24 Ocak 2011 Pazartesi

YUNANCA,Eski Yunan Edebiyatı,Eski YunarTda Düşünür ve Tarihçiler,Günümüzde Yunanca ,


YUNANCA, Yunanistan'da konuşulan bir Hint-Avrupa dilidir. Klasik dönemin en önemli iki dili Yunanca ve Latince'dir. Yu¬nanca, Latince'den daha eski bir dildir ve Latin edebiyatı çoğunlukla Yunan edebiyatı¬na dayanır. Birçok ülkede, günümüzde artık konuşulmayan bu iki dili okullarda öğrenme olanağı vardır ve dilbilgisi kurallan bakımın¬dan birbirlerine benzerlik gösterdiklerinden Yunanca ve Latince çoğu zaman birlikte öğretilmektedir. Birçok bilgin çok eski tarih¬lerden kalma yazıtlara dayanarak, Yunanca' nın sağdan sola doğru yazılan daha eski bir dilden geliştiği görüşündedir. Oysa günümüz¬de daha iyi bilinen, sonraki dönemlere ait Yunanca yazılar soldan sağa doğru yazılır.
Latin alfabesinden farklı olan Yunan alfabe¬sinde toplam 24 harf vardır.Eski Yunanca'da birçok lehçe vardı. Bun¬lardan, Atinalılar'ın konuştukları Attika Yunancası'nın arı Yunanca olduğu düşünülmek-tedir. Hızla yayılarak Akdeniz çevresindeki birçok bölgede konuşulmaya başlayan Yu¬nanca, Makedonya Kralı Büyük İskender'in fetihlerinden sonra Anadolu ve Yakındoğu'ya kadar ulaştı. Sonraları, Roma İmparatorluğu döneminde Yunanca, tıpkı bugün birçok ül¬kede İngilizce ya da Fransızca'nın öğretilmesi gibi, aydınların öğrendikleri ikinci bir dil olarak kaldı.
İS 5. yüzyılda barbar akınları sonucunda Roma İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla Yunanca Avrupa'nın batısından 1.000 yıl kadar bir süre silinmekle birlikte, bugünkü İstanbul kentinde kurulu Bizans İmparatorlu¬ğu'nun resmi dili olarak devam etti. Osmanlı¬ların 1453'te İstanbul'u fethinden sonra bir¬çok Yunanlı bilgin batıya kaçarak Yunan kültürünü Avrupa'ya taşıdı. Böylece Avrupa' da Rönesans'ın başlamasıyla, Eski Yunan uygarlığının değerlerinin yeniden keşfedilme¬si önem kazandı. Gene de, bu dönemden sonra Avrupa'da Latince kadar rağbet görme¬yen Yunanca, Yunanistan'da ve Akdeniz'in doğusunda kalan ülkelerde konuşulan bir dil olarak kaldı.
Eski Yunan Edebiyatı
Eski Yunan'ın en büyük edebiyat yapıtları İlyada ve Odysseia adlı, destan tarzında yazıl¬mış uzun şiirlerdir. Her ikisinin de İÖ yakla¬şık 800'de şair Homeros tarafından yazıldığı kabul edilmekle birlikte, bunları inceleyen bazı uzmanlar bu destanların başka başka yazarların yapıtları olduğu kanısındadır. Sü¬rükleyici bir dille kaleme alınmış olan bu şiirlerde, savaşlar ve değişik ülkelere yolcu-luklar canlı bir dille betimlenmiş; insanlardan yana ve insanlara karşı olan tanrılardan söz edilmiştir.
Homeros'tan sonraki iki ya da üç yüzyıl boyunca şiirden başka hiçbir türde yapıt ortaya konmadı. Eskiden, kitap basım yön¬temlerinin bulunmasından önce koşuk dili düzyazıdan daha çok akılda kalıp aktarılabiliyordu. Yunanistan'daki kent devletleri öylesine küçüktü ki, şiir okunduğu zaman yurttaşla¬rın hepsi bir araya toplanıp bunu dinleyebili¬yorlardı.
İÖ 5. yüzyılda, Atina'da düzenli aralıklarla sahnelenen tiyatro oyunlarında Yunanca en zengin anlatım gücüne kavuştu. Aiskhylos, Sofokles ve Öripides'in yazdıkları trajediler, izleyenlerde acıma ve kendilerini oyun karakterleriyle özdeşleştirme gibi duygular uyandı¬ran ciddi konuları işliyordu. Bu trajedilerde, tanrıların insanların işlerine karışmalarıyla yazgıları değişen soylu erkek ve kadınların sürüklendikleri durumlar, iyi niyetli ve dürüst davransalar bile, felaketle sonuçlanıyordu. Sözgelimi, tanrısal yasalara ya da vicdanına uymak arasında bocalayan bir oyun kişisi, hangi yolu seçerse seçsin sonunda ya tanrılar ya da insanlar tarafından cezalandırılıyordu.
Devlet yönetimini eleştirme amacı taşıyan komedi türünde ise en büyük yazar Aristofanes'ti. Geçerliliğini yitiren ya da anlamsızlaşan bazı yönetim kararlarına halkın gülmesini sağlayan bu tür oyunlar bu kararların değişti¬rilmesine yol açıyordu.
Eski YunarTda Düşünür ve Tarihçiler
Eski Yunan'da düşünürler de doğa ve evren yasaları konusunda bilgi edinmeye çalışıyor¬lardı. Demokritos ve Leukippos adlı iki düşü¬nür günümüzden 2.400 yıl önce, yeryüzünde¬ki maddelerin atom adı verilen sonsuz sayıda küçük bölünemez öğeden oluştuğunu ileri sürmüşlerdi. Pisagor gibi başka düşünürler ise matematik alanında önemli buluşlar ortaya koydular. Arşimet matematik bilgisini mü¬hendislik alanına uygulayarak önemli başarı¬lar elde etti.
Herodot ve Thukydides gibi, tarih yazarları olarak ün kazanan Yunanlı düşünürler de vardı. "Tarihin babası" olarak anılan Herodot'un yapıtları yer yer düş gücüne dayansa da, onun en inanılmaz görünen öykülerinden bile bilimsel sonuçlar çıkartabilmektedir. Coğrafya alanında da Yerküre'nin Oheanos Irmağı'yla çevrili yuvarlak ve yassı bir yüzey olduğu ve ufuk çizgisini geçmeye kalkışan gemilerin sonsuz bir boşluğa düştükleri yolun¬daki eski inançları çürütmek için çalışmalar yürüten yazarlar vardı. Bu arada Hipokrat ile öğrencileri tıp biliminin ilkelerini belirliyorlardı. Günümüzde bile doktorlar Hipokrat Yemini ederek tıp mesleğine yakışan bir davranışa uyacaklarına ant içmektedirler.
Platon ve Aristo adlı iki ünlü düşünür insan yaşamı ve davranışı konusunda, her biri kendi farklı görüşleri çerçevesinde, sonraki felsefe¬lerin çoğuna temel oluşturan ilkeler öne sürdüler. Kendisi bilge bir kişiyken, alçakgö¬nüllü bir yaklaşımla başkalarıyla konuşup onların düşüncelerini irdeleyen ünlü düşünür Sokrat'ı tanıtan Platon'dur. Eski Yunan düşü¬nürleri insanlar için soylu davranış kuralları belirleyerek, birçok bakımdan Hıristiyan¬lıksın yaygınlaşması için gerekli ortamı hazır¬ladılar.
İÖ 4. yüzyıl aynı zamanda büyük söyleyicilerin yaşadığı bir dönemdi. Bunların en ünlü¬sü olan Demosthenes özellikle Büyük İsken¬der'in babası Makedonya Kralı II Philippos'a karşı yaptığı ateşli konuşmalarıyla hatırlanır.
Büyük İskender'in Pers İmparatorluğu'nu yıkmasından sonra kurulan yarı Yunan kral¬lıklarından birinin başkenti olan İskenderiye uzun bir süre Yunan kültürünün merkezi oldu. Şair Theokritos kent ve köy yaşamını yansıtan şiirlerini burada kaleme aldı. Ayrıca, Museviler'in uygar dünyaya dağılarak yaşa¬dıkları ve artık İbranice konuşmadıkları bu dönemde, bu kentte hüküm süren Mısır Kralı II. Ptolemaios'un buyruğuyla Eski Ahit Yunanca'ya çevrildi. Sonraları Yeni Ahit'in de yazıldığı dil olan Yunanca aracılığıyla Kutsal Kitap tüm Avrupa'ya yayıldı.
Günümüzde Yunanca
19. yüzyıl başlarında Yunan halkı bağımsızlı¬ğını kazanmaya çalışırken, topraklarında çok eskiden konuşulan klasik Yunanca'ya yeni¬den ilgi duymaya başladı. Bugün Yunanistandaki okul ve üniversitelerde modern Yunanca'nın yanı sıra Eski Yunanca da ayrı bir ders olarak okutulmaktadır.
Avrupa'da konuşulan bazı diller Yunanca kökenli birçok sözcük içerdiği gibi, bilimsel terimlerden çoğu da Yunanca kökenlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder