PROPAGANDA,
iç ya da dış kamuoyunu belirli hedefler doğrultusunda etkilemek için, çeşitli yöntemler
kullanarak belli bir görüşü yayma çabasıdır. Bir ülkede hükümet ya da muhalefet
topluma kendi görüşlerini kabul ettirmek için propaganda yapar. Ayrıca, belirli
bir amaç uğruna ya da bir çıkarı gerçekleştirmek üzere bir araya gelmiş
gruplar da propagandaya başvurabilir.
Siyasal bir terim olan propagandanın çoğu kez bir
olumsuzluk içerdiği düşünülür. Örneğin bir demeç, "yalnızca
propaganda" diye nitelenerek dikkate alınmayabilir. Ama sözcüğün kendisi
ne olumlu, ne de olumsuz bir anlam taşır. Propaganda sözcüğü ilk kez, Katolik
Kilisesi'nce 1622'de, Hıristiyan inancının yayılması amacıyla oluşturulan bir
örgütün adında yer almıştı. Oysa, propaganda eylemi gerek dinsel, gerek
siyasal alanda çok eski dönemlerde de vardı.
Kitle
İletişim Araçlarını Kullanma
Propaganda yöntemleri
çağlar boyunca değişti. Basılmış belgeler ve vaazlar yerini siyasal
toplantılara, dinsel törenlere, kongrelere ve daha sonra da günümüzde
propagandanın en etkili araçları olan radyo ve televizyona bıraktı. Bugün
habercilik alanında kitle iletişim araçları o kadar güç kazanmıştır ki,
denetlenmeleri özel bir çaba gerektirir. Bazı ülkelerde radyo, televizyon,
basın gibi medyalar tümüyle devlete bağlıdır ve devletçe denetlenir.
İngiltere'de olduğu gibi, başka bazı ülkelerde de kitle iletişim araçlarının
bir bölümü devletindir, ama devlet ötekilerin içeriğini de denetler. ABD gibi
bazı ülkelerde ise kitle iletişim araçları doğrudan özel sektörün denetiminde
bir ticaret aracıdır ve reklamla beslenir. Radyo ya da televizyon aracılığıyla
propaganda yapmak isteyen parti ya da kuruluşlar, bu araçları kullandıkları
süre karşılığında para öder. Bu da parası çok olanlara daha fazla propaganda
olanağı sağlar.
Demokratik
ülkelerde yönetimlerin devlet denetimindeki iletişim araçlarıyla kendi propagandalarını
yapmaları olumlu karşılanan bir uygulama değildir. Bu gibi yönetimler yazılı
basını ve televizyonu daha çok halkı bilgilendirmek için kullanır. Ne var ki,
bilgi vermek ile propaganda yapmak arasındaki çizgi çoğu zaman belirsizdir. Bazen
bir hükümet, haber servisini kendi partisine destek sağlamak için de
kullanabilmektedir.
Propaganda, tarih boyunca
var olan siyasal ve toplumsal düzene karşı olanların elindeki temel silahlardan
biri olmuştur.
Sömürgeci
devletlere karşı bağımsızlıkları için mücadele eden ya da bir devletten ayrılarak
bağımsız devletini kurmak isteyen önderler büyük ölçüde propagandadan
yararlanırlar. Zorba yönetimler ya da diktatörler de, kendilerine karşı
olanları halkın gözünden düşürmek için propagandayı bir silah olarak
kullanırlar. Değişik zamanlarda ülkenin içinde bulunduğu koşullara göre
Yahudiler'e, göçmen ve azınlıklara, komünistlere karşı yoğun propaganda
yürütüldüğü görülmüştür.
Almanya'da
1930'larda Naziler gerek kendi ülkelerinde iktidara yürürken, gerek başka
ülkeler üzerindeki amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırken, propagandayı,
gerçekleri çarpıtarak insafsızca kullandılar. Propaganda bakanı olan Joseph
Goebbels, henüz televizyonun olmadığı bir dönemde radyo yayınlarını ve halk
toplantılarını Naziler'in çıkarlarına uygun bir biçimde yönlendirdi. II. Dünya
Savaşı boyunca (1939-45) Müttefikler bir karşı propaganda kampanyası açarak
atağa geçtiler. Bu kampanyada uçaklardan bildiriler atıldı ve radyo
yayınlarına ağırlık verildi. İngiliz radyo programları Avrupa'nın işgal
altındaki ülke halklarına direniş gücü vermeye, Almanların savaştaki kayıplarını
ve yenilgilerinin kaçınılmazlığını bildirmeye yönelikti. İngiltere bu açık
propagandaya ek olarak, gizli propaganda taktikleri de geliştirdi.
Ülkelerindeki durumlarından hoşnutsuzluklarını bildiren kişilerin açıklamalarını
içeren bu propaganda gerçekte Londra'da hazırlanıyor ve işgal altında olmayan
çeşitli merkezlerden yayınlanıyordu.
Radyo
Yayınları
II.
Dünya Savaşı'ndan bu yana dış ülkelere yönelik radyo yayınları, dünyanın başta
gelen ülkelerinin siyasal propagandalarında önemli bir rol oynamaktadır.
Yayınlarda, güncel haberler vermenin yanı sıra, açık propaganda yapılır.
Genellikle ABD ve SSCB kaynaklı olan bu yayınlar daha çok okuma yazma oranı
düşük olan ve kırsal alandaki halkın dış olaylarla ilişkisini sadece radyo
aracılığıyla sürdürdüğü azgelişmiş ülkelere yöneliktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder