NAKIŞ, kumaş üzerine pamuk, keten, ipek
ya da metal iplik kullanarak iğneyle yapılan bir süsleme sanatıdır. Çok eski
zamanlardan beri elle yapılan nakış günümüzde yaygın olarak makineyle
yapılıyorsa da, el işi kadar değerli sayılmaz; elle yapılan iğne işleri ve
motifler kadar zarif ve güzel değildir.
Nakışın Tarihçesi
Eskiçağdan kalma mağara
resimlerinden anlaşıldığına göre, nakış ilk olarak giysileri bezemekte
kullanılmıştır. Pers, Asur ve Babil duvar resimlerinde el işiyle süslenmiş
giysiler görülür. Eski Mısırlılar da nakışta çok ustaydı; doğu uygarlıklarında
yüzyıllar boyunca çok ince el işleri yapıldı. Japonya'da ipek kumaş üzerine
doğa görünümleri işlenirdi. Çin nakışlarında parlak renkli ipliklerle insan ve
ejderha motifleri işlendikten sonra bu motiflerin dış çizgileri sırmayla yani
altın iplikle belirginleştirilirdi. Bizans'ta sivil ve dinsel giysiler, hatta
at koşumları bile nakışla süsleniyordu. 8. yüzyıldan sonra ikonalara tapanlara
karşı başlatılan şiddet hareketlerinden dolayı Bizanslı nakkaşlar İtalya'ya
sığındı ve böylece bu sanat Avrupa'da yayıldı.Nakış sanatı ortaçağda Avrupa'da
en parlak dönemini yaşadı. Ünlü İtalyan ve Hollandalı ressamlar zarif nakış
desenleri çizdiler. Bu dönemde en güzel nakışlar din adamlarının cüppelerini
süslemek için yapılıyordu. İtalya'da papazların giydiği cüppeler incili Bu el
işi örneğini 1742'de 10 yaşındaki bir kız yapmıştır. Kız çocukları nakış
öğrendiklerinde, bildikleri el işlerini göstermek için örnek yapmak
zorundaydılar. Kumaşa kendi adlarını ve yaşlarını, alfabedeki harfleri ve
sayıları, bazen de bir şiir dizesi işlerlerdi .nakışlarla
süslenirdi. Eşsiz bir nakış ustalığı mıştır. Sonraları varlıklı kişilerin
giysilerinde örneği olan ünlü Bayeux duvar halısı Fransa'da bu dönemde
yapılrişli nakışlar kullanıldı. Geçmişten günümüze
kalmış çok güzel bazı nakış
örnekleri bugün müzelerde sergilenmekte, bunun yanı sıra, eskiden yapılmış olan
çok ince nakışlar da kuşaktan kuşağa yinelenmektedir. Hesap işi, çin iğnesi,
fisto, antika, ajur, zincir, aplike bunların başlıcalarıdır.
Nakış Nasıl İşlenir
Güzel nakış yapmak büyük bir
dikkat ve hüner ister, ama ne kadar karmaşık olursa olsun bütün nakışların
temelinde bu işi seven herkesin öğrenebileceği birkaç basit iğne işi vardır.
Üzerine bir
desen basılmış ve hangi renk iplik kullanılacağı belirtilmiş keten tepsi örtüleri
ya da masa örtüleri çarşıda satılmaktadır. Acemilerin işe bunlarla başlaması
daha uygundur. Ayrıca kumaş üzerine geçirmek için kâğıda basılmış desenler ve
nakış işlemeyi öğreten kitaplar da vardır. Nakış işlerken sivri uçlu bir makas,
iğne ve iplikten başka bir şey gerekmez. Bazı nakışlar için kumaşı gergin
tutmaya yarayan bir gergef ya da kasnak kullanılır.
İplikler
kumaşın niteliğine göre ipek, keten, pamuk ya da yün olabilir. Desen ve
renkler de kumaşın özelliğine ve işlenecek parçanın nerede kullanılacağına
bağlı olarak seçilir.
Basit
nakışta dört temel iğne işi vardır.
Dolgu, sap işi ve iğneardı düz iğne grubuna girer. Basit zincir işi ve daha
karışık çeşitlerde zincir, battaniye işi ve
çeşitlerinde zikzak, rokoko gibi el işlerinde düğüm kullanılır. El işi örneklerinden yastık,
çanta, küçük masa örtüsü ya da giysi cepleri yapılabilir.
Türkler'de Nakış
Orta Asya Türkleri'nin kadın
giysilerinin ince ve gösterişli nakışlarla bezendiği bilinmektedir. Önce
göçebe yaşamı sürdüren Türkler'in çadırlarında, örtülerinde, hatta atlarının kolanlarında
nakışlar vardı. Doğu sanatının, özellikle Çin işlemelerinin etkisini taşıyan
Orta Asya Türk nakışlarından günümüze ulaşan örnek bulunmamakla birlikte, duvar
resimleri ve gezginlerin notları bu konuda bilgi sağlamaktadır.
Türkler
İslam'ı kabul etmeden önce işledikleri nakışlarda daha çok hayvan motifleri
kullanıyordu. Oysa İslam dini canlı varlıkların betimlenmesini yasakladığı için
daha sonra motifler doğadaki bitkilerden esinlenilerek yapıldı. Bu işlemelerin
özel bir dili vardı. Bir kökten yukarı doğru uzanan dallar, yapraklar ve
çiçeklerden oluşan hayat ağacı sağlıklı, mutlu ve kalabalık bir aileyi
simgelerdi. Bol çekirdekli karpuz, üzüm, nar gibi meyvelerse bereket
simgesiydi. 16. yüzyılda, Osmanlı Devleti'nin yükselme döneminde ipekçiliğin
gelişmesiyle ipekli ve süslü nakış sanatı önem kazandı. Türk işlemeciliğinde
eskiden kullanılan solgun renkler yerini canlı renklere bıraktı. Daha sonraki
yüzyıllarda batı etkisi altında kalan nakış sanatı eski sadeliğini yitirdi.
Motifler, karmaşıklaştı ve renkler çeşitlendi.
19.
yüzyılda sanayi üretiminin gelişmesi sonucu nakış sanatında gerileme gözlendi.
Bugün Topkapı Sarayı Müzesi'nde ve birçok Anadolu kentinin müzelerinde Türk
nakış sanatının özgün örneklerine rastlanır. Bunlardan bindallı üç eteklerde
görülen, kadife ve ipekli kumaşlara işlenen Maraş işi sırmalı nakışlar hünerli
ellerin ürünleridir. Ayrıca genç kız çeyizlerinde mendil, peşkir, yağlık,
bohça, yorgan ve yastık yüzlerinde de zarif işlemelere rastlanır. Ülkemizde
olgunlaşma enstitülerinde Türk nakış sanatının yaşatılması ve geliştirilmesi
için çalışmalar sürdürülmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder