OKÇULUK.
Dünyanın en eski sporlarından biri olan okçuluk, ok ve yayın kullanıldığı bir
atıcılık sporudur.
Bazı
ülkelerde hâlâ ok ve yayla avlanılır; ama günümüzde ok ve yay daha çok okçuluk
yarışmalarında kullanılır. Okçuluk yarışmalarında genellikle iç içe halkalardan
oluşan bir hedefe ok atılır. Okçular okla vurdukları halkaya göre sayı kazanır.
Uzaklık yarışmalarında ise bir hedef.yoktur. Oku en uzağa atan yarışmayı
kazanır.
Okçulukta,
ok ve yayın çeşitli bölümlerini belirtmek için özel terimler kullanılır. Pek
çok türü olan ok genel olarak üç ana bölümden oluşur. Okın sivri metal ucuna
temren, orta bölümünü oluşturan çubuğa sap, arka bölümüne kuyruk takımı denir.
Kuyruk takımında, okun kirişe oturmasını sağlayan bir kertik ve gövdeye
takılmış olan kuştüyleri ya da kanatçıklar vardır. Okun havada dengeli uçuşunu
sağlayan bu kanatçıklara yelek denir. Yay kirişinin tam ortasında, okun arkasındaki
kertiğin oturacağı bir yer vardır. Buraya oturtulan ok, kirişi geren sağ el oku
tutmasa da yerinde durur. Kiriş, biri okun üstünden, ikisi altından geçen üç
parmakla gerilir.
Yayın
ağırlığı onu germek için gereken güçle belirlenir. Eski yaylara göre çok daha
hafif olan modern yaylar ağaç, alüminyum, çelik ya da cam elyafından yapılır.
Kullanılacak yayın ağırlığı, okçunun ağırlığına ve gücüne göre değişir.
Eskiden tahtadan yapılan oklar günümüzde alüminyum alaşımları ya da cam
elyafından yapılır.
Okçulukta
doğru bir atış yapabilmek için beş temel hareketi öğrenmek gerekir. Bunlar,
duruş, takma, germe, tutma ve bırakma hareketleridir. Solak olmayan okçular bu
hareketleri aşağıda anlatılan biçimde yaparlar.
Duruş: Omuzlar ve kalça hedefle dik açı oluşturacak
biçimde yan dönerek durulur. Yalnızca baş hedefe doğru döner.
Takma: Okun arkasındaki kertik kirişin ortasındaki yerine
yerleştirilir ve ok sapı, yayı tutan sol elin işaretparmağı üstüne dayanır.
Germe: Yayı tutan kol kaldırılıp hedefe doğru
uzatılır. Aynı anda sağ elle tutulan kiriş, işaretparmağı çenenin altına
gelecek, kiriş çenenin ortasına değecek ve okun arkası nişan alan gözün altına
gelecek biçimde gerilir.
Tutma: Her şey dengelenip nişan almana kadar bir
iki saniye beklenir.
Bırakma: Kiriş yavaşça, sarsmadan bırakılır. Kiriş
bırakılırken nişanın bozulmamasına ve ok hedefe ulaşana değin ellerin
hareketsiz tutulmasına dikkat edilir.
Hedef
sıkıca sarılmış hasırdan yapılır. Çapı 1,22 metre, kalınlığı 10 santimetredir.
Önyüzü bir brandayla kaplıdır. Üzerinde çeşitli renklerde iç içe çemberler
vardır. Tam ortasındaki daire sandır. Altın adı verilen bu bölüme saplanan ok
9 sayı kazandırır. Onu çevreleyen öbür halkalar merkezden dışarıya, sırasıyla
kırmızı (7), mavi (5), siyah (3) ve beyazdır (1).
Türkiye'de
okçuluğun köklü bir geleneği vardır. Osmanlı döneminde İstanbul'da okçuluk
yarışmalarının düzenlendiği özel alanlar vardı. Okmeydanı adı, bu alanların
günümüze kalan bir izidir. Türkiye'de modern okçuluk sporu 1937'de başlamış
ve 1961'de Türkiye Okçuluk Federasyonu'nun kurulmasından sonra gelişmiştir.
Türkiye ulusal okçuluk takımı 1983'te Balkan ikinciliğini kazanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder