RÖNESANS,
"yeniden doğuş" (renaissance) anlamına
gelen Fransızca bir sözcüktür. Avrupa tarihinde 14. yüzyılın sonuyla 15. ve
16. yüzyılları kapsayan dönemi tanımlamakta kullanılır. Eski Yunan ve Roma
kültürünün canlandığı, düşüncede, edebiyatta, resimde, heykelde, mimarlıkta
büyük değişikliklerin
olduğu bu dönemde sanki her
şey yeniden doğmuş gibiydi. İşte bu tarihsel değişim dönemine Rönesans denmesi
bu yüzdendir. Rönesans'la Eski Yunan ve Roma uygarlıkları arasında kalan dönem
ise "ortaçağ" olarak adlandırılır. Rönesans dönemindeki gelişmeler,
insanın evreni, evrendeki konumunu algılayışını ve yaşama bakışını büyük
ölçüde etkilemiş ve değiştirmiştir.
Rönesans
düşüncesinin doğmasına katkıda bulunan en önemli olaylardan biri İtalyan şair
ve düşünür Francesco Petrarca (1304-74) öncülüğünde gelişen Hümanizm
Akımı'dır. 1453'te Osmanlıların Konstantinopolis'i (bugün İstanbul) alması
üzerine Avrupa'ya kaçan bilginler, Eski Yunanca ve Latince önemli kitaplarla
elyazmalarını birlikte götürdüler. Bu kitaplarla elyazmaları, Eski Yunan ve
Roma kültürüne duyulan ilginin canlanmasına; insanı temel alan, akıl yoluyla
iyiye, güzele ve doğruya ulaşılabileceğini savunan hümanist (insancıl) dünya
görüşünün doğmasına yol açtı. Petrarca klasik elyazmalarıyla ilgili araştırmalar
yaptı. Eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile Hıristiyanlık arasında bir
süreklilik olduğunu göstermeye çalıştı.
Ortaçağın sonlarına doğru Avrupa'nın siyasal
yapısında önemli değişiklikler olmaya başladı. Hıristiyan Avrupa'nın
önderliğini ele geçirmek isteyen Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu, papalar ile
11. yüzyılın ortalarından 13. yüzyıla kadar süren uzun bir mücadeleye
girişmişti. Gerek papalar ile imparatorlar, gerek papa olmaya aday din
adamları arasındaki çıkar ve yetki çatışmaları, Avrupa' da dinsel birliğin
simgesi olan papalık kurumunu zayıflattı. Ortaçağ boyunca yaşamın her alanında
söz sahibi olan kilisenin gücü giderek azaldı. 15. yüzyılın ortalarında en
güçlü dönemini yaşayan Kutsal Roma- Germen İmparatorluğu, 16. yüzyılda dinsel
uyuşmazlıklar yüzünden sarsıldı. Avrupa'da siyasal güç krallıkların eline
geçti. Ulusal bilincin uyanmaya başladığı Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde
halk giderek Hıristiyanlık' tan çok kendi ülkesine bağlılığı önemser oldu.
Coğrafi keşifler ve ticaretin gelişmesi sayesinde zenginleşen tüccarlar,
kiliseye karşı kralların yanında yer aldılar. Kilisenin katı öğretisinden
bağımsız, özgür düşüncenin savunulduğu Rönesans dönemi, 16. yüzyılda başlayan
dinsel reform hareketinin gerçekleşmesi için de gereken ön koşulları sağlamış
oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder