28 Ocak 2011 Cuma

PİRE


PİRE. Pireler küçük, kanatsız, koyu kahve­rengi ve kan emici böceklerdir. Bir pire üç çift güçlü bacağının yardımıyla gövde uzunluğu­nun 200 katı uzaklığa sıçrayabilir. Küçük ve yuvarlak başmda yer alan ağız parçalarıyla, üzerinde yaşadığı memelilerin ve kuşların derisini delip kanını emer. Gövdesi yanlardan iyice yassılaşmıştır. Başının gerisinde ve göv­desinde sıralar halinde dikensi çıkıntılar bulu­nur. Gövdesinin biçimi sayesinde üzerinde yaşadığı hayvanın kılları ya da tüyleri arasın­da çok hızlı hareket edebilir. Gövdesindeki arkaya yatık çıkıntılar ise geriye doğru kay­masını engeller.
Dişi pireler yumurtalarını üstünde yaşadık­ları canlıların kılları arasına ya da yaşadıkları çevredeki, pislik ve artıklarla dolu korunaklı yarık çatlaklara bırakır. Böylece yumurtadan
çıkan larvalar besin sıkıntısı çekmez. Larvalar çok küçük ve beyaz tırtıllara benzer. Yeterin­ce beslenen larvalar bir tırtıl gibi çevrelerine koza örüp pupa evresine girer. Kozadan erişkin biçimini alarak çıkan pire artık kan emerek beslenmeye hazır bir asalaktır.
Pireler memeliler ve kuşların asalağıdır. Asalağın üstünde yaşadığı canlılara "konak" denir ve pirelerin birçok türü belli bir konakta yaşamayı yeğler. Örneğin Latince bilimsel adı Pulex irritans olan insan piresinin başlıca konağı insandır. Ama pireler sık sık bir konaktan öbürüne geçer ve etçil hayvanlar genellikle avladıkları hayvanlardan pire de alırlar.
Pireler bir konaktan öbürüne kolayca geçebildiklerinden ve kan emerek beslendiklerin­den, hasta olanlardan sağlıklı olanlara mikrop taşıyan tehlikeli hayvanlardır. Ortaçağda mil­yonlarca insanın ölmesine yol açan hıyarcık vebasının lağım faresi olarak da bilinen keme­lerin üzerinde yaşayan pirelerin ısırığıyla in­sanlara bulaştığı anlaşılmıştır. Kemelerin sayısı bir ölçüde azalmış olduğun­dan hıyarcık vebasına günümüzde ender ola­rak rastlanmaktadır: Ayrıca pireler tifüs ile tularemi ya da tavşan vebası adlarıyla tanınan hastalıklara yol açan mikropların taşıyıcıları arasındadır. Sayısı 1.600'ü bulan pire türlerin­den yalnızca küçük bir bölümü gerçekten tehlikelidir. Ama özellikle sıcak ülkelerde yaşayan bazı türler kan emdikleri konakların derisini tehlikeli biçimde örseleyerek şiddetli ağrılara neden olur ve açtıkları yaralar çeşitli mikropların vücuda girmesi için uygun bir ortam yaratır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder