5 Ocak 2011 Çarşamba

Ur,Tümör

 
Ur ya da tümör, bir hücre topluluğunun, vücutça tanımlanmış belirli amaçlar dışında ve çevredeki sağlıklı dokulara zarar verecek biçimde aşırı çoğalmasıyla oluşan anormal bir doku kütlesidir. Bu tanımın dışında kalan ve nedenleri bilinen herhangi bir şişlik ya da yumru, örneğin iltihaplanmaya ya da yaralan­maya bağlı şişlikler ur sayılmaz.
Ur oluşumunun temel nedeni, daha doğru­su hücrelerin denetlenemeyecek biçimde ço­ğalmasına yol açan etkenler henüz tam olarak bilinemiyor. Olağan koşullarda, büyümeye ve doku onarımına yönelik hücre çoğalması vü­cudun denetimi altındadır. Bitki ya da hayvan her canlı erişkinlik çağındaki normal boyutla­rına ulaştığında büyümesi durur. Aynı biçim­de, yaralanan dokuları onarmak için vücudun başlattığı hücre yapımı da iyileşme tamamla­nınca sona erer. Eğer normal büyüme ve onarım süreçleri vücudun denetiminden çıka­rak devam ederse, o zaman dokularda urlar oluşmaya başlar.
Hangi dokudan gelişirse gelişsin bütün ur­lar iyi huylu (selim) ve kötü huylu (habis) olmak üzere iki grupta toplanır. İyi huylu bir ur gelişmesini sonuna kadar aynı yerde sürdü­rür; dallanarak çevredeki dokulara yayılması ya da ilk kütleden kopan hücrelerin vücudun başka yerlerine atlayarak yeni urlar oluştur­ması söz konusu değildir. Oysa kanser denen kötü huylu urlar kan ya da lenf aracılığıyla bütün vücuda yayılır ve kanserleşen ilk doku­nun çok uzağındaki hiç beklenmedik yerlerde metastaz denen ikincil kanser odaklarının oluşmasına yol açar. (Ayrıca bak. Kanser.)
Deri, kas, kemik, salgıbezi gibi her tip dokuda iyi ya da kötü huylu urlar gelişebilir. Tıp dilinde bu urların, hangi dokudan kay­naklandığını belirten ayrı bir adı vardır. Ör­neğin salgıbezleri, deri ya da zarların kötü huylu urlarına karsinom, kas, kemik ve kıkır­dak dokusunun kötü huylu urlarına sarkom denir. İyi huylu urların en sık görülen örnek­leri ise derialtındaki yağ dokusu urları ile dölyatağındaki kas urlarıdır. Yağ dokusu urları sorun yaratmaz; ama kas urları çok büyüyerek çevresindeki organlara basınç yap­tığında ya da kanamalara yol açtığında sağlık açısından ciddi bir tehlike oluşturur.
Uzmanlar bir urun büyüklüğüne, yerine, gelişmesine ve kanserleşme eğilimi gösterip göstermediğine bakarak tedaviye gerek olup olmadığına karar verirler. Herhangi bir kanalı tıkamayan ya da çevresindeki dokulara basınç yapmayan küçük ve iyi huylu urlar genellikle kendi haline bırakılır. Sorun yaratan iyi huylu urlar ise genellikle ameliyatla alınır. Buna karşılık kötü huylu bir urun, yeri ve boyutları ne olursa olsun, çevredeki dokulara yayılma­dan önce mutlaka yok edilmesi gerekir. Bu­nun için urun büyüklüğüne, bulunduğu yere ve yayılma özelliklerine bağlı olarak ameliyat­la temizleme, ışın tedavisi (radyoterapi) ya da ilaç tedavisi (kemoterapi) uygulanır. Ama, ameliyat sırasında bile kanserli hücrelerin başka dokulara bulaşarak metastaz yapma olasılığı bulunduğundan, çoğu zaman sorunu kökünden çözmek için bu üç tedavi yöntemini birlikte uygulamak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder