26 Ocak 2011 Çarşamba

PEKİN


PEKİN ya da Pinyin yazılışıyla Beijing, Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkentidir. Kent, Mo¬ğolistan yaylalarına ve Mançurya'ya bağlanan anayolların yakınında, Kuzey Çin'in verimli ovalarının kuzey ucunda yer alır. Pekin, İÖ 12. yüzyıldan başlayarak değişik adlar altında önemini korumuştur. İS 1267'de Moğol Kağa¬nı Kubilay Han, kenti imparatorluğun baş¬kenti yaptı. Marko Polo 1275'te Pekin'e geldiğinde bu görkemli kente hayran kaldı. Moğollar bölgeden çıkarıldıktan sonra, Ming imparatorları başkentlerini Nanking'den (gü¬neyin başkenti), Pekin'e (kuzeyin başkenti) taşıdılar.
Mançular 1644'te Ming hanedanına son verdiler. Mançu hanedanı ülkeyi, Çin Cum¬huriyeti'nin kurulduğu 191 l'e kadar yönetti. Pekin 1928'e kadar başkent olarak kaldı. Bu tarihte Çin'in milliyetçi yönetimi kentin adını Peiping olarak değiştirdi ve başkenti Nanking'e taşıdı. Kent 1937-45 arasında Japonlar' ın yönetiminde kaldı. 1949'da milliyetçileri Tayvan'a süren komünist yönetim, kente yeniden Pekin adını vererek Çin Halk Cum¬huriyeti'nin başkenti ilan etti. Bütün bu deği¬şikliklere karşın, kent Marko Polo zamanın¬daki büyüleyici güzelliğini korudu.
Pekin'de yazlar çok sıcak, kışlar sert geçer. Hava, Gobi Çölü'nden ovaları aşarak gelen kumlar yüzünden kuru ve tozludur. Bu ne¬denle çoğu zaman bisiklete binenler ve yaya¬lar yüzlerine maske takarlar. Kubilay Han Pekin'i geniş bir alanda kurduğu için, birçok başka Çin kentinden farklı olarak Pekin'in geniş ana caddeleri vardır. Bu caddeler bo¬yunca sıralanan ağaçların ardındaki dükkân¬ların dış yüzleri renkli oyma ve kabartmalarla bezenmiştir. Otobüsler, troleybüsler, kamyo¬netler, az sayıda otomobil, at arabaları, katır¬lar ve yüz binlerce bisikletli caddeleri dol¬durur.
Pekin, kuzey-güney, doğu-batı doğrultu¬sunda birbiriyle dikine kesişen yollarıyla dört¬genlere ayrılır. Kentin bütün iç ve dış duvarla¬rı, duvar kapıları, tapınaklar, saraylar ve pazaryerleri bu düzene göre yerleştirilmiştir.
Kent, her ikisi de duvarlarla çevrili, kuzeyde¬ki Tatar Kenti ile güneydeki Çin Kenti'nden oluşur. Tatar Kenti kabaca kare biçimindedir. İçinde İmparatorluk Sarayı bulunan Yasak Kent burada yer alır. Eskiden sıradan Çinliler' in giremediği Yasak Kent, devrimden sonra herkese açık bir ulusal müze olmuştur. Avlu¬lar dizisiyle birbirine bağlanmış yapıların çatı¬ları parlak sarı kiremitlerle, merdivenleri beyaz mermerle kaplıdır. Yasak Kent'in dı¬şında, gezinti yerleri ve tapınaklarla çevrili bir dizi yapay göl bulunur. Buranın en ilginç yapıları arasında, kuzeyde Yazlık Saray, Cen¬net Tapınağı, Pekin Oteli ve tam ortada, dünyanın en büyük kent meydanı olan Tienanmen Meydanı sayılabilir. Modern Çin'in kurucusu Mao Çe Tung'un anıtmezarı mey¬danın merkezindedir. Aralarında, 5.000 kişi¬lik şölenlerin verilebildiği Büyük Halk Binası' nın da bulunduğu kamu binaları meydanın çevresinde yer alır.
Çinliler taş döşeli Tienanmen Meydanı'nda dolaşmaktan ve çeşitli uçurtmalar uçur¬maktan hoşlanırlar. 1 milyonu aşkın Çinli her yıl 1 Ekim'de burada toplanarak ülkenin ulusal bayramını kutlar. Ekim 1949'da başa geçen komünist yönetim park yapımı, sağlık hizmetleri ve sanayinin geliştirilmesi gibi alanlarda sağladığı hizmetlerle Pekin'in geliş¬mesine katkıda bulunmuştur. Yasak Kent'i güneydeki Çin Kenti'nin kapısına bağlayan geniş ana cadde boyunca modern hükümet yapıları yer alır. Geniş ve işlek caddelerden, kentin gürültü ve kargaşasından uzakta, dar sokakların iki yanındaki avlulu ve birbirine yapışık geleneksel evlerde sakin bir yaşam sürü¬lür. Son zamanlarda gittikçe gelişen konut yapımı, kente eklenen fabrikalar, banliyöler ve yeni parklarla Pekin daha da büyümüştür. Demiryolu araç ve gereçleri, makine parçala¬rı, elektronik aletler, tarım makineleri ve kimyasal maddeler üretimi kentin başlıca sanayileridir. Pekin aynı zamanda, üniversite¬leri ve bilimsel araştırma enstitüleriyle bir öğrenim merkezidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder