25 Ocak 2011 Salı

ZİYA PAŞA


ZİYA PAŞA (1825-1880). Tanzimat edebiya¬tının kurucularındandır. İlk Jön Türkler ara¬sında yer almış, meşrutiyetin ilanı için siyasal alanda mücadele etmiştir.
Ziya Paşa İstanbul'da doğdu. Babası küçük bir memurdu. İlk ve ortaöğrenimden sonra girdiği Sadaret Mektubi Kalemi'nde (Sadra¬zamlıkla yazışmaları yöneten büro) bilgisini artırdı. Arapça ve Farsça öğrendi, edebiyata olan ilgisi yoğunlaştı. 1855'te Sadrazam Mus¬tafa Reşid Paşa'nın dikkatini çekerek saray kâtipliğine getirildi. Bu görevde iken, daha sonra açıkça muhalefet edeceği, dönemin önde gelen devlet adamları Âli ve Fuad paşalarla ilk kez karşı karşıya geldi. Fuad Paşa'nın sadrazam olması üzerine 1861'de saraydan uzaklaştırıldı; Kıbrıs, Amasya, Sam¬sun mutasarrıflıklarında bulundu.
Ziya Paşa Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye üyesi olarak İstanbul'a dönünce yönetime karşı basın yoluyla muhalefete girişti. Muhbir gazetesindeki yazıları Ali Paşa'nın tepkisini çekince yeniden İstanbul'dan uzaklaştırılmak istendi. Bunun üzerine Ziya Paşa yakın arka¬daşı Namık Kemal'le birlikte 1867'de Avru¬pa'ya kaçtı. Paris, Londra ve Cenevre'de ge¬çirdiği dört yıl boyunca yurtdışındaki Jön Türkler'le birlikte çıkardıkları Hürriyet gaze¬tesinde Âli Paşa'ya karşı muhalefeti sürdür¬düler. Ama Jön Türkler'in koruyucusu Mus¬tafa Fazıl Paşa'nın parasal desteğini çekme¬siyle muhalefet dağıldı. 1871'de Âli Paşa'nın ölmesi üzerine Ziya Paşa'nın da aralarında ol¬duğu bir grup Jön Türk yurda döndü.
Ziya Paşa 1871-76 arasında İstanbul'da çeşitli yüksek devlet görevlerinde bulundu. Abdülaziz'in 1876'da tahttan indirilmesinden sonra meşrutiyetin ilanına yönelik hazırlıklar sırasında Kanun-ı Esasi'yi (anayasa) hazırla¬yan kurulda görev aldı. Ama II. Abdülhamid'in tahta çıkmasından sonra İstanbul'da kalması sakıncalı görülerek Suriye valiliğine gönderildi. Ardından Konya ve Adana vali-liklerine atandı. Adana valiliği sırasında öldü.
Ziya Paşa Tanzimat edebiyatının öbür ku¬rucuları gibi gelenekle modernlik arasında kalmış gibidir. Şiirde Divan edebiyatının bi¬çim özelliklerine bütünüyle bağlıdır. Ama içerikte Tanzimat aydınlarının hürriyet, va¬tan, adalet, geri kalmışlık gibi ortak kaygıları¬nı, isteklerini dile getirir. 1868'de Hürriyet gazetesinde çıkan bir yazısında halk edebiya¬tının yeni doğacak çağdaş edebiyat için temel alınması gerektiğini savunmuş, ama hiçbir zaman bu yolda çaba harcamamıştır. Şiirleri ölümünden sonra Eş'ar-ı Ziya (1881) adıyla derlenmiş, yeni yazıyla da Ziya Paşa'nın Şiirleri (1960) başlığıyla yayımlanmıştır. Öbür yapıtları arasında Terci-i Bend Terkib-i Bend (1872), Arap, Fars ve Türk Divan şiirinin bir antolojisi niteliğindeki Harabat (1874), Âli Paşa'yı yeren Zafername (1868) ve Rüya (1910) sayılabilir. Ziya Paşa ayrıca Moliere' in Tartuffe adlı oyununu, Viardo'nun Endü¬lüs Tarihi'ni ve J.-J. Rousseau'nun Emile adlı yapıtlarım da Türkçe'ye çevirmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder