RAGBİ,
futbola ve Amerikan futboluna benzeyen bir oyundur; yumurta biçiminde bir
topla oynanır. Ragbinin İngiltere'deki Rugby Okulu'nda 1823'te oynanan bir
futbol maçında bir öğrencinin, pas vermek ya da ayakla vurmak yerine, topu
kapıp koşmaya başladığında ortaya çıktığı kabul edilir. Topla koşmak daha
sonra oyunun kurallarından biri oldu.
Günümüzde Japonya, İtalya, Arjantin, Romanya ve Fiji
Adaları'nın da içinde olduğu toplam 50 ülkede amatör ragbi oynanmaktadır.
1893'te
İngiltere'nin kuzeyindeki 22 kulüp Ragbi Futbolu Birliği'nden ayrılıp 1922'de
Ragbi Futbolu Ligi adını alan Kuzey Ragbi Futbolu Birliği'ni kurdular. Ragbi
19. yüzyılın sonunda başta Fransa, Avustralya ve Yeni Zelanda olmak üzere başka
ülkelere yayıldı.
Amatör Ragbi
15'er
kişilik takımlar arasında oynanır. Topun yumurta biçiminde oluşu yuvarlak bir
toptan daha kolay tutulup fırlatılmasını sağlar. Topa ayakla da vurmak
serbesttir; ama top oval olduğu için beklenmedik bir yöne gidebilir.
Ragbi, uzunluğu 100 metreyi, genişliği de 69 metreyi
aşmayan bir alanda oynanır. Alanın iki kısa kenarının ortasında H biçiminde
kaleler yer alır. Kalenin açıklığı 5,6 metre, ortasındaki yatay direğin
yüksekliği ise 3 metredir. Kale çizgisinin gerisinde kale içi denen bir bölge
vardır. Topu karşı takımın kale içi bölgesine geçirerek yere değdiren oyuncu
bir "deneme" yapmış olur. Bu, 4 sayı değerindedir.
Her denemeden sonra, sayı alan takım kaleye şut çekme
hakkı kazanır. Vuruş oyun alanından ve topun kale içinde yere değdiği noktanın
tam karşısından yapılır. Vuruşu yapan oyuncu, topu yatay kale direğinin üzerinden
geçirmeyi başanırsa denemeyi "gol"e çevirmiş demektir. Gol 6 sayı
değerindedir. Her biri 3 sayı değerinde olan iki gol daha vardır. Biri alan
golüdür. Oyun süresince herhangi bir anda topu kaleden geçiren bir oyuncu bir
alan golü atmış olur. İkincisi penaltı golüdür. Takımlardan biri yanlış bir
davranışta bulunursa hakem oyunu durdurarak karşı tarafa bir penaltı vuruşu
hakkı verir. Karşı takım vuruşu kaleye doğru yapabilir. Atış başarılı olursa
bir penaltı golü atılmış olur.
Gollerin çoğu hava ya da yer vuruşuyla olur. Hava
vuruşu top elden bırakılıp yere değdiği anda yapılan vuruştur. Yer vuruşu ise
top yere konarak yapılır.
40'ar dakikalık iki devre halinde oynanan oyun,
takımlardan birinin alanın ortasında yaptığı yer vuruşuyla başlar. Topu
yakalayan oyuncu koşmaya başlar; pas verir ya da şut atarken karşı takım onu
durdurabilir. Topla ilerleyen oyuncuyu durdurmanın tek yolu onu tutup
düşürmektir. Düşürülen oyuncu elindeki top yere değdiğinde topu bırakmak zorundadır.
Yoksa takımı aleyhine penaltı verilir. Topu elinde tutan oyuncudan başkasını
tutmak ya da engellemek yasaktır. Oyuncu karşı takımın kalesine doğru koşarken
topu ancak kendi hizasında ya da arkasında bulunan bir arkadaşına atabilir.
Küçük hatalarda ve iki tarafın da topu ele geçiremediği
durumlarda hakem oyunu durdurup bir tür hava atışı yaptırır. Her iki takımın
sekiz ileri oyuncusu (forvetler) karşı karşıya gelerek önde üçer, arkada beşer
kişi olmak üzere ikişer sıralı bir "diziliş" oluştururlar. Böylece
ön sıralardaki oyuncuların arasında bir tünel oluşur. Diziliş yan adamı adı
verilen oyuncu topu bu tünelin içine atar. Öndeki sıranın ortasında duran
oyuncular topu ayaklarıyla çekip almaya çalışırlar. Bu sırada öteki oyuncular,
rakiplerinin topu kapmalarını engellemek için itişir. Topu yakalayan oyuncu
diziliş yan adamına verir. Bu oyuncu ya topu kapıp koşmaya başlar ya da bir
hücum başlatır.
Bir takım, sekiz forvet (dizilişi oluşturanlar) ve
yedi bekten oluşur. Forvetler topu kazanırsa bekler hücuma geçer. Topu kapan
karşı tarafsa, bekler savunmaya geçip karşı takımı engellemeye çalışırlar.
Top alanın yan çizgilerini aşarsa taça, yani oyun dışına
çıkmış sayılır. Taç atışını, dışarı çıkmadan önce topa en son dokunan takımın
rakibi kullanır. Oyunculardan biri topu taç çizgisinden dik açıyla 5 metre
ileri gidecek biçimde oyun alanına atar. Topun taça çıktığı yerde
"sıralanma" yapılır. Her takımdan en az ikişer forvet karşı karşıya
dizilir ve havaya doğru atılan topu sıçrayarak yakalamaya çalışırlar. Topu
kapan oyuncu ya orta sahaya doğru koşmaya başlar ya da bekleri harekete
geçirmesi için topu diziliş yan adamına verir.
Kendi kale çizgisine uzaklığı 22 metreden fazla olan
bir oyuncu topu ayakla taça gönderebilir. Taç atışı, topun taça gönderildiği
noktanın tam karşısında yapılır.
Topu kapan takım saldırıya geçtiği zaman geçerli olan
bir ofsayt kuralı vardır. Bu kurala göre, oyunculardan biri topu elinde tutan
ya da topa dokunan son adam durumundaki bir takım arkadaşının önünde kalırsa
ofsayt söz konusudur. Hücumdaki takımın oyuncuları, ofsayta düşmemek için topu
tutan arkadaşlarının arkasında dururlar.
Oyuncuların her yanlış hareketinde oyun durdurulmaz.
Hakem, karşı tarafın yanlışı lehine çevirip çevirmediğine bakar. Örneğin
oyunculardan biri kendisinden ileride bulunan bir takım arkadaşına pas
verdiğinde karşı takım onu durdurursa, hakem oyunun devam etmesine izin verir.
Bu duruma "avantaja bırakmak" denir.
Profesyonel Ragbi
Profesyonel
ragbide beklere daha çok hareket alanı sağlamak amacıyla iki forvet çıkarılarak
takımların oyuncu sayısı 13'e düşürülmüştür. İki ragbi türünde de oyun alanının
ve topun ölçüleri aynıdır. Ayrıca oyuncuların yerleşimleri ve hareketleri de
çok farklı değildir.
Sayı kazanma amatör ragbidekinden farklıdır. Bir
deneme 4, denemeden sonra gelse de gelmese de serbest vuruşla atılan normal bir
gol 2 sayıdır. Hava vuruşuyla atılan gol 1 sayı değerindedir. Denemenin ardından
başarılı bir vuruşla gelen gol amatör ragbide olduğu gibi gol sayılmaz, 4
sayılık bir denemedir. toplanır. Bayağı rakun (Procyon lotar) Kuzey ve Orta Amerika'da, yengeç yiyen
rakun (Procyon cancrivorous) Güney
Amerika'da yaşar.
Yaklaşık iri bir kedi büyüklüğünde olan bayağı rakunun
yüzü tilkiyi andırır ve gözlerinden siyah bir şerit geçer. Postu sık ve uzun
grimsi kahverengi tüylerden oluşur. Yengeç yiyen rakunun gövdesi daha iri,
bacakları daha uzun, tüyleri daha kısadır. Ama davranışları bakımından bayağı
rakuna çok benzer.
Rakunlar büyük ağaçların kalın dallarındaki kovuklarda
barınır. Gündüzleri gizlendikleri ağaçlardan yiyecek bulmak amacıyla geceleri
aşağıya inerler. İyi yüzücü olan rakunlar balık ve kurbağa avlar, mısır
tarlalarını ve kuş yuvalarını yağmalar, küçük hayvanları yerler. İlginç bir
davranışları da besinlerini yemeden önce suda yıkamalarıdır. Yeni doğan rakun
yavrularının gözleri kapalıdır. Yavrular yaklaşık bir yıl boyunca annelerinin
yanından ayrılmaz. Rakunlar kışın en soğuk dönemlerini uyuyarak geçirirler.
Orta ve Güney Amerika'da yaşayan kinkaju (Potos flavus) ile ABD'nin
güneyinden Güney Amerika'ya kadar yayılmış olan koatiler rakunların ilginç
akrabalarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder