Ana Sayfa Bilgi Bankası

22 Ocak 2011 Cumartesi

YOSUNLAR,Karayosunları,Suyosunları


YOSUNLAR. Nemli ağaç gövdelerinden ka¬yalıklara, kızgın çöllerden denizlere kadar çok çeşitli ortamlarda kadife gibi yumuşak katmanlar ya da sık öbekler oluşturarak büyüyen bitki benzeri canlılara genel olarak yosun denir. Ortak bir adla anılmakla birlik¬te, botanik açısından bunların bazısı gerçek bitki olarak kabul edilirken bir bölümü daha ilkel canlılar arasında sınıflandırılır. Bunlar¬dan gerçek bitkileri kapsayan gruba karayosunları, bitkiler gibi fotosentez yapabilen, ama öbür özellikleriyle ilkel sayılan canlıların grubuna ise suyosunları denir. Ayrıca, liken¬lere ve bazı üstün yapılı bitkilere de görünüm¬lerinin şaşırtıcı benzerliğinden ötürü yanlışlık¬la "yosun" dendiği olur.
Karayosunları
Bitkiler âleminin en basit yapılı üyeleri olan karayosunları (Bryophyta) sporlu bitkilerdir. Öbür yeşil bitkiler gibi klorofil içeren ve kendi besinini üretebilen bu bitkilerin dünya¬nın hemen her yerine dağılmış 25 bin kadar türü vardır. Adından da anlaşılabileceği gibi birkaç ayrıksı örnek dışında bu türlerin büyük bölümü karada yaşar. Karayosunları yapısal özelliklerine göre yaprak yosunları ve ciğer yosunları olarak ikiye ayrılır.
Yaprak yosunları genellikle dik bir gövde ve bu gövdenin çevresine sarmal olarak dizilmiş sivri uçlu minik yapraklardan oluşur.
Yastıksı öbekler halinde büyüyen bu bitki¬lerin boyları genellikle 10 santimetreyi aşmaz. Bununla birlikte, 30 santimetreye kadar uza¬yan bazı tropik türleri de vardır. Yaprak yosunları çiçeksiz bitkiler olduğu için çimlenip yeni bitkiler verebilecek tohumları yoktur. Bu yüzden üremeleri, başka bir deyişle yaşam çevrimleri iki evrede gerçekleşir: Birinci evre¬de, olgunlaşmış bir yaprak yosununun ince uzun saplarının ucunda bulunan sporkesesi çatlar ya da kapağı açılır ve rüzgârla çevreye yayılan sporlar çimlenerek gametofit denen bitkiciğe dönüşür; ikinci evrede, bu bitkiciğin ürettiği eşey hücrelerinin birleşmesiyle (yani spermanın yumurtayı döllemesiyle) yeni bir yaprak yosunu oluşur. Sporofit denen bu yeni bitki tümüyle erginleşince çevreye spor saç¬maya başlar, böylece olay yinelenir.
Nemli yerleri seven yaprak yosunları yük¬sek dağların doruklarında, sıcak ve çok nemli tropik ormanlarda, hatta kuzey kutup bölge¬sinde bile yetişebilir. Güneşe ve aşırı sıcağa dayanıklı türleri de vardır. Çıplak kayalık ya da kumlukların üzerine ilk yerleşen bitkiler genellikle yaprak yosunlarıdır. Rizoyit denen kök benzeri uzantılarıyla toprağı ve suyu tutarak hem aşınmayı geciktirirler, hem de toprağın nemli kalmasını sağlarlar.
Yaprak yosunlarının en önemli üyelerinden biri turbalık yosunlarıdır (Sphagnum). Turba¬lık yosunlarının yetiştiği göller ölü yosunların suyun dibine çöküp, yerini yenilerinin alması sonucunda giderek bitkisel artıklarla dolar. Zamanla sıklaşıp kalınlaşan bu ölü yosun katmanı "turba" denen organik birikintilere dönüşür. Turba oluşumu kömürleşme süreci¬nin ilk aşamasıdır.
Ciğer yosunları, kuzey kutup bölgesinden Antarktika'ya kadar her yerde rastlanabilen, hatta bazıları çöl ortamında, bazıları ise suda yaşamaya uyarlanmış en ilkel kara bitkileri¬dir. Genellikle nemli tropik bölgelerde yeti¬şirler.
Ciğer yosunlarının dallanmış, yassı gövdele¬ri vardır. Adını, bazı türlerde iyice yassılaşarak tıpkı bir karaciğer görünümüne bürünmüş yapraksı yapılarından alan bu yosunların eski¬den karaciğer hastalıklarını iyileştirebileceği¬ne inanılırdı. Yaprak yosunları gibi bu yosun grubunun da yaşam çevrimi biri eşeyli, öbürü eşeysiz iki evreden oluşur.
Ciğer yosunları doğada minik hayvanlara yiyecek ve barınak sağlamak, kütüklerin çü¬rümesini kolaylaştırmak, kayaların parçalanıp ufalanmasına yardımcı olmak ve toprağın aşınmasını azaltmak gibi önemli işlevler üst¬lenmiştir.
Suyosunları
Suyosunları ya da öbür adıyla algler ancak mikroskopla görülebilen tekhücreli canlılar¬dan metrelerce boylanabilen dev deniz yosun¬larına kadar değişik biçim ve boyutlara sahip ilkel canlılardır. Örneğin, durgun suların üze¬rinde oluşan yeşil köpük birikintileri hepini¬zin dikkatini çekmiştir ya da çoğunuzun aya¬ğına denizde yüzerken kaygan deniz otlan dolanmıştır. İşte günlük yaşantımızda sıkça rastladığımız bu canlılar suyosunlarıdır. Suyo¬sunları, adının çağrıştırdığı gibi yalnızca suda yaşamaz, karayosunları gibi duvarlarda, ka¬yalarda, ağaç gövdelerinde ve yeterli nem bulunan her yerde, hatta kaplumbağaların kabuklarında bile yaşayabilir.
Suyosunlarının görünümleri her ne kadar bitkiyi andırırsa da, gerçek gövdeleri, yaprak¬lan, kökleri ve çiçekleri yoktur. Buna karşı¬lık, yeşil renkli klorofil pigmenti içerirler ve kendi besinlerini üretebilirler.Ama bazı tür¬lerin içerdikleri öbür renk maddeleri (pig¬mentler) öylesine baskındır ki, klorofil görün¬mez hale gelir. Su yosunlan renklerine göre yeşil su yosunları, esmer su yosunları, kırmızı su yosunlan, altın su yosunlan gibi gruplara ayrılır. Örneğin, Kızıldeniz'in suyunun zaman zaman kırmızımsı görünmesinin nedeni kırmı¬zı su yosunlarıdır. Su yosunları eşeyli ya da hareketli sporlarla eşeysiz olarak üreyebilir.
YOSUNLAR 189
Su yosunlarının önemli bir bölümü denizler¬de yaşar. Bunların başlıcalarından biri esmer su yosunlandır. Biçimleri türden türe değişirse de, esmer su yosunları genellikle derimsi bir sapla kayalara tutunan, üzeri hava kesecikleriyle bezenmiş, uzun, yassı, sert organlara sahiptir ve keseciklerin yardımıyla su yüzeyi¬ne yakın olarak yüzer. Böylelikle de güneş ışınlarını alarak fotosentez yapar. Esmer su¬yosunlarının bazısı, örneğin Atlas Okyanusu' nun kıyı kesimlerinde yetişenler 6 metreye kadar uzarken Büyük Okyanus'taki bazı tür¬lerin boyu 65 metreyi aşar. Bu dev suyosunları Güney Okyanusu'nda uçsuz bucaksız sualtı ormanları oluşturur. Yeşil alglerin denizlerde yaşayan en yaygın üyelerinden biri denizmaruludur. Deniz kıyılarında ve kayaların üze¬rinde bulunan bu suyosunu, marul gibi kenar¬ları kıvırcık, ince, yarısaydam ve yeşil "yapraklarıyla" ayırt edilir. En çok sıcak sularda_ bulunan kırmızı suyosunları ise alımlı ve zarif biçimleriyle denizaltı yaşamına renk katar. İpliksi, tüysü ya da yassı olanları vardır. Renkleri içerdikleri pigmentlerin oranına bağlı olarak kırmızıdan maviye doğru değişir.
Suyosunlarının sayısız yararları arasında belki de en önemlisi denizlerdeki yaşama yap tıklan katkılardır. Fotosentez yoluyla kendi besinlerini üreterek bir yandan suya oksijen kazandırıp öte yandan da denizanası, karides gibi binlerce küçük deniz hayvanına besin sağlarlar. Suyosunlarını yiyerek besle¬nen bu hayvanlar da balıklara hatta balinalara yem olur. Buradan anlaşılabileceği gibi, de-nizlerdeki besin zincirinin en önemli halkası olan suyosunları olmasaydı, öbür üstün yapılı su canlılarının hiçbiri olamazdı.
Suyosunlarından çok çeşitli alanlarda ya¬rarlanılır. Örneğin, yüksek oranda potasyum içeren esmer suyosunları hem gübre olarak kullanılır, hem de iyi bir iyot kaynağıdır. Başta kırmızı suyosunları olmak üzere birçok suyosunu çeşidi öteden beri özellikle doğu ülkelerinde yiyecek olarak tüketilmektedir. Bazı kırmızı suyosunu türlerinden ise agar¬agar ya da kısaca agar denen, jelatinsi renksiz bir madde çıkarılır. Kozmetikten ilaç üretimi¬ne kadar çok çeşitli alanlarda kullanılan bu madde gıda sanayisinde de kıvam verici ola¬rak dondurma, çorba, jöle ve soslara katılır,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder