24 Ocak 2011 Pazartesi

YILAN,Su Yılanı,yılan türleri,Sıçan Yılanı,Kral yılan,ev yılanı


YILAN. Yılanlar gözkapakları ve bacakları bulunmayan, ince uzun gövdeli sürüngenler¬dir. Çok sayıda türden oluşan bu hayvanlar kutup bölgeleri dışında yeryüzünün hemen her yerinde yaşar. Ama büyük bölümü tropik bölgelere dağılmıştır. Havvai, İrlanda ve Yeni Zelanda'ya özgü yılan ise yoktur.
Yılanın uzun ve dar gövdesi pullu bir deriyle kaplıdır. Alt yüzeyindeki özelleşmiş pullar yerde kıvrıla kıvrıla ilerlemelerine yar¬dımcı olur. Geniş pullat ise arka kenarların¬dan yere bastırarak ve pürtüklü yüzeylerden destek alarak gövdeyi öne doğru itmeye yarar. Yılan bu hareket yöntemini hızlı git¬mek istemediği zamanlar kullanır. Kayarcasına hızlı ilerleyişte, gövdesini yanlara doğru kıvırır ve pullarından da yardım alarak taş ve bitki gibi destek noktalarını kullanır. Yılanlar hızla ilerleyebilmekle birlikte, koşan bir insa¬na yetişemez. Bu sürüngenler aynı zamanda iyi birer yüzücüdür.
Bütün yılanlar her yaşta deri değiştirir. Bu sırada gözlerini örten deri bile kopar. Derileri bir eldiven gibi tersyüz edilerek atılır ve altta yeni bir deri oluşur. Yılanlar yılda birkaç kez deri değiştirir.
Yılanların çoğu memeliler, kuşlar, kurba¬ğalar, balıklar, kertenkele ve öbür kelerlerle beslenir. Bazıları besin olarak yumurtaları, pek azı böcekleri seçer. Ama hiçbiri bitkiyle beslenmez. Yılanlar başlarından iri hayvanla¬rı yutabilir. Bunu başlarındaki kemiklerin yapısı ve eklemlenme özelliği sağlar. Baş ve çene kemiklerinin geniş hareket yeteneğinin yanı sıra, altçeneyi önden birleştiren esnek bir bağ vardır. Böylece yılanın ağzı avının iriliği¬ne göre genişleyebilecek bir özellik kazanmış¬tır. Keskin ve kıvrık dişleri avın hem yakalan¬masına, hem de bütün olarak yutulup boğaza doğru gönderilmesine yardımcı olur.
Bazı yılanların üst çenelerinde bir çift zehir dişi vardır. Bunların ya içi bir kanal oluştura¬cak biçimde boş ve ucu delik ya da bir yanı olukludur. Zehir bezlerinden gelen zehir bu dişlerin içinden ya da dış yüzeyindeki oluktan akarak ısırmayla açılan yaraya akıtılır. Zehir bezleri genellikle gözlerin alt gerisinde yer alır ve bir kanalla zehir dişine bağlanır.
Zehirli yılanlar zehirlerini, avlarını öldür¬menin yanı sıra kendilerini korumak için de kullanır. Öbür yılanların çoğu avlarını ya canlı canlı yutar ya da önce boğarak öldürür  Boğmak için kurbanlarının çevresine sıkıca dolanarak soluksuz kalmalarına yol açarlar. Yılanların birçoğu kurbanlarını ne sokabilen, ne de boğabilen, zehirsiz ve insanlar için zararsız hayvanlardır.
Yılanlar ancak tıslamaya benzer sesler çıka¬rır. Ayrıca çıngıraklı yılanların kuyruklarındaki kuru ve boynuzsu deri parçaları takırtılı bir ses yayar.
Yılan yumurtası parşömeni andıran yumu¬şak bir kabukla kaplıdır. Yumurtalar bazen çürümeye yüz tutan bitkisel maddelerin üzeri¬ne bırakılır. Burada oluşan ısı yumurtanın gelişmesine yardımcı olur. Bazı yılanlar çev¬resine çöreklendikleri yumurtalarını açılana kadar bekleyerek korur. Bazı türlerde ise yumurtalar dişinin içinde açılır ve yavrular kendi çabalarıyla dışarı çıkarlar. Kışları soğuk geçen bölgelerde yılanlar oyuklara ya da taş aralarına girerek kış uykusuna yatar.
Hindistan, zehirli yılanların büyük sorun oluşturduğu ülkelerden biridir. Burada kob¬ralar ve iri engerekler yaşar. Kobralarla akraba olan küçük karait evlerin yakınına sokulduğundan en tehlikeli yılanlar arasında¬dır. Karaitler çıplak ayakla dolaşmanın yay¬gın biçimde görüldüğü Hindistan'da her yıl çok sayıda insanın ölümüne yol açar.
Yılan Türleri
Afrika'da bulunan zehirli yılanlar arasında kobralar, kobraların ağaçlarda yaşamaya uyarlanmış akrabalarından mambalar ve bir¬çok engerek türü sayılabilir. Avustralya'da yaşayan yılanlardan taypanın zehri de çok güçlüdür. Piton ise avlarını boğarak öldürür. Pitonların akrabalarından boa daha çok Orta ve Güney Amerika'da yaşarken anakonda Amazon ormanlarındaki bataklıklarda ve akarsu boylarında görülür. Piton ve anakonda en iri yılan türleridir. Çıngıraklı yılanlar ise Amerika'nın en tanınmış zehirli yılanları ara¬sında yer alır. Bu paragrafta sözü edilen yılanlara ilişkin ayrıntılı bilgiyi ansiklopedide¬ki kendi maddelerinde bulabilirsiniz.
Güney ve Güneydoğu Asya'da bütün yılan familyalarının üyelerine rastlanır. Bu yılanla¬rın birçoğu Asya'nın öbür bölgelerinde ve Avrupa'da da bulunur. Avrupa zehirli yılan¬ların en az rastlandığı kıtadır. Avrupa'da görülen zehirli yılanların hepsi engerek grubundandır ve 10 kadar türden oluşur. Türki¬ye'de ise yedisi zehirli 30 dolayında yılan türü vardır.
Deniz yılanı, yılanlar için pek akla gelme¬yen bir ortam olan denizlerde yaşar. 50'yi aşkın deniz yılanı türü vardır. Bunların zehir dişi kobra ve mambalarda görüldüğü gibi önde bulunur. Gövdeleri yassı, kuyrukları kürek biçiminde, burun delikleri kapaklıdır. Gövdelerini yanlara doğru dalgalandırarak yüzerler. Büyük bölümü yumurtlamak yerine gelişmiş yavrular doğurduğundan üremek için kıyıya çıkma gereksinimi duymaz. Uzunlukla¬rı genellikle 1 metre dolayındadır. İçlerinde en irisi olan büyük deniz yılanı (Laticauda semifasciata) 2 metreyi aşabilir. Çoğu Doğu Afrika, Hindistan, Güneydoğu Asya veAvustralya kıyılarında yaşar. İçlerinden bir tür Madagaskar'dan Büyük Okyanus'a ve Orta Amerika'nın batı kıyılarına kadar yayıl¬mıştır. Genellikle balıklar ve balık yumurtalarıyla beslenirler. Bazılarının zehri kobranınkinden güçlüdür. Deniz yılanları derileri ve Japonya gibi bazı Uzakdoğu ülkelerinde eti için de avlanmaktadır.
Su Yılanı. Tatlı sularda yılanlara daha sık rastlanır. Ama bu yılanlar karada da kolayca hareket edebilir ve avlanabilirler. Eskidünya' da yaşayan türler yumurtlayarak ürediklerinden karaya daha çok bağımlıdır. En iyi bilinen tür olan bayağı su yılanı (Natrix natrix) Avrupa ve Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya kadar yayılmıştır. Uzunluğu bazen 1,5 metreyi aşsa bile genellikle 1 metre dolayındadır. Su yılanları zehirsizdir. Tehlike karşısında başını şişirir ve dışkılık bölgesinde¬ki bezlerden kötü kokulu bir sıvı salgılar. Balık ve kurbağa gibi avlarını ısırarak öldü¬rürler.
Kara Yılan. Birçok yılan türüne tümüyle ya da büyük ölçüde kara renkli olmasından ötürü kara yılan denmiştir. Türkiye'deki dağı¬lımı İzmir yöresinden başlayarak Akdeniz Bölgesi'ne ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nin batı, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güney kesimlerine kadar uzanan bayağı kara yılanın (Coluber jugularis) genel coğrafi dağılımı Kıbrıs ile Ortadoğu'nun büyük bir bölümünü kapsar. Uzunluğu 2 metreyi aşabilir. Türkiye' de yaşayan yılanların en uzun türüdür. Zehir¬siz olmakla birlikte insandan genellikle kaç¬maz ve tıslayarak kendini korumaya çalışır. Avustralya kara yılanı (Pseudeschis porphyriacus) akrabası olan kobra gibi zehirlidir.
Sıçan Yılanı. Besinlerini büyük ölçüde sı¬çan gibi kemiricilerden sağlayan 50 dolayında zehirsiz yılan türü sıçan yılanı adı altında toplanır. Sıkıca sarıldıkları avlarını boğarak öldüren bu yılanlar Asya, Avrupa'nın güneyi, Orta ve Kuzey Amerika'da yaşar, kendilerini savunurken kuyruklarını titretir, su yılanları gibi kötü kokulu bir sıvı çıkarır ve ısırmak üzere birden saldırıya geçebilirler. Hepsi de yumurtlayarak ürer. Genellikle güzel renk ve desenlerle bezelidirler. Uzunluğu 1,8 metreye ulaşabilen sarı sıçan yılanı (Elaphe quatuorli- neata) Avrupa'nın en iri yılanıdır. Bu tür İtalya'dan Türkiye, Kafkaslar ve İran'a kadar yayılmıştır.
Değişik adlarla tanınan birçok sıçan yılanı vardır. En iyi bilinenlerinden Asklepios yılanı {Elaphe lorıgissima) adını Eski Yunan ve Roma'da hekimlik tanrısı Asklepios'tan alır. Asklepios'un kutsal hayvanı sayılan bu yılan sağlık merkezi olarak kullanılan asklepieionlarda besleniyor, yaladığı hastaları iyileştirdi¬ğine inanılıyordu. Anadolu'daki yerleşim alanlarında sıkça görüldüğünden ev yılanı (Elaphe situla) denen tür de bir sıçan yıla¬nıdır.
Kral yılan, Kanada'nın güneydoğu kesimle¬rinden Ekvador'a kadar uzanan bölgede yaşa¬yan yedi yılan türünden oluşur. Yılan zehrin¬den etkilenmediği anlaşılan ve adını zehirli yılanları bile yiyebilmesinden alan bu yılanlar avlarını genellikle boğarak öldürür. Kral yılanların bazı türleri kırmızı, sarı ve siyah halkalarından ötürü yalancı mercan yılanı olarak da tanınır.
Mercan yılanı denen türler parlak ve yan yana gelen zıt renkleriyle dikkat çeker. Bu yılanların Amerika'da yaşayan bütün türleri kobrayla aynı familya içinde yer alır. Kobra¬dan farklı olarak, avlarını sokmak yerine, başından yakalayarak yutarlar. Bazılarının zehri soktuğu insanı yarım saatte öldürecek ölçüde güçlüdür. Mercan yılanlarının renk ve desenlerinin yırtıcılara karşı bir uyarı işlevi gördüğü sanılmaktadır. Ama bu hayvanların geceleri, düşmanlarının ise gündüzleri etkin¬lik göstermesi nedeniyle bazı bilim adamları ortaya çıkan renklenmenin bir uyarı işareti değil, yılanın tipik gövde çizgilerini bozan bir çeşit kamuflaj olduğunu öne sürmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder