obsidiyenden yapılmış ok ve mızrak uçlan, çakmaktaşından kazıyıcılar ve oraklar, cilalı taş baltalar, öğütme taşlan, havanelleri ve tokmaklar sayılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder