OPERA,
belirli bir konusu olan ve orkestra eşliğinde oynanan müzikli sahne oyunudur.
Dekor, makyaj ve kostümler oyunun konusuna uygun biçimde düzenlenir. Oyuncular
şarkı söylerken aynı zamanda tiyatro oyunlarında olduğu gibi rol de yapar.
Orkestra sahnenin önündeki alçak bölmede yer alır. Operanın kökeni ortaçağda
oynanan dinsel oyunla-
ra, Rönesans döneminde
yapılan şenliklere ve oyunlu madrigallere dayanır.
İlk
operalar 17. yüzyılın başlarında İtalya' da yazıldı. Günümüze kadar ulaşabilmiş
en eski opera metni, 1600'de Jacopo Peri'nin (1561-1633) bestelediği Daphne
operasıdır. 17. yüzyılda İtalya'da Jacopo Corsi, Frances- co Cavalli ve Claudio
Monteverdi'nin bestelediği mitolojik konulu operalar bu türün ilk örnekleri
arasındaydı. İtalyan opera sanatı zamanla tüm Avrupa ülkelerinde yaygınlık
kazandı.
18.
yüzyılda Avrupa'da opera seria (ciddi opera) ve opera buffa (komik opera)
egemen oldu. Ciddi operalar konusunu tarihsel olaylar ve mitolojik öykülerden
alıyordu. İtalya' da Alessandro Scarlatti (1660-1725) ciddi opera türünün ilk
örneklerini verdi. Komik opera ise yalnızca eğlence amacıyla yazılmış, hafif
konulu İtalyan komedileriydi. Aynı sıralarda İngiltere'de, dönemin sevilen
şarkılarından oluşan baladlı operalar yaygınlık kazandı. John Gay'in bu türdeki Dilenci
Operası toplumsal ve siyasal bir yergi niteliğindeydi. 18.
yüzyılda Christoph Willibald Gluck ve Wolfgang Amadeus Mozart solo bölümlerin
ağırlığını azaltıp dramatik operayla komik operayı başarıyla kaynaştıran yeni
opera biçimleri denediler. Gluck'un Orpheus ve Eurydike, Mozart'ın Figaro'nun
Düğünü ve Don Giovanni adlı operaları bu türün en iyi örnekleridir.
Mozart
Sihirli Flüt adlı operasıyla Alman komik opera türü olan SingspieVi
en yetkin düzeyine ulaştırdı. Daha sonraki yıllarda Ludwig van Beethoven, tek
operası olan eşsiz güzellikteki Fidelio ile dramatik opera
geleneğini korudu. 19. yüzyılda Fransa'da büyük koroların yer aldığı grand
operalar (görkemli opera) sahnelenmeye başladı. Bu türün örnekleri
arasında Charles Gounod'nun Faust, Georges Bizet'nin Carmen adlı operaları sayılabilir.
19. yüzyılın ortalarında Paris'te, Alman asıllı besteci Jacques Offenbach
zamanın ünlü kişileriyle alay eden, hafif, eğlenceli, zaman zaman müziksiz
konuşmalara yer veren operet türünü geliştirdi. 19. yüzyılın bir başka ünlü
bestecisi Richard Wagner ise Tristram (ya da Tristan) ve Isolde, Parsifal gibi
ciddi konulu müzik dramlarıyla opera tarihinde bir devrim yarattı.
İlk opera
müzikleri iki değişik türdeydi: Birincisi, genellikle klavsen eşliğinde ve konuşma
ritminde söylenen basit şarkılar ya da resitatiflerden oluşuyordu.
İkinci türde ise oyundaki kişilerin duygularını anlatmak amacıyla yazılmış arya'lar,
iki kişi tarafından söylenen düet'ler, üç kişinin söylediği trio"lar vb yer
alıyordu.
Operada
oyuncuların her şeyi şarkıyla anlattığı oyun metnine libretto
denir. Libretto "küçük kitap" anlamına gelen İtalyanca bir sözcüktür.
Bazı librettolar ünlü kişilerin yaşamlarını konu alır. Wagner'in operalarında
olduğu gibi, bazı librettolar efsanelere dayanır. Bazı operaların konusu ise
roman ve tiyatro oyunlarından alınmıştır. Opera genellikle uvertür
denen bir giriş parçasıyla başlar. Oyun boyunca konuşma ve şarkılardan başka
yer yer yalnızca orkestraya ya da solo çalgılara yer verilir. Bazı operalarda
bale sahneleri de bulunur.
Besteci
müziği bestelemek için önce librettodaki kişilerin karakterlerine uygun sesleri
saptar. Koloratur soprano, soprano, mezzosoprano, kontralto ve alto gibi en
tizden en pese kadın sesleri ve kontrtenor, tenor, bariton ve bas gibi gene en
tizden en pese erkek sesleri arasından söz konusu operaya en uygun olanları
seçer.
Genç kız
rolü için genellikle soprano, daha ileri yaşta bir kadın için kontralto, baş erkek
oyuncu için tenor ya da bariton, yaşlı bir erkek oyuncu için bas sesler
uygundur. Solo seslere ek olarak çok sayıda şarkıcıdan oluşan korolar da
vardır.
Bir Opera Bestelemek
Bir operanın tam olarak
nasıl oluştuğunu görmek için Giuseppe Verdi'nin Aida adlı operasını
inceleyebiliriz.
Verdi Mısır hıdivinden, Süveyş Kanalı' nın açılışını kutlamak ve Kahire'de yeni
açılan opera binasında oynanmak üzere bir opera siparişi aldı. Librettosu Eski
Mısır'da geçen bir olaya dayanıyordu: Habeşistan Kralı Amonasro'yu yenen
Mısırlı Radames'e firavunun kızı Amneris âşık olur. Radames'i Amneris'in kölesi
olan Aida da sevmektedir. Aslında Habeşistan kralının kızı olan Aida' nın
sevgisine Radames karşılık verir. Radames Kral Amonasro'yu tutsak alarak
Mısır'a getirir. Aida babasını görür görmez tanır; bu gerçeği Aida'dan başka
kimse bilmez. Amonasro, Radames'ten askeri sırları öğrenmesi için kızına baskı
yapar. Aida'yı kıskanan Amneris, Radames ile Aida'nın konuşmalarını gizlice
dinler ve Radames'i yakalatır. Aida uğruna yurduna ihanet eden Radames sevgilisiyle
birlikte diri diri gömülür.
24 Aralık
1871'de sahnelenen Aida operasında Verdi, Aida rolünü bir sopranoya,
Amneris rolünü bir mezzosopranoya, Radames rolünü bir tenora, Amonasro rolünü
bir
baritona, kral ve papaz
rollerini baslara verdi. Ayrıca Mısır halkı, öteki papazlar, askerler ve
tutsaklar büyük bir koro tarafından seslendirildi.
Aida
dört perdedir. Perde açılmadan önce orkestra, opera boyunca zaman zaman yinelenecek
olan melodilerden oluşan bir prelüd çalar. Operada aryalar, düetler, triolar,
kuartetler ve koro bölümleri, ayrıca bir sahnede de bale vardır.
İngiliz
besteci Benjamin Britten'ın çocuklar için yazdığı Bir Opera Yapalım adlı
yapıt bir operanın hazırlanışının ve sahnelenişinin öyküsüdür. İlk bölümde
besteci librettoyu seçerek müziğini bestelemeye başlar, ikinci bölümde ise
oyuna izleyiciler de katılır.
Bir opera
sahnelenmeden önce çok sayıda prova yapılır. Bu provaların yönetimi orkestra
şefi ve yönetmenin görevidir. Orkestra şefi müzikle, orkestra ve şarkıcılarla
ilgilenir.
Yönetmen ise oyunculara rollerini dağıtır ve operanın
canlı ve etkili olması için onları yönlendirir. Dekor, kostümler ve makyaj
sahne yönetmeniyle yardımcıları tarafından hazırlanır.
Türkiye'de Opera
Türkiye'de ilk opera örnekleri
19. yüzyıl başlarında, II. Mahmud ve Abdülmecid dönemlerinde, İtalya'dan gelen
topluluklarca sahnelenen oyunlardı. Sonraları İstanbul'daki Naum Tiyatrosu ile
Gedikpaşa Tiyatrosu'nda özellikle Giuseppe Verdi operalarını sahneleyen
topluluklar ülkemizde operaya duyulan ilginin artmasına yol açtı. Abdülhak
Hamid Tarhan'ın yazıp Mehmed Baha Bey'in bestelediği Nesteren
(1877), hem bestecisi hem de libretto yazarı Türk olan ilk operadır. Türkiye'de
opera özellikle Cumhuriyet döneminde gelişmeye başladı. O dönemde yetenekli birçok
genç müzisyen öğrenim için Avrupa'ya gönderildi. Cumhuriyet döneminin Türk halk
müziğini temel alan ve batının çoksesli tekniğine uyarlamayı öngören müzik
politikasına uygun ilk opera, Ahmet Adnan Saygun'un bestelediği Özsoy
(Feridun, 1934) operasıydı. Sonraki yıllarda besteci ve yapıt
sayısında önemli bir artış gözlendi. Türk operasının en önemli bestecileri
arasında, Nevit Kodallı (Gılgameş, 1963), Ferit Tüzün (Midasın Kulakları, 1969),
A. Adnan Saygun {Köroğlu, 1973), Cengiz Tanç (Deli Dumrul, 1979) ve Okan
Demiriş
(IV. Murad, 1980 ve Karyağdı Hatun, 1985)
sayılabilir.
Alman Operaları
Orpheus ve Eurydike. Bestecisi Christoph Willibald Gluck (1714-87). Bu
opera, Eski Yunan mitolojisinden alınmıştır. Ölmüş olan karısını kurtarmak
üzere yeraltı dünyasına inen ozan Orpheus'un öyküsüdür.
Figaro'nun Düğünü. Bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart (1756-91). Bu
operanın librettosu Fransız yazar Pierre Caron de Beaumarchais'nin (1732-99)
bir yapıtına dayalıdır. Öyküde Almaviva kontunun uşağı olan Figaro, kontesin
hizmetçisi Susanna'yla evlenir. Öpera, l'i. yüzyılda soyluların zenginlik ve
gösteriş dolu yaşamını alaya alır.
Don Giovanni. Bestecisi Mozart. Bu yapıt, yaşamı boyunca birçok
kadınla gönül ilişkisi kuran çapkın Don Giovanni'nin (Don Juan) yaşamını konu
alan bir komik operadır.
Sihirli Flüt. Bestecisi Mozart. Kuş avcısı bir prensle tutsak bir
prensesin öyküsüdür. Prens ile prenses evlenebilmek için güç sınavlardan geçmek
zorunda kalırlar.
Fidelio. Bestecisi Ludwig van Beethoven (1770-1827).
Beethoven'in tek operası olan bu yapıt, kocasını hapisten kurtaran bir kadının
sevgi ve bağlılığı üzerinedir.
Uçan Hollandalı. Bestecisi Richard Wagner (1813-83). Wagner'in öteki
operaları gibi, bu opera da bir efsane üzerine kurulmuştur. Her yedi yılda bir
karaya çıkabilen ve yaşam boyu kendisini sevebilecek bir kadın bulana değin
denizlerde dolaşmaya mahkûm olan bir adamın öyküsüdür.
Tannhauser. Bestecisi Wagner. Ortaçağ şövalyelerini ve ozanlarını
konu alan bu opera, Almanya'da gizemli bir mağarada yaşayan ve karşısına çıkan
herkesi baştan çıkaran güzel bir tanrıçanın öyküsüdür.
Lohengrin. Bestecisi Wagner. Bu opera. Kutsal Kâse
şövalyelerinin efsanevi öyküsü üzerine kurulmuştur.
Tristram ve Isolde. Bestecisi Wagner. Wagner'in başyapıtı olarak kabul
edilen bu opera, ortaçağda aşk ve sorumluluklan arasında kalan iki sevgilinin
çelişki ve güçlüklerle dolu öyküsünü anlatır. Isolde İrlandalı bir prenses,
Tristram ise bir Cornwal şövalyesidir.
Nürnbergli
Usta Şarkıcılar. Bestecisi Wagner. Bu opera, Wagner'in güldürü
öğeleri kattığı sayılı operalarından biridir. 16. yüzyılda Almanya'nın
Nürnberg kentinde yapılan bir şarkı yarışmasının öyküsüdür.
Nibelungen
Halkası. Bestecisi Wagner. Konusunu efsanelerden alan bu opera
dört bölümden oluşur: Ren Altını, Valkiri, Siegfried ve Tanrıların
Günbatımı. Konusu, tanrıların düzenini yıkan bir sihirli yüzüğün
öyküsüdür.
Parsifal.
Bestecisi Wagner. Bu yapıt bestecinin son operasıdır ve Kutsal Kâse'nin öyküsü
anlatılır.
Yarasa.
Bestecisi Johann Strauss (1825-99). Hafif ve eğlenceli bir operadır. Yarasa,
gece hayatını seven ve güzel kızlarla birlikte olmaktan zevk duyan genç bir
adamdır.
Güllü Şövalye.
Bestecisi Richard Strauss (1864-1949). Bu opera 18. yüzyılda Viyana'da
sahnelenmiştir. Bir prensesin kendisine ilgi duyan genç bir erkeğe olan
bağlılığını anlatır.
İtalyan Operaları
Sevil Berberi. Bestecisi
Gioacchino Rossini (1792-1868). Beaumarchais'nin bir oyunu üzerine kurulan bu
komik opera üç haftadan daha kısa bir sürede yazılmıştır. Rosina ile Almaviva
Kontu'nun evlenmeleri için aracılık eden Figaro adındaki bir berberin
öyküsüdür. Öykünün daha sonraki bölümü Mozart'ın Figaro'nun Düğünü adlı
operasında anlatılmıştır.
Rigoletto.
Bestecisi Giuseppe Verdi (1813-1901). Victor Hugo'nun bir öyküsü üzerine
kurulmuş, trajik bir operadır. Bir dükün yanındaki soytarının yaşamını anlatır.
Soytarının kızı düke âşık olur ve bu uğurda canını verir.
II Trovatore.
Bestecisi Verdi. Çingeneler'ce kaçırılan soylu bir çocuğun öyküsüdür.
La Traviata.
Bestecisi Verdi. Sevdiği erkeğin meslek yaşamının yıkıma uğramaması için
aşkından vazgeçen bir kadının öyküsüdür.
Aida.
Bestecisi Verdi. Bu operanın öyküsü daha önce maddede anlatılmıştır.
Otello
ve
Falstaff. Bestecisi Verdi. Bu iki yapıt Verdi'nin en güzel
operaları olarak kabul edilir. İngiliz yazar ve şair Shakespeare'in Othello
ve
Windsor'ın Şen Kadınları adlı oyunları üzerine kurulmuştur.
La Boheme.
Bestecisi Giacomo Puccini (1858-1924). Paris'te yaşayan yoksul ressamların
öyküsüdür.
Tosça.
Bestecisi Puccini. Bu trajik opera, bir opera şarkıcısı olan Tosça ile sevdiği
ressam Cavaradossi ve onu kıskanan kötü yürekli polis şefi Scarpia'nın
öyküsüdür.
Madam
Butterfly. Bestecisi Puccini. Pinkerton adlı Amerikalı bir deniz
subayı tarafından terk edilen Japon kızı Madame Butterfly'ın hüzünlü öyküsüdür.
Palyaço.
Bestecisi Ruggiero Leoncavallo (1858-1919). Bir grup gezginci oyuncunun
öyküsüdür.
Cavalleria
Rusticana. Bestecisi Pietro Mascagni (1863- 1945). Bu kısa opera
Sicilya'da geçen bir aşk öyküsüdür. Genellikle Palyaço ile birlikte
sahnelenir.
Fransız Operaları
Faust. Bestecisi Charles Gounod (1818-93). Librettosu
Johann Wolfgang von Goethe'nin oyunu üzerine kurulmuştur. Şeytanla pazarlık
eden Doktor Faustus'un öyküsüdür.
Carmen. Bestecisi Georges
Bizet (1838-75). Carmen adlı yaşam dolu genç bir İspanyol Çingene'sinin
öyküsüdür.
Hoffman'ın Masalları.
Bestecisi Jacques Offenbach (1819-80). Alman yazar E. T. A. Hoffmann'ın
(1776-1821) üç öyküsü üzerine kurulan bu yapıt, çok sayıda komik opera yazan
Offenbach'ın tek dramatik operasıdır.
Pelleas ve Melisande.
Bestecisi Claude Debussy (1862- 1918). Aşk ve kader üzerine kurulan bu opera
son derece şiirsel ve büyüleyici müziğiyle tanınır.
İngiliz Operaları
Dido ve Aeneas. Bestecisi
Henry Purcell (1659-95). Latin şairi Virjil'in (Vergilius) bir öyküsü üzerine
kurulan bu yapıt, İngiliz operasının en güzel örneklerinden biridir.
Dilenci
Operası. Beste John Pepusch (1667-1752), libretto John Gay
(1685-1732) tarafından yazılmıştır. Dönemin sevilen şarkılarından oluşan bir
baladlı opera örneğidir. Hırsızları ve eşkıyaları konu alan bu yapıt dönemin
önemli kişilerini alaya almak amacıyla yazılmıştır.
Mikado ya da
Titipu Kenti. İngiliz oyun yazarı William Schwenk Gilbert
(1836-1911) ile besteci Arthur Seymour Sullivan'ın (1842-1900) birlikte yazdığı
bir komik opera örneğidir. Dönemin olaylarını ve kişilerini alaya alır.
Peter Grimes.
Bestecisi Benjamin Britten (1913-76). İngiliz operalarının en ünlülerinden
biridir. George Crabbe' in (1754-1832) bir şiirinden esinlenerek yazılmış olan
bu yapıt, Suffolk'ta bir balıkçı kasabasında geçen yaşamı anlatır.
Billy Budd.
Bestecisi Britten. ABD'li yazar Herman Melville'in (1819-91) romanından
esinlenerek yazılan bu yapıt genç bir denizcinin başından geçenleri anlatır.
Yürek Burgusu.
Bestecisi Britten. ABD'li yazar Henry James'in (1834-1916) aynı adlı uzun
öyküsünden esinlenerek yazılmış bir ciddi opera örneğidir.
Boris Godunov. Bestecisi Modest Mussorgski (1839-81).
Aleksandr Puşkin'in (1799-1837) bir oyunu üzerine kurulmuştur. 1598'de çar
olan bir Rus soylusunun öyküsüdür.
Prens İgor. Bestecisi
Aleksandr Borodin (1833-87). Puşkin'in bir öyküsü üzerine yazılan bu opera
"Poloveç Dansları"yla ünlüdür.
Altın Horoz. Bestecisi
Nikolay Rimski Korsakov (1844- 1908). Puşkin'in bir masalı üzerine yazılmıştır.
Bir kral ile onu tehlikelere karşı uyaran altın bir horozu konu alır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder